MEVZUATTAKİ SON
DEĞİŞİKLİKLER

R.Gazete No: 31852

R.G. Tarihi: 31.5.2022

 

DANIŞTAY KARARI

 

Danıştay Onikinci Daire Başkanlığından:

 

Esas No : 2022/1033

Karar No : 2022/1109

 

KANUN YARARINA TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNAN : Danıştay Başsavcılığı / ANKARA

DAVACI                               : Muhammet Hamdı Demirhan

VEKİLİ                                            : Av. Sümeyye Kethüda

                                                          [16994-99984-73970] UETS

DAVALI                                          : Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü

                                                          [35224-04224-75688] UETS

VEKİLİ           : Av. Aslıhan Yalçınkaya

İSTEMİN ÖZETİ                : Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünde teknik uzman

olarak görev yapmakta iken 01/09/2016 tarih ve 29818 (1. mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ite kamu görevinden çıkarılan ve isteği üzerine 01/11/2016 tarihinde emekli aylığı bağlanan davacı tarafından, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesinin (D) bendi uyarınca tazminat ödenmesi istemiyle yaptığı başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin İptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı tazminatın başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılan davada; dava konusu işlemin İptali, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesinin (D) bendi uyarınca hesaplanacak tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 12/02/2021 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolunda Ankara 2. İdare Mahkemesi Hakimliğince kesin olarak verilen 26/10/2021 tarih ve E:2021/771, K:2021/1859 sayılı kararın, Danıştay Başsavcılığı tarafından 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : Münevver ERCAN

DÜŞÜNCESİ                                  : Davacının, davayı avukat aracılığıyla açtığı ve takip ettiği görüldüğünden, dava konusu işlemin iptali, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 1. maddesinin (D) bendi uyarınca hesaplanacak tazminatın başvuru tarihi olan 12/02/2021 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolunda verilen kararda, davacı lehine vekâlet ücretine hükmolunması gerekirken, bu hususta karar verilmemesinde hukuka uygunluk bulunmadığından, Danıştay Başsavcılığının kanun yararına temyiz isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI               : Abdülkadir ATALIK

DÜŞÜNCESİ................................ :    Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünde teknik uzman olarak görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan ve talebi üzerine emekli aylığı bağlanan davacının vekili tarafından, müvekkiline 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1/D maddesi uyarınca tazminat ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılan davada; dava konusu İşlemin iptaline, tazminat İsteminin kabulü ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 1/D maddesi uyarınca hesaplanacak tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 12/02/2021 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine hükmeden Ankara 2. idare Mahkemesi Hakimliğinin 26/10/2021 tarih ve E:2021/771, K:2021/1859 sayılı kesin kararı üzerine davacının vekilince vekâlet ücretine hükmedilmediğinden hükmün bu konuda tamamlanması istemiyle yapılan başvurunun, anılan Mahkeme Hakimliğince 10/12/2020 tarih ve E:2020/771 sayılı ara kararı (Ek Karar) ile ek karar talebinin incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmesi üzerine anılan davacının vekilince, anılan Mahkemenin 26/10/2021 tarih ve E:2021/771, K:2021/1859 sayılı kararının vekâlet ücreti yönünden kanun yararına temyiz edilmesine ilişkin verilen dilekçe üzerine konu incelendi:

2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kanun yararına temyiz'' başlıklı 51'inci maddesinde ; idare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar ile istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği; temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde kararın, kanun yararına bozulacağı; bu bozma kararının, daha önce kesinleşmiş olan merci kararının hukuki sonuçlarını kaldırmayacağı hükme bağlanmıştır.

2577 sayılı Kanun'un 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollamada bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmış; 326, maddesinde, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği hüküm altına alınmıştır.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nda ise, "Avukatlık Ücreti" başlıklı 164. maddesinde; avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği, 168. maddesinin son fıkrasında; avukatlık ücretinin takdirinde, hukukî yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı kurala bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; davacının davayı avukat aracılığıyla açtığı ve takip ettiği, Mahkemece dava konusu işlemin iptaline, tazminat isteminin kabulüne karar verilmesine karşın kararda, davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmediği anlaşılmakta olup, davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuki isabet görülmemiştir.

Belirtilen nedenlerle Ankara 2. İdare Mahkemesi Hakimliğinin 26/10/2021 tarih ve E:2021/771, K:2021/1859 sayılı kesin kararı, 2577 sayılı Yasanın 51. maddesi uyarınca yürürlükteki hukuka aykırı sonucu ifade ettiğinden kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Dava, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünde teknik uzman olarak görev yapmakta iken 01/09/2016 tarih ve 29818 (1. mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ite kamu görevinden çıkarılan ve isteği üzerine emekli aylığı bağlanan davacı tarafından, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesinin (D) bendi uyarınca tazminat ödenmesi istemiyle yaptığı başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin İptali ve işlem nedeniyle yoksun kaldığı tazminatın başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.

