MEVZUATTAKİ SON
DEĞİŞİKLİKLER

R.Gazete No: 32136

R.G. Tarihi: 18.3.2023

 

DANIŞTAY KARARLARI

 

Danıştay İkinci Daire Başkanlığından:

Esas No: 2021/338

Karar No:2022/4524

KANUN YARARINA TEMYİZ EDEN ; Danıştay Başsavcılığı - ANKARA

DAVACI : Okulmuş Tur. ve Gıda San Tic. Ltd. Şti.

VEKİLİ: Av. Mesut Kılıç

16330-33078-67997

DAVALI. : Konak Belediye Başkanlığı

VEKİLİ  : Av. Armağan Kpnyalı

Konak Belediyesi Hukuk İşi. Md. 9 Eylül Meydanı No:6 Kat:6/603- Basmane/ İZMİR

YARGILAMA SÜRECİ;

Dava konusu istem : İzmir İli, Konak ilçesi, Atatürk Caddesi, No:282/A adresindeki içkili kafeteryanın, ruhsatsız olarak faaliyet gösterdiğinin tespiti üzerine 5259 sayılı Kanun ile değişik 6. maddesinin (d) bendine göre davacı şirkete 1.945.600,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin Konak Belediye Encümeninin 17/07/2014 günlü, 1126 sayılı kararının iptali istenilmiştir.

Kanun yararına temyiz edilen kararın özeti: İzmir 1. idare Mahkemesinin 03/06/2015 günlü, E:2O14/1254, K:2015/769 sayılı kararında; davalı idarece yapılan denetimler sonucu usulüne uygun düzenlenen tutanaklar ile davacının işyeri açma ve çalışma ruhsatı olmadan faaliyette bulunduğunun tespit edildiği, davacı tarafından da bu tespitlerin aksini ispat edecek hiçbir bilgi veya belge dosyaya ibraz edilmediği, davacı hakkında 2559 sayılı Kanun hükümleri gereğince idari para cezası tesisi yerinde olmakla birlikte verilecek ceza tutarına ilişkin olarak bir değerlendirme yapıldığında; ilgili düzenlemede aynı fiillerin bir yıi içinde tekrarı halinde, en son uygulanan para cezasının bir kat artırılarak uygulanacağı kurala bağlandığı, tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi İçin idari para cezasına konu olan fiillerin hepsinin bir yıllık süre içerisinde gerçekleşmiş olması, tekerrüre esas olan bazı fiililerin bir yıllık süre sınırını aşması halinde idarece bir yılı aşan fiillerin değerlendirme dışında tutularak ve mevcut ihlal sayısı baz alınarak ceza miktarının hesaplanması gerektiği, ruhsatsız faaliyette bulunmak fiilinin onikinci kez ihlal edilmiş olması nedeniyle davacı hakkında 11. kez tekerrür hükümleri uygulanarak (bir önceki cezanın iki katı) ceza verilmiş ise de; dava konusu cezanın dayanağı tespitin, tekerrür uygulamasına başlangıç alınan ve baz ceza ile cezalandırılan 30/12/2013 tarihli tespitten itibaren 1 yıllık süreden sonra yapılmış olması nedeniyle, 30/12/2013 günlü fiil ve cezası başlangıç alınarak tekerrür hükümleri işletilerek verilen cezada miktar yönünden yasaya uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI : Mehmet Rıza Ünlüçay

DÜŞÜNCESİ İzmir İli, Konak İlçesi, Atatürk Caddesi, No:282/A adresindeki

davacı şirkete ait kafeteryanın, ruhsatsız olarak faaliyet gösterildiğinin tespiti üzerine davacı şirket adına 2559 sayılı Kanunun 6. maddesinin (d) bendi gereği 1.945.600,00 TL para cezası verilmesine İlişkin İzmir Konak Belediye Encümeninin 17/7/2014 tarih ve 1126 sayılı kararını; davacı şirketin aynı fiili onbir kez işlediği nedeniyle bir önceki tespite binaen verilen para cezası bir kat artırılmak suretiyle işbu davaya konu para cezası uygulanmışsa da, davaya konu cezanın dayanağı tespitin 30,12.2012 tarihli tespitten itibaren 1 yıllık süreden sonra yapılmış olması nedeniyle verilen cezada miktar yönünden yasaya uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden ve 2559 sayılı Yasaya göre Danıştay'ın temyiz İncelemesine tabi olmayan İzmir 1. İdare Mahkemesinin 03/06/2015 gün ve &2014/1254, K:2015/769 sayılı kararının, kanun yararına incelenerek bozulması İstemiyle Danıştay Başsavcılığını bilgilendiren dilekçe üzerine konu incelendi.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51'İnci maddesinde, niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden kararların kanun yararına bozulması için temyiz olunabileceği belirtilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacı şirketin, İzmir ili, Konak İlçesi, Atatürk Caddesi, No:282/A adresinde kayıtlı içkili kafeteryanın, davacı şirket tarafından, ruhsatsız olarak işletildiğinin 11/07/2014 günlü denetimle tespit edildiği, daha önce de aynı sebeplerle işyeri hakkında onbir kez mühürleme işlemi yapılmış olması nedeniyle tekerrür hükümleri uygulanarak Konak Belediye Encümeni'nin 17/07/2014 gün ve 1126 sayılı karan ile 1.945.600,00 TL idari para cezası verildiği anlaşılmaktadır.

2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 1 'inci maddesinde, "Polis, asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatini temin eder,

Yardım istiyenlerle yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet eder. Kanun ve nizamnamelerinin kendisine verdiği vazifeleri yapar,"hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Yasanın 6'ncı maddesinde ise; "Umuma, açık istirahat ve eğlence yerlerinden;

a)     Faaliyetten geçici olarak men edildiği halde süresinden önce açılan,

b)     Açık ve kapalı bulunacağı saatlere uymayan,

c)     Bu Kanunun 12 nci maddesinde belirtilen yasaklara uymadığı tespit edilen,

d)     Mevzuat hükümlerine aykırı olarak işletilen

İş yerlerinin İşletmecilerine beşyüzmllyon Türk Lirası İle birmilyar Türk Lirası arasında İdarî para cezası verilir.

