R.Gazete No: 32874
R.G. Tarihi: 18.4.2025
Danıştay Onüçüncü Daire Başkanlığından:
Esas No:2024/3354
Karar No:2025/150
KANUN YARARINA TEMYİZ EDEN : Danıştay Başsavcılığı-ANKARA
DAVACI : ...
VEKİLİ i Av. ... (E-Tebligat)
DAVALI Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı (E-Tebligat)
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığınca 16/11/2023 tarihinde gerçekleştirilen "245 arsanın 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'a göre satışına" ilişkin ihalenin Malatya ili, Battalgazi ilçesi, Bahçebaşı Mahallesi, 379 ada, 9 parsel sayılı taşınmaza yönelik kısmının iptali ve teminat bedelinin iadesi istemiyle idareye yapılan başvurunun zımnen reddine dair işlemin iptali ile uğranılan zararın şimdilik 1.000,00-TL'lik kısmının kanuni faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Ankara 14. İdare Mahkemesince Verilen 03/01/2024 tarih ve E:2023/2330, K:2024/16 sayılı kararda; ihale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden aday veya istekli ile istekli olabilecekler tarafından açılacak davalarda, ihale süreci ile ilgili olarak idari davaya konu olabilecek işlemin, ihalenin başlangıcından sözleşmenin imzalanmasına kadar olan süre içerisinde ihale makamı tarafından tesis edilen işlemlerin değil, bu işlemlere karşı, 4734 sayılı Kamu ihale Kanunu'nda öngörülen usullere göre ihaleyi yapan idareye yapılacak şikayet başvurusundan sonra, Kamu İhale Kurumuna yapılacak itirazen şikayet başvurusu sonucu Kamu İhale Kurulu tarafından tesis edilecek işlem olduğu;
Dosyanın incelenmesinden, 16/11/2023 tarihli arsa müzayedesi neticesinde Malatya ili, Battalgazi ilçesi, Bahçebaşı Mahallesi, 379 ada, 9 parsel sayılı taşınmaza ilişkin ihalenin davacının uhdesinde bırakıldığı, ancak yapılan ihalenin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'na aykırı olduğundan bahisle 21/11/2023 tarihinde idareye ihalenin iptali ve teminat bedelinin iadesi istemiyle başvuru yapıldığı, başvurunun zımnen reddine dair işlemin iptali ve maddi zararın -fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak koşulu ile-şimdilik 1.000,00-TL'lik kısmının dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı;
Bu itibarla, Kamu İhale Kurumuna yapılacak itirazen şikayet başvurusu üzerine Kamu İhale Kurulu tarafından verilecek nihai kararın dava konusu edilmesi gerekirken, davacı tarafından 21/11/2023 tarihinde davalı idareye yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine bu işlemin iptali ve uğranılan zararın tazmini istemiyle idari başvuru yolu tüketilmeden açıldığı anlaşılan davanın idari merci tecavüzü nedeniyle esasının incelenmesine imkan bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendi ile 15. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca dava dilekçesinin Kamu İhale Kurumuna tevdiine karar verilmiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ FURKAN TURANIN DÜŞÜNCESİ: Danıştay Başsavcılığının kanun yararına temyiz isteminin kabul edilerek, İdare Mahkemesi kararının 2577 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca, hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere kanun yararına bozulması gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY BAŞSAVCISI NEVZAT ÖZGÜR'ÜN DÜŞÜNCESİ: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığınca 245 arsanın 6306 sayılı Kanun'a göre gerçekleştirilen satış ihalesine katılan ve Malatya İli, Battalgazi İlçesi, Bahçebaşı Mahallesi, 379 ada, 9 nolu parselde kayıtlı taşınmaza ilişkin ihale uhdesinde kalan davacı tarafından; ihalenin iptali ve teminat bedelinin iadesi istemiyle idareye yapılan başvurunun zımnen reddine dair işlemin iptaline ve uğradığı zararın şimdilik 1.000 TL'lik kısmının yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; idari merci tecavüzü nedeniyle dava dilekçesinin Kamu İhale Kurumuna tevdiine ilişkin olarak Ankara 14. İdare Mahkemesince verilen 03/01/2024 tarihli ve E:2023/2330, K:2024/16 sayılı kararın, kanun yararına temyiz edilmesi talebiyle Danıştay Başsavcılığını bilgilendiren dilekçe üzerine konu incelendi.