R.Gazete No: 32090
R.G. Tarihi: 31.1.2023
Danıştay İkinci Daire Başkanlığından:
Esas No: 2021/340
Karar No: 2022/4477
KANUN YARARINA TEMYİZ EDEN : Danıştay Başsavcılığı - ANKARA
DAVACI: Okulmuş Turizm ve Gıda Sanayi Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ: Av. Mesut Kılıç
16330-33078-67997 (UETS)
DAVALI : Konak Belediye Başkanlığı
VEKİLİ: Av. Elif İnce Canbek
16526-25274-86792 (UETS)
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: İzmir ili, Konak ilçesi, Atatürk Caddesi, No:282/A adresinde, davacı şirket tarafından işletilen içkili kafeteryanın, işyeri açma ve çalışma ruhsatı olmaksızın faaliyet gösterdiğinden bahisle kapatılarak, işyerinin mühürlenmesinden sonra, mühür fekedilerek tekrar faaliyete geçtiği hususunun 05/08/2014 günlü tutanakla tespit edilmesi üzerine, davacı şirket adına 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyetleri Hakkında Kanun'un 6/d maddesi uyarınca "bu fiilin onüçüncü kez tekrarlanması nedeniyle" 3.891.200,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin 14/08/2014 günlü, 1288 sayılı Konak Belediye Encümeni kararının iptali istenilmiştir.
Kanun yararına temyiz edilen kararın özeti: İzmir 2. İdare Mahkemesinin 07/05/2015 günlü, E;2014/1535, K:2015/718 sayılı kararıyla; davacı hakkında ilk kez 30/12/2012 tarihinde yapılan tespit uyarınca 17/01/2013 günlü, 99 sayılı Encümen kararıyla idari para cezası uygulandığı dikkate alındığında bir yıllık sürenin 30/12/2013 tarihinde sona erdiği, dolayısıyla 30/12/2013 tarihinden sonra tekerrür için yeni bir bir yıllık sürenin işletilmesi gerektiği ve dava konusu olayda 30/12/2013 tarihinden sonra ilk kez 02/01/2014 tarihinde aynı fiilin işlendiği, bu tarihten sonra aynı fiilin 04/02/2014, 18/3/2014, 02/06/2014, 11/07/2014 ve 05/08/2014 tarihlerinde tekrar edildiğinden bahisle 5. kez tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilerek dava konusu İdari para cezasının 3.859.605,30 TL'lik kısmının iptaline, 31.594,72 TL'lik kısmı yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
DANIŞTAY BAŞSAVCISI : Abdülkadir Atalık
DÜŞÜNCESİ; İzmir ili, Konak ilçesi, Atatürk Caddesi, No:282/A adresindeki davacı şirkete ait kafeteryanın, ruhsatsız olarak faaliyet gösterildiğinin tespiti üzerine davacı şirket adına 2559 sayılı Kanunun 6. maddesinin (d) bendi gereği 3.891.200,00 TL para cezası verilmesine ilişkin İzmir Konak Belediye Encümeninin 14.08.2014 tarih ve 1288 sayılı kararının iptali istemiyle açılan davada; olayda, davacı aleyhine ilk kez 30.12.2012 tarihli işlemle idari para cezası uygulandığı ve 2559 sayılı Yasanın 6/d maddesinde belirtilen tekerrüre ilişkin bir yıllık sürenin 30.12.2013 tarihinde sona erdiği dikkate alındığında, davacı hakkında 02.01.2014 tarihinde tesis edilen işlemden sonra 5 kez mevzuat hükümlerine aykırı olarak faaliyet göstermesi dolayısıyla tekerrür hükmü uygulanarak, verilmesi gereken idari para cezası tutarının 31.594,72-TL olması gerektiğinden, verilen idari para cezasının bu kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin 3.859.605,30 TL'lık kısmının iptaline, davanın 31.594,72 TL'lık kısmının ise reddine karar veren ve 2559 sayılı Yasaya göre Danıştay'ın temyiz incelemesine tabi olmayan İzmir 2. İdare Mahkemesinin 07,05.2015 gün ve E:2014/1535, K:2015/718 sayılı kararının; kanun yararına incelenerek bozulması istemiyle Danıştay Başsavcılığını bilgilendiren dilekçe üzerine konu incelendi:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51. maddesinde, niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden kararların kanun yararına bozulması için temyiz olunabileceği belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket tarafından işletilmekte olan işyerinin ruhsatsız olarak faaliyet gösterildiğinden bahisle birçok kez mühürlenmesine karşın her defasında mühür fekki yapılarak, ruhsatsız faaliyete devam edildiği, ruhsatsız faaliyet göstermek nedeniyle ilk para cezasının 17.01.2013 tarih ve 99 sayılı Encümen kararı ile uygulandığı, daha sonra da tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle davaya konu 14.08.2014 tarih ve 1288 sayılı Encümen kararıyla 3 891.200,00 TL. para cezasının verildiği anlaşılmaktadır.
2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 1 'inci maddesinde, "polis, asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatını temin eder.
Yardım isteyenlerle yardıma muhtaç dan çocuk, alil ve acizlere muavenet eder. Kanun ve nizamnamelerinin kendisine verdiği vazifeleri yapar."hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Yasanın 6'ncı maddesinde ise; umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinden;
a) Faaliyetten geçici olarak men edildiği halde süresinden önce açılan,
b) Açık ve kapalı bulunacağı saatlere uymayan,
c) Bu Kanunun 12 nci maddesinde belirtilen yasaklara uymadığı tespit edilen,
d) Mevzuat hükümlerine aykırı olarak işletilen
İş yerlerinin işletmecilerine beşyüzmilyon Türk Lirası ile birmilyar Türk Lirası arasında İdarî para cezası verilir.