Ankara 2. İdare Mahkemesi Hakimliğinin 26/10/2021 tarih ve E:2021/771, K:12021/1859 sayılı kararla; 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesinin (D) bendi uyarınca, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 1. maddesinin (A) bendinde sayılan ve aralarında aylıklarını 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre almakta olan personelin de yer aldığı personelden emekliliğini isteyen veya emekliye sevk olunanlara, damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaksızın (12.105) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarında tazminat ödeneceği, bu madde kapsamında tazminat ödenemeyecek hallerin sayma yoluyla belirlendiği, davacının durumunun ise tazminat ödenmeyecek hallerden herhangi birine girmediği, yine emekli iken yeniden hizmete alındıktan sonra cezaen görevine son verilmediği, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile görevinden İhraç edildikten sonra emeklilik talebi üzerine tarafına emekli aylığı bağlandığı, bu durumda, 01/11/2016 tarihinden itibaren tarafına emekli aylığı bağlanan davacıya, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 1. maddesinin (D) bendi uyarınca tazminat ödenmesi gerekirken aksi yönde tesis edilen dava konusu istemde hukuka ve hakkaniyete uygunluk bulunmadığı; öte yandan, hukuka aykırılığı ortaya konulan dava konusu işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı tazminatın, davalı idareye başvuru tarihi olan 12/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle, dava konusu işlemin İptaline, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 1. maddesinin (D) maddesi uyarınca hesaplanacak tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 12/02/2021 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca iş bu karara karşı temyiz/istinaf yolu kapalı olduğundan kesin olarak karar verilmiştir.

Danıştay Başsavcılığı tarafından, davacının davayı avukat aracılığıyla açtığı ve takip ettiği, Mahkemece dava konusu işlemin iptaline, tazminat isteminin kabulüne karar verilmesine karşın kararda, davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmediği anlaşılmakta olup, davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle, Ankara 2. İdare Mahkemesi Hakimliğinin 26/10/2021 tarih ve E:2021/771, K:2021/1859 sayılı kararının, 2577 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca yürürlükteki hukuka aykırı sonucu ifade ettiğinden kanun yararına temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

2577 sayılı Kanun'un "Kanun yararına temyiz" başlıklı 51. maddesinde, bölge idare mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştayca ilk derece mahkemesi olarak verilip, temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği, temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde kararın kanun yararına bozulacağı, bu bozma kararının daha önce kesinleşmiş olan mahkeme veya Danıştay kararının hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmayacağı, bozma kararının bir örneğinin ilgili bakanlığa gönderileceği ve Resmî Gazetede yayımlanacağı kuralına yer verilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin göndermede bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 'Yargılama giderlerinin kapsamı" başlıklı 323. maddesinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmış, "Yargılama giderlerinden sorumluluk" başlıklı 326. maddesinde de, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği düzenlemesine yer verilmiştir.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatlık Ücreti" başlıklı 164.maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği, "Avukatlık ücret tarifesinin hazırlanması" başlıklı 168. maddesinin son fıkrasında ise avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı kurala bağlanmıştır.

Tarafların avukat aracılığı ile takip ederek, lehlerine sonuçlanan davalarda, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekâlet ücretinin takdir edilmesi gerektiği açıktır.

Dosyanın incelenmesinden, davacının Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünde teknik uzman olarak görev yapmakta iken 01/09/2016 tarih ve 29818 (1. Mükerrer) sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile görevinden ihraç edildiği, emeklilik talebinde bulunması üzerine 01/11/2016 tarihinde emekli aylığı bağlandığı; daha sonra 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesinin (D) bendi uyarınca tazminat ödenmesi istemiyle yaptığı 12/02/2021 tarihli başvurusunun zımnen reddi üzerine açılan davada; dava konusu İşlemin iptaline, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 1. maddesinin (D) bendi uyarınca hesaplanacak tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 12/02/2021 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkin

Ankara 2. İdare Mahkemesi Hakimliğince verilen kararda, davayı avukat aracılığıyla açan ve takip eden davacı taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmediği anlaşılmıştır.

Bu durumda, davacının davayı avukat aracılığıyla açtığı ve takip ettiği görüldüğünden, dava konusu işlemin iptali ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 1. maddesinin (D) bendi uyarınca hesaplanacak tazminatın başvuru tarihi olan 12/02/2021 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolunda verilen kararda, davacı- taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu hususta karar verilmemesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcılığının kanun yararına temyiz isteminin kabulüyle, Ankara2. İdare Mahkemesi Hakimliğince verilen 26/10/2021 tarih ve E:2021/771, K:2021/1859 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51. maddesi uyarınca hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere kanun yararına bozulmasına, kararın birer örneğinin Eti Maden işletmeleri Genel Müdürlüğü ve davacı ile Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmesine ve kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasına, 16/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

----------o----------

E-Bültenimizi İnceleyin