MEVZUATTAKİ SON
DEĞİŞİKLİKLER

R.Gazete No: 32885

R.G. Tarihi: 29.4.2025

 

Yargıtay 3. Hukuk Dairesinden:

 

TÜRK MÎLLETÎ ADINA

YARGITAY İLÂMI

 

 

Esas No : 2025/91

Karar No : 2025/720

 

İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İstanbul 9. Tüketici Mahkemesi


TARİHİ: 24.03.2022


SAYISI: 2020/179 E., 2022/184 K.


DAVACI: ... vekili Avukat ...


DAVALI : Vodafone Telekominakasyon A.Ş.:

DAVA TARİHİ : 03.07.2020

 

İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

 

I.    DAVA

Davacı vekili; müvekkili aleyhine Küçükçekmece 4. İcra Müdürlüğünün 2019/9424 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı şirketçe yapılan takipte 223,50 TL asıl alacak için yıllık %72 oranında temerrüt faizi işletilmek üzere toplam 1.723,50 TL (06.05.2019 tarihli takip çıkışı üzerinden) icra takibi başlatıldığım ve takibin kesinleştiğini, uygulanan faiz oranlarının fahiş düzeyde olduğunu belirterek faizin fahiş olduğunun tespit edilmesini ve borcun yasal faiz oranlarına göre yeniden hesaplanmasını, davalının yüksek faiz oranı uygulayarak haksız ve kötüniyetli olarak takip yapmış olması nedeni ile %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.

 

II.    CEVAP

Davalı cevap vermemiştir.

 

III.    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının icra takibinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir belge sunulmadığı, işlemiş faiz yönünden talebin 6098 sayıh Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 88. ve 120. maddelerine aykırı olduğu, davacı vekilin son celse talebini 1.500,00 TL olarak bildirdiği gerekçesiyle davanın kabulüne; davacının Küçükçekmece 4. îcra Müdürlüğü 2019/9424 E. sayılı dosyasında başlatılan takibe ilişkin 1.500,00 TL işlemiş faiz yönünden borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar %18 oranında temerrüt faizi işletilmesine karar verilmiştir.

 

IV.    KANUN YARARINA TEMYİZ

 

A.    Kanun Yararına Temyiz Sebepleri

îlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararma yönelik Adalet Bakanlığınca; taraf sıfatı

Mahkemece re'sen nazara alınarak, davalı Vodafone Telekomünikasyon A.Ş.nin davalı sıfatının bulunmaması nedeniyle davanın sıfat yokluğundan (husumetten) reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek, kanun yararına temyiz isteminde bulunulmuştur.

 

B.   Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, davacının fatura borcu için başlatılan icra takibinde faiz talebinin fahiş olduğu iddiasıyla işlemiş faiz yönünden davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, kanun yararına temyiz yolunda uyuşmazlık, davalı tarafa husumet düşüp düşmediği noktasında toplanmaktadır.

Dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı medeni usul hukukumuzda "sıfat" olarak tanımlanmaktadır ve bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin o dava ile ilgili kimseler olması zorunludur. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olmasına karşın, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o haklan sahibine ait olduğundan, anılan hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da hakkın sahibine aittir ve buna aktif husumet denilmektedir.

Bir sübjektif hak kendisinden istenebilecek olan kişi ise, o hakka uymakla yükümlü olan kimsedir ve bu da pasif husumet (davalı sıfatı) olarak adlandırılmaktadır. Sübjektif hakkın sahibi olan kimse ile o hakka uymakla yükümlü bulunan kişinin kimler olduğunun saptanması, bir başka anlatımla davada davacı ve davalı sıfatlarının kimlere ait olduğu hususu, dava konusu (sübjektif) hakkın özüne ilişkin maddi hukuk sorunudur. Dava açan veya aleyhine dava açılan kişiler o davada davacı veya davalı olarak taraf sıfatına sahip değillerse, Mahkemece dava konusu hakkın esası (var olup olmadığı) hakkında inceleme yapılmadan dava sıfat yokluğundan reddedilir. Taraf sıfatı (husumet) ve sıfat yokluğu, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itiraz niteliğindedir ve yargılamanın her aşamasında, isteme gerek kalmaksızın Mahkemece kendiliğinden gözetilmesi zorunludur.

Dairemizin 23.06.2021 tarihli ve 2021/4001 E., 2021/7174 K. sayılı ilamında; "davalı şirketin (Telsim) tüm varlığının TMSF tarafından 6183 sayılı Kanım gereği haczedildiği, Telsim Varlıkları Ticari ve İktisadi Bütünlüğünün TMSF'nin 23.06.2005 tarihli ve 250 sayılı kararı uyarınca 13.12.2005 tarihinde gerçekleştirilen ihale ile Vodafone Telekomünikasyon A.Ş.ye verildiği, TMSF Kurulunun 24.05.2006 tarihli ve 243 sayılı kararı ile ihalenin onaylandığı, bu tarih itibariyle lisans hakkının, tüm mal varlığının ve abone dosyalan da dahil ticari faaliyetin devamına dair tüm sözleşmelerin Vodafone Telekomünikasyon A.Ş.ye geçtiği, ihale şartnamesinin (10.2.) maddesinde kurulun ihaleyi onay tarihine kadar devre konu olan sözleşmelerden doğmuş ve doğacak tüm alacak ve yükümlülüklerin davalı şirkete, bu tarihten sonra doğacak tüm alacak ve yükümlülüklerin ihaleyi kazanana ait olacağının hüküm altına alındığı" belirtildiği gözetilerek dava dosyasının incelenmesinde; icra takibinin dava dışı Telsim Mobil Telekomünikasyon Hizmetleri A.Ş. tarafından 08.05.2019 tarihinde davacı aleyhine başlatıldığı, TMSF tarafından yapılan ihale şartnamesine göre 24.05.2006 tarihinden önce doğan alacaklar bakımından alacaklının Telsim Mobil Telekomünikasyon Hizmetleri A.Ş. olacağı ve icra dosyasında alacaklının dava dışı Telsim Mobil Telekomünikasyon Hizmetleri A.Ş. olduğu anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca ilk Derece Mahkemesince; davalı Vodafone Telekomünikasyon A.Ş.'nin davalı sıfatının bulunmaması nedeniyle davanın sıfat yokluğundan (husumetten) reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, Adalet Bakanlığının yerinde görülen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekir.

 

V.   KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 363/1 hükmüne dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,

Kararın bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine,

10.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

----------o----------

E-Bültenimizi İnceleyin