Bu maddede öngörülen idari para cezalan, belediye sınırlan içinde belediye encümeni, belediye sınırları dışında il daimi encümeni tarafından verilir. Verilen idari para cezalarına dair kararlar ilgililere 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, İdarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. İtiraz, zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılır. İdari para cezalan 0183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.
Bu maddede belirtilen aynı fiillerin bir yıl içinde tekrarı halinde, en son uygulanan para cezası bir kat artırılarak uygulanır." kuralına yer verilmiştir.
Yukarıda anılan yasal düzenleme uyarınca, umuma açık istirahat ve eğlence yerlerini mevzuata aykırı işleten işyerlerinin işletmecilerine idari para cezası verileceği, aynı fiillerin bir yıl içerisinde tekrar işlenmesi halinde de, para cezasının hesaplanmasında, işletmeciye verilen en son para cezası tutarının esas alınacağı açıktır. Bir başka ifadeyle; 2559 sayılı Yasa ile mevzuat hükümlerine aykırı olarak işletilmeye devam edilen işyerlerine uygulanması gereken para cezalarına sınır getirilmiştir. Böyle bir düzenlemenin, yani fiil tekrarında ceza miktarının bir kat arttırılmasının, caydırıcı olmayı ve kamu düzenini korumayı amaçlaması karşısında hukuk güvenliğine aykırı yönü bulunmamaktadır.
Davacı şirket tarafından işletilen kafeteryanın ruhsatsız faaliyet gösterildiğinden bahisle 2559 sayılı Yasaya uygun biçimde para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi gerekirken; İdare Mahkemesince ilgili yasal düzenleme ve dava konusu işlemin sebep unsuru gözardı edilerek, mahkeme kararındaki yazılı gerekçe ile dava konusu işlemin kısmen iptal edilip, kısmen de davanın reddedilmesinde hukuki isabet görülmemektedir.
öte yandan; başka bir şirketin işletmeciliğini yaptığı işyerinin, işletme izin belgesindeki niteliklere aykırı olarak faaliyet gösterdiğinin bir yıl içinde beşinci kez tespit edilmesi sonucu Belediye Encümenince verilen idari para cezasının iptali istemiyle açılan davada, uygulanan kuralın Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Ankara 1. İdare Mahkemesince yapılan itiraz üzerine açılan davada, Anayasa Mahkemesinin 13.5.2010 gün ve E:2009/29, K:2010/66 sayılı kararıyla itiraz başvurusu reddedildiği gibi; benzer olaylarda idari para cezası karan alınmasına ilişkin işlemlere karşı İstanbul İdare Mahkemelerine açılan davalar da reddedilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, İzmir 2. İdare Mahkemesinin 07.05.2015 gün ve E:2014/1535, K:2015/718 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51'inci maddesi uyarınca yürürlükteki hukuka aykırı sonucu ifade ettiğinden, kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ; Devin Gülsün Öner
DÜŞÜNCESİ: Danıştay Başsavcılığımın kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının 2577 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca, hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere kanun yararına bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Onuncu Dairesi tarafından ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Danıştay (Kapatılan) Onyedinci Dairesine, Danıştay (Kapatılan) Onyedinci Dairesince, Danıştay Başkanlık Kurulu'nun 01/08/2016 günlü, K:2016/32 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 1. fıkrası uyarınca Danıştay Onuncu Dairesine, daha sonra anılan Daire tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
İzmir ili, Konak ilçesi, Atatürk Caddesi, No:282/A adresinde, davacı şirket tarafından işletilen içkili kafeteryanın, 07/04/2010 günlü, 26 sayılı işyeri açma ve çalışma ruhsatı; idarece yapılan kontrolde yapı iç yüksekliğinin projesinden farklı olduğu, projede baca bulunmadığı halde dışarıdan baca yapıldığı ve iki ayrı bağımsız bölümün tek bağımsız bölüme dönüştürülmesi suretiyle onaylı mimari projesine aykırı kullanıldığının tespit edilmesi ve verilen 15 günlük süre içerisinde giderilmediğinden bahisle 14/07/2011 tarihinde iptal edilmiştir.
İşyeri açma ve çalışma ruhsatının iptalini müteakiben, Konak Belediyesi Encümeninin 28/07/2011 günlü 1315 sayılı kararıyla ruhsatsız hale gelen işyerinin, İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına ilişkin Yönetmeliğin 6. ve 32. maddeleri uyarınca ruhsat alıncaya değin kapatılmasına karar verilerek, 09/08/2011 günü işyeri kapatılmıştır. Davacı tarafından, faaliyetten men kararına karşı dava açılmadığı belirtilmiştir.
