İşte Vergide Yeni Düzenlemeler
Abdullah Tolu - 29 Haziran 2022Tatile girmesine çok az bir süre kala, dün akşam itibariyle Meclise yeni bir Torba Yasa teklifi daha verildi. “Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” adını taşıyan Torba Yasa Teklifi toplam 57 maddeden oluşuyor. Teklifte yok yok!
Peki, vergi düzenlemelerinin yer almadığı Torba Yasa olur mu? Tabi ki olmaz, Torba Yasa Teklifinde yeni vergisel düzenlemeler de yer alıyor.
Yeni düzenlemelere neden ihtiyaç duyuldu?
Vergi mevzuatımızda günün koşulları dikkate alınarak ciddi değişiklikler yapılması hatta bazı kanunlarımızın yeniden yazılması gerekiyor. Bu çok ciddi bir ihtiyaç ve yaşadığımız süreç biraz da bunu zorunlu kılıyor. Şimdi bu kadar köklü değişiklikler yapılma zamanı mı derseniz, evet bunun için biraz zamana ihtiyaç var. Ancak, yine de vergisel anlamda ihtiyaç duyulan düzenlemelerin yapılması gerekiyor.
İşte Torba Yasa Teklifinin verilme gerekçelerinden birisi de bu!
Teklifte, yeni vergisel düzenlemelere neden ihtiyaç duyulduğu şu şekilde ifade ediliyor:
“Ülkemizdeki ekonomik gelişmelere uyum, ekonomik program hedeflerinin gerçekleştirilmesi, vergide adalet, vergi rekabeti, basitlik, etkinlik ve verimlilik ilkeleri çerçevesinde vergi mevzuatında bazı güncellemelerin yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çerçevede hazırlanan teklifte, mükelleflerin gönüllü uyumunu gözeten, vergi güvenliğini güçlendiren, kayıt dışılıkla mücadeleye katkı sağlayan, idarenin etkin ve hızlı karar almasını sağlayan değişiklikler öngörülmüştür.”
İşte Torba Yasada yer alan vergisel düzenlemeler!
Torba Yasa Teklifi’nde vergisel konulara ilişkin birçok düzenleme ve değişiklik bulunuyor.
Maliye, Kefalet Sigortası Senetlerini nihayet teminat olarak kabul edecek!
Yakından tanıyanlar izleyenler bilir, kefalet sigortası senetleri benim özel ilgi alanım. Bunun benim açımdan özel olan tarafı, bu senetlerin iş dünyasının önemli ihtiyaçları arasında yer alan teminat mektubu sorununa bir çözüm olabilecek olması. Bu konuda geçişte ve yakın zamanlarda çok sayıda yazı kaleme aldım ve kamuoyu ile de paylaştım.
Gerçekten de iş dünyasının, reel sektörün çok ciddi kredi ve teminat mektubu sorunu var. Özellikle ihaleli iş yapanlar, kamuya borcu olanlar ve devletten KDV iadesi alan şirketler teminat mektubu alma konusunda ciddi sorun yaşıyorlar. Çoğu şirket, teminat mektubu temin edememesi nedeniyle aldıkları veya alabilecekleri işleri kaybediyorlar ya da KDV iadelerini zamanında alamıyorlar, kamuya olan borçlarını tecil ve taksitlendirme yapamıyorlar. Bu da şirketleri oldukça zorluyor. Çoğu şirketin bankalardaki kredi ve teminat mektubu limitleri dolu.
Banka teminat mektubu kullanımında dünya birincisiyiz. Çünkü, ülkemizde teminat mektubu ihtiyacının tamamı sadece bankalar tarafından karşılanıyor. Finans kaynaklarının sınırlı olduğu dikkate alındığında, sadece bankacılık sistemi ile iş dünyasının teminat mektubu sorununun çözülmesi çok zor.
Bu sorunun çözümü için Dünya ülkelerine bakmak yeterli. Dünya ülkeleri bu sorunu bankacılık sistemi dışında, sigortacılık ürünleri ile çözmüş. Örneğin, ABD’de teminat mektubu ihtiyacının tamamı sigorta şirketlerince karşılanıyor. Bu oran Güney Amerika’da yüzde 95, Avrupa'da yüzde 25 ve Asya Pasifik’te ise yüzde 50 civarında.
Bize göre, iş dünyasında yaşanan teminat mektubu sorununu çözecek tek finansal enstrüman da, Kefalet sigortası!
