R.Gazete No: 32886
R.G. Tarihi: 30.4.2025
Yargıtay 5. Hukuk Dairesinden:
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGITAY İLÂMI
Esas No : 2024/13855
Karar No: 2025/1976
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ Alanya 3. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26.06.2024
SAYISI : 2021/101 Esas, 2024/741 Karar
DAVACILAR : ...
DAVALILAR : ...
DAVA TARİHİ : 03.02.2021
KARAR : Kısmen kabul
KANUN YARARINA TEMYİZ EDEN : : Adalet Bakanlığı
Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen ortak gider alacağının tahsiline yönelik sebepsiz zenginleşme davasında davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacılardan 'm 30.03.2019-19.11.2019 tarihleri arasında ....
Apartmanının yöneticiliğini yaptığını, davacının yönetici seçildiği aynı tarihli 30.03.2019 tarihli yıllık olağan genel kurul toplantısında; apartmanda yapılacak bir takım tadilat ve bakım işlemlerinin görüşüldüğünü ve 30.03.2019 tarihli karar ile apartmanın dış cephe boyaması ve bina çatısının onaranının oy çokluğu ile usulüne uygun olarak alındığını, davacının 30.03.2019 tarihli genel kurul kararıyla kararlaştırılan çatı onarım işi için Ltd. Şti. adlı işyeri ile anlaşmış olup, tarafından
yapılan çatı onarımı için mermer malzeme masrafı dahil toplam 4.350,00 TL ödemede bulunduğunu, binada yapılan onarım ve tadilat işlemlerinin dış cephe boya işi için toplam 29.703,28 TL, mermer çatı onarım işi için ise toplam 4.350,00 TL olduğunu, bu hizmetlere ilişkin yapılan masrafın toplam 16 bağımsız bölümün sorumluluğu altında bulunduğunu, tüm dairelerce ödenmesi gereken tutarın boya işleri için kişi başı 1.856,455 TL, mermer çatı onarım işi için ise kişi başı 167,307 TL olduğunu, bu tutarın 5 daire hariç tüm bağımsız bölüm sahipleri tarafından ödendiğini, borcunu ödemeyen malikler için icra takibi başlatıldığını, taraflarca icra takibine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, Alanya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/845 Esas numarası ile görülen davada 19.02.2020 tarihli kararıyla genel kurul kararının iptal edildiğini, ancak genel kurul kararının iptal edileceğinin önceden tahmin edilebilir bir husus olmadığından ve çoğunluk kararıyla usulüne uygun olarak binanın tadilatı hususunda karar alınmış olduğundan, davacıların tadilat işlemlerini yaptırdığını, binanın çatısının onarıldığını ve dış cephesinin boyandığını, davalı tarafa düşen bedellerin davalılarca ödenmediğinden davacının zarara uğradığını, davalıların ise taşınmaz mallan üzerinden davacılar tarafından yapılan onarım ve tadilat ile sebepsiz zenginleştiğini belirterek davacıların .... Apartmanı için yapmış oldukları 10.118,813 TL masrafın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda davalılardan her biri için kendilerine düşen 2.023,7626 TL'nin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen apartmanın davacıların murisleri
tarafından inşa edilmiş olup, 16 konut ile 10 adet dükkan olmak üzere 26 bağımsız bölümden oluştuğunu, davacıların inşa ettikleri binadaki dükkanları değerlendirememiş, kiraya verememiş, satamamış olduklarından sırf bu dükkanlara ait yönetim giderleri ödememek için, apartman yönetimini, hukuk dışı çağrılar ve toplantılar sonucu ele geçirdilerini, usulüne uygun işletme projesi yapmadıklarını, keyfi olarak giderler yaptıklarını, gelişigüzel fatura ve harcama belgeleri aldıklarını, bu giderleri 26 bağımsız bölüme değil, konut olan 16 bağımsız bölüme pay ettiklerini, akraba olan davacılar kendileri dışındaki konut sahipleri üzerinde baskı kurmaya başladıklarını, apartmanda oturan bir kısım davalıları tehdit ettiklerini elektriklerini, sularını kesmek suretiyle taciz ettiklerini, bu konuda haklarında sayısız şikayetler yapıldığını, davacıların dilekçelerinde bazı