Bu maddede öngörülen İdarî para cezaları, belediye sınırlan içinde belediye encümeni, belediye sınırları dışında il daimi encümeni tarafından verilir. Verilen idari para cezalarına dair kararlar ilgililere 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. İtiraz, zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılır. İdarî para cezalan 6183 sayılı Âmme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.

Bu maddede belirtilen aynı fiillerin bir yıl içinde tekrarı halinde, en son uygulanan para cezası bir kat artırılarak uygulanır." kuralına yer verilmiştir.

Yukarıda anılan yasal düzenleme uyarınca, umuma açık istirahat ve eğlence yerlerini mevzuata aykırı işleten işyerlerinin işletmecilerine idari para cezası verileceği, aynı fiillerin bir yıl içerisinde tekrar işlenmesi halinde de, para cezasının hesaplanmasında, işletmeciye verilen en son para cezası tutarının esas alınacağı açıktır. Bir başka ifadeyle; 2559 sayılı Yasa ile mevzuat hükümlerine aykırı olarak işletilmeye devam edilen işyerlerine uygulanması gereken para cezalarına sınır getirilmiştir. Böyle bir düzenlemenin, yani fiil tekrarında ceza miktarının bir kat arttırılmasının, caydırıcı olmayı ve kamu düzenini korumayı amaçlaması karşısında; hukuk güvenliğine aykırı yönü bulunmamaktadır.

Davacı şirket tarafından işletilen kafeteryanın ruhsatsız faaliyet gösterildiğinden bahisle 2559 sayılı Yasaya uygun biçimde para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi gerekirken; İdare Mahkemesince İlgili yasal düzenleme ve dava konusu işlemin sebep unsuru gözardı edilerek, dava konusu uyuşmazlıkla bağdaşmayan biçimde "tekerrür uygulamasına başlangıç alman tespitin ilk tespit olması gerektiği" değerlendirmesi yapılarak dava konusu İşlemin iptal edilmesinde hukuki isabet görülmemektedir.

Öte yandan; başka bir şirketin işletmeciliğini yaptığı işyerinin, işletme izin belgesindeki niteliklere aykırı olarak faaliyet gösterdiğinin bir yılı içinde beşinci kez tespit edilmesi sonucu Belediye Encümenince verilen idari para cezasının iptali istemiyle açılan davada, uygulanan yasa kuralının Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Ankara 1. İdare Mahkemesince yapılan itiraz üzerine açılan davada, Anayasa Mahkemesinin 13/5/2010 gün ve E:2009/29, K:2010/66 sayılı kararıyla itiraz başvurusu reddedildiği gibi; benzer olaylarda idari para cezası kararı alınmasına İlişkin işlemlere karşı İstanbul İdare Mahkemelerine açılan davalar da reddedilmiştir.

Açıklanan nedenlerle, İzmir 1. İdare Mahkemesinin 03/06/2015 gün ve E:2014/1254, K:2015/769 sayılı kararının; 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51'incİ maddesi uyarınca yürürlükteki hukuka aykırı sonucu ifade ettiğinden, kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : Aynur Üstünsoy Kaya

DÜŞÜNCESİ j Danıştay Başsavcılığının kanun yararına temyiz isteminin kabulü İle İzmir 1. İdare İdare Mahkemesince verilen kararın, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere kanun yararına bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay (Kapatılan) Onyedinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 01708/2016 günlü, K:2016/32 sayılı kararı uyarınca Danıştay Onuncu Dairesine; Danıştay Onuncu Dairesi tarafından İse, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen davada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

İzmir ili, Konak ilçesi, Atatürk Caddesi, No:282/A adresinde, davacı şirket tarafından işletilen içkili kafeteryanın, 07/04/2010 günlü, 26 sayılı işyeri açma ve çalışma ruhsatı; idarece yapılan kontrolde yapı iç yüksekliğinin projesinden farklı olduğu, projede baca bulunmadığı halde dışarıdan baca yapıldığı ve iki ayrı bağımsız bölümün tek bağımsız bölüme dönüştürülmesi suretiyle onaylı mimari projesine aykırı kullanıldığının tespit edilmesi ve verilen 15 günlük süre içerisinde giderilmediğinden bahisle 14/07/2011 tarihinde iptal edilmiştir.

İşyeri açma ve çalışma ruhsatının iptalini müteakiben, Konak Belediyesi Encümeninin 28/07/2011 günlü 1315 sayılı kararıyla ruhsatsız hale gelen İşyerinin, İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına ilişkin Yönetmeliğin 6, ve 32. maddeleri uyarınca ruhsat alıncaya kadar kapatılmasına karar verilerek, 09/08/2011 günü işyeri kapatılmıştır. Davacı tarafından, ruhsat iptali ve faaliyetten men kararına karşı dava açılmadığı belirtilmiştir.

Davalı idare tarafından sunulan savunma dilekçesi ve eki tutanaklardan, işyerinde;

28/08/2012, 31/08/2012, 28/09/2012, 13/10/2012 ve 16/11/2012 tarihlerinde Mühür Bozma ve Yeniden Mühürleme Tutanaklarının tutulduğu, 30/12/2012 günlü, Mühür Bozma tutanağı üzerine ise; 17/01/2013 günlü, 99 sayılı Encümen kararıyla, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nun 6/d bendine muhalefet edildiğinden bahisle 950,00 TL idari para cezası uygulandığı ve aynı gerekçelerle,

07/02/2013 günlü, 263 sayılı Encümen kararıyla, 1.900,00 TL,

15/08/2013 günlü, 1337 sayılı Encümen kararıyla, 3.800,00 TL,

24/09/2013 günlü, 1593 sayılı Encümen kararıyla, 7,600,00 TL,

10/10/2013 günlü, 1691 sayılı Encümen kararıyla, 15.200,00 TL,

31/10/2013 günlü, 1745 sayılı Encümen kararıyla, 30.400,00 TL,

12/12/2013 günlü, 2005 sayılı Encümen kararıyla, 60.800,00 TL, 09/01/2014 günlü, 56 sayılı Encümen kararıyla, 121.600,00 TL, 13/02/2014 günlü, 245 sayılı Encümen kararıyla, 243,200,00 TL, 27/03/2014 günlü, 453 sayılı Encümen kararıyla, 486.400,00 TL, 05/06/2014 günlü, 828 sayılı Encümen kararıyla, 972.800,00 TL, ve dava konusu edilen 17/07/2014 günlü, 1126 sayılı Encümen kararıyla ise, 12. kez aynı fiilin işlendiğinden bahisle 1.945.600,00 TL idari para cezası uygulandığı anlaşılmıştır.

