R.Gazete No: 32885
R.G. Tarihi: 29.4.2025
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinden:
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGITAY İLÂMI
Esas No: 2024/13235
Karar No : 2025/44
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ Mersin 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10.11.2023
SAYISI : 2023/73 E., 2023/130 K.
DAVACI: ...
DAVALILAR: ...
DAVA TARİHİ: 11.03.2021
İstinaf incelemesinden geçmeden kesinleşen İlk Derece Mahkemesi kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 18.07.2017-17.08.2020 tarihleri arasında davalı işveren A.Ş gıda kalite mühendisi olarak çalıştığını, çalışmasını burada sürdürmüş olmasına rağmen
sigorta kaydının diğer davalı Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi üzerinden gösterildiğini, fesih tarihi
itibarıyla aylık ücretinin net 3.450,00 TL olduğunu, davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, müvekkilinin ücretinin bordrolarda asgari ücret olarak gösterildiğini, hafta içi 5 gün 08.00-18.00 ve hafta sonu da 1 gün 08.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını, herhangi bir fazla çalışma ücreti ödenmemesine rağmen davalı asıl işverenin yılda birkaç defa bordrosunda fazla çalışma ücreti gösterdiğini, ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını, karşılığı olan ücretin ödenmediğini, asgari geçim indirimi alacağının da ödenmediğini, toplamda 28 günlük yıllık izin hakkı bulunduğunu belirterek kıdem tazminatı ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, ücret, yıllık ücretli izin ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının asıl işveren davalı Şirketi nezdinde 18.07.2017
tarihinden iş sözleşmesinin sonlandığı 17.08.2020 tarihine kadar kalite sistem sorumlusu olarak çalıştığını, davacının tüm ücret bordrolarını ihtirazı kayıt olmaksızın imzaladığını, ihtirazı kayıtsız olarak imzalanan ücret bordrolarının aksini ancak yazılı delil ile ispat edilebileceğini, davacının yaptığı işin yoğun bir çalışma gerektiren iş olmadığını, günlük çalışma süresi içerisinde tamamlanabilecek nitelikte işler olduğunu, fazla çalışması durumunda ise bu çalışma süreleri kayıt altına alınarak ücretinin kendisine ödendiğini, Şirkette fabrikaya giriş çıkışların kart/parmak izi sistemleri ile takip edildiğini, davacının işyerine girişinin ortalama sabah 08.45-09.00, işten çıkışının ortalama akşam 17.30-18.00 saatleri arasında olduğunu, ara dinlenme süreleri ile birlikte haftalık 45 saatlik bir çalışmanın söz konusu olmadığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde davacının çalışması durumunda bu çalışmalarının da bordrosuna yansıtılarak kendisine ödendiğini, iş sözleşmesini feshettiği tarihine kadar olan yıllık ücretli izinlerini eksiksiz kullandığını, işten ayrıldığı tarih itibarıyla kullanılmayan 7 günlük izin süresine ait yıllık izin ücretinin ise davacının banka hesabına ödendiğini, aylık imzalı ücret bordrolarında davacıya her ay ödenen ücreti içerisinde asgari geçim indirimi ücretinin de bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
l.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının asıl işveren davalı ... Şirketi alt işveren davalı ... AŞ bünyesinde, aylık sigorta kayıtlarına göre 18.07.2017-17.08.2020 tarihleri arasında 3.366,02 TL giydirilmiş brüt ücretle çalıştığı, tüm dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanlarına göre ücretin eki niteliğinde olan fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti gibi ücret alacakları ödenmeyen davacı tarafından iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği, fesihte kullandırıldığı ya da ücretinin ödendiği ispatlanamayan yıllık ücretli izin alacağına hak kazandığı, ispat yükü kendisinde olan davacı tarafın iş ve çalışma koşullarını bilen tanık beyanlarıyla davacının fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil çalışması olgularını ispatladığı, dosyada mevcut banka kayıtlarından davalı tarafça davacının ücret alacağının ödendiği anlaşıldığından ücret alacağı talebinin reddi gerektiği, davacıya ait bordro dökümlerinden davacının asgari geçim indirimi ücretinin tahakkuk ettirilerek ödendiği anlaşıldığından asgari geçim indirimi ücreti talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
2. îlk Derece Mahkemesi kararının taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 22.02.2024 tarihli kararı ile istinaf başvurularının miktar itibarıyla kesinlik nedeni ile reddine karar verilmiş olmakla; îlk Derece Mahkemesi kararı istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Sebepleri
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararma yönelik olarak Adalet Bakanlığı kanun yararına temyiz isteminde; Mahkemece daha önce dilekçe ile ıslah hakkını kullanan davacıya ıslaha ilişkin usul işlemlerini tamamlayıp harem ödenmesi bakımından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 181. maddesinde öngörülen bir haftalık kesin süre verilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kanun yararına bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, ıslah harcının ikmali için davacıya süre verilmeden karar verilmesinin usule uygun olup olmadığı noktasındadır.
6100 sayılı Kanun'un "Islahın zamanı ve şekli" kenar başlıklı 177 nci maddesi şu şekildedir:
"(1) Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir.
(2) (Ek: 22/7/2020- 7251/18 md.) Yargılayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.
(3) Islah, sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneği, haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirilir."
Aynı Kanun'un "Kısmen ıslah" kenar başlıklı 181. maddesi ise şu şekildedir:
"(l) Kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verilir. Bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir. "
6100 sayılı Kanun'un 177. maddesinde ıslahın zamanı ve şekli düzenlenmiştir. îlgili maddenin 1. fıkrasına göre kısmen ıslah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Bilindiği gibi kısmen ıslah işleminin dilekçe ile veya duruşma sırasında yapılması zorunlu değildir. Bununla birlikte duruşma sırasında ıslah hakkını kullanan veya daha önce dilekçe ile ıslah hakkım kullanan taraf açısından ıslaha ilişkin usul işleminin tamamlanması, örneğin harcın ödenmesi bakımından 181. maddede öngörülen bir haftalık kesin süre verilebilir. Çünkü bu aşamada ıslah hakkı kullanılmış olup ıslaha ilişkin usul işleminin yapılması 181. maddedeki kesin süreye tabidir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı vekilinin katılımı ile yapılan 24.05.2023 tarihli duruşmada davacıya ıslah dilekçesi vermesi için 1 hafta kesin süre verilmesine dair ara karar oluşturulmuştur. Davacı vekili, 26.05.2023 tarihinde ıslah talebinde bulunarak dilekçe vermiş, ancak ıslah harcını ödememiştir. Mahkemece, ıslah hakkını kullanan davacıya ıslah harcını ödemesi için yasal 1 haftalık süre verilmeden, dava dilekçesinde yer alan tutarlar üzerinden hüküm tesisi isabetli değildir.
Kanun yararına temyiz isteminin yukarıda açıklanan sebeplerle kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kanun yararına bozulması gerektiği sonucuna ulaşılmışta.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun'un 363/1 hükmüne dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının ilk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,
07.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
----------o----------