belgelerden söz ettiklerini ve dilekçelerine eklediklerini, taraflarına sadece bir sayfalık dava dilekçesi tebliğ edildiğini, eklerin taraflarına gönderilmesini, gönderildikten sonra davaya ilişkin itiraz ve cevap haklarını müvekkili adına saklı tuttuklarını, sebepsiz zenginleşme; fakirleştiğini iddia eden kişinin kendiliğinden, iradi olarak başkasını zenginleştirmesi hâlinde gündeme gelemeyeceğini, fakirleşen kişinin iradi olarak yaptığı harcamaların haksız zenginleşme teşkil edemeyeceğini, aksi halde her kişinin, dilediği gibi gelişigüzel harcamalar ve giderler yaparak, daha sonra bunun sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini ileri sürerek tazmin edilmesini isteyeceğini, davacıların apartmana yaptırdıklarını iddia ettiği harcamaların apartmana yapılmadığını, alman fatura ve harcama belgelerinin apartmanla ilgisi olmadığını ileri sürerek haksız ve hukuka aykırı olan dava ve taleplerinin reddine, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin davacılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı .... cevap dilekçesinde özetle; Antalya ili, Alanya ilçesi, Kızlarpmarı Saray Mahallesi, Ögretmenevi Sokak, .... Pafta,.... ada ve ... parsel sayılı taşınmazda bulunan apartmanın 2 nolu daire maliki olduğunu, apartmanlarının 16 daire, (toprak ve arsadan malik olan 9 davacı .... ailelerine, 3 yabancı uyruklu 4 yazlıkçı TC vatandaşı) 4 adet bodrum katta işyeri ve 6 zemin katta dükkan olmak üzere (toplam 10 adedin 8'i ALIŞ ailesine ait) 10 adet dükkan ve işyeri ile beraber toplamda 26 bağımsız bölümden oluştuğunu ancak kendisi de dahil 4 TC vatandaşı ile 3 yabancı uyruklu toplam 7 kat maliklerinin sadece belli dönemler ile yazları ikamet etmekte olduklarını, 2012 yılı sonu itibarıyla söz konusu daireyi satın aldığında; 2004 yılı ile 2013 yıl sonuna kadar yaklaşık 9 yıl bu apartmanda 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'na (634 saydı Kanun) göre karar defteri yazılmadan yönetici kim olduğu belli olmadan gelişi güzel yönetildiğini önceden saklana ve sonradan ısrarları üzerine eline geçen
apartmana ait karar defterinden öğrendiğini, aslı Mahkemece muhafaza altında ve elinde kopyası bulunan Karar defterinde karar ve yönetici seçildiğine dair hiçbir karar ve ismi yazılmadan ailesinin o zamanki 12 nolu daire kiracıları olan 'un uzun yıllar yöneticilik yaptığı dönemlere ait (2014 yılma kadar) sadece yazlıkçılar olarak tabir edilen 7 kat malikinden para toplanmış, harcamalar ile ilgili bu tarihe kadar hiçbir gelir-gider, hesap, pusula ve fatura kayıt tutulmadığı gibi karar defterine de kararların yazılmadığı ve işletme defterini de kayıp olduğunu sonradan öğrendiğini, 634 sayılı Kanun'a aykırı ve yasal olmayan bu durumu 28.10.2014 tarihli ve 16 nolu Karar defterini de yazdırarak hesap ve makbuzları Yönetici 'a devretmesini talep ettirdiğini, yaptığı sözlü ve yazılı itirazlar üzerine gayrimeşru yöneticiliğine ait hiçbir evrak, makbuz v.s. devir yapmadan apartmandan ayrılarak başka bir mahalleye taşındığını, yazları ilk ikamet etmeye başladığı 2013 yılma ait resmiyette yönetici olmayan tarafından kesilmiş imzası mevcut aidat makbuzlarının kendisinde ve diğer davalı bazı kat maliklerinde aslının mevcut olduğunu, 634 sayılı Kanun'un 37 nci maddesi aykırı alman keyfi kararlarla ihlal edilerek ve işletme projesi yapmadan gelişi güzel ve kendileri çıkarları doğrultusunda aldıkları kararlar ile bu kanun maddesini de çiğneyerek yok hükmünde sayıldığını, cevap dilekçesinde ayrıntılı açıkladıkları nedenlerle yapılan mesnetsiz iftiralara ve değiştirilen bina boyasının tekrar eski haline getirilmesi için hukuki yollara başvurma ve dava açma hakkı saklı kalma üzere, eklere konulan ve savunmasındaki kanıt ve delilleri göz önüne alarak davacıların haksız ve