Davacı tarafından, 04/08/2014 tarihinde tebellüğ edilen 17/07/2014 günlü, 1126 sayılı Konak Belediyesi Encümen kararının; ruhsat iptali ve faaliyetten men işlemine karşı dava açılmadığı ancak ruhsat başvurusunda bulunmalarına karşın halen ruhsat verilmediği, aynı adreste hali hazırda ruhsatlı 2 adet daha içkili kafeteryaları bulunduğu ve idare yetkililerince denetimlerde ruhsatlı işyeri müşterilerinin, ruhsatsız işletmeye geldiğinin kabulüyle hatalı olarak tutanak ve işlem tesis ettiklerini, tekerrür hükümlerinin de hatalı uygulanarak kanunda işaret edilen cezanın üst sınırının aşıldığını ileri sürerek iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kanun yararına temyiz" başlıklı 51. maddesinde; idare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar ile istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği, temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde kararın, kânun yararına bozulacağı, bu bozma kararının, daha önce kesinleşmiş olan merci kararının hukuki sonuçlarını kaldırmayacağı hükme bağlanmıştır.

2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nun 6. maddesinde; "Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinden; a) Faaliyetten geçici olarak men edildiği halde süresinden önce açılan, b) Açık ve kapalı bulunacağı saatlere uymayan, c) Bu Kanunun 12. maddesinde belirtilen yasaklara uymadığı tespit edilen, d) Mevzuat hükümlerine aykırı olarak işletilen,

İş yerlerinin işletmecilerine beşyüzmilyon Türk Lirası ile birmilyar Türk Lirası arasında İdarî para cezası verilir.

Bu maddede öngörülen İdarî para cezalan, belediye sınırlan içinde belediye encümeni, belediye sınırları dışında il daimi encümeni tarafından verilir. Verilen İdarî para cezalarına dair kararlar ilgililere 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. İtiraz, zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılır. İdarî para cezalan 6183 sayılı Âmme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.

Bu maddede belirtilen aynı fiillerin bir yıl içinde tekrarı halinde, en son uygulanan para cezası bir kat artırılarak uygulanır." hükmü yer almaktadır.

Kabahatler yönünden genel Kanun niteliğindeki 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 15. maddesinin 2. fıkrasında "Aynı kabahatin birden fazla işlenmesi halinde her bir kabahatle ilgili olarak ayrı ayrı idari para cezası verilir. Kesintisiz fiille işlenebilen kabahatlerde, bu nedenle idari yaptırım kararı verilinceye kadar fiil tek sayılır...." hükmüne ve 17. maddesinin 7. fıkrasında "İdarî para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve İlân edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Bu suretle idari para cezasının hesabında bir Türk Lirasının küsuru dikkate alınmaz. Bu fıkra hükmü, nispi nitelikteki İdarî para cezalan açısından uygulanmaz." hükmüne yer verilmiştir.

10/08/2005 günlü, 25902 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren işyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin, "İşyeri açılması" başlıklı 6. maddesinde yetkili idarelerden, usulüne uygun olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan, işyeri açılamayacağı ve çalıştırılmayacağı ve işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan açılan işyerlerinin ise, yetkili idareler tarafından kapatılacağı; "Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin açılması" başlıklı 32. maddesinde ise, izin almadan açılan umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin, yetkili idarelerin ilgili birimleri tarafından sebebi bir tutanakla belirlenmek ve mühürlenmek suretiyle re'sen kapatılacağı düzenlenmiştir.

HUKUKÎ DEĞERLENDİRME:

Mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden; 2559 sayılı Kanunda tekerrürün tanımlanmadığı ve 6. maddesinde ilk fiil -kabahatin cezası için alt ve üst limitler belirlenmesine karşın, tekerrür teşkil eden fiiller için süre veya ceza yönlerinden üst limit belirlenmediği; uyuşmazlığa esas fiilin kabahat niteliği bakımından genel kanun niteliğindeki 5326 sayılı Kanunda ise, açıkça aynı kabahatin birden fazla işlenmesi halinde her bir kabahatle ilgiiî olarak ayrı ayrı İdarî para cezası uygulanacağının hükme bağlandığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlığın dayanağı bulunan 2559 sayılı Kanun'un 6. maddesinin son fıkrasının Anayasa'nın 2. ve 10, maddelerine aykırı olduğu iddiasıyla Ankara 1. idare Mahkemesince itiraz yoluyla yapılan başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesinin 22/10/2010 günlü 27737 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 13/05/2010 günlü, E:2009/29, K:2010/66 sayılı kararında;

"Başvuru kararında, yasa koyucunun yasal düzenlemeler yaparken sınırsız bir takdir yetkisine sahip olmadığı, takdir yetkisinin hukuk devleti ilkesiyle sınırlı bulunduğu, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan belirlilik ilkesi gereğince yasal düzenlemelerin kişiler ve idareler yönünden herhangi bîr duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem İçermesi gerektiği, bu çerçevede kuralların ve müeyyidelerin belirgin olması, önceden bilinmesi ve eylemlerinin sonuçlarının ilgililer tarafından makul düzeyde öngörülebilmesi gerektiği, itiraz konusu kuralda tekerrür halinde öngörülen idari para cezasının üst sınırının belidi olmadığı, bu hususun hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı, Yasa'nın uygulanmasının eşitsizliğe, ayrımcılığa ve kayırmacılığa yol açtığı, belirli ve öngörülebilir nitelik taşımayan itiraz konusu kuralın Anayasa'nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

İtiraz konusu kuralda 2559 sayılı Yasanın 6. maddesinde öngörülen fiiller nedeniyle işletmecilere artırımlı para cezası uygulanabilmesi için, 'bu maddede belirtilen aynı fiillerin bir yıl içinde tekrar edilmiş olması' koşulu aranmış ve bu durumda 'en son uygulanan para cezasının bir kat artırılarak uygulanacağı' belirtilmiştir. Bir başka deyişle, 'aynı fiilin 'bir yıl içinde' tekrarlanması halinde en son uygulanan cezanın bir kat' artırılarak uygulanması öngörülmüştür.

