Tatil Yapmayan Vergi Gündemi

Tatil Yapmayan Vergi Gündemi

NUMAN EMRE ERGİN - 08 Ağustos 2022

Değeli Okurlar, bir süredir tatilde olmam nedeniyle yazılarıma ara vermiştim. Verginin gündemi tatil yapmadığından bu arada birçok yasal ve idari düzenleme yapıldı, önemli yargı kararları açıklandı. Bu yazımda, yazılarıma ara verdiğim dönemde vergi gündeminde yaşanan önemli gelişmeleri hatırlatacağım. Bazı konuları bu yazıda kısa kısa, bazı konuları ise sonraki yazılarımda ayrıntılı olarak değerlendireceğim. Haydi başlayalım!

1- İlk gelişme, 22 Haziran 2022 tarihli RG’de yayımlanan kararı ile Anayasa Mahkemesi’nin defter, kayıt ve belgeleri vergi inceleme elemanına inraz etmeyenlere ilişkin Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde yer alan hapis cezasının Anayasaya aykırı olmadığına hükmetmesidir. Bu karar detaylı bir analizi hak ettiğinden değerlendirmelerimi sonraki bir yazıya bırakıyorum.

2- 7412 sayılı İstanbul Finans Merkezi Kanunu yayımlandı. Söz konusu Kanun ile çok önemli vergisel avantajlar sağlanmaktadır. Konuya ilişkin ikincil düzenleme henüz yayımlanmamıştır. Bu konu da ayrı bir yazıyı hak etmektedir.

3- 7417 sayılı Torba Kanun yayımlanmıştır. Söz konusu Kanunda vergiyle ilgili aşağıdaki başlıklarda düzenlemeler yapılmıştır.

Bir kez daha varlık barışı getirilmiştir. (Bitmeyen bir aşk: Yine, yeniden, her zaman. Ama bu seferki biraz farklı; geleceğe dönük...)
Nakit sermaye artışı indirimi 5 yılla sınırlandırılmıştır. (Bu konuyu ayrı bir yazıda inceleyeceğim.)
Elektrikli motorlu araçlarda ÖTV oranları yeniden düzenlenerek oran yapısı daha fazla kademelendirilmiş ve düşük orana tabi araçların kapsamı genişletilmiştir. Yeni durumda sadece elektrikle çalışan motorlu araçlardaki ÖTV yapısı aşağıdaki gibi olacaktır. (Elektrikli otomobillerin teşviki adına önemli bir düzenleme.)
 

Oran

-- Sadece elektrik motorlu olanlar

--- Motor gücü 160 kW'ı geçmeyenler

---- Özel tüketim vergisi matrahı 700.000 TL’yi aşmayanlar

---- Diğerleri

--- Motor gücü 160 kW'ı geçenler

---- Özel tüketim vergisi matrahı 750.000 TL’yi aşmayanlar

---- Diğerleri

 

 

10

40

 

50

60

6183 sayılı Kanuna tabi kamu alacakları için kefalet senetlerinin teminat olarak kabul edilebilmesi imkanı sağlanmıştır. (Mükelleflerin finansman yükünü azaltacak ve sigorta sektörünü sevindiren yerinde bir düzenleme.)
Gerçek faydalanıcı bilgisinin temin edilmesine yönelik Bakanlığa bazı yetkiler verilmiştir.
Defter ve belgelerin zayii olması durumunda dava açabilme süresi 15 günden 30 güne çıkarılmıştır.
Bazı usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları artırılmıştır.
4- Elektrikli araçları ilgilendiren diğer bir gelişme ise 5902 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile genelleştirilmiş tercihler sistemi kapsamındaki ülkeler ile Türkiye’nin tercihli ticaret anlaşması olmayan diğer ülkeler menşeli olan, A.TR Dolaşım Belgesi eşliğinde ithal edilmekle beraber Avrupa Birliği veya Türk menşeli olmayan veya Türkiye’nin taraf olduğu serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde bir çapraz menşe kümülasyon sistemine dahil ülkeler menşeli olmayan elektrikli araçların ithalinde %10 ilave gümrük vergisi uygulanacak olmasıdır. Bu son düzenlemeyi, yukarıdaki ÖTV düzenlemesiyle birlikte değerlendirirsek yerli otomobilimiz TOGG’un yakın bir gelecekte yollara çıkacağı anlaşılıyor.

