MEVZUATTAKİ SON
DEĞİŞİKLİKLER

R.Gazete No: 33012

R.G. Tarihi: 9.9.2025

 

Yargıtay 3. Hukuk Dairesinden:

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

YARGITAY İLÂMI

 

Esas No: 2024/4369

Karar No: 2025/3322

 

İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: Bursa 2. Tüketici Mahkemesi

TARİHİ : 18.10.2023

SAYISI : 2023/357 E., 2023/393 K.

DAVACI : … A.Ş. vekili Avukat ...

DAVALI : ... vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 30.08.2023

 

İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

 

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı arasında düzenlenen Sıra Tespitli Tasarruf Planı Sözleşmesi kapsamında davalıdan alınan organizasyon ücretinin iadesi için davalının Bursa İl Tüketici Hakem Heyetine başvurduğunu, Bursa İl Tüketici Hakem Heyeti 09.08.2023 tarihli ve 00602023000855 kararı ile mevzuat ve sözleşme hükümlerine aykırı olarak çalışma bedelinin (organizasyon ücretinin) iadesi talebinin kısmen kabul edildiğini belirterek hakem heyeti kararının iptalini talep etmiştir.

 

II. CEVAP

Davalı vekili; müvekkilinin arsa niteliğinde bir gayrimenkul satın almak amacıyla davacı şirket ile 25.01.2021 tarihli "Sıra Tespitli Tasarruf Planı Sözleşmesi" düzenlendiğini, müvekkilinin salt arsa türünde gayrimenkul alma gayesi güttüğü için organizasyona iştirak ettiğini, ancak sözleşmenin imzalandığı dönemde davacı şirket çalışanlarınca yapılan yanılgılı açıklamalar sonucu müvekkilinin arsa türünde gayrimenkul yerine konut finansmanı sözleşmesi imzaladığını, iradesinin fesada uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

 

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının arsa niteliğinde gayrimenkul satın almak amacıyla davacı şirket ile 25.01.2021 tarihli "Sıra Tespitli Tasarruf Planı Sözleşmesi" imzaladığı, arsa niteliğinde gayrimenkul almak amacıyla hareket eden davalının tüketici sıfatı bulunmadığı, 6502 sayılı Kanun kapsamında kalmadığı gerekçesiyle, davanın davalının tüketici sıfatı bulunmaması nedeniyle kabulüne, Bursa İl Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığının 09.08.2023 tarihli ve 00602023000855 no.lu kararının iptaline karar verilmiştir.

 

IV. KANUN YARARINA TEMYİZ

 

A. Kanun Yararına Temyiz Sebepleri

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik Adalet Bakanlığınca; Mahkemece taraf vekillerinin mazeret sunarak katılmadığı 18.10.2023 tarihli duruşmada mazeretler değerlendirmeksizin aynı duruşmada hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek şekilde davanın esası hakkında karar verilmesinin ve 6502 sayılı Kanun kapsamında olan somut uyuşmazlık hakkında, Tüketici Hakem Heyetinin uyuşmazlıkta görevli olduğunun kabulü ile işin esasının incelenerek hüküm kurulması gerekirken yazıh şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek, kanun yararına temyiz isteminde bulunulmuştur.

 

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan Sıra Tespitli Tasarruf Planı Sözleşmesi kapsamında ödenen organizasyon bedelinin kısmen iadesine dair verilen Tüketici Hakem Heyeti kararının iptali istemine ilişkin olup, kanun yararına temyiz yolunda uyuşmazlık, taraf mazeretleri değerlendirilmeksizin aynı duruşmada karar verilmesinin hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup olmadığı ve Tüketici Hakem Heyetlerinin uyuşmazlıkta görevli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

 

1. Adalet Bakanlığının taraf vekillerinin mazeretleri değerlendirilmeksizin davanın esası hakkında karar verilip verilmeyeceği hususunda temyiz isteminin incelenmesinde;

Hukuki dinlenilme hakkı, temel dayanağını Anayasa'nın 36. maddesinde yer alan hak arama özgürlüğüne ilişkin düzenlemeden alır. Anılan maddeye göre, herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir. Bu düzenlemenin medeni usul hukukundaki yansımasını hukuki dinlenilme hakkı oluşturur. Hukuki dinlenilme hakkının sağlanması aynı zamanda adil yargılamanın da sağlanmasıdır.

Hukuki dinlenilme hakkı uluslararası alanda da korunmuştur. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bildirgesinin 10. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde, adil yargılanma hakkı kapsamında düzenlemelere yer verilmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (HMK) hukuki dinlenilme hakkını düzenleyen 27. maddesinde bu hakkın; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği düzenlenmiştir.

Dava dosyası incelendiğinde; davacı ve davalı vekilinin 18.10.2023 tarihli duruşmaya gelmediği ancak mazeret dilekçesi sunduğu anlaşılmakla buna rağmen Mahkemece, davacı ve davalı vekilinin anılan mazeret talebine ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin doğrudan davanın esası hakkında HMK'nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını da ihlal edecek şekilde vekillerin yokluğunda karar verilmiştir.

O halde, Mahkemece; taraf vekillerinin mazeret sunarak katılmadığı 18.10.2023 tarihli duruşmada mazeretler değerlendirmeksizin aynı duruşmada hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz isteminin kabulü gerekmiştir.

 

2. Adalet Bakanlığının Tüketici Hakem Heyetinin görevli olup olmadığı konusunda temyiz isteminin incelenmesinde;

6502 sayılı Kanun'un 3. maddesine göre; tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.

6502 sayılı Kanun'un 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Kanun'da düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici, diğer tarafın ise satıcı, sağlayıcı ya da müteşebbis olması gerekir.

Somut olayda, davacı şirket ile davalı arasında 25.01.2021 tarihli Sıra Tespitli Tasarruf Planı Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede finansman konusunun konut/ev olarak yer aldığı, davalının mesleki ve ticari amaçla hareket etmediği, bu bağlamda davalının tüketici olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.

O halde Mahkemece, 6502 sayılı Kanun kapsamında olan somut uyuşmazlık hakkında Tüketici Hakem Heyetinin uyuşmazlıkta görevli olduğunun kabulü ile işin esasının incelenerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz isteminin kabulü gerekmiştir.

 

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Adalet Bakanlığının HMK'nın 363/1 hükmüne dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere HMK'nın 362/2 hükmü gereği KANUN YARARINA BOZULMASINA,

Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,

16.06.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

----------o----------

× Popup Görseli

E-Bültenimizi İnceleyin