Dünya’da İlk Defa Danıştay, ÇVÖA Tanımlarının Aksine “Web sitesi iş yeridir” dedi

Dünya’da İlk Defa Danıştay, ÇVÖA Tanımlarının Aksine “Web sitesi iş yeridir” dedi

Zeki GÜNDÜZ - 12 Aralık 2022

Böyle bir tanım, bildiğimiz kadarıyla, Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmaları’nda ki (ÇVÖA) işyeri tanımının yorumu yoluyla, bir yüksek mahkeme tarafından dünya da ilk defa yapıldı.

476 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile 1.1.2019’dan itibaren, yurt dışında mukim, kanuni ve iş merkezi Türkiye dışında olup, web siteleri üzerinden Türkiye’den reklam geliri elde eden yabancı şirketlere yapılan ödemelere %15 kurumlar vergisi stopajı getirilmişti.

Türk şirketleri, Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmalarında ki iş yeri tanımının dikkate alarak, internet ortamında verdikleri reklamların ödemelerini yaparken, vergi dairesine stopaj beyanını ihtirazı kayıtla yapmaya ve konuyu yargıya taşımaya başladılar.

Bildiğimiz kadarıyla, İstanbul’da ki tüm vergi mahkemeleri ve istinaf mahkemeleri mükelleflerin, Çifte Vergiyi Önleme Anlaşmalarına aykırılık iddiasını haklı bulmuş ve yapılan ödemelerin iadesine karar vermişti ve tüm gözler Danıştay’daydı. Danıştay, nihayet kararını verdi. Ancak beklentilerin aksine bir değerlendirmeyle (yorumla)web sitelerinin (sanal) iş yeri oluşturduğuna, Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmalarının buna engel olmadığına karar vererek tüm mahkeme kararlarını, beklentilerin aksine bozdu.

Konuyu Kısaca İzah Edelim

Yabancı bir (kanuni ve iş merkezi Türkiye dışında bulunan) şirketin ticari faaliyetinin vergilenebilmesi için, Türkiye ‘de bir iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla gelir elde etmesi gerekir.

Vergi Usul Kanunu’nda işyeri sabit-fiziki yer olarak tanımlanmış ve bugüne kadar da bu şekilde yorumlanmıştır. Dolayısıyla, mevzuatımıza göre bir yabancı şirketin, Türkiye’den elde ettiği ticari kazançlar (reklam bu mahiyette bir gelirdir) nedeniyle, ancak bir iş yerine sahip ve geliri bu iş yerindeki faaliyetleri ile elde ediyorsa, bu faaliyetlere atfedildiği kadarıyla Türkiye’ de vergilenebileceği kabul ediliyordu.

Mükellef olmayanlarca elektronik ortamda verilen hizmetlerle ilgili stopaj yetkisi Vergi Usul Kanunu’nun 11.maddesi ne eklenen bir fıkra ile getirildi ve bu yetki de 476 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararı ile kullanıldı. Bu noktada bir başka unsur devreye girdi: Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmaları. Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmalarında İşyeri Tanımı Çifte Vergileme Anlaşmalarında ki işyeri yorumu ilk defa bir yüksek mahkemece bu şekilde yapılmış oldu. Bu zamana kadar, OECD’nin model anlaşmasına göre yapılan anlaşmaların iş yeri tanımı OECD tarafından da fiziki iş yeri olarak yorumlanıyor, web üzerinden verilen servislerle ilgili olarak da web’in sunucusunun, fiziki yatırımlarının nerede olduğundan hareketle bu konuda yorumlar yapılıyordu.

OECD’nin son yıllarda en fazla mesai harcadığı, G20 gündeminde de önemli yer işgal eden, ülkelerin birbirine ticari yaptırım uygulamakla da tehdit edip özel anlaşmalar yaptıkları bu konuya, çok taraflı anlaşmalar ve yeni yasal düzenlemeler yoluyla çözüm aranmaktaydı. Bu tartışmalar içinde, bu karar, tartışmalarda yeni bir boyut katacak gibi görünüyor.