Yasa koyucu, para cezasının artırılarak uygulanabilmesi için gerekli koşullan ve bu koşulların varlığı durumunda cezanın artırılma şeklini açıkça belirlediğinden, İtiraz konusu kuralın umuma açık İstirahat ve eğlence yerlerinin işletmecileri bakımından belirli ve öngörülebilir olmadığından söz edilemez.

Yasa koyucu, kamu düzeninin korunması amacıyla ceza hukuku alanında düzenleme yaparken Anayasaya ve ceza hukukunun temel ilkelerine bağlı kalmak koşuluyla toplumda hangi eylemlerin suç sayılacağı ve suç sayılan bu eylemlerin hangi tür ve ölçüde cezai yaptırıma bağlanacağı konusunda anayasal sınırlar İçinde takdir yetkisine sahiptir. Bu yetki, idari yaptırımlar bakımından da geçenidir. Bu bağlamda hukuka aykırı bir eylemin tekrarlanması halinde faile verilecek cezada artırıma gidilmesi, yasa koyucunun sahip olduğu takdir yetkisinin kapsamındadır.

Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin 2559 sayılı Yasanın 6. maddesinin birinci fıkrasında öngörülen kurallara uymamaları ve bu nedenle işletmecilerinin para cezası ile cezalandırılmalarına rağmen aynı hukuka aykırı eylemde bulunmaya devam etmeleri, yasa koyucu tarafından daha ağır bir yaptırıma bağlanmıştır. İlgililerin bilinçli olarak ve ısrarla tekrarladıkları söz konusu hukuka aykırı eylemleri gözetildiğinde, Devletin cezalandırma yetkisi bakımından itiraz konusu kuralda suç ve ceza arasında adil bir dengenin bulunması gereğini esas alan hukuk devleti ilkesine aykırılık bulunmamaktadır.

Anayasa'nın 10. maddesinde öngörülen ...Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin yasalar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir...

Bir yıl İçinde hukuka aykırılığı bir eylemle gerçekleştirenler ile birden çok eylemle gerçekleştirenler, aynı hukuki konumda olmadıklarından eylemde bulunma sayısına göre faillerin farklı kurallara tabi tutulması ve birden çok gerçekleştirilen eylemler yönünden de eylem sayısına bağlı olarak bir önceki cezanın bir kat artırılarak uygulanması eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmamaktadır:1 gerekçesiyle 2559 sayılı Kanunun 6. maddesinin son fıkrasının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine karar verilmiştir.

Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; İdare Mahkemesince, davalı İdarece yapılan denetimler sonucu usulüne uygun düzenlenen tutanaklar ile davacının işyeri açma ve çalışma ruhsatı olmadan faaliyette bulunduğu tespit edildiği, davacı tarafından da bu tespitlerin aksini ispat edecek hiçbir bilgi veya belge dosyaya ibraz edilmediğinden, davacı hakkında 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu hükümleri gereğince idari para cezası tesisi yerinde olduğu, ancak ceza tutarının; aynı fiillerin bir yıl içinde tekrarı halinde, en son uygulanan para cezasının bir kat artırılarak tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için idari para cezasına konu olan fiillerin hepsinin bir yıllık süre içerisinde gerçekleşmiş olması gerektiği, bir yıllık süre sınırının aşılması halinde ise bir yılı aşan fiillerin değerlendirme dışında tutularak ceza miktarının hesaplanması gerektiği, bu durumda, ruhsatsız faaliyette bulunmak fiilinin onikinci kez ihlal edilmiş olması nedeniyle davacı hakkında 11. kez tekerrür hükümleri uygulanarak (bir önceki cezanın iki katı) ceza verilmiş ise de; dava konusu cezanın dayanağı tespitin, tekerrür uygulamasına başlangıç alınan ve baz ceza ile cezalandırılan 30/12/2013 günlü tespitten 1 yıl sonra yapılmış olması nedeniyle, tekerrür hükümleri İşletilerek verilen cezada miktar yönünden yasaya uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu 1.945.600,00 TL idari para cezasının iptaline karar verildiği görülmektedir.

Ancak, yukarıda yer verildiği üzere, mevzuatta "aynı fiillerin bîr yıl içinde tekrarı" ifadesi dışında; tekerrürü sonlandırarak yeniden başlatan bir düzenlemeye yer verilmediği gibi "ilk tespit tarihinden itibaren bir yıl içinde" ifadesine yer verilmeyerek açıkça aynı fiillerin bir yıl içinde tekrarı halinde, en son uygulanan para cezasının bir kat artırılarak uygulanacağı düzenlenmiştir.

Bu itibarla, davanın reddi gerekmekte iken; dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1.   2577 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca Danıştay Başsavcılığı tarafından yapılan KANUN YARARINA TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,

2.   Yukarıda özetlenen gerekçeyle, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İzmir 1. idare Mahkemesinin 03/06/2015 günlü, E:2014/1254, K:2015/769 sayılı kararının, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca, hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,

3.   Kararın birer örneğinin Danıştay Başsavcılığına, Konak Belediye Başkanlığına ve davacıya gönderilmesine ve kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasına, 27/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

----------o----------

 

Danıştay İkinci Daire Başkanlığından:

Esas No: 2021/339

Karar No:2022/4525

KANUN YARARINA TEMYİZ EDEN : Danıştay Başsavcılığı - ANKARA

DAVACI : Okulmuş Tur, ve Gıda San Tic. Ltd. Şti.