hukuka aykırı olan dava ve taleplerinin reddine, yargılama giderleriyle vekâlet ücretlerinin davacılara yükletmesine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Davalı .... cevap dilekçesinde özetle; Antalya ili, Alanya ilçesi, Kızlarpınarı Saray Mahallesi, Öğretmenevi Sokak, ... Pafta, ... ada ve .. parsel sayılı taşınmazda bulunan apartmanın 13 nolu daire maliki olduğunu, Apartmanının 16 daire ve 10 adet dükkan ve işyeri ile beraber toplamda 26 bağımsız bölümden oluştuğunu, 9 daire ve 8 dükkan ile toplam 17 adet bağımsız bölüm malikinin çoğunluğa sahip .... ile merhum ....'m varislerine ait olduğunu, yılarca sahip olduğu bu apartmanın 634 sayılı Kanun'a uygun yıllarca yönetilmediğini, çoğunluğa sahip .... Ailesi ve akrabaları tarafından gelişi güzel yönetildiğini, sadece aidat dışarıda oturan kat maliklerinden toplanmış ortak alan masrafları içinde arsa paylarına göre 26 kat malikine bölüştürülmeyerek bodrum kat yer alan işyerleri ile zemin katta yer alan toplam 10 adet dükkanlardan hem aidatlar hem de masrafların Apartman Yönetim Planına göre uygun toplanmadığını, bunun ile ilgili kat maliklerce bu davadan önce açılan ve derdest olan dayalarının mevcut olduğunu, cevap dilekçesinde ayrıntılı açıkladıkları nedenlerle bina dış ve için boyasının tekrar eski haline getirilmesini için hukuki yollara başvurma ve dava açma hakkı sakı kalmak kaydıyla cevap dilekçesi ve delilleri göz önünde bulundurularak davacıların haksız ve hukuka aykırı olar dava ve taleplerinin reddine, yargılama giderleriyle ve vekâlet ücretlerinin davacılara yükletmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne kesin olarak karar verilmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Adalet Bakanlığı mahkemece, davacılar tarafından yaptırılan dış cephe boyası ile çatı onaranının anataşınmazın bakım ve korunmasına yönelik bir onarım olup olmadığı, projesine uygun olarak yapılıp yapılmadığı konusunda tarafların tüm delilleri toplanıp, bu konuda bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, bilirkişinin dosya kapsamında bulunan dava konusu siteye ait karar defteri üzerinde yapılan incelemede, toplantı tutanağının 8 inci gündem maddesinin; "... binamızın dış cephe boyası ömrünü tamamladığı için ve içerileri yağmurda su bastığı için ivedi olarak dış cephesinin boyanmasına karar verilmiştir. 2016 yılında alınan genel kurul kararı binanın mahkemelik olmasından dolayı yapılamamıştır. Firmalardan alınan tekliflere göre alınan 40.000 — 45.000 lira maliyet hesabı çıkmıştır. Daire başı 2.500 Lira toplanmasına karar verilmiştir. Dükkanları dekoru ve camekan metrekaresi fazla olduğu için muaf tutulmasına oy birliği ile karar verilmiştir... " yönündeki tespiti ile yetilinip, dış cephe boyası ile çatı onarımının zorunlu olup olmadığı ve çatı onaranının projeye uygun olup olmadığı tespit edilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı bulunduğundan kanun yararına temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ortak gider alacağının tahsiline yönelik sebepsiz zenginleşme davasından davalıların sorumlu olup olmadığı hususuna ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
2. Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun'un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
3. Değerlendirme
1. 6100 sayılı Kanun'un 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur. 6100 sayılı Kanun'un 363 üncü maddesinin gerekçesinde de karar verilirken yürürlükteki hukukun yanlış uygulanmasının her an için söz konusu olabileceği, kanun yararına temyizin, yanlışlık tespit edilip daha sonra benzer işlemlerden kaçınmak için kabul edilen bir sistem olduğu, Yargıtayın yaptığı incelemede uygulamanın yanlış olduğu sonucuna ulaşırsa kararı kanun yararına bozacağı ifade edilmiştir.