Davalı idare tarafından sunulan savunma dilekçesi ve eki tutanaklardan, işyerinde;
28/08/2012, 31/08/2012, 28/09/2012, 13/10/2012 ve 16/11/2012 tarihlerinde Mühür Bozma ve Yeniden Mühürleme Tutanaklarının tutulduğu,
30/12/2012 günlü, Mühür Bozma tutanağı üzerine ise; 17/01/2013 günlü, 99 sayılı Encümen kararıyla, 2559 sayılı PVS Kanunu'nun 6/d bendine muhalefet edildiğinden bahisle 950,00 TL idari para cezası uygulandığı ve aynı gerekçelerle,
07/02/2013 günlü, 263 sayılı Encümen kararıyla, 1.900,00 TL,
15/08/2013 günlü, 1337 sayılı Encümen kararıyla, 3.800,00 TL,
24/09/2013 günlü, 1593 sayılı Encümen kararıyla, 7.600,00 TL,
10/10/2013 günlü, 1691 sayılı Encümen kararıyla, 15.200,00 TL,
31/10/2013 günlü, 1745 sayılı Encümen kararıyla, 30.400,00 TL,
12/12/2013 günlü, 2005 sayılı Encümen kararıyla, 60.800,00 TL, 09/01/2014 günlü, 56 sayılı Encümen kararıyla, 121.600,00 TL, 13/02/2014 günlü, 245 sayılı Encümen kararıyla, 243,200,00 TL, 27/03/2014 günlü, 453 sayılı Encümen kararıyla, 486.400,00 TL, 05/06/2014 günlü, 828 sayılı Encümen kararıyla, 972.800,00 TL, 17/07/2014 günlü, 1126 sayılı Encümen kararıyla, 1.945.600,00 TL ve dava konusu edilen 14/08/2014 günlü, 1288 sayılı Encümen kararıyla ise, 13. kez aynı fiilin işlendiğinden bahisle 3.891.200,00 TL idari para cezası uygulandığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından, 03/09/2014 tarihinde tebellüğ edilen 14/08/2014 günlü, 1288 sayılı Konak Belediyesi Encümen kararının; faaliyetten men işlemine karşı dava açılmadığı ancak ruhsat başvurusunda bulunmalarına karşın halen ruhsat verilmediği, aynı adreste hali hazırda ruhsatlı 2 adet daha içkili kafeteryaları bulunduğu ve idare yetkililerince denetimlerde ruhsatlı işyeri müşterilerinin, ruhsatsız işletmeye geldiğinin kabulüyle hatalı olarak tutanak ve işlem tesis ettiklerini, tekerrür hükümlerinin de hatalı uygulanarak kanunda işaret edilen cezanın üst sınırının aşıldığını ileri sürerek iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kanun yararına temyiz" başlıklı 51. maddesinde; idare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar ile istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği, temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde kararın, kanun yararına bozulacağı, bu bozma kararının, daha önce kesinleşmiş olan merci kararının hukuki sonuçlarını kaldırmayacağı hükme bağlanmıştır.
2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nun 6. maddesinde; "Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinden; a) Faaliyetten geçici olarak men edildiği halde süresinden önce açılan, b) Açık ve kapalı bulunacağı saatlere uymayan, c) Bu Kanunun 12. maddesinde belirtilen yasaklara uymadığı tespit edilen, d) Mevzuat hükümlerine aykırı olarak işletilen,
İş yerlerinin işletmecilerine beşyüzmiiyon Türk Lirası ile birmilyar Türk Lirası arasında İdarî para cezası verilir.
Bu maddede öngörülen İdarî para cezaları, belediye sınırlan içinde belediye encümeni, belediye sınırları dışında il daimi encümeni tarafından verilir. Verilen İdarî para cezalarına dair kararlar ilgililere 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. İtiraz, zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılır. İdarî para cezaları 6183 sayılı Âmme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.
Bu maddede belirtilen aynı fiillerin bir yıl içinde tekrarı halinde, en son uygulanan para cezası bir kat artırılarak uygulanır." hükmü yer almaktadır.
Kabahatler yönünden genel Kanun niteliğindeki 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 15. maddesinin 2. fıkrasında "Aynı kabahatin birden fazla işlenmesi halinde her bir kabahatle ilgili olarak ayrı ayrı İdari para cezası verilir. Kesintisiz fiille işlenebilen kabahatlerde, bu nedenle İdarî yaptırım kararı verilinceye kadar fiil tek sayılır,..." hükmüne ve 17. maddesinin 7. fıkrasında "İdarî para cezalan her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Bu suretle İdarî para cezasının hesabında bir Türk Lirasının küsuru dikkate alınmaz. Bu fıkra hükmü, nispi nitelikteki İdarî para cezaları açısından uygulanmaz." hükmüne yer verilmiştir.