5- Anayasa Mahkemesi, 7/7/2022 tarihli RG’de yayımlanan E: 2022/14, K: 2022/70 sayılı kararıyla, bu sene başında kabul edilen 7351 sayılı Kanunla İdari Yargılama Usulü Kanunu’na eklenen ve vergi kanunları uyarınca iadesi talep edilen vergilere ilişkin olarak açılan davalarda, dava konusu edilen tutarın %50’si oranında teminat alınmadan yürütmenin durdurulması kararı verilememesi yönündeki düzenlenmeyi iptal etmiştir. Yüksek mahkeme, dava konusu tutarın yüzde ellisi oranında teminat alınmasının yürütmeyi durdurma kararlarında aranan idari işlemin uygulanması hâlinde telafisi güç veya imkânsız zararın doğması şartını etkisiz kılacağı, ayrıca Kanunda idari yargı yerlerine durumun gereklerine ve somut olayın şartlarına göre teminat alıp almama veya teminat miktarını belirleme konusunda takdir yetkisinin tanınmadığı, söz konusu teminatı ödeme imkânı olmayan davacının adli yardımdan yararlanmasını mümkün kılan bir güvenceye yer verilmediği gerekçelerine dayanmıştır. İptal edilen söz konusu düzenlemeyi mahkemeye erişim hakkını kısıtladığı gerekçesiyle bu köşede eleştirmiştim.[1] Anayasa Mahkemesinin iptal kararını oldukça yerinde buluyorum.

6- Kamu alacaklarının takibinde kullanılan gecikme zammı (dolayısıyla gecikme faizi ve pişmanlık zammı) oranı aylık %1,6’dan %2,5’e; tecil faizi oranı ise yıllık %15’ten %24’e yükseltilmiştir. Enflasyonun hızla arttığı bir ortamda bu oranların da artırılması sürpriz olmamıştır. Diğer taraftan TCMB’nin ısrarla gösterge faiz oranını sabit tuttuğu, siyasi otoritenin piyasa faizlerini düşük tutmak adına herşeyi yaptığı bir ortamda devletin kendi alacaklarına uyguladığı faizleri artırması, Devletin uyguladığı düşük faiz politikası ile uyumsuz olmuştur. Nass’ın bu konuda ne dediğini de fıkıhçılara bırakıyorum!

7- 540 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 7.000 TL'yi aşan tutardaki her türlü tahsilat ve ödemelerin aracı finansal kurumlar kanalıyla yapılması ve bu tahsilat ve ödemelerin söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik edilmesine ilişkin kural esnetilmiş ve tevsik zorunluluğu kapsamında olanların tevsik zorunluluğu kapsamında olmayan yabancılar ve/veya Türkiye mukimi olmayan gerçek kişilerle yapacakları işlemlere ilişkin tahsilat ve ödemelerinde tevsik zorunluluğu aşağıdaki koşulların sağlanması kaydıyla kaldırılmıştır.

Düzenlenecek faturalara söz konusu kişilerin pasaport numarasının yazılması,
Bu kapsamda nakit tahsil edilen tutarların, tevsik zorunluluğu kapsamında olanlar tarafından tahsilatı takip eden ilk iş günü sonuna kadar aracı finansal kurumlarca düzenlenen belgelerle tevsikinin sağlanması.
8- Özel Tüketim Vergisi (II) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 10) ile motorlu taşıtlardaki ÖTV düzenlemesine ilişkin değişiklikler yapılmıştır. Aksesuar, boya koruma, kuaför, ek garanti ve benzeri teslim ve hizmetlere ilişkin bedellerin ÖTV karşısındaki durumuna ilişkin son dönemlerde ortaya çıkan ihtilafları gidermek amacıyla yapılan değişiklik detaylı bir yazıyı hak etmektedir.

9- 5872 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile kur korumalı mevduata (KKM) ilişkin kurumlar vergisi istisnasının süresi uzatıldı. Buna göre, 30/06/2022 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını 2022 yılı sonuna kadar en az üç ay vadeli KKM hesaplarına dönüştüren kurumlar, dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilecek faiz ve kâr payları ile diğer kazançları (destek ödemeleri) kurumlar vergisinden istisna olacaktır.

