MEVZUATTAKİ SON
DEĞİŞİKLİKLER

R.Gazete No: 32613

R.G. Tarihi: 26.7.2024

 

 

Yargıtay 3. Hukuk Dairesinden:

 

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

YARGITAY İLÂMI

 

 

Esas No : 2024/587

Karar No : 2024/1650

 

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep 13. Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 12.07.2023

SAYISI : 2022/56 E., 2023/205 K.

DAVACI : Antep Medya Yayıncılık San. ve Tic. A.Ş. vekili Avukat Metehan Özpolat

DAVALILAR : 1-Aydın İsmi vekili Avukat Cihangir Ağcabay,

2-Ahmet Ateş vekili Avukat Aydın İsmi

DAVA TARİHİ : 29.12.2021

 

Taraflar arasında, İlk. Derece Mahkemesinde görülen borçlu olmadığının tespiti davasında davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı Avukat Aydın İsmi, alacaklı Ahmet Ateş vekili olarak Gaziantep 1. İş Mahkemesinin 2010/480 E., 2014/132 K. ve 08.04.2014 tarihli kararına dayanarak müvekkili şirket aleyhine Gaziantep İcra Dairesinin 2014/38009 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirket tarafından icra dosyasında alacaklı vekili olan davalı Avukat Aydın İsmi'nin banka hesabına ve elden tahsil makbuzu ile düzenli olarak ödemeler yapıldığını, yapılan ödemelerin hiçbirinin dosyaya bildirilmediğini, müvekkilince davalıya geçmiş yıllarda yapılan ödemelerin İcra Dairesine bildirmemesi dosyada mevcut bulunan 48.376,31 TL'lik faiz miktarını aleyhlerine olarak etkilediğini ve dolayısıyla icra dosyasında bulunan faiz miktarının gerçeği yansıtmadığını belirterek Gaziantep İcra Dairesinin 2014/3 8009 E. sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Ahmet Ateş vekili; müvekkilinin Antep Medya Yayıncılık San. Tic. A.Ş. isimli işyerinde sigortasız çalıştırıldığını, tazminatsız bir şekilde işten çıkartıldığını, davacının kısmi ödemelerinin öncelikli olarak borcun ferilerinden düşeceğinden davacının davalıya hala borcu bulunduğunu, davacının iddiaları mesnetsiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Aydın İsmi vekili; müvekkili ile işçi-işveren ilişkisi bulunmadığını, herhangi bir ticari ilişkisi de bulunmadığını, müvekkilinin davacı ve alacaklı vekili olarak dava ve icra takibi dosyalarında görev yaptığını savunarak müvekkili hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. Gaziantep 4. İş Mahkemesinin 03.01.2022 tarihli ve 2021/507 E., 2022/1 K. sayılı ilamıyla; davalının işçilik alacağının tahsili için diğer davalı Ahmet Ateş lehine avukat Aydın İsmi'ye verilen vekalete istinaden ödeme yapıldığı beyan edildiği, Aydın İsmi ile davacı arasında iş ilişkisi bulunmadığı, dosyasının özü itibariyle İş Mahkemesinde değil; Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkemenin çılan davada görevsiz olduğundan göreve ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

2. Dosyanın görevsizlikle geldiği İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Gaziantep İcra Dairesinin 2014/3 8009 E. sayılı icra dosyasının UYAP üzerinden incelenmesinde bilirkişi tarafından hesaplanan 1.439,82 TL'nin icra dosyasına ödendiği ve tahsilat makbuzunun icra dosyasında mevcut olduğu, davalılardan Aydın İsmi'nin icra takibinde vekalet sahibi avukat olduğu ve işlemleri vekil sıfatıyla takip ettiği gerekçesiyle davanın davalı Aydın İsmi yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, Gaziantep İcra Dairesinin 2014/38009 E. sayılı dosyasında davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. KANUN YARARINA TEMYİZ

A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen karamın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri

Adalet Bakanlığınca; davalı Avukat Aydın İsmi'ye yapılan ödemelerin işçinin vekili sıfatıyla ve icra dosyasına atfen yapıldığı, iş hukukundan kaynaklanan eldeki davaya bakmakla görevli Mahkemenin İş Mahkemesi olduğu dikkate alınarak karşı görevsizlik kararı verilmesi gerekirken esasa ilişkin karar verilmiş olmasının, kabule göre de menfi tespit davalarında borçlunun dava tarihi itibarıyla borçlu olduğu miktarın saptanması gerekirken dava tarihinden sonra yapılan ödemeler de dikkate alınmak suretiyle karar verilmesinin ve davanın, dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayılmasına rağmen görevsizlik kararı üzerine dosyanın tevzi edildiği tarihi dava tarihi kabul eden raporun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek, kararın kanun yararına bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, kanun yararına temyiz aşamasında ise

uyuşmazlık görevli mahkemenin belirlenmesi, menfi tespit davalarında borç miktarının dikkate alınacağı tarihin tespiti ve bilirkişi raporunda dava tarihi olarak esas alınan tarihin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca îlk Derece Mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.

2. Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun'un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.

3. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun "Menfi tespit ve İstirdat davaları" başlıklı 72 nci maddesi.

4. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1 inci maddesi.

5. Nitekim 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı.

3. Değerlendirme

1. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1 inci maddesinde,; işçiyle işveren veya işveren vekili arasında iş akünden veya İş Kanunu'na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının İş Mahkemelerinde çözümleneceği hükmü öngörülmüştür.

Somut olayda uyuşmazlık, işçi ve işveren ilişkisi kapsamında, işverenden Mahkeme kararı ile tahsiline karar verilen işçilik alacağının tahsili için başlatılan takipte borçlu olmadığının tespitine ilişkin olup, uyuşmazlığın özelliği nedeniyle ihtilafın İş Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.

Hal böyle olunca; Mahkemece davaya bakmakla İş Mahkemesi görevli olmakla, dava dilekçesinin bu yönden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekmiştir.

2. Nitekim 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında; "her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine... " gerekçesine yer verilerek, davanın açılmasına kadar gerçekleşen hukuki ve maddi vakıalara göre sonuçlandırılması gerektiği benimsenmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından bilirkişi raporunda tespit edilen 1.439,82 TL'nin İcra dosyasına 19.06.2023 tarihinde ödendiği, dava tarihinin ise 29.12.2021 tarihi olduğu, dava tarihinde sonra yapılan ödeme dikkate alınarak Mahkemece davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca Mahkemece, her davanın açıldığı tarihte duruma göre değerlendirileceği, dava

tarihi itibariyle davacının borçlu olup olmadığı dikkate alınması gerekeceği gözetilmesi gerekirken dava tarihinden sonra yapılan ödeme dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekmiştir.

3. Dava dosyasında; hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde dava tarihi 28.02.2022 tarihi kabul edilerek hesaplama yapıldığı, ancak dava tarihinin 29.12.2021 olduğu anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca Mahkemece, davanın, dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayılmasına rağmen görevsizlik kararı üzerine dosyanın tevzi edildiği tarihi dava tarihi kabul eden raporun hükme esas alınarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun'un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz istemlerinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,

Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,

13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

 

----------o----------

E-Bültenimizi İnceleyin