VEKİLİ : Av. Mesut Kılıç

16330-33078-67997 (UETS)

DAVALI ; Konak Belediye Başkanlığı

VEKİLİ: Av. Elif İnce Canbek

16526-25274-86792 (UETS)

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: İzmir İli, Konak İlçesi, Atatürk Caddesi, No:282/A adresinde işyeri açma ve çalışma ruhsatı olmaksızın içkili kafeterya işlettiğinden bahisle davacının, 2559 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca 243.200,00 TL idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Konak Belediye Encümeninin 13/02/2014 günlü, 245 sayılı işleminin iptali istenilmiştir.

Kanun yararına temyiz edilen kararın özeti: İzmir 4. İdare Mahkemesinin 25/02/2015 günlü, £2014/417, K:2015/272 sayılı kararında; dava konusu olayda, davalı idarece yapılan denetimler sonucu usulüne uygun düzenlenen tutanaklar ile davacının işyeri açma ve çalışma ruhsatı olmadan faaliyette bulunduğunun tespit edildiği, davacı tarafından da bu tespitlerin aksini ispat edecek bilgi veya belgenin dosyaya ibraz edilmediği, işyeri açma ve çalışma ruhsatı olmaksızın içkili kafeterya işlettiği sabit olan davacının, 2559 sayılı Kanun hükümleri gereğince idari para cezası ile cezalandırılmasının yerinde olmakla birlikte tekerrür hükümlerinin uygulanması bakımından verilen cezanın tutarı yönünden bir değerlendirme yapılması gerektiği sonucuna varıldığından buna göre, davacının, aynı fiili bir yıllık süre içerisinde dokuz kez işlediği gerekçesiyle bir önceki (sekizinci) tespite binaen Konak Belediyesi Encümeni'nin 09/01/2014 günlü, 56 sayılı kararıyla verilen 121.600,00 TL para cezasının bir kat arttırılmak suretiyle işbu davaya konu para cezası uygulanmışsa da, bir önceki tespit sonucu verilen 121.600,00 TL para cezasına İlişkin 09/01/2014 günlü, 56 sayılı encümen kararının, Mahkemelerinin 25/02/2015 günlü, E:2014/174, K:2015/258 sayılı kararı ile iptal edilmesi sebebiyle, tekerrür hükümlerinin uygulanması bakımından hatalı olduğu değerlendirilerek dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline hükmedilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI : Mehmet Rıza Ünlüçay

DÜŞÜNCESİ : İzmir İli, Konak ilçesi, Atatürk Caddesi, No:282/A adresindeki davacı şirkete ait kafeteryanın, ruhsatsız olarak faaliyet gösterildiğinin tespiti üzerine davacı şirket adına 2559 sayılı Kanunun 6. maddesinin (d) bendi gereği 243.200,00 TL para cezası verilmesine ilişkin İzmir Konak Belediye Encümeninin 13/02/2014 tarih ve 245 sayılı kararını; davacı şirketin, aynı fiili bir yıllık süre içerisinde dokuz kez işlediği gerekçesiyle bir önceki (sekizinci) tespite binaen Konak Belediye Encümeninin 09/01/2014 tarih ve 56 sayılı kararıyla verilen 121.600,00 TL para cezası bir kat arttırılmak suretiyle işbu davaya konu para cezası uygulanmışsa da, bir önceki tespit sonucu verilen 121.600,00 TL para cezasına ilişkin 09/01/2014 tarih ve 56 sayılı Encümen kararının, Mahkemelerinin 25/02/2015 gün ve E:2014/174, K:2015/258 sayılı kararı ile iptaline karar verildiğinden, tekerrüre esas alınan bir önceki fiil sonucu verilen para cezasının, yargı kararıyla iptal edilmiş olması sebebiyle tekerrür hükümlerinin uygulanması bakımından hatalı olan dava konusu işlemde de hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden ve 2559 sayılı Yasaya göre Danıştay'ın temyiz incelemesine tabi olmayan İzmir 4. İdare Mahkemesinin 25/02/2015 gün ve E:2014/417, K:2015/272 sayılı kararının; kanun yararına incelenerek bozulması istemiyle Danıştay Başsavcılığını bilgilendiren dilekçe üzerine konu incelendi:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51'inci maddesinde, niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden kararların kanun yararına bozulması için temyiz olunabileceği belirtilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket tarafından işletilmekte olan İşyerinin ruhsatsız olarak faaliyet gösterildiğinden bahisle birçok kez mühürlenmesine karşın her defasında mühür fekki yapılarak ruhsatsız faaliyete devam edildiği, en son ruhsatsız faaliyet göstermek nedeniyle tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle davaya konu 13/02/2014 tarih ve 245 sayılı Encümen kararıyla 243.200,00 TL para cezasının verildiği anlaşılmaktadır.

2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 1 'İnci maddesinde, "Polis, asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malım muhafaza ve ammenin istirahatını temin eder.

Yardım İstiyenlerle yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet eder. Kanun ve nizamnamelerinin kendisine verdiği vazifeleri yapar,"hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Yasanın 6'ncı maddesinde ise; "Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinden;

a)     Faaliyetten geçici olarak men edildiği halde süresinden önce açılan,

b)     Açık ve kapalı bulunacağı saatlere uymayan,

c)     Bu Kanunun 12 nci maddesinde belirtilen yasaklara uymadığı tespit edilen,

d)     Mevzuat hükümlerine aykırı olarak işletilen

İş yerlerinin İşletmecilerine beşyüzmilyon Türk Lirası ile birmilyar Türk Lirası arasında İdarî para cezası verilir.

Bu maddede öngörülen idarî para cezaları, belediye sınırları içinde belediye encümeni, belediye sınırları dışında il daimi encümeni tarafından verilir. Verilen İdarî para cezalarına dair kararlar ilgililere 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. İtiraz, zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılır. İdarî para cezaları 6183 sayılı Âmme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.