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dilekçeler üzerine ilk inceleme" başlıklı 14. maddesinin 3. fıkrasının (b) bendi uyarınca dava dilekçesinin idari merci tecavüzü yönünden de incelenmesi ve idari merci tecavüzü bulunduğunun anlaşılması hâlinde 15. maddenin 1. fıkrasının (e) bendi uyarınca dava dilekçesinin görevli idare merciine tevdiine karar verilmesi gerektiğinden, "idari merci tecavüzü" kavramının açıklığa kavuşturulması ve 6306 sayılı Kanun'a göre gerçekleştirilen ihalenin iptaline ilişkin davada merci tecavüzü bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
"İdari işlemlerden bir bölümü öncelikle idari itiraz konusu yapılmadıkça idari yargı yeri önüne getirilemez. Bu işlemlere karşı kanunlarda gösterilen idari itiraz mercileri atlanmak suretiyle doğrudan doğruya dava açıldığında "idari merci tecavüzü" denilen usulsüzlük ortaya çıkar. Bu halde idari yargı yerince davaya bakılamaz ve dava dilekçesinin "görevli idare merciine tevdii" zorunluluğu doğar." (YENİCE Kazım, ESİN Yüksel, Açıklamalı-İçtihatlı-Notlu İdari Yargılama Usulü, 1983, s. 442)
: "2577 sayılı Kanun'un 11. maddesinde belirtilen idari ve hiyerarşik başvuru ilgililerin isteğine bağlı bulunduğu halde, "merciine itiraz" idari yargı yerinde dava açılabilmesi için ön koşul niteliğini taşımaktadır. Bu nitelikteki işlemler, kanunda öngörülen mercinin değerlendirmesine sunulmadığı sürece dava konusu edilemez. Bu nedenle, idari merci tecavüzünün varlığı kabul edilerek, dava dilekçesinin görevli idari mercie tevdiine karar verilebilmesi için; öncelikle ortada, kesin ve yürütülmesi gerekli bir idari işlemin bulunması; bu işlemin idari yargı yerinde açılacak idari davaya konu edilebilmesinin ilgili mevzuatta, öncelikle, bir idari itiraza veya başvuruya konu edilmiş olmasına bağlı kılınmış olması; idari davanın, ilgili mevzuatta ön koşul olarak öngörülen idari itiraz veya başvuru yolu atlanarak doğrudan doğruya açılmış olması; ayrıca davanın, idari itiraz veya başvuru için ilgili mevzuatta aranan süre içinde açılmış olması gerekmektedir." (CANDAN Turgut, İdari Yargılama Usulü Kanunu, 2015, s.573-574)
4734 sayılı Kamu ihale Kanunu'nun 2. maddesinde; bu Kanun kapsamındaki idarelerin kullanımında bulunan her türlü kaynaktan karşılanan mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalelerinin bu Kanun hükümlerine göre yürütüleceği belirtilmiş, 53. maddesinde "İhalenin başlangıcından sözleşmenin imzalanmasına kadar olan süre içerisinde idarece yapılan işlemlerde bu Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun olmadığına ilişkin şikayetleri inceleyerek sonuçlandırmak." bu Kanuna göre yapılacak ihaleler ile ilgili olarak Kamu İhale Kurumuna verilen görev ve yetkiler arasında sayılmış, 54. maddesinin 1. fıkrasında; "İhale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden aday veya istekli ile istekli olabilecekler, bu Kanunda belirtilen şekil ve usul kurallarına uygun olmak şartıyla şikayet ve itirazen şikayet başvurusunda bulunabilirler.", 2. fıkrasında; "Şikayet ve itirazen şikayet başvuruları, dava açılmadan önce tüketilmesi zorunlu idari başvuru yollarıdır." 57. maddesinde ise; "Şikâyetler ile ilgili Kurum tarafından verilen nihai kararlar Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerinde dava konusu edilebilir..." kuralına yer verilmiştir.
4734 sayılı Kanun hükümlerine göre gerçekleştirilen ihalelerle ilgili olarak açılacak idari davalara konu olabilecek işlemler, ihaleyi tertip eden idareler tarafından tesis edilen işlemler değil, bu işlemlere karşı yapılacak şikâyet başvurusundan sonra Kamu İhale Kurumuna yapılacak itirazen şikâyet başvurusu sonucunda Kamu İhale Kurulu tarafından verilecek kararlardır.