10/08/2005 günlü, 25902 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin, "İşyeri açılması" başlıklı 6. maddesinde yetkili idarelerden, usulüne uygun olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan, işyeri açılamayacağı ve çalıştıramayacağı ve işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan açılan işyerlerinin ise, yetkili idareler tarafından kapatılacağı; "Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin açılması" başlıklı 32. maddesinde ise, izin almadan açılan umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin, yetkili idarelerin ilgili birimleri tarafından sebebi bir tutanakla belirlenmek ve mühürlenmek suretiyle re'sen kapatılacağı düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden; 2553 sayılı Kanunda tekerrürün tanımlanmadığı ve 6. maddesinde ilk fiil -kabahatin cezası için alt ve üst limitler belirlenmesine karşın, tekerrür teşkil eden fiiller için süre veya ceza yönlerinden üst limit belirlenmediği; uyuşmazlığa esas fiilin kabahat niteliği bakımından genel kanun niteliğindeki 5326 sayılı Kanunda ise, açıkça aynı kabahatin birden fazla işlenmesi halinde her bir kabahatle ilgili olarak ayrı ayrı İdarî para cezası uygulanacağının hükme bağlandığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın dayanağı bulunan 2559 sayılı Kanun'un 6. maddesinin son fıkrasının Anayasa'nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu iddiasıyla Ankara 1. İdare Mahkemesince itiraz yoluyla yapılan başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesinin 22/10/2010 günlü 27737 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 13/05/2010 günlü, E:2009/2S, K:2010/66 sayılı kararında;
"Başvuru kararında, yasa koyucunun yasa! düzenlemeler yaparken sınırsız bir takdir yetkisine sahip olmadığı, takdir yetkisinin hukuk devleti ilkesiyle simdi bulunduğu, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan belirlilik ilkesi gereğince yasal düzenlemelerin kişiler ve idareler yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerektiği, bu çerçevede kuralların ve müeyyidelerin belirgin olması, önceden bilinmesi ve eylemlerinin sonuçlarının ilgililer tarafından makul düzeyde öngörülebilmesi gerektiği, itiraz konusu kuralda tekerrür halinde öngörülen İdari para cezasının üst sınırının belirti olmadığı, bu hususun hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı, Yasa'nın uygulanmasının eşitsizliğe, ayrımcılığa ve kayırmacılığa yol açtığı, belirti ve öngörülebilir nitelik taşımayan itiraz konusu kuralın Anayasa'nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
itiraz konusu kuralda 2559 sayılı Yasanın 6. maddesinde öngörülen fiiller nedeniyle işletmecilere artırımlı para cezası uygulanabilmesi için, 'bu maddede belirtilen aynı fiillerin bir yıl içinde tekrar edilmiş olması' koşulu aranmış ve bu durumda 'en son uygulanan para cezasının bir kat artırılarak uygulanacağı' belirtilmiştir. Bir başka deyişle, 'aynı fiilin bir yıl içinde tekrarlanması halinde en son uygulanan cezanın bir kat artırılarak uygulanması öngörülmüştür.
Yasa koyucu, para cezasının artırılarak uygulanabilmesi için gerekli koşulları ve bu koşulların varlığı durumunda cezanın artırılma şeklini açıkça belirlediğinden, itiraz konusu kuralın umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin işletmecileri bakımından belidi ve öngörülebilir olmadığından söz edilemez.
Yasakoyucu, kamu düzeninin korunması amacıyla ceza hukuku alanında düzenleme yaparken Anayasa'ya ve ceza hukukunun temel ilkelerine bağlı kalmak koşuluyla toplumda hangi eylemlerin suç sayılacağı ve suç sayılan bu eylemlerin hangi tür ve ölçüde cezai yaptırıma bağlanacağı konusunda anayasal sınırlar içinde takdir yetkisine sahiptir. Bu yetki, idari yaptırımlar bakımından da geçeriidir. Bu bağlamda hukuka aykın bir eylemin tekrarlanması halinde faile verilecek cezada artırıma gidilmesi, yasa koyucunun sahip olduğu takdir yetkisinin kapsamındadır.
Umuma açık istirahat ve eğlence yellerinin 2559 sayılı Yasanın 6. maddesinin bilinci fıkrasında öngörülen kurallara uymamaları ve bu nedenle işletmecilerinin para cezası ile cezalandırılmalarına rağmen aynı hukuka aykırı eylemde bulunmaya devam etmeleri, yasa koyucu tarafından daha ağır bir yaptırıma bağlanmıştır, ilgililerin bilinçli olarak ve ısrarla tekrarladıkları söz konusu hukuka aykırı eylemleri gözetildiğinde, Devletin cezalandırma yetkisi bakımından itiraz konusu kuralda suç ve ceza arasında adil bir dengenin bulunması gereğini esas alan hukuk devleti ilkesine aykırılık bulunmamaktadır.
Anayasa'nın 10. maddesinde öngörülen ...Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunanlar kişilerin yasalar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir...
Bir yıl içinde hukuka aykırılığı bir eylemle gerçekleşîirenler ile birden çok eylemle gerçekleştirenler, aynı hukuki konumda olmadıklarından eylemde bulunma sayısına göre faillerin farklı kurallara tabi tutulması ve birden çok gerçekleştirilen eylemler yönünden de eylem sayısına bağlı olarak bir önceki cezanın bir kat artırılarak uygulanması eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmamaktadır." gerekçesiyle 2559 sayılı Kanunun 6. maddesinin son fıkrasının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine karar verilmiştir.
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; İdare Mahkemesince, davacı hakkında ilk kez 30/12/2012 tarihinde yapılan tespit uyarınca 17/01/2013 günlü, 99 sayılı Encümen kararıyla idari para cezası uygulandığı dikkate alındığında bir yıllık sürenin 30/12/2013 tarihinde sona erdiği, dolayısıyla 30/12/2013 tarihinden sonra tekerrür için yeni bir bir yıllık sürenin işletilmesi gerektiği ve dava konusu olayda 30/12/2013 tarihinden sonra ilk kez 02/01/2014 tarihinde aynı fiilin işlendiği, bu tarihten sonra aynı fiilin 04/02/2014, 18/3/2014, 02/06/2014, 11/07/2014 ve 05/08/2014 tarihlerinde tekrar edildiğinden bahisle 5. kez tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilerek dava konusu idari para cezasının 3.859.605,30 TL'lik kısmının iptaline, 31.594,72 TL'lik kısmı yönünden ise davanın reddine karar karar verildiği görülmektedir.