Bu maddede belirtilen aynı fiillerin bir yıl İçinde tekrarı halinde, en son uygulanan para cezası bir kat artırılarak uygulanır." kuralına yer verilmiştir.

Yukarıda anılan yasal düzenleme uyarınca, umuma açık istirahat ve eğlence yerlerini mevzuata aykırı işleten işyerlerinin işletmecilerine idari para cezası verileceği, aynı fiillerin bîr yıl içerisinde tekrar işlenmesi halinde de, para cezasının hesaplanmasında, işletmeciye verilen en son para cezası tutarının esas alınacağı açıktır. Bir başka ifadeyle; 2559 sayılı Yasa ile mevzuat hükümlerine aykırı olarak işletilmeye devam edilen işyerlerine uygulanması gereken para cezalarına sınır getirilmiştir. Böyle bir düzenlemenin, yani fiil tekrarında ceza miktarının bir kat arttırılmasının, caydırıcı olmayı ve kamu düzenini korumayı amaçlaması karşısında; hukuk güvenliğine aykırı yönü bulunmamaktadır.

Davacı şirket tarafından işletilen kafeteryanın ruhsatsız faaliyet gösterildiğinden bahisle, 2559 sayılı Yasaya uygun biçimde para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi gerekirken; İdare Mahkemesince ilgili yasal düzenleme ve dava konusu işlemin sebep unsuru gözardı edilerek, dava konusu uyuşmazlıkla bağdaşmayan biçimde "tekerrür uygulamasına başlangıç alınan tespitin ilk tespit olması gerektiği" değerlendirmesi yapılarak dava konusu işlemin iptal edilmesinde hukuki isabet görülmemektedir.

Öte yandan; başka bir şirketin işletmeciliğini yaptığı işyerinin, işletme izin belgesindeki niteliklere aykırı olarak faaliyet gösterdiğinin bir yıl içinde beşinci kez tespit edilmesi sonucu Belediye Encümenince verilen idari para cezasının iptali istemiyle açılan davada, uygulanan yasa kuralının Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Ankara 1. İdare Mahkemesince yapılan itiraz üzerine açılan davada, Anayasa Mahkemesinin 13/5/2010 gün ve E:2009/29, K:2010/66 sayılı kararıyla itiraz başvurusu reddedildiği gibi; benzer olaylarda idari para cezası kararı alınmasına ilişkin işlemlere karşı İstanbul İdare Mahkemelerine açılan davalar da reddedilmiştir.

Açıklanan nedenlerle, İzmir 4. İdare Mahkemesinin 25/2/2015 gün ve E:2014/417, K:2015/272 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51‘inci maddesi uyarınca yürürlükteki hukuka aykırı sonucu ifade ettiğinden, kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : Aynur Üstünsoy Kaya

DÜŞÜNCESİ : Danıştay Başsavcılığının kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile İzmir 4. İdare İdare Mahkemesince verilen kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51, maddesi uyarınca hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere kanun yararına bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Onuncu Dairesi tarafından ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Danıştay (Kapatılan) Onyedinci Dairesine, Danıştay (Kapatılan) Onyedinci Dairesince, Danıştay Başkanlık Kurulu'nun 01/08/2016 günlü, K:2016/32 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 1. fıkrası uyarınca Danıştay Onuncu Dairesine, daha sonra anılan Daire tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme karan verilmeksizin

Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

İzmir Ilı, Konak ilçesi, Atatürk Caddesi, No:282/A adresinde, davacı şirket tarafından işletilen içkili kafeteryanın, 07/04/2010 günlü, 26 sayılı işyeri açma ve çalışma ruhsatı; idarece yapılan kontrolde yapı iç yüksekliğinin projesinden farklı olduğu, projede baca bulunmadığı halde dışarıdan baca yapıldığı ve iki ayrı bağımsız bölümün tek bağımsız bölüme dönüştürülmesi suretiyle onaylı mimari projesine aykırı kullanıldığının tespit edilmesi ve verilen 15 günlük süre içerisinde giderilmediğinden bahisle 14/07/2011 tarihinde iptal edilmiştir,

İşyeri açma ve çalışma ruhsatının iptalini müteakiben, Konak Belediyesi Encümeninin 28/07/2011 günlü 1315 sayılı kararıyla ruhsatsız hale gelen işyerinin, İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına ilişkin Yönetmeliğin 6. ve 32, maddeleri uyarınca ruhsat alıncaya değin kapatılmasına karar verilerek, 09/08/2011 günü işyeri kapatılmıştır. Davacı tarafından, ruhsat iptali ve faaliyetten men kararına karşı dava açılmadığı belirtilmiştir.

Davalı İdare tarafından sunulan savunma dilekçesi ve eki tutanaklardan, işyerinde;

15/10/2011, 20/08/2012, 28/08/2012, 31/08/2012, 28/09/2012, 13/10/2012 ve 16/11/2012, 30/12/2012, 31/01/2013, 02/08/2013, 18/09/2013, 02/10/2013 tarihlerinde Mühür Bozma ve Yeniden Mühürleme Tutanaklarının tutulduğu, 30/12/2012 günlü, Mühür Bozma tutanağı üzerine ise; 17/01/2013 günlü,. 99 sayılı Encümen kararıyla, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 6/d bendine muhalefet edildiğinden bahisle 950,00 TL idari para cezası uygulandığı ve aynı gerekçelerle,

07/02/2013 günlü, 263 sayılı Encümen kararıyla, 1.900,00 TL,

15/08/2013 günlü, 1337 sayılı Encümen kararıyla, 3.800,00 TL,

24/09/2013 günlü, 1593 sayılı Encümen kararıyla, 7.600,00 TL,

10/10/2013 günlü, 1691 sayılı Encümen kararıyla, 15.200,00 TL,

31/10/2013 günlü, 1745 sayılı Encümen kararıyla, 30.400,00 TL,

12/12/2013 günlü, 2005 sayılı Encümen kararıyla, 60.800,00 TL,

09/01/2014 günlü, 56 sayılı Encümen kararıyla, 121.600,00 TL dava konusu edilen 13/02/2014 günlü, 245 sayılı Encümen kararıyla ise, 9. kez aynı fiilin işlendiğinden bahisle 243,200,00 TL, İdari para cezası uygulandığı anlaşılmıştır.