Stopaj Kimin Yükü

Web sitesinde yayınlanan reklamlarla ilgili %15 stopaj getirildiğinde, bu stopajı, reklam verenin mi yoksa reklamı yayınlayan yurtdışındaki yabancı şirketin mi yüklenmesi gerektiği taraflar arasında tartışmalara yol açtı. Bir kısım şirketler, aralarında mevcut anlaşmalardaki hükümlerden hareketle, bu tür yüklerin reklam verene ait olduğunu iddia ederek, stopajla ilgili herhangi bir sorumluluk üstlenmek istemedi. Bazı şirketler ise reklam verenlerle yükü üstlenme konusunda anlaşmalara vardılar.

Bu konuda düzenlemeler iç içe ve üst üste bindi

%15’lik stopaj dışında, reklam gelirlerini de içerecek şekilde %7,5 dijital hizmet vergisi ve sorumlu sıfatıyla 3 nolu %18 KDV beyanı bu alanda, Türkiye’de iş yeri bulunmayan şirketlere getirilen ilave düzenlemeler oldu. Teknik olarak bakıldığında bu düzenlemeler aynı faaliyetler üzerinden alınıyor ve bu yorumla birlikte gelinen son noktada, yabancı şirketin hasılatının toplamda (15+7,5=) % 22,5’u Türkiye ‘de vergi olarak tahsil edilmek isteniyor.

Türkiye bu alanda, hem yüksek bir Dijital Hizmet Vergisi uygulayarak, hem de ÇVÖA’lara rağmen %15 Kurumlar Vergisi alarak Dünya’dan çok ayrışmış oluyor.

Web Siteleri İş Yeri Tartışmalarında Daha Önce

Bu konuda, Türk vatandaşlarının, Türkiye’de mevcut malları, Türkiye ‘de, Türkçe oluşturdukları web siteleri aracılığı ile, alım satım yapmaları, tahsilat yapıp gelir elde etmelerinin, konu hep birlikte değerlendirildiğinde iş yeri oluşturacağı değerlendirmesi öteden beri Türk yargısınca kabul görmekteydi. Ancak bu konu ÇVÖA’lar da dikkate alındığında farklı bir durum.

Bazı Sorular ile Noktalayalım

Öncelikle bu konu daha çok tartışılacak ve gazete yazısı sınırlarında tartışabilmek çok zor.

1.Şayet, web sitesi iş yeri ise, vergi idaresi neden yılarca bu kabil ödemelerle ilgili KDV Kanunundaki 9.maddedeki düzenlemeden hareketle 2 nolu sorumlu sıfatıyla KDV beyanlarını aldı, almaya devam ediyor?

2.Danıştay bugüne kadar, spesifik olarak bu konuyu da içerecek şekilde, sorumlu sıfatıyla KDV beyanı konusunda kararlar verdi.

3.KDV Kanunu’nun 9.maddesine ilave edilen yeni -3 nolu - beyanın alınması Mali İdarece bu beyanda bulunanların web üzerinden verdikleri hizmetlerin iş yeri oluşturmadığının kabulü değil mi? Stopaj uygulaması ile Maliyenin bu uygulaması çelişmiyor mu?

4.Danıştay’ın bu yorumu dikkate alındığında, elektronik ortamda verilip işyeri oluşturmayacak ve KDV Kanunu’nun 9.maddesine 2018 yılında getirilen düzenlemeyi uygulanabilir kılacak hangi örnek olabilir? Kanun laf olsun diye mi çıktı ve laf olsun diye mi uygulanıyor? Kanun var ve uygulanırken Danıştay’ın bu yorumu Kanuna açık aykırılık değil mi?

5.Dijital Hizmetler Vergisi Kanunu’nunda, dijital ortamda verilecek reklam hizmeti işyeri yoksa da uygulanabilmektedir. Kanun koyucu hangi durumlarda dijital reklam hizmetinin iş yeri oluşturmadan verilebilmesini öngörmüştür?

Bu vb. çok sayıda başka soru ve argümanlar çerçevesinde, Danıştay’ın bu sürpriz yorumuna, mevcut yasal düzenlemeler ve ÇVÖA’lar dikkate alındığında katılabilmek mümkün değildir.

Yazar: Zeki Gündüz

Kaynak: https://www.dunya.com/

E-Bültenimizi İnceleyin