Ancak, yukarıda yer verildiği üzere, mevzuatta, "aynı fiillerin bir yıl içinde tekrarı" ifadesi dışında; tekerrürü sonlandırarak yeniden başlatan bir düzenlemeye yer verilmediği gibi "ilk tespit tarihinden itibaren bir yıl içinde" ifadesine yer verilmeyerek açıkça aynı fiillerin bir yıl içinde tekrarı halinde, en son uygulanan para cezasının bir kat artırılarak uygulanacağı düzenlenmiştir.
Bu itibarla, davanın reddi gerekmekte iken; dava konusu işlemin kısmen iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca Danıştay Başsavcılığı tarafından yapılan KANUN YARARINA TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle, dava konusu işlemin kısmen İptali, davanın kısmen reddi yolundaki yolunda verilen İzmir 2. İdare Mahkemesinin 07/05/2015 günlü, E:20l4/1535, K:2015/718 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca, hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
3. Kararın birer örneğinin Danıştay Başsavcılığına, Konak Belediye Başkanlığı'na ve davacıya gönderilmesine ve kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasına, 22/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
----------o----------
Danıştay İkinci Daire Başkanlığından:
Esas No: 2021/345
Karar No: 2022/4478
KANUN YARARINA TEMYİZ EDEN : Danıştay Başsavcılığı - ANKARA
DAVACI: JMS Turizm Gıda İnşaat Sanayi İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ: Av. Fikret Şahin
16495-94650-60270 (UETS)
DAVALI: Konak Belediye Başkanlığı
VEKİLİ: Av. Elif İnce Canbek
16526-25274-86792 (UETS)
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: İzmir ili, Konak ilçesi, Şehit Fethi Bey Caddesi, No:4/1 adresinde davacı şirket tarafından işletilen otelin, işyeri açma ve çalışma ruhsatı olmaksızın faaliyet gösterdiğinden bahisle kapatılarak, işyerinin mühürlenmesinden sonra, mühür fekedilerek tekrar faaliyete geçtiği hususunun 13/11/2014 günlü tutanakla tespit edilmesi üzerine, davacı şirket adına 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyetleri Hakkında Kanun'un 6/d maddesi uyarınca "bu fiilin onbirinci kez tekrarlanması nedeniyle" 972.800,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin 27/11/2014 günlü, 2038 sayılı Konak Belediye Encümeni kararının iptali istenilmiştir.
Kanun yararına temyiz edilen kararın özeti: İzmir 2. İdare Mahkemesinin 05/11/2015 günlü, E:2014/2048, K:2015/1414 sayılı kararıyla; davacı hakkında söz konusu fiili işlediği ve ilk cezaya dayanak ilk tespit tarihi olan 11/01/2013 tarihinden itibaren 1 yıllık süre geçtikten sonra, 13/11/2014 tarihinde yapılan tespit nedeniyle tekerrür hükümleri uygulanarak 2559 sayılı Kanunun 6. maddesinin (d) bendi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
DANIŞTAY BAŞSAVCISI: Abdülkadir Atalık
DÜŞÜNCESİ Davacı şirkete ait İzmir İli, Konak İlçesi, Şehit Fethi Bey
Caddesi, No:4/1 adresinde bulunan otelin, ruhsatsız olarak faaliyet gösterdiğinin tespiti üzerine davacı şirket adına 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 6'ncı maddesinin (d) bendi gereği 972.800,00 TL para cezası verilmesine ilişkin İzmir Konak Belediye Encümeninin 27.11.2014 gün ve 2038 sayılı kararını; davacı şirketin, aynı fiili bir yıllık süre içerisinde 11 kez işlediği gerekçesiyle bir önceki (onuncu) tespite binaen verilen para cezası bir kat artırılmak suretiyle işbu davaya konu para cezası uygulanmışsa da, davaya konu cezanın dayanağı tespitin, tekerrür uygulamasına başlangıç alınan 11.01.2013 tarihli tespitten itibaren bir yıllık süreden sonra yapılmış olması nedeniyle tekerrür hükümleri uygulanarak verilen para cezasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden ve 2559 sayılı Yasaya göre Danıştay'ın temyiz incelenmesine tabi olmayan İzmir 2. İdare Mahkemesinin 05.11.2015 gün ve E:2014/2048, K:2015/1414 sayılı kararının; kanun yararına incelenerek bozulması istemiyle Başsavcılığımızı bilgilendiren dilekçe üzerine konu incelendi:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51'inci maddesinde, "niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden" kararların kanun yararına bozulması için temyiz olunabileceği belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket tarafından işletilmekte olan işyerinde ruhsatsız olarak faaliyette bulunulduğundan bahisle birçok kez mühürlenmesine karşın her defasında mühür fekki yapılarak, ruhsatsız faaliyete devam edildiği, en son ruhsatsız faaliyet gösterdiğinin tespit edilmesi üzerine tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle davaya konu 27.11.2014 gün ve 2038 sayılı Encümen kararıyla 972.800,00 TL para cezasının verildiği anlaşılmaktadır.
2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun Tinci maddesinde, "polis, asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatım temin eder.