Davacı tarafından, 04/03/2014 tarihinde tebellüğ edilen 13/02/2014 günlü, 245 sayılı Konak Belediyesi Encümen kararının; ruhsat iptali ve faaliyetten men işlemine karşı dava açılmadığı ancak ruhsat başvurusunda bulunmalarına karşın halen ruhsat verilmediği, aynı adreste hali hazırda ruhsatlı 2 adet daha içkili kafeteryaları bulunduğu ve idare yetkililerince denetimlerde ruhsatlı işyeri müşterilerinin, ruhsatsız işletmeye geldiğinin kabulüyle hatalı olarak tutanak ve işlem tesis ettiklerini, tekerrür hükümlerinin de hatalı uygulanarak kanunda işaret edilen cezanın üst sınırının aşıldığını ileri sürerek iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kanun yararına temyiz" başlıklı 51. maddesinde; İdare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar ile istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği, temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde kararın, kanun yararına bozulacağı, bu bozma kararının, daha önce kesinleşmiş olan merci kararının hukuki sonuçlarını kaldırmayacağı hükme bağlanmıştır.

2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nun 6. maddesinde; "Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinden; a) Faaliyetten geçici olarak men edildiği halde süresinden önce açılan, b) Açık ve kapalı bulunacağı saatlere uymayan, c) Bu Kanunun 12. maddesinde belirtilen yasaklara uymadığı tespit edilen, d) Mevzuat hükümlerine aykırı olarak işletilen,

İş yerlerinin işletmecilerine beşyüzmilyon Türk Lirası ile birmilyar Türk Lirası arasında İdarî para cezası verilir.

Bu maddede öngörülen İdarî para cezaları, belediye sınırları içinde belediye encümeni, belediye sınırlan dışında il daimi encümeni tarafından verilir. Verilen İdarî para cezalarına dair kararlar İlgililere 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilin Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz. İtiraz üzerine verilen karar kesindir, itiraz, zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılır. İdarî para cezaları 6183 sayılı Âmme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.

Bu maddede belirtilen aynı fiillerin bîr yıl İçinde tekrarı halinde, en son uygulanan para cezası bir kat artırılarak uygulanır." hükmü yer almaktadır.

Kabahatler yönünden genel Kanun niteliğindeki 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 15. maddesinin 2. fıkrasında "Aynı kabahatin birden fazla işlenmesi halinde her bir kabahatle ilgili olarak ayrı ayrı İdarî para cezası verilir. Kesintisiz fiille işlenebilen kabahatlerde, bu nedenle İdarî yaptırım karan verilinceye kadar fiil tek sayılır...." hükmüne ve 17. maddesinin 7. fıkrasında "İdarî para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Bu suretle İdarî para cezasının hesabında bir Türk Lirasının küsuru dikkate alınmaz. Bu fıkra hükmü, nispi nitelikteki İdarî para cezaları açısından uygulanmaz." hükmüne yer verilmiştir.

10/08/2005 günlü, 25902 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin, "İşyeri açılması" başlıklı 6. maddesinde yetkili idarelerden, usulüne uygun olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan, işyeri açılamayacağı ve çalıştırılamayacağı ve işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan açılan işyerlerinin ise, yetkili idareler tarafından kapatılacağı; "Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin açılması* başlıklı 32. maddesinde ise, izin almadan açılan umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin, yetkili idarelerin ilgili birimleri tarafından sebebi bir tutanakla belirlenmek ve mühürlenmek suretiyle re'sen kapatılacağı düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Mevzuatın bitlikte değerlendirilmesinden; 2559 sayılı Kanunda tekerrürün tanımlanmadığı ve 6. maddesinde ilk fiil -kabahatin cezası için alt ve üst limitler belirlenmesine karşın, tekerrür teşkil eden fiiller İçin süre veya ceza yönlerinden üst limit belirlenmediği; uyuşmazlığa esas fiilin kabahat niteliği bakımından genel kanun niteliğindeki 5326 sayılı Kanunda ise, açıkça aynı kabahatin birden fazla işlenmesi halinde her bir kabahatle ilgili olarak ayrı ayrı İdarî para cezası uygulanacağının hükme bağlandığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlığın dayanağı bulunan 2559 sayılı Kanun'un 6. maddesinin son fıkrasının Anayasa'nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu iddiasıyla Ankara 1. İdare Mahkemesince itiraz yoluyla yapılan başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesinin 22/10/2010 günlü 27737 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 13/05/2010 günlü, E:2009/29, K:2010/66 sayılı kararında;

''Başvuru kararında, yasa koyucunun yasal düzenlemeler yaparken sınırsız bir takdir yetkisine sahip olmadığı, takdir yetkisinin hukuk devleti ilkesiyle sınırlı bulunduğu, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan belirlilik ilkesi gereğince yasal düzenlemelerin kişiler ve idareler yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerektiği, bu çerçevede kuralların ve müeyyidelerin belirgin olması, önceden bilinmesi ve eylemlerinin sonuçlarının ilgililer tarafından makul düzeyde öngörülebilmesi gerektiği, itiraz konusu kuralda tekerrür halinde öngörülen idari para cezasının üst sınırının belirli olmadığı, bü hususun hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı, Yasa'nın uygulanmasının eşitsizliğe, ayrımcılığa ve kayırmacılığa yol açtığı, belirli ve öngörülebilir nitelik taşımayan itiraz konusu kuralın Anayasa'nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

"

İtiraz konusu kuralda 2559 sayılı Yasanın 6, maddesinde öngörülen fiiller nedeniyle işletmecilere artırımlı para cezası uygulanabilmesi için, ‘bu maddede belirtilen aynı fiillerin bir yıl içinde tekrar edilmiş olması' koşulu aranmış ve bu durumda 'en son uygulanan para cezasının bir kat artırılarak uygulanacağı' belirtilmiştir. Bir başka deyişle, 'aynı fiilin 'bir yıl içinde1 tekrarlanması halinde en son uygulanan cezanın ‘bir kat' artırılarak uygulanması öngörülmüştür.

