R.Gazete No: 32937
R.G. Tarihi: 25.6.2025
Danıştay Altıncı Daire Başkanlığından:
Esas No : 2025/329
Karar No: 2025/2966
KANUN YARARINA TEMYİZ EDEN: Danıştay Başsavcılığı - ANKARA
DAVACI : Mehmet Mermer
VEKİLİ: Av. Mehmet Ali Alan (E-tebligat adresi)
DAVALI: Savunma Sanayii Başkanlığı
VEKİLİ: Av. Gülen Jale Karakaş (E-tebligat adresi)
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: İstanbul İli, Tuzla İlçesi, Orhanlı Mahallesi, 8672 ada, 5 parsel sayılı taşınmazın Sabiha Gökçen Havalimanı doğal mania alanında kalmasına rağmen kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmazın değerine karşılık 26.250.000,00-TL tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 30/11/2022 tarih ve E:2021/2163, K:2022/2305 sayılı kararında; davanın uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamalarının yapılmadığı, kamulaştırılması ve her halde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığın kaldırılması şeklinde imar planı değişikliği yapılmadığı iddiasıyla mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin olarak açıldığı anlaşıldığından görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen 11.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ SÜLEYMAN HAFIZ KAPAN'IN DÜŞÜNCESİ: Danıştay Başsavcılığının kanun yararına temyiz isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY BAŞSAVCISI NEVZAT ÖZGÜR'ÜN DÜŞÜNCESİ: Adlî yargının görevli olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine ve davacı tarafından davalı idareye vekalet ücreti ödenmesine ilişkin olarak İstanbul 2. İdare Mahkemesince verilen 30/11/2022 tarihli ve E:2021/2163, K:2022/2305 sayılı kararın; vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının kanun yararına temyiz edilmesi talebiyle Danıştay Başsavcılığını bilgilendiren dilekçe üzerine konu incelendi:
2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesi ile yapılan atıf sebebiyle İdarî davalarda hükmedilecek yargılama giderleri hakkında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerinin uygulanması zorunlu olup, anılan Kanunun 326. maddesi uyarınca vekalet ücretini de içeren yargılama giderleri kural olarak davada haksız çıkan (aleyhine hüküm verilen) tarafa yükletileceğinden, yargılama giderlerinden sorumluluk haksız çıkan tarafın belli olduğu
yargılamanın bitiminde söz konusu olabilir. Bu itibarla, kural olarak esasa ilişkin nihai kararla birlikte yargılama giderlerine hükmedilebilir. Ancak, başka bir mahkemede davanın görülmesini gerektirmeyen derdesttik sebebiyle davanın reddine ilişkin nihaî bir kararla dava sona eriyorsa yargılama giderlerine hükmedilebileceği gibi davada haksız çıkılmış olup olmadığına bakılmaksızın Kanunun yargılama giderlerinin kime yükletileceğim belirlediği hallerde de (HMK m.101, m.253ve m.327) istisnaen yargılama giderlerine hükmedilebilir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri" başlıklı 331. maddesinin (2) numaralı fıkrasında "Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder." kuralına yer verilmek suretiyle görevsiz veya yetkisiz mahkemenin yargılama giderlerine hükmedemeyeceği, yargılama giderlerinin hangi tarafa yükletildiğinin esas hakkında verilen hükümle birlikte belirlenebileceği kabul edilmiştir. Davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi hâlinde davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edileceği ise istisnai bir durum olarak madde metninde belirtilmiştir.
Başka bir anlatımla, vekalet ücretini de içeren yargılama giderlerinin davada haksız çıkan tarafa yükletilmesi 326. maddenin âmir hükmü gereği olduğundan ve bir davada taraflardan biri ancak bir defa haklı çıkabileceğinden, bir davada birden fazla yargılama giderine hükmedilmesinin Kanunun benimsendiği esaslara aykırı olacağı kuşkusuzdur. Kanun maddeleri arasında çelişkiye yol açacak uygulamalara meydan vermemek için 326. maddede düzenlenen bir davada bir defa yargılama giderine hükmedilmesi ilkesine açıklık getirmek amacıyla görevli olmayan hiç bir mahkemenin yargılama giderine hükmedemeyeceğine ilişkin düzenleme 331. maddede yapılmıştır.
Öte yandan, 6100 sayılı Kanunun 114, maddesinin (b) bendinde yargı yolunun caiz olması, (c) bendinde ise mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayıldığından ve 115. maddesinde dava şartı noksanlığı mahkemece tespit edilirse davanın usulden reddine karar verileceği belirtildiğinden, yargı yolunun caiz olmaması ve mahkemenin görevli bulunmaması hâlinde verilecek kararlar arasında bir ayrım gözetilmemiştir. Her iki hâlde de davanın görüm ve çözümü bir başka mahkemenin görev alanına girdiği için esasen böyle bir ayrıma gerek bulunmamaktadır. Birinci hâlde başka yargı düzenine dahil bir mahkemenin, ikinci hâlde ise aynı yargı düzenine dahil bir mahkemenin görevli olmasının haklılık tespiti yapılmadan hükmedilemeyecek olan yargılama giderleri bakımından sonuca bir etkisinin bulunmadığı açıktır.