Yardım isteyenlerle yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet eder. Kanun ve nizamnamelerinin kendisine verdiği vazifelen yapar. " hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Yasanın 6'ncı maddesinde ise; "Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinden;
a) Faaliyetten geçici olarak men edildiği halde süresinden önce açılan,
b) Açık ve kapalı bulunacağı saatlere uymayan,
c) Bu Kanunun 12 nci maddesinde belirtilen yasaklara uymadığı tespit edilen,
d) Mevzuat hükümlerine aykırı olarak işletilen
İş yerlerinin işletmecilerine beşyüzmilyon Türk Lirası ile birmiiyar Türk Lirası arasında İdarî para cezası verilir.
Bu maddede öngörülen İdarî para cezaları, belediye sınırlan içinde belediye encümeni, belediye sınırları dışında il daimi encümeni tarafından verilir. Verilen idari para cezalarına dair kararlar ilgililere 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz, itiraz üzerine verilen karar kesindir, itiraz, zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılır. idari para cezalan 6183 sayılı Âmme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.
Bu maddede belirtilen aynı fiillerin bir yıl içinde tekrarı halinde, en son uygulanan para cezası bir kat artırılarak uygulanır, "kuralına yer verilmiştir.
Yukarıda anılan yasal düzenleme uyarınca, umuma açık istirahat ve eğlence yerlerini mevzuata aykırı işleten işyerlerinin işletmecilerine idari para cezası verileceği, aynı fiillerin bir yıl içerisinde tekrar işlenmesi halinde de, para cezasının hesaplanmasında, İşletmeciye verilen en son para cezası tutarının esas alınacağı açıktır. Bir başka ifadeyle; 2559 sayılı Yasa ile mevzuat hükümlerine aykırı olarak işletilmeye devam eden işyerlerine uygulanması gereken para cezalarına sınır getirilmiştir. Böyle bir düzenlemenin, yani fiil tekrarında ceza miktarının bir kat arttırılmasının, caydırıcı olmayı ve kamu düzenini korumayı amaçlaması karşısında; hukuk güvenliğine aykırı yönü bulunmamaktadır.
Davacı şirket tarafından işletilen otelde ruhsatsız olarak faaliyette bulunulduğundan bahisle, 2559 sayılı Yasaya uygun biçimde para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi gerekirken; İdare Mahkemesince ilgili yasal düzenleme ve dava konusu işlemin sebep unsuru gözardı edilerek, dava konusu uyuşmazlıkla bağdaşmayan biçimde "Tekerrüre esas alınan fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıllık süre geçtikten sonra yapılan tespit nedeniyle tekerrür hükümlerinin uygulanması olanağı bulunmamaktadır." değerlendirilmesi yapılarak dava konusu işlemin iptal edilmesinde hukuki isabet görülmemektedir.
Öte yandan; başka bir şirketin işletmeciliğini yaptığı işyerinin, işletme izin belgesindeki niteliklere aykırı olarak faaliyet gösterdiğinin bir yıl içinde beşinci kez tespit edilmesi sonucu Belediye Encümenince verilen idari para cezasının iptali istemiyle açılan davada, uygulanan Yasa kuralının Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Ankara 1. idare Mahkemesi'nce yapılan itiraz üzerine açılan davada, Anayasa Mahkemesi'nin 13.05.2010 gün ve E:2009/29, K:2010/66 sayılı kararıyla itiraz başvurusunun reddedildiği gibi, benzer olaylarda idari para cezası alınmasına ilişkin işlemlere karşı İstanbul İdare Mahkemelerine açılan davalar da reddedilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, İzmir 2. İdare Mahkemesinin 05.11.2015 gün ve E:2014/2048, K:2015/1414 sayılı kararının; 2577 sayılı Yasanın 51'inci maddesi uyarınca yürürlükteki hukuka aykırı sonucu ifade ettiğinden, kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : Devin Gülsün Öner
DÜŞÜNCESİ: Danıştay Başsavcılığının kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının2577 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca, hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere kanun yararına bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay ikinci Dairesince; Danıştay (Kapatılan) Onyedinci Dairesince, Danıştay Başkanlık Kurulu'nun 01/08/2016 günlü, K:2016/32 sayılı kararının "Ortak Hükümleri' kısmının 1. fıkrası uyarınca Danıştay Onuncu Dairesine, daha sonra anılan Daire tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı karannın "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
İzmir ili, Konak ilçesi, Şehit Fethi Bey Caddesi, No:4/1 adresinde davacı şirket tarafından işletilen otelin, ruhsatsız olarak faaliyette bulunduğundan bahisle, Konak Belediyesi Encümeninin 05/01/2012 günlü, 9 sayılı kararıyla, işyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına ilişkin Yönetmeliğin 6 ve 32. maddeleri uyarınca ruhsat alıncaya değin kapatılmasına karar verilerek, 13/01/2012 günü işyeri kapatılmıştır.