Yasa koyucu, para cezasının artırılarak uygulanabilmesi için gerekli koşulları ve bu koşulların varlığı durumunda cezanın artırılma şeklini açıkça belirlediğinden, itiraz konusu kuralın umuma açık İstirahat ve eğlence yerlerinin işletmecileri bakımından belirli ve öngörülebilir olmadığından söz edilemez.

Yasa koyucu, kamu düzeninin korunması amacıyla ceza hukuku alanında düzenleme yaparken Anayasaya ve ceza hukukunun temel ilkelerine bağlı kalmak koşuluyla toplumda hangi eylemlerin suç sayılacağı ve suç sayılan bu eylemlerin hangi tür ve ölçüde cezai yaptırıma bağlanacağı konusunda anayasal sınırlar içinde takdir yetkisine sahiptir. Bu yetki, idari yaptırımlar bakımından da geçerlidir. Bu bağlamda hukuka aykırı bir eylemin tekrarlanması halinde faile verilecek cezada artırıma gidilmesi, yasa koyucunun sahip olduğu takdir yetkisinin kapsamındadır.

Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin 2559 sayılı Yasanın 6, maddesinin birinci fıkrasında öngörülen kurallara uymamaları ve bu nedenle işletmecilerinin para cezası ile cezalandırılmalarına rağmen aynı hukuka aykırı eylemde bulunmaya devam etmeleri, yasa koyucu tarafından daha ağır bir yaptırıma bağlanmıştır. İlgililerin bilinçli olarak ve ısrarla tekrarladıkları söz konusu hukuka aykırı eylemleri gözetildiğinde, Devletin cezalandırma yetkisi bakımından itiraz konusu kuralda suç ve ceza arasında adil bir dengenin bulunması gereğini esas alan hukuk devleti ilkesine aykırılık bulunmamaktadır.

Anayasa'nın 10. maddesinde öngörülen ...Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin yasalar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir... Bir yıl içinde hukuka aykırılığı bir eylemle gerçekleştirenler ile birden çok eylemle gerçekleştirenler, aynı hukuki konumda olmadıklarından eylemde bulunma sayısına göre faillerin farklı kurallara tabi tutulması ve birden çok gerçekleştirilen eylemler yönünden de eylem sayısına bağlı olarak bir önceki cezanın bir kat artırılarak uygulanması eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmamaktadır." gerekçesiyle 2559 sayılı Kanunun 6. maddesinin son fıkrasının Anayasa'ya aykırı olmadığına ye itirazın reddine karar verilmiştir.

Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; İdare Mahkemesince, davalı idarece yapılan denetimler sonucu usulüne uygun düzenlenen tutanaklar He davacının İşyeri açma ve çalışma ruhsatı olmadan faaliyette bulunduğunun tespit edildiği, davacı tarafından da bu tespitlerin aksini ispat edecek bilgi veya belgenin dosyaya İbraz edilmediği, işyeri açma ve çalışma ruhsatı olmaksızın içkili kafeterya işlettiği sabit olan davacının, 2559 sayılı Kanun hükümleri gereğince idari para cezası ile cezalandırılması yerinde olmakla birlikte, tekerrür hükümlerinin uygulanması bakımından verilen cezanın tutarı yönünden bir değerlendirme yapılması gerektiği sonucuna varıldığı, buna göre davacının, aynı fiili bir yıllık süre içerisinde dokuz kez işlediği gerekçesiyle bir önceki (sekizinci) tespite binaen Konak Belediyesi Encümeni'nin 09/01/2014 günlü, 56 sayılı kararıyla verilen 121.600,00 TL para cezasının bir kat arttırılmak suretiyle işbu davaya konu para cezası uygulanmışsa da, bir önceki tespit sonucu verilen 121.600,00 TL para cezasına ilişkin 09/01/2014 günlü, 56 sayılı encümen kararının, Mahkemelerinin 25/02/2015 günlü, E:2014/174, K:2015/258 sayılı kararı ile iptal edilmesi sebebiyle, tekerrür hükümlerinin uygulanması bakımından hatalı olduğu değerlendirilerek dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verildiği görülmektedir.

Ancak, yukarıda yer verildiği üzere, mevzuatta "aynı fiillerin bir yıl içinde tekrarı" ifadesi dışında; tekerrürü sonlandırarak yeniden başlatan bir düzenlemeye yer verilmediği gibi "ilk tespit tarihinden itibaren bir yıl içinde" ifadesine yer verilmeyerek açıkça aynı fiillerin bir yıl içinde tekrarı halinde, en son uygulanan para cezasının bir kat artırılarak uygulanacağı düzenlenmiştir.

Bu itibarla, İdare Mahkemesince ilgili yasal düzenleme ve dava konusu işlemin sebep unsuru gözardı edilerek, dava konusu uyuşmazlıkla bağdaşmayan biçimde "tekerrür uygulamasına başlangıç alınan tespitin ilk tespit olması gerektiği" değerlendirmesi yapılarak dava konusu işlemin iptal edilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1.   2577 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca Danıştay Başsavcılığı tarafından yapılan KANUN YARARINA TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,

2.   Yukarıda özetlenen gerekçeyle, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İzmir 4. idare Mahkemesinin 25/02/2015 günlü, E:2014/417, K:2015/272 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca, hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,

3.   Kararın birer örneğinin Danıştay Başsavcılığına, Konak Belediye Başkanlığı'na ve davacıya gönderilmesine ve kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasına, 27/09/2022 tarihînde oybirliğiyle karar verildi.

----------o----------

× Popup Görseli

E-Bültenimizi İnceleyin