R.Gazete No: 32756
R.G. Tarihi: 18.12.2024
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinden:
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO: 2021/23443
KARAR NO: 2021/11385
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 13.01.2021
NUMARASI: 2017/413 E-2021/20 K
DAVACI : T. Halk Bankası AŞ
DAVALILAR: …
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davanın kısmen kabul kısmen reddine dair kesin olarak verilen hükmün Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istenilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekilince, müvekkilinin davalı …'dan alacaklı olduğu, borçlunun vefatından önce hesabında bulunan 245.000 TL bedelin öz kardeşi …'a aktarıldığının tespit edildiği, davalı borçlunun vefat etmesi sebebi ile davalı borçlunun mirasçıları aleyhine İstanbul 13. İcra Müdürlüğü'nün 2016/23813 sayılı dosya ile takibe geçildiği, davalı mirasçıların mirası reddettikleri beyan edilerek söz konusu tasarrufun iptali talep ve dava edilmiştir.
Davalılarca davanın reddi savunulmuştur.
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre dava konusu tasarrufun tarafı olmayan davalı … yönünden davanın reddine, davalı … yönünden ise, davalı borçlunun kardeşi olması gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü'nün 05/10/2021 tarih, 1943/27800 sayılı yazısında;"... Borçlu konumundaki …'ın davadan önce vefatı üzerine mirasçıları aleyhine dava açıldığı, ancak mirasçıları … ve ….'ın İstanbul 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 10/05/2016 tarih, 2015/144 E.- 2016/424 K. sayılı kararı ile mirası reddettikleri, zorunlu hasım olan borçlunun en yakın mirasçıları mirası reddettiğinden konunun miras hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği, bu durumda anılan mirasın reddi kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak kesinleşmesi halinde mahallin sulh hukuk hakimine durum bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesinin sağlanması anılan mahkemece atanacak ve yetkilendirilecek tereke temsilcisinin huzuru ile davaya devam olunması gerektiği belirtilerek taraf teşkili sağlanmadan kurulan hükmün usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK'nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
Somut olayda, borçlu …'ın dava öncesinde vefat ettiği, kanuni mirasçılarının da ( en yakın mirasçıları … ve …) İstanbul 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/144 E- 2016/424 K sayılı ilamı ile mirası reddettikleri , redde karşı itiraz davası da açılmadığı, söz konusu kararın 14/07/2016 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleştiği, anlaşıldığından konunun miras hükümleri çerçevesinde çözümü gerekir. Mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedilmesinin anlaşılması ile res'en yapılması gereken işlemlerdendir. Bu durumda mahallin Sulh Hukuk Hakimine durum bildirilerek mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesinin sağlanması anılan mahkemece mirası reddedilen borçlu ve davalı 3. kişi … için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci huzuru ile davaya devam olunması açıklanan yöntemle ölü borçlunun ve davalı 3. kişi …'ın davada temsili sağlanarak husumet sorununun çözümlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan kurulan hüküm doğru görülmemiştir.(HGK'nun3.7.2002,15/572-577;29.l.l975 ve 1682-100,; Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 27.1.1995 gün ve 1995/13145,1995/947 sayılı ilamları da aynı doğrultudadır) Bu sebeple Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığının HMK'nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca gereği yapılmak üzere bozma kararının bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 29.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
----------o----------