2. Temyiz yolu ise olağan kanun yollarından birisidir. Bozma sebepleri, 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde sayılmıştır. Bunlar; hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanmış olması, dava şartlarına aykırılık bulunması, taraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin kanuni bir sebep olmaksızın kabul edilmemesi ve karara etki eden yargılama hatası veya eksiklikler bulunmasıdır. Temyiz yolunda, hüküm mahkemesinin karan sadece hukuka uygunluk bakımından inceleme konusu yapılır. Madde gerekçesinde bu husus "Temyiz incelemesini, istinaf incelemesinden ayıran temel özellik, temyiz incelemesinin usûl hukuku veya maddî hukuk yönünden incelemeyi gerektirmesi, maddî vakıaların denetimi ile delil değerlendirmesine girmemesidir. Maddede bu hukukî denetimin hangi sebeplerle yapılacağı açıklığa kavuşturulmuştur. Bugüne kadar istinaf yolunun olmamasından dolayı zaman zaman Yargıtay maddî vakıalara ve delil değerlendirmesine de girmek zorunda kalabilmekteydi, istinafla birlikte artık bu ihtiyaç ortadan kalkmış ve Yargıtay tamamen bir hukukî denetim ve içtihat mercii olmuştur." şeklinde vurgulanmıştır.
3. Belirtilen bu yasal düzenlemeler ve 6100 sayılı Kanun döneminde temyiz yolu ile ilgili özellikler dikkate alındığında, kanun yararına temyiz ile temyiz yolu arasında bir ayrım yapılması gerekmektedir. Kanun yararına temyiz başvurusunda, başvuru konusu kararın sadece yürürlükteki hukuka aykırı olup olmadığı denetlenir. Bu denetim ise, temyiz incelemesinin aksine, kanun yararına temyizde görece sınırlı bir inceleme yapılmasını gerektirir. Kanun yararına temyize ilişkin madde gerekçesinde de belirtildiği gibi yürürlükteki hukukun yanlış uygulanması söz konusu olduğunda kararın kanun yararına bozulması gerekir.
4. 634 sayılı Kanun'un 20 nci maddesi gereğince tüm kat malikleri ana taşınmazın bakım ve onarım giderlerine katılmak zorundadır.
5. Somut olayda, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ortak gider masrafları hesaplanırken dava konusu siteye ait karar defteri ve harcama belgelerinin göz önünde tutulduğu belirtilmiş ise de ortak gider alacağının nereden kaynaklandığı, zorunlu olup olmadığı, projeye uygu bulunup bulunmadığı araştırılarak ortak giderlerin ait olduğu dönem tespit edilerek, bu döneme ait davalı yönetimden ana taşınmaz için yapılan tüm masrafları gösterir banka kayıtları, makbuz, fatura vs. diğer bütün bilgi ve belgelerin temin edilerek hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu düzenlenen rapor esas alınarak yazılı şekilde karar verildiği anlaşıldığından verilen hüküm doğru görülmemiştir.
6. Kanun yararına bozma talebi bu yönüyle haklı olduğundan talebin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun'un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,
17.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
----------o----------