4734 sayılı Kanun'a göre yapılan ihaleler hakkındaki şikayet ve itirazen şikayet başvuruları dava açılmadan önce tüketilmesi zorunlu İdarî başvuru yolları olduğundan, bu başvurular yapılmadan dava açılması hâlinde "idari merci tecavüzü" söz konusu olacağı için dava incelenemeyeceğinden, dava dilekçesinin görevli idare merciine tevdiine karar verilmesi gerekir.
Dava konusu ihalenin hukukî dayanağını oluşturan 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un 6. maddesinin 5. fıkrasının (e) bendinde; Hazine mülkiyetinde olup bu Kanun kapsamında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığına devredilen taşınmazları, Kanun kapsamında Başkanlıkça kamulaştırılan taşınmazları ve yürütülen uygulamalar neticesinde Başkanlık payına düşen taşınmazları kiralamaya ve satmaya Başkanlığın yetkili olduğu, Kanun kapsamında Başkanlığın tasarrufuna geçen taşınmazlardan hak sahiplerine verilecek olanlar dışındaki taşınmazların kiralanması ve satışının 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerinden istisna olduğu, 9. fıkrasında ise bu Kanun uyarınca tesis edilen idari işlemlere karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde 2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu uyarınca dava açılabileceği kurala bağlanmış, dava açılmadan önce herhangi bir idari mercie başvuruda bulunulmasını zorunlu kılan bir hüküm bu Kanunda yer almamıştır.
Satış şartnamesinde 6306 sayılı Kanun'a göre gerçekleştirileceği belirtilen dava konusu ihale; kamu harcaması yapılmasını gerektiren ihalelere ilişkin idari usulü düzenleyen 4734 sayılı Kanun'a tâbi olmayıp gelir getirici bir ihale olduğundan ve 6306 sayılı Kanun'da dava açılmadan önce idari başvuru yapılmasını zorunlu kılan bir hükme yer verilmediğinden, ihalenin iptali ve teminat bedelinin iadesi istemiyle ihaleyi tertip eden idareye 2577 sayılı Kanun'un 11, maddesi uyarınca yapılan başvurunun reddi üzerine açılan davada idari merci tecavüzünden bahsedilemeyeceği açıktır.
Öte yandan, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'na göre yapılan ihaleler dışındaki ihalelerle ilgili herhangi bir görev ve yetkisi olmayan Kamu İhale Kurumuna 6306 sayılı Kanun'a göre yapılan ihaleyle ilgili başvuru yapılamayacağı kuşkusuzdur.
Bu itibarla, Kamu İhale Kurumuna itirazen şikayet başvurusunda bulunularak Kurul tarafından verilecek nihai kararın dava konusu edilmesi gerektiğinden bahisle böyle bir başvuru yapılmadan açılan davada idari merci tecavüzü bulunduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin Kamu İhale Kurumuna tevdiine ilişkin olarak verilen kararda usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Ankara 14. İdare Mahkemesinin 03/01/2024 tarihli ve E:2023/2330, K:2024/16 sayılı kararının niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade etmesi nedeniyle kanun yararına temyizen incelenerek bozulması 2577 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca talep olunur.
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY:
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığınca, 16/11/2023 tarihinde gerçekleştirilen 245 arsanın 6306 sayılı Kanun'a göre satışına ilişkin ihalenin Hâzineye ait olan Malatya ili, Battalgazi ilçesi, Bahçebaşı Mahallesi, 379 ada, 9 parsel sayılı taşınmaza yönelik kısmı davacının uhdesinde bırakılmıştır.
Davacı tarafından, ihale şartnamesinde hukuka aykırılıklar bulunduğu, ihale konusu yerin işgalli olduğu ve Hazine ile şagil arasında muaraza bulunduğundan bahisle, ihalenin iptal edilmesi ve yatırmış olduğu 120.000,00-TL teminatın tarafına iade edilmesi istemiyle 21/11/2023 tarihinde idareye başvuruda bulunulmuştur. Anılan başvuru idare tarafından zımnen reddedilmiştir.
Bunun üzerine, zımnen ret işleminin iptali ile uğranılan zararın şimdilik 1,000,00-TL'lik kısmının kanuni faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinde, "Dilekçeler, Danıştayda daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından:
b) İdari merci tecavüzü,
yönlerinden sırasıyla incelenir. 15. maddesinde, "Danıştay veya idare ve vergi mahkemelerince yukarıdaki maddenin 3'üncü fıkrasında yazılı hususlarda kanuna aykırılık görülürse, 14'üncü maddenin;
e) 3/b bendinde yazılı halde dilekçelerin görevli idare merciine tevdiine,
Karar verilir. 51. maddesinde, "(1) İdare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar ile istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenler, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabilir.
