Kamu İcra Hukukunda "Zor Kullanma" Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunsalı

Kamu İcra Hukukunda "Zor Kullanma" Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunsalı

MURAT BATI - 03 Nisan 2023
Hukuk     Vergi     Külliyat Dosyaları     Amme Alacakları Mevzuatı    

6183 sayılı Yasa'nın 80'inci maddesinin uygulanmasında özellikle "Borçlunun üzerinde haczi kabil kıymetli mallar bulunduğu ve kendisi bunları rızasiyle teslim etmediği veya üzerinde sakladığı takdirde şahsına karşı da zor kullanılır." cümlesi uyarınca şahsa karşı uygulanacak zor kullanmanın sınırı haczi uygulayacak olan vergi idaresi memurlarına bırakılmıştır.
Şu an yürürlükte olan vergi kanunlarımızın birçok maddesi ya hiç kullanılmamakta ya da güncelliğini kaybetmiş durumdadır. Kanunlarımızda bu şekilde olan madde sayısı fazlasıyla var. Vergiyle ilgilenen öğrenciler, avukatlar, vergi hakimleri, denetçiler, yeminli mali müşavirler, mali müşavirler gibi meslek mensupları vergi hukukunu öğrenip uygularken bu minvaldeki beyhude maddeler ayak bağı olabilmektedir.

Hatta bazı maddeler uygulanmamakta ama Anayasa'ya aykırı olmasına rağmen kanun içinde durmaya devam etmekte.

6183 sayılı Kanun'a Göre "Zor Kullanılabilir"

Kamu icra kanunu olarak da bilinen 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun m.80'e göre, vergi gibi amme alacaklarının ödenmemesi durumunda haciz yapılır. Hatta haciz uygulamasında kilitli kapılar zorla açtırılabilir. Borçlu, haczedilen malları vermiyorsa duruma göre her türlü zora başvurulabilir. Borçlu haczedilen bu malları vermiyor üstünde tutuyorsa borçlunun şahsına karşı da zor kullanılır. 

Olur mu hiç öyle şey hoca dediğinizi duyar gibiyim ama bunu ben değil 6183 sayılı Kanun m.80 diyor.

İşin özü, borçlu kendi iradesi ile amme borcunu ödememesi durumunda devletin söz konusu amme alacağını zorla tahsil etmesidir. Bu süreç de gayet normaldir. Ancak haciz yapılırken 6183 sayılı Yasa'nın 80'inci maddesinde düzenlenen zor kullanma maddesinin uygulaması tartışma götürecek cinstendir.

6183 sayılı Kanun m.80'de yer alan "Borçlunun üzerinde haczi kabil kıymetli mallar bulunduğu ve kendisi bunları rızasiyle teslim etmediği veya üzerinde sakladığı takdirde şahsına karşı da zor kullanılır." cümlesi tartışma götürecek tarzdadır. Hatta madde hükmünden anlaşıldığı üzere hacze konu mal borçlunun üstünde varsa ve bunu vermezse zor kullanma yönünde kat'i emir de var. Madde hükmü isterse zor kullanılabilir gibi keyfiyete de bırakmamış; zor kullan diye emretmiş.

Ayrıca söz konusu Kanun hükmünde şahsa karşı zor kullanmanın ölçüsü de açık değil. Örneğin darp gibi bir uygulama zor kullanma sayılır mı? Fiziksel zor kullanma kolluk kuvvetlerine tanınmış bir yetki olmasına karşın bunun vergi idaresine hem de bir kanun maddesiyle kendi memuruna verilmiş olması bir hak ve yetki ihlalinden başka bir şey değildir. Bunun kanun maddesinde açıkça yazılması da mevcut sorunu çözmez, ilginç değil mi? 

Ama Madde Anayasa'ya Aykırı

Zor kullanma yetkisi, Anayasa'nın 20'nci maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliği ve korunmasına aykırıdır. Bu düşünceye göre, konusu suç teşkil eden fiillerde bile kural olarak hâkim kararı aranmasına rağmen; konusu genellikle sadece tarafları ilgilendiren alacak-borç ilişkisinde hâkim kararı olmaksızın vergi idaresinin zor kullanma yetkisini kullanması Anayasa'nın 20'nci maddesine aykırıdır.

Yani madde hükmüne göre amme alacağını zamanında ödemeyen kişiler hakkında haciz süreci başlatılır ve haciz esnasında hacze konu mallar haczedilirken zorla kilitler kırılır, kapılar açtırılır hatta borçlu darp bile edilebilir. Darp kısmına maddenin şahsına karşı da zor kullanılır ifadesinden yola çıkarak ulaşıyorum.

6183 sayılı Yasa'nın 80'inci maddesinin uygulanmasında özellikle "Borçlunun üzerinde haczi kabil kıymetli mallar bulunduğu ve kendisi bunları rızasiyle teslim etmediği veya üzerinde sakladığı takdirde şahsına karşı da zor kullanılır." cümlesi uyarınca şahsa karşı uygulanacak zor kullanmanın sınırı haczi uygulayacak olan vergi idaresi memurlarına bırakılmıştır. Söz konusu uygulama borçlu hakkında uygulanacak zor kullanmanın sınırını çizmek de yine aynı kişilere bırakılmaktadır. Bu uygulamanın sınırının çizilmemiş olması Anayasa'nın Başlangıç Hükümlerinde yer alan "…hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme…." fıkrasına da aykırı olduğu düşünülebilir. Vergi idaresi memurlarının zor kullanmanın sınırını çizerken bunu da dikkate almaları gerekirken konunun çok sübjektif bir boyutta kalacağı da aşikârdır.

Kanun koyucu soyut şekilde bu maddeyi yazarak Anayasa'yı ihlal etme hakkını haciz memurunun keyfiyetine bırakmış gibi bir algı yaratılmış oluyor.

Bu nedenle maddede geçen özellikle şahsına karşı da zor kullanılır ifadesinin sınırının çizilmesi ne ölçüde zor kullanılır hatta zor kullanma kavramının içinin doldurulmasının yerinde olacağı kanaatindeyim.

Ezcümle
6183 sayılı Yasa 1954 yılında yürürlüğe girdi. Kanun o günkü koşullara göre yazıldı ve günümüze kadar da bazı maddeleri hiç değiştirilmedi. Bu madde de değişmeyen hükümlerden biri.

6183 sayılı Yasa'nın 80'inci maddesinin uygulanmasında hacze yetkili memurların kolluk kuvveti gibi davranmalarına izin veren bu maddenin Anayasa'nın yukarıda bahsi geçen hükümlerini zedelediği açıktır. Tamamen sübjektif bir iradeye bırakılmış olması kanun hükmünün yetki alanını genişletmekte ve memura keyfiyet tanıyabilmektedir.

Bu münasebetle maddenin daha işlevsel hale getirilmesi adına;

Bu yetki anladığımız şekilde ise bu yetkinin tamamen kolluk görevini haiz kişilere devredilmesi,
Zor kullanma kavramının içeriğinin doğru anlaşılır şekilde tanımlanması,
Zor kullanma kavramının tam olarak sınırının çizilmesi,
Şahsına karşı da zor kullanılır ifadesinden borçlunun doğrudan kendisine mi yoksa hacze konu malı üstünde tuttuğu için zor kullanma üstünde tuttuğu/sakladığı mallara mı uygulanacağı şeklindeki sorulara açıklık getirilmesi, gerekmektedir.

Yazar: Murat Batı

Kaynak: https://t24.com.tr/

E-Bültenimizi İnceleyin