İster yargı yolunun caiz olmadığından isterse mahkemenin görevli olmadığından bahisle usulden ret kararı verilsin, her iki durumda da davanın esası hakkında hüküm kurulmadığından, hangi tarafın haklı bulunduğuna dair bir tespit kararda yer almayacaktır.
Kanunda tahdidi olarak sayılan istisnai hâller dışında haklılık tespiti yapılmadan yargılama giderlerine ve dolayısıyla yargılama giderlerinin bir parçası olan vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğinden, davanın esasını çözümlemeyen görevsizlik kararları üzerine davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde yargılama giderlerine o mahkemenin, yani hangi tarafın haklı olduğunu tespit eden mahkemenin hükmetmesi Kanunun lafzına ve amacına uygun olacaktır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 331. maddesinde görevsizlik kararının aynı veya farklı yargı kolunda yer alan mahkemelerce verilmesi bakımından bir ayrıma yer verilmediğinden, bu düzenlemenin aynı veya farklı yargı kollarına dahil mahkemelerce verilecek olan her türden görevsizlik kararlarını kapsadığının kabulü mahkemeye erişim hakkının ihlâline yol açılmaması bakımından gereklidir.
Nitekim, doktrinde görev uyuşmazlıklarının aynı yargı kolunda yer alan mahkemeler arasında ortaya çıkan " dar anlamda görev " ve farklı yargı kollarında yer alan mahkemeler arasında ortaya çıkan " geniş anlamda görev" uyuşmazlıkları olmak üzere İkiye ayrıldığı, geniş anlamda görev itirazına "yargı yolu itirazı" da denildiği ileri sürülmesine ve bu görev uyuşmazlıkları hukuki nitelikleri itibarıyla birbirlerinden farklı olmasına rağmen11 yargı yolu " kavramı yerine hem doktrinde ve hem de yargı kararlarında " görev11 kavramı kullanılmakta, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesinde adlî ve İdarî yargı mercileri tarafından verilen görevsizlik kararlarından söz edilerek yargı yolu itirazı üzerine verilecek kararın da görevsizlik kararı olacağı vurgulanmaktadır.
İki ayrı yargı koluna dahil mahkemelerce verilerek kesinleşen görevsizlik kararlarıyla vekalet ücretine hükmedilmesi ve bu şekilde ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığı üzerine Uyuşmazlık Mahkemesince görevli kılman mahkemece davada haklı çıkan lehine vekalet ücreti takdir edilmesi durumunda bir davada üç vekalet ücretine hükmedilmesi sonucunun ortaya çıkacağı ve bunun davanın taraflarına aşırı külfet yükleyen bir uygulama olması sebebiyle adil yargılanma hakkının ihlâline yol açacağı hususunda tereddüt bulunmamaktadır.
Bu itibarla 6100 sayılı Kanunun 331. maddesinin tatbiki sırasında adîl yargılanma hakkına ilişkin ilkeler ve maddenin amacı gözetilmek suretiyle tarafların mahkemeye erişiminin zorlaştırılması sonucunu doğuracak yorumlardan kaçınılarak yargı yolu bakımından görevsizlik karan verilmesi sebebiyle vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekir.
Dosyanın incelenmesinden, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan kanuna göre görevli olan mahkemenin, yargılama aşamasında yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü gereğince görevsiz hâle gelmesi nedeniyle görevsizlik kararı verildiği ve davalı yararına vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmaktadır.
Kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesinin 3. fıkrasında "Kanunlar gereği gönderme, yeni mahkemeler kurulması, iş bölümü itirazı nedeniyle verilen tüm gönderme kararları nedeniyle görevsizlik, gönderme veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda avukatlık ücretine hükmedilmez." kuralına yer verildiğinden, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan kanuna göre görevli olan mahkemenin sonradan çıkan yeni bir kanun hükmü gereğince görevsiz hâle gelmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmesinden dolayı davacı aleyhine Tarifenin bu hükmüne göre de vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği kuşkusuzdur.