Burada bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Döviz mevduatların TL cinsinden KKM’ye dönüşümünde uygulanan kurumlar vergisi istisnası Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 14. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin 1 ve 2. fıkrası 31.12.2022 tarihinde bilançoda mevcut olan dövizlere ilişkinken; 4. fıkra 31.03.2022, 30.06.2022 (uzatılırsa 30.09.2022) tarihli bilançoda mevcut olan dövizlere ilişkindir. Diğer taraftan, 2. ve 4. fıkralarda düzenlenen istisnalar tamamen aynı olmadığı gibi 4. fıkradaki istisnadan sadece kurumlar vergisi mükellefleri yararlanabilmektedir. 4. fıkradaki düzenleme KKM’ye dönüşüm sırasında ortaya çıkan kur farkını istisna kapsamına almamıştır. Bu konuda vergi uygulamacıları arasında yorum farklılıklarının da olduğunu belirtmem gerekir. Gelir İdaresinin bu konuyu açıklığa kavuşturan sirküler veya tebliğ yayımlamasında fayda bulunmaktadır. Bu durumda, 31.03.2022, 30.06.2022 tarihli bilançolarda olup da 30.12.2021 tarihindeki bilançoda gözüken yabancı parayı aşan tutarda bir KKM yapılmışsa dönüşüm sırasında oluşan ve aşan kısma isabet eden kur farkı kurumlar vergisi istisnasından yararlanamayacaktır.

KKM’ye dönüştürülen hesapların büyüklüğü ve Hazineden yapılan ödemeler kartopu gibi her geçen gün artmaktadır. Diğer taraftan, döviz kurları KKM’nin açıklandığı tarihteki düzeylere geri dönmüştür. Bu durum da yürürlüğe konulan bu enstrümanın baştaki gazı almasına rağmen temeldeki ekonomik sorunların çözülmediğini ortaya koymaktadır. Yokuş aşağı freni patlamış kamyon gibi giden KKM sona erdiğinde nasıl bir tahribata yola açacağı ise büyük merak konusu.

10- Anayasa Mahkemesi 2 Ağustos tarihli RG’de yayımlanan kararıyla, 6183 sayılı Kanun’da yer alan ve ödeme emrine yapılan itirazın reddi halinde ödenmek zorunda kalınan %10’luk haksız çıkma zammına ilişkin yasal düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğuna hükmedip iptal etmiş; 3 Ağustos 2022 tarihli RG’de yayımlanan başka bir kararında da bu düzenlemenin mülkiyet hakkını ihlal ettiğine hükmetmiştir. Bu kararlar ayrı bir yazıda incelenmeyi fazlasıyla hak etmektedir.

11- Yakın dönemde vergi hukukunu dolaylı etkileyen diğer bir gelişme ise İstanbul Sözleşmesinden çekilmemize ilişkin Cumhurbaşkanı Kararının iptali için açılan davanın Danıştay 10. Dairesi tarafından reddedilmiş olmasıdır. Hukuk penceresinden birçok eleştiriyi hak eden bu karar, eğer Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunda onaylanırsa çok önemli etkilere yol açacaktır. Söz konusu kararı kıymetli pek çok hukukçu yazılı ve görsel medyada değerlendirdiğinden hukuki analizini yapmayacağım. Ancak konunun vergi hukukuna etkisine değinmeden geçmek de olmaz!

Uluslararası vergi hukuku, ikili veya çok taraflı imzalanan, bizim de taraf olduğumuz çok sayıda uluslararası anlaşma üzerine inşa edilmiştir. Söz konusu Danıştay kararının onanması halinde, yürütmenin tek taraflı idari işlemiyle Meclis’te onaylanmış uluslararası vergilendirme anlaşmalarından çekilebileceğimiz sonucu çıkar ki; bu durum yerli ve yabancı sermayenin hiç de memnun olmayacağı bir sonuç yaratacak olup ülkemizde son dönemde sıkça ihlal edildiğine tanık olduğumuz hukuki belirlilik, hukuki güvenlik, ahde vefa gibi ilkelerin tamamen ortadan kalkmasına yol açabilecektir. Kurulun nasıl karar vereceğini hep birlikte izleyeceğiz.

KAYNAK:

www.dünya.com

E-Bültenimizi İnceleyin