Davalı idare tarafından sunulan savunma dilekçesi ve eki tutanaklar ile davacı tarafın beyanlarının incelenmesinden, işyerinde;
13/02/2012, 02/03/2012, 02/04/2012, 12/07/2012, 04/10/2012 ve 22/12/2012 tarihlerinde Mühür Bozma ve Yeniden Mühürleme Tutanaklarının tutulduğu,
11/01/2013 günlü Mühür Bozma tutanağı üzerine ise; 24/01/2013 günlü, 135 sayılı Encümen kararıyla, 2559 sayılı PVS Kanunu'nun 6/d bendine muhalefet edildiğinden bahisle 950,00 TL idari para cezası uygulandığı ve aynı gerekçelerle,
07/02/2013 günlü, 261 sayılı Encümen kararıyla, 1.900,00 TL,
14/03/2013 günlü, 504 sayılı Encümen kararıyla, 3.800,00 TL,
28/03/2013 günlü, 579 sayılı Encümen kararıyla, 7.600,00 TL,
22/08/2013 günlü,-1386 sayılı Encümen kararıyla, 15.200,00 TL,
31/10/2013 günlü, 1746 sayılı Encümen kararıyla, 30.400,00 TL,
21/11/2013 günlü, 1863 sayılı Encümen kararıyla, 60.800,00 TL,
13/02/2014 günlü, 246 sayılı Encümen kararıyla, 121.600,00 TL,
06/03/2014 günlü, 341 sayılı Encümen kararıyla, 243,200,00 TL,
13/11/2014 günlü, 1901 sayılı Encümen kararıyla, 486.400,00 TL ve dava konusu edilen
27/11/2014 günlü, 2038 sayılı Encümen kararıyla ise, 11. kez aynı fiilin işlendiğinden bahisle 972.800,00 TL idari para cezası uygulandığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından, butik otele dönüştürülmek üzere taraflarına kiraya verilen otelde, mülk sahibi kiraya verenin gerekli yetki belgesini vermemesi nedeniyle inşaatın yarım kaldığı; faaliyetlerine ara vermiş olmalarına karşın düzenlenen cezaların hukuka aykırı olduğu, mührü fek etmedikleri halde, işyerine fiilen gelinmeden hazırlanan tutanaklar uyarınca ceza düzenlendiği ve cezaların da usulünce tebliğ edilmediği ileri sürerek 12/12/2014 tarihinde tebellüğ edilen 27/11/2014 günlü, 2038 sayılı Konak Belediyesi Encümen kararının, iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kanun yararına temyiz" başlıklı 51. maddesinde; idare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar ile istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği, temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde kararın, kanun yararına bozulacağı, bu bozma kararının, daha önce kesinleşmiş olan merci kararının hukuki sonuçlarını kaldırmayacağı hükme bağlanmıştır.
2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nun 6. maddesinde; "Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinden; a) Faaliyetten geçici olarak men edildiği halde süresinden önce açılan, b) Açık ve kapalı bulunacağı saatlere uymayan, c) Bu Kanunun 12. maddesinde belirtilen yasaklara uymadığı tespit edilen, d) Mevzuat hükümlerine aykırı olarak işletilen,
İş yerlerinin işletmecilerine beşyüzmilyon Türk Lirası ile birmilyar Türk Lirası arasında İdarî para cezası verilir.
Bu maddede öngörülen idari para cezaları, belediye sınırlan içinde belediye encümeni, belediye sınırları dışında il daimi encümeni tarafından verilir. Verilen idari para cezalarına dair kararlar ilgililere 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. İtiraz, zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılır. İdari para cezaları 6183 sayılı Âmme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.
Bu maddede belirtilen aynı fiillerin bir yıl içinde tekrarı halinde, en son uygulanan para cezası bir kat artırılarak uygulanır." hükmü yer almaktadır.
Kabahatler yönünden genel Kanun niteliğindeki 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 15. maddesinin 2. fıkrasında "Aynı kabahatin birden fazla işlenmesi halinde her bir kabahatle İlgili olarak ayrı ayrı idari para cezası verilir. Kesintisiz fiille işlenebilen kabahatlerde, bu nedenle idari yaptırım kararı verilinceye kadar fiil tek sayılır...." hükmüne ve 17. maddesinin 7. fıkrasında "İdarî para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Bu suretle idari para cezasının hesabında bir Türk Lirasının küsuru dikkate alınmaz. Bu fıkra hükmü, nispi nitelikteki İdarî para cezalan açısından uygulanmaz." hükmüne yer verilmiştir.
10/08/2005 günlü, 25902 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin, "İşyeri açılması" başlıklı 6, maddesinde yetkili idarelerden, usulüne uygun olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan, işyeri açılamayacağı ve çalıştırılmayacağı ve işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan açılan işyerlerinin ise, yetkili İdareler tarafından kapatılacağı; "Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin açılması" başlıklı 32. maddesinde ise, izin almadan açılan umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin, yetkili idarelerin ilgili birimleri tarafından sebebi bir tutanakla belirlenmek ve mühürlenmek suretiyle re'sen kapatılacağı düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden; 2559 sayılı Kanunda tekerrürün tanımlanmadığı ve 6. maddesinde İlk fiil kabahatin cezası için alt ve üst limitler belirlenmesine karşın, tekerrür teşkil eden fiiller için süre veya ceza yönlerinden üst limit belirlenmediği; uyuşmazlığa esas fiilin kabahat niteliği bakımından genel kanun niteliğindeki 5326 sayılı Kanunda ise, açıkça aynı kabahatin birden fazla işlenmesi halinde her bir kabahatle ilgili olarak ayrı ayrı İdari para cezası uygulanacağının hükme bağlandığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın dayanağı bulunan 2559 sayılı Kanunun 6. maddesinin son fıkrasının Anayasa'nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu iddiasıyla Ankara 1. İdare Mahkemesince itiraz yoluyla yapılan başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesinin 22/10/2010 günlü 27737 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 13/05/2010 günlü, E:2009/29, K:2010/66 sayılı kararında;
"Başvuru kararında, yasa koyucunun yasal düzenlemeler yaparken sınırsız bir takdir yetkisine sahip olmadığı, takdir yetkisinin hukuk devleti ilkesiyle sınırlı bulunduğu, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan belirlilik ilkesi gereğince yasal düzenlemelerin kişiler ve idareler yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerektiği, bu çerçevede kuralların ve müeyyidelerin belirgin olması, önceden bilinmesi ve eylemlerinin sonuçlarının ilgililer tarafından makul düzeyde öngörülebilmesi gerektiği, itiraz konusu kuralda tekerrür halinde öngörülen idari para cezasının üst sınırının belirli olmadığı, bu hususun hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı, Yasa'nın uygulanmasının eşitsizliğe, ayrımcılığa ve kayırmacılığa yol açtığı, belidi ve öngörülebilir nitelik taşımayan itiraz konusu kuralın Anayasa'nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
İtiraz konusu kuralda 2559 sayılı Yasanın 6. maddesinde öngörülen fiiller nedeniyle işletmecilere artırımlı para cezası uygulanabilmesi için, 'bu maddede belirtilen aynı fiillerin bir yıl içinde tekrar edilmiş olması' koşulu aranmış ve bu durumda 'en son uygulanan para cezasının bir kat artırılarak uygulanacağı' belirtilmiştir. Bir başka deyişle, ‘aynı fiil'in 'bir yıl içinde' tekrarlanması halinde en son uygulanan cezanın 'bir kat' artırılarak uygulanması öngörülmüştür.