(2) Temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde karar, kanun yararına bozulur. Bu bozma kararı daha önce kesinleşmiş olan merci kararının hukukî sonuçlarını kaldırmaz.
(3) Bozma kararının bir örneği ilgili bakanlığa gönderilir ve Resmî Gazete'de yayımlanır." kurallarına yer verilmiştir.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 2. maddesinde, bu Kanun kapsamındaki idarelerin kullanımında bulunan her türlü kaynaktan karşılanan mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalelerinin bu Kanun hükümlerine göre yürütüleceği belirtilmiş; 53. maddesinde, "İhalenin başlangıcından sözleşmenin imzalanmasına kadar olan süre içerisinde idarece yapılan işlemlerde bu Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun olmadığına ilişkin şikayetleri inceleyerek sonuçlandırmak" bu Kanuna göre yapılacak ihaleler ile ilgili olarak Kamu İhale Kurumuna verilen görev ve yetkiler arasında sayılmış; 54. maddesinin birinci fıkrasında, "İhale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden aday veya istekli ile istekli olabilecekler, bu Kânunda belirtilen şekil ve usul kurallarına uygun olmak şartıyla şikayet ve itirazen şikayet başvurusunda bulunabilirler."; ikinci fıkrasında, "Şikayet ve itirazen şikayet başvurulan, dava açılmadan önce tüketilmesi zorunlu idari başvuru yollarıdır."; 57. maddesinde ise, "Şikâyetler ile ilgili Kurum tarafından verilen nihai kararlar Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerinde dava konusu edilebilir." kuralına yer verilmiştir.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un 6. maddesinin beşinci fıkrasında, "(...) Kanun kapsamında Başkanlığın tasarrufuna geçen taşınmazlardan hak sahiplerine verilecek olanlar dışındaki taşınmazların kiralanması ve satışı
8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerinden istisnadır. Başkanlık, kiralama ve satış işlemlerine ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.(...)" kuralı yer almıştır.
Anayasa'nın 125. maddesi uyarınca, kural olarak, idarenin tüm işlem ve eylemleri yargının hukuka uygunluk denetimine tabi olup, idarenin kesin ve yürütülmesi gereken hukuka aykırı bir işleminden menfaati ihlal edilen kişiler, işleme karşı dava açma süresi içerisinde ve işlemi ile ilgili idareyi hasım göstererek, doğrudan görevli ve yetkili idari yargı yerinde dava açabilirler. Bununla birlikte kanun koyucu, kanunda özel olarak belirtilen istisnai hallerde, idari işlemi tesis eden makamdan farklı bir makama veya farklı bir idareye başvuruda bulunulmasını zorunlu kılabilir. Kanunda böyle bir zorunluluğun bulunmasına karşın, idari yargı yerlerinde doğrudan dava açılması halinde, davanın esası incelenemez ve 2577 sayılı Kanun'un 15. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca dosyanın görevli idari merciine tevdiine karar verilmesi gerekmektedir.
İdari işleme karşı dava açılmadan önce tüketilmesi zorunlu başvuru yolları arasında şikayet ve itirazen şikayet başvuru yolu da yer almaktadır. 4734 sayılı Kanun'da, ihale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden aday veya istekli ile istekli olabileceklerin, anılan Kanun'da belirtilen şekil ve usul kurallarına uygun olmak kaydıyla, şikayet ve itirazen şikayet başvurusunda bulunabilecekleri, bu başvuru yollarının dava açılmadan önce tüketilmesi zorunlu idari başvuru yolları olduğu, ihale kapsamında yapılan işlemlerin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla ilk olarak ihaleyi gerçekleştiren idareye şikayet başvurusu, şikayet başvurusunun idare tarafından reddedilmesi veya süresinde bir karar alınmaması üzerine ise Kuruma itirazen şikayet başvurusu yapılması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, 4734 sayılı Kanun'a göre yapılan ihaleler kapsamında gerçekleştirilen işlemlere karşı, şikayet ve itirazen şikayet başvuruları dava açılmadan önce tüketilmesi zorunlu idari başvuru yolları olduğundan, bu başvurular yapılmadan dava açılması halinde idari merci tecavüzü ortaya çıkar ve dava dilekçesinin görevli idare merciine tevdiine karar verilir.
Öte yandan, şikayet ve itirazen şikayet başvuru yolu 4734 sayılı Kanun'da düzenlenmiş olup, 4734 sayılı Kanun uyarınca gerçekleştirilen ihalelerde uygulanacaktır.