Açıklanan nedenlerle, davanın görev yönünden reddine ve davacı tarafından davalı idareye vekalet ücreti ödenmesine ilişkin olarak İstanbul 2. İdare Mahkemesince verilen 30/11/2022 tarihli ve E:2021/2163, K:2022/2305 sayılı kararın vekâlet ücretine ilişkin hüküm fıkrası yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade ettiğinden, kanun yararına temyizen incelenerek bozulması 2577 sayılı Kanunun 51. maddesi uyarınca talep olunur.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı tarafından, İstanbul İli, Tuzla ilçesi, Orhanlı Mahallesi, 8672 ada, 5 parsel sayılı taşınmazın Sabiha Gökçen Havalimanı doğal mania alanında kalmasına rağmen kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla taşınmazın değerine karşılık 26.250.000,00-TL tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.
İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 30/11/2022 tarih ve E:2021/2163, K:2022/2305 sayılı kararıyla davanın görev yönünden reddine ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen 11.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmiş ve bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesi ile atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yargılama giderlerinin kapsamı" başlıklı 323. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendinde; vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri kapsamında sayılmış, "Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri" başlıklı 331. maddesinde "(1) Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. (2) Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder. (3) Davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hâllerde yargılama giderleri davacıya yükletilir." hükmüne yer verilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun Ek 1. maddesinin 1. fıkrasında; "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programlan veya İmar uygulamaları yapılır ve bütçe İmkânları dâhilinde bu taşınmazlar İlgili idarelerce kamulaştrılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde İmar planı değişikliği yapılır/yaptırılır.'1 hükmüne yer verilmiş, aynı fıkraya 26/11/2022 tarih ve 32025 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 3. maddesiyle "Bu süre içinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davalar, adli yargıda görülür." şeklindeki cümle eklenmiştir.
2577 sayılı Kanunun 51. maddesinde ise "İdare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar ile istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenler, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabilir.
Temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde karar, kanun yararına bozulur. Bu bozma kararı, daha önce kesinleşmiş olan merci kararının hukuki sonuçlarını kaldırmaz.
Bozma kararının bir örneği ilgili bakanlığa gönderilir ve Resmi Gazete'de yayımlanır." kuralına yer verilmiştir.
İdare Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte olan 03/02/2022 tarih ve 31942 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesinin 3. fıkrasında "Kanunlar gereği gönderme, yeni mahkemeler kurulması, iş bölümü itirazı nedeniyle verilen tüm gönderme kararları nedeniyle görevsizlik, gönderme veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda avukatlık ücretine hükmedilmez" hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yargılama giderlerinin kapsamı" başlıklı 323. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendinde; vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri kapsamında sayılmış, "Yargılama giderlerinden sorumluluk" başlıklı 326. maddesinin 1. fıkrasında; kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği düzenlenmiştir.
Bilindiği gibi, yargılama sonucu bir kimseye yargılama giderlerinin yüklenmesinin nedeni, o kimsenin dava açmak suretiyle karşı tarafın gider yapmasına neden olmuş olmasıdır.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesinin 3. fıkrasında, Kanunlar gereği gönderme, yeni mahkemeler kurulması, İş bölümü itirazı nedeniyle verilen tüm gönderme kararları nedeniyle görevsizlik, gönderme veya yetkisizlik karan verilmesi durumunda avukatlık ücretine hükmedilmeyeceği öngörülmüştür.
Dosyanın incelenmesinden, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan kanuna göre görevli olan İdare Mahkemesince, yargılama aşamasında yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü gereğince görevsiz hale gelmesi nedeniyle görevsizlik kararı verildiği ve davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedildiği ve bu kararın temyiz edilmemesi nedeniyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; davanın açıldığı tarihte görevli bulunan bir mahkemenin sonradan çıkan bir yasa ile görevsiz hale gelmesi üzerine verilecek görevsizlik kararında, davacı aleyhine vekalet ücreti yükletilmesine hukuken olanak bulunmadığından, İdare Mahkemesince davanın görev yönünden reddine karar verilmesi üzerine davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uyarlık görülmediğinden, İdare Mahkemesi kararının davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının kanun yararına bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Nitekim, Dairemizin yerleşik hale gelmiş kararları İle Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 03/04/2014 tarih ve E:2011/866, K:2014/1428 ve 10/02/2014 tarih ve E:2011/459, K:2014/299 sayılı kararları da "davanın açıldığı tarihte görevli bulunan bir mahkemenin sonradan çıkan bir yasa ile görevsiz hale gelmesi üzerine verilecek görevsizlik kararında, davacı aleyhine avukatlık ücreti yükletilmesine hukuken olanak bulunmadığı" yönündedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Danıştay Başsavcılığının kanun yararına temyiz İsteminin KABULÜNE,
2. İstanbul 2. idare Mahkemesinin 30/11/2022 tarih ve E:2021/2163, K:2022/2305 sayılı kararının, davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesin ilişkin kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca, hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
3. Kararın birer örneğinin taraflara ve Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve bu kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasına, 26/05/2025 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
----------o----------