Israrla yaptığımız bu öneriye nihayet kulak verildi, Torba Yasa teklifi ile, kefalet senetlerinin 6183 sayılı Kanun uygulamasında teminat olarak kabul edilebilmesi için 6183 sayılı Kanunun 10. Maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi önerdiğimiz şekilde aşağıdaki gibi değiştiriliyor:
“2. Bankalar tarafından verilen süresiz ve şartsız teminat mektupları ile sigorta şirketleri tarafından verilen süresiz ve şartsız kefalet senetleri”
Bu değişiklik yasalaştığı takdirde kefalet sigortası senetleri, KDV iadeleri, vergi, SGK, belediyeler ve diğer kamu kurumlarına olan borçların tecil-taksitlendirilmesinde teminat olarak kabul edilecek, çeşitli nedenlerle kamu tarafından teminat istenilen durumlarda (örneğin akaryakıtçılar) kefalet sigortası senetleri artık teminat olarak verilebilecek, idarelerde bunu kabul etmek zorunda olacaklar.
İş dünyası için son derece önemli ve yerinde bir düzenleme! Bu düzenleme hayata geçirildiğinde, iş dünyasının teminat mektubu sorunu da büyük ölçüde çözümlenmiş olacak.
Gerçek faydalanıcı bildirimine ilişkin düzenleme yapılıyor!
529 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile, 1 Ağustos 2021 tarihi itibarıyla kurumlar vergisi mükellefleri ile diğer bazı kişilere gerçek faydalanıcı bilgisi bildirimi verme zorunluluğu getirilmişti (3 Temmuz 2021 tarihli ve 31540 sayılı Resmi Gazete). Bu düzenlemeye göre, gerçek faydalanıcı bilgisi verme yükümlülüğü getirilen kurumlar vergisi mükellefleri dâhil bütün mükellefler ile diğer kişilerin ilk bildirimlerini, en geç 31 Ağustos 2021 günü sonuna kadar elektronik ortamda Gelir İdaresi Başkanlığına bildirmeleri gerekiyordu.
Gerçek Faydalanıcı Bilgileri Bildirimini Elektronik ortamda vermeyen çok sayıda mükellefe 2.500 TL Özel Usulsüzlük Cezası kesildi (VUK. Mad. Mükerrer 355/1-1)! Ceza tebliğ edilen çok sayıda mükellef dava açtı kazandı, daha tebliğ edilmeyi bekleyen çok sayıda ceza var.
Bu konuda en çok yapılan eleştiri, Maliye’nin Tebliğ ile böyle bir bildirim yükümlülüğü getiremeyeceği ve bunun yasal olmadığına ilişkindi.
Torba Yasa ile, bu eleştiriler de dikkate alınmak suretiyle Vergi Usul Kanununun mükerrer 257. Maddesine 9 numaralı yeni bir bent hükmü eklenerek, vergi kaçakçılığı ve mali suçlar ile mücadelenin güçlendirilmesi amacıyla tüzel kişilerin ve tüzel kişi olmayan teşekküllerin gerçek faydalanıcısının bilinmesine ve gerçek faydalanıcı bilgisinin temin edilmesine yönelik düzenleme yapma konusunda Maliye’ye Vergi Usul Kanununda yer alan mevcut genel yetkilerine ilave olarak özel bir yetki veriliyor. Ayrıca, gerçek faydalanıcı bilgisinin temin edilmesine yönelik olarak getirilecek yükümlülüklere uymayanlara mevcut cezalardan farklı ceza uygulanmasına da olanak sağlanıyor.
Özel usulsüzlük cezaları artırılıyor!
Torba Yasa ile, bazı özel usulsüzlük cezalarının düzenlendiği Vergi Usul Kanununun 353. Maddesinde yer alan fatura veya benzeri belge verilmemesi ve alınmamasına ilişkin özel usulsüzlük cezalarının caydırıcılık amaçlı olarak günün koşullarına göre artırılması öngörülüyor.
Söz konusu düzenleme ile,
- Elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekenler de dâhil olmak üzere, verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi ve alınmaması halinde, bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine, her bir belge için kesilecek özel usulsüzlük cezası 240 TL’den (bu tutar 2022 yılı için 500 TL olarak uygulanıyor) 1.000 TL’ye; bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin olarak kesilecek cezanın üst sınırı ise 120.000 TL’den (bu tutar 2022 yılı için 250.000 TL olarak uygulanıyor) 500.000 TL’ye yükseltiliyor.
- Elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekenler de dâhil olmak üzere, perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihazla verilen fiş, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesi ile Maliye tarafından düzenlenme zorunluluğu getirilen belgelerin düzenlenmediğinin, kullanılmadığının, bulundurulmadığının tespiti halinde, her bir belge için kesilecek özel usulsüzlük cezası 240 TL’den (bu tutar 2022 yılı için 500 TL olarak uygulanıyor) 1.000 TL’ye; bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin olarak kesilecek cezanın üst sınırı ise 12.000 TL’den (bu tutar 2022 yılı için 25.000 TL olarak uygulanıyor) 50.000 TL’ye yükseltiliyor.
Yani, fatura veya benzeri belge verilmemesi ve alınmamasına ilişkin olarak 2022 yılında uygulanmakta olan özel usulsüzlük cezaları 1 kat artırılıyor.
Bazı bildirim yükümlülüklerini yapmayanlara artırımlı özel usulsüzlük cezası geliyor!
Evet yanlış duymadınız, bazı bildirim yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere artırımlı özel usulsüzlük cezaları kesilecek!
Torba Yasada yer alan düzenlemeye göre,
1) Elektronik ticarette vergi güvenliğini sağlamak amacıyla elektronik ortamda ticari faaliyette bulunan gerçek ya da tüzel kişi hizmet sağlayıcılara ve/veya başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan gerçek ve tüzel kişi aracı hizmet sağlayıcılara ticari faaliyetlerine ilişkin getirilen bildirim verme yükümlülüğüne uymayan
- Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabına 17.000 TL,
- İkinci sınıf tüccarlar ve defter tutan çiftçilere 8.500 TL,
- Bunlar dışında kalanlara ise 1.760 TL
2) Gerçek faydalanıcı bilgisinin temin edilmesine yönelik olarak getirilecek yükümlülüklere uymayanlara 10.200 TL
özel usulsüzlük cezası kesilecek.
Nakdi sermaye artışı faiz indirimi 5 yılla sınırlandırılıyor!
Nakdi sermaye artışı faiz indirimi, sermaye şirketlerinin nakit sermaye artırımları için getirilmiş bir teşvik niteliğinde (KVK. Mad. 10/1-ı). Yeni kurulan veya nakit sermaye artıran sermaye şirketlerinde, ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan "Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı" dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50'si, kurumlar vergisi matrahının tespitinde kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından indirim konusu yapılabiliyor.
Bu indirimden 1 Temmuz 2015 tarihinden itibaren yapılan sermaye artırımları için, artırımının tescilinden itibaren ve süresiz olarak her yıl için ayrı ayrı yararlanılabiliyor.
Ancak, Torba Yasa ile yapılması öngörülen düzenlemeyle, indirim düzenlemesindeki süresiz yararlanma hakkı, sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği hesap dönemi ile bu dönemi izleyen 4 hesap dönemiyle sınırlandırılıyor. Yani, artık bu indirimden toplamda 5 hesap dönemi için yararlanılabilecek. Bu 5 yıllık süre zarfında kazanılan indirim tutarlarından, kazancın yetersizliği nedeniyle ilgili dönemlerde indirim konusu yapılamayan tutarlar, 5 yıllık süre dolduktan sonra da indirime konu edilebilecek, bu konuda bir sınırlama yapılması söz konusu değil.
Başka bir madde ile de, önceki dönemlerde artırım yapmış ve indirimden faydalanmış olan mükelleflere dönük düzenleme yapılıyor. Söz konusu düzenleme ile de, önceki dönemlerde artırım yapmış ve indirimden faydalanmış olan mükelleflerin geçmiş dönemlerde indirimden faydalandıkları dönem sayısına bakılmaksızın 2022 dönemi dahil 5 hesap dönemi daha indirimden faydalanmaya devam etmelerine imkan sağlanıyor.
Defter ve belgelerin zayi olmasında dava açma süresi 30 güne çıkartılıyor!
Tacirlerin saklamakla yükümlü oldukları defter ve belgelerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle zayi olması halinde, ziyaı öğrenme anından itibaren 15 gün içinde dava açarak zayi belgesi almaları gerekiyor.
Torba Yasa ile, bu sürenin kısalığı gözönünde tutularak, dava açma süresi 15 günden 30 güne çıkarılıyor.
KAYNAK:
www.dünya.com