4734 sayılı Kanun'un 2. maddesinde, Kanunun kapsamına anılan maddede sayılan idarelerce, "her türlü kaynaktan karşılanan mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihaleleri"nin girdiği belirtilmiştir. 4734 sayılı Kanun, 22/01/2002 tarih ve 24648 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak 01/01/2003 tarihinde yürürlüğe girmeden önce, kamu idareleri tarafından yapılan ihalelere yönelik düzenlemeler 2886 sayılı Kanun'da yer almıştır. Ancak 4734 sayılı Kanun'un genel gerekçesinde de belirtildiği üzere, "2886 sayılı Devlet İhale Kanunu alım, satım, hizmet, yapım, kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ve taşıma işlerini kapsamaktadır. Ancak alım, hizmet, yapım, kiralama ve taşıma işleri kamu harcaması yapılmasına; satım, kiraya verme, trampa ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi işleri kamuya gelir sağlanmasına yönelik olduğundan, farklı nitelikteki bu işlerin aynı kanunda düzenlenmesi uygulamada pek çok sorunun odaya çıkmasına neden" olduğundan ve "kamu harcaması gerektiren işlere özgü ihalelerde yeni uygulamaların hayata geçirilebilmesi ve harcama yapılması ile gelir elde edilmesine yönelik ihalelerin kendine özgü niteliklerine uygun olarak ihtiyaçlara cevap verecek şekilde ayrı kanunlarda düzenlenmesi" gerektiğinden 4734 sayılı Kanun'un çıkarılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Yine anılan Kanun'un 2. ve 68. maddesinin bir arada değerlendirilmesinden de anlaşılacağı üzere, "kamunun kaynak harcamasına neden olacak" mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihaleleri 4734 sayılı Kanun'a, "kamuya kaynak girmesini sağlayacak" satım, kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi gibi işlerin ihaleleri ise 2886 sayılı Kanun'a tabi olacaktır.
Dava konusu ihalenin ise, Malatya ili, Battalgazi ilçesi, Bahçebaşı Mahallesi, 379 ada, 9 parsel sayılı Hâzineye ait taşınmazın satımı işi olduğu, 6306 sayılı Kanun'un 6. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca 2886 sayılı Kanun'un düzenlemelerinden istisna bir şekilde Dönüşüm Projeleri Özel Hesabı Yönetmeliği'nin 25. maddesi uyarınca gerçekleştirildiği, 4734 sayılı Kanun'un kapsamı dışında olduğu anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda, kuralın her idari işlem ve eyleme karşı doğrudan idari yargı yerlerinde dava açılması, istisnanın ise kanunda düzenlen özel hallerde zorunlu idari başvuru yollarının dava açılmadan önce tüketilmesi gerekliliği olduğu, zorunlu idari başvuru yolları tüketilmeden açılacak davalarda idari merci tecavüzünün oluşacağı, idari merci tecavüzü bulunan davalarda, dosyanın yetkili idari merciine tevdiine karar verileceği; zorunlu idari başvuru yollarından birinin de 4734 sayılı Kanun'da düzenlenen şikayet ve itirazen şikayet başvuru yolları olduğu, ancak bu zorunlu başvuru yollarının 4734 sayılı Kanun kapsamında olan ihalelerde uygulanabileceği, dava konusu ihalenin ise 4734 sayılı Kanun kapsamında olmadığı, bu nedenle, dava konusu ihalede zorunlu idari başvuru yolu bulunmadığı anlaşıldığından, bakılan davada idari merci tecavüzü bulunduğu gerekçesiyle verilen davanın yetkili merciye tevdiine yönelik kanun yararına temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, Danıştay Başsavcısının kanun yararına temyiz istemi yerinde görüldüğünden, kesinleşen İdare Mahkemesi kararının hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmayacak şekilde bozulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca Danıştay Başsavcılığı tarafından yapılan kanun yararına temyiz isteminin kabulüne,
2. Davada idari merci tecavüzü bulunduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin Kamu İhale Kurumuna tevdiine ilişkin temyize konu Ankara 14. İdare Mahkemesinin 03/01/2024 tarih ve E:2023/2330, K:2024/16 sayılı kararının, 2577 sayılı Kanunun 51. maddesi uyarınca, hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
3. Kararın birer örneğinin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile davacıya ve Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine, kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasına, 13/01/2025 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
----------o----------