Yasa koyucu, para cezasının artırılarak uygulanabilmesi için gerekli koşulları ve bu koşulların varlığı durumunda cezanın artırılma şeklini açıkça belirlediğinden, itiraz konusu kuralın umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin işletmecileri bakımından belirli ve öngörülebilir olmadığından söz edilemez.
Yasakoyucu, kamu düzeninin korunması amacıyla ceza hukuku alanında düzenleme yaparken Anayasa'ya ve ceza hukukunun temel ilkelerine bağlı kalmak koşuluyla toplumda hangi eylemlerin suç sayılacağı ve suç sayılan bu eylemlerin hangi tür ve ölçüde cezai yaptırıma bağlanacağı konusunda anayasal sınırlar içinde takdir yetkisine sahiptir. Bu yetki, idari yaptırımlar bakımından da geçerlidir. Bu bağlamda hukuka aykırı bir eylemin tekrarlanması halinde faile verilecek cezada artırıma gidilmesi, yasa koyucunun sahip olduğu takdir yetkisinin kapsamındadır.
Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin 2559 sayılı Yasanın 6. maddesinin birinci fıkrasında öngörülen kurallara uymamaları ve bu nedenle işletmecilerinin para cezası ile cezalandırılmalarına rağmen aynı hukuka aykırı eylemde bulunmaya devam etmeleri, yasa koyucu tarafından daha ağır bir yaptırıma bağlanmıştır. İlgililerin bilinçli olarak ve ısrarla tekrarladıkları söz konusu hukuka aykırı eylemleri gözetildiğinde, Devletin cezalandırma yetkisi bakımından itiraz konusu kuralda suç ve ceza arasında adil bir dengenin bulunması gereğini esas alan hukuk devleti ilkesine aykırılık bulunmamaktadır.
Anayasa'nın 10. maddesinde öngörülen ...Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunanlar kişilerin yasalar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir...
Bir yıl içinde hukuka aykırılığı bir eylemle gerçekleştirenler He birden çok eylemle gerçekleştirenler, aynı hukuki konumda olmadıklarından eylemde bulunma sayısına göre faillerin farklı kurallara tabi tutulması ve birden çok gerçekleştirilen eylemler yönünden de eylem sayısına bağlı olarak bir önceki cezanın bir kat artırılarak uygulanması eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmamaktadır." gerekçesiyle 2559 sayılı Kanunun 6. maddesinin son fıkrasının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine karar verilmiştir.
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; İdare Mahkemesince, davacı hakkında söz konusu fiili işlediği ve ilk cezaya dayanak ilk tespit tarihi olan 11/01/2013 tarihinden itibaren 1 yıllık süre geçtikten sonra, 13/11/2014 tarihinde yapılan tespit nedeniyle tekerrür hükümleri uygulanarak 2559 sayılı Kanunun 6. maddesinin (d) bendi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verildiği görülmektedir.
Ancak, yukarıda yer verildiği üzere, mevzuatta, "aynı fiillerin bir yıl içinde tekrarı" ifadesi dışında; tekerrürü sonlandırarak yeniden başlatan bir düzenlemeye yer verilmediği gibi "ilk tespit tarihinden itibaren bir yıl içinde" ifadesine yer verilmeyerek açıkça aynı fiillerin bir yıl içinde tekrarı halinde, en son uygulanan para cezasının bir kat artırılarak uygulanacağı düzenlenmiştir.
Bu itibarla, davanın reddi gerekmekte iken; dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU;
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca Danıştay Başsavcılığı tarafından yapılan KANUN YARARINA TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle, dava konusu işlemin iptali yolundaki İzmir 2. İdare Mahkemesinin 05/11/2015 günlü, E:2014/2048, K:2015/1414 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca, hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
3. Kararın birer örneğinin Danıştay Başsavcılığına, Konak Belediye Başkanlığı'na ve davacıya gönderilmesine ve kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasına, 22/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
----------o----------