Vergi Hukukunda Tek Başına Tanık İfadesi Delil Olur (Mu?)

Vergi Hukukunda Tek Başına Tanık İfadesi Delil Olur (Mu?)

MURAT BATI - 23 Eylül 2022
Vergi     Vergi Usul Mevzuatı    

Vergi hukuku kapsamında usulüne uygun defter ve belgeler kural olarak güvenilir delil niteliğindedir.

Bir olayın doğruluğuna gerek yargıcı gerekse de vergi idaresini ikna etmeye çalışmak ispat olarak değerlendirilir. İspat etme genellikle yargı süreci için düşünülür ama vergi idaresinin yaptığı birçok işlem için de ispat müessesesi kullanılır.

Yargılama sürecinde sonucun lehe çevrilebilmesi namı diğer davayı kazanabilmek tarafların dava konusu olan olayla alakalı sundukları delillerin yani iddia ettikleri savın ispatının ne kadar güçlü olduğuna bağlıdır. Bu noktada ispat edebilmek adına sunulan araçlara da delil adı verilir.

Delil olarak çok şey kullanılabilir. Vergi Usul Kanunu'nun 3'üncü maddesinin (B) fıkrası "Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir." şeklindeki fıkrası ile delil serbestisi uygulanırken bu serbestiye yemin hariç kısıtı getirilmiştir. Yani vergi hukukunda her türlü delil kullanılabilir ama yemin hariç.

Ancak vergi hukukunda delil serbestisinde kullanılacak tanık/şahit ifadesi ayrı şekilde ele alınmalıdır. VUK'un 3/B maddesindeki "vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz" fıkrası uyarınca tanık beyanı belli koşullarda delil olarak kullanılabilmektedir. Tanık beyanının geçerli olması için tanığın vergiyi doğuran olayla ilgisinin olması gerekmektedir. Tanığın vergiyi doğuran olayla ilişkisinin "doğrudan" olması ve "iktisadi" nitelikte bulunması kâfidir. Tesadüfen konu hakkında bilgi sahibi olanların tanıklığı geçerli olmayacaktır.

Şahit ifadesinin bir ispatlama vasıtası olarak kullanılabilmesi için ifade veren şahidin vergiyi doğuran olayla ilgisinin tabii ve açık olması şartını VUK'un 3'üncü maddesi şart koşmuştur. Şahit ifadesinin ispatlama aracı olarak kullanılabilmesi için vergiyi doğuran olayla arasındaki ilişkinin açık ve tabii olması Vergi Usul Kanunu'nun 3'üncü maddesi uyarınca ön koşul olarak aranmaktadır.

Şahit ifadesinin ispat vasıtası olarak kullanılabilmesi için şahit ile mükellef arasında husumet bulunmaması, şahidin zarar kastıyla ya da çıkar sağlamak amacıyla mükellef aleyhine beyanda bulunmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.

Tek başına şahit ifadesi delil olur mu?

Vergi hukuku kapsamında usulüne uygun defter ve belgeler kural olarak güvenilir delil niteliğindedir. Yasa koyucu belirli olayların belirli belgelerle ispatını kurala bağlamıştır. Bu haller dışında da yazılı delillerin örneğin şahit beyanları gibi sözlü delillerden daha güvenilir kabul edildiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Delilin temsil ettiği olay genel olarak davadan önce ortaya çıktığından, uyuşmazlık öncesi deliller ispat gücü bakımından daha üstün kabul edilmektedir.

Yargılama sürecinde sonucun lehe çevrilebilmesi namı diğer davayı kazanabilmek tarafların dava konusu olan olayla alakalı sundukları delillerin yani iddia ettikleri savın ispatının ne kadar güçlü olduğuna bağlıdır. Bu noktada ispat edebilmek adına sunulan araçlara da delil adı verilir.

Delil olarak çok şey kullanılabilir. Vergi Usul Kanunu'nun 3'üncü maddesinin (B) fıkrası "Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir." şeklindeki fıkrası ile delil serbestisi uygulanırken bu serbestiye yemin hariç kısıtı getirilmiştir. Yani vergi hukukunda her türlü delil kullanılabilir ama yemin hariç.

Ancak vergi hukukunda delil serbestisinde kullanılacak tanık/şahit ifadesi ayrı şekilde ele alınmalıdır. VUK'un 3/B maddesindeki "vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz" fıkrası uyarınca tanık beyanı belli koşullarda delil olarak kullanılabilmektedir. Tanık beyanının geçerli olması için tanığın vergiyi doğuran olayla ilgisinin olması gerekmektedir. Tanığın vergiyi doğuran olayla ilişkisinin "doğrudan" olması ve "iktisadi" nitelikte bulunması kâfidir. Tesadüfen konu hakkında bilgi sahibi olanların tanıklığı geçerli olmayacaktır.

Şahit ifadesinin bir ispatlama vasıtası olarak kullanılabilmesi için ifade veren şahidin vergiyi doğuran olayla ilgisinin tabii ve açık olması şartını VUK'un 3'üncü maddesi şart koşmuştur. Şahit ifadesinin ispatlama aracı olarak kullanılabilmesi için vergiyi doğuran olayla arasındaki ilişkinin açık ve tabii olması Vergi Usul Kanunu'nun 3'üncü maddesi uyarınca ön koşul olarak aranmaktadır.

Şahit ifadesinin ispat vasıtası olarak kullanılabilmesi için şahit ile mükellef arasında husumet bulunmaması, şahidin zarar kastıyla ya da çıkar sağlamak amacıyla mükellef aleyhine beyanda bulunmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.

Tek başına şahit ifadesi delil olur mu?

Vergi hukuku kapsamında usulüne uygun defter ve belgeler kural olarak güvenilir delil niteliğindedir. Yasa koyucu belirli olayların belirli belgelerle ispatını kurala bağlamıştır. Bu haller dışında da yazılı delillerin örneğin şahit beyanları gibi sözlü delillerden daha güvenilir kabul edildiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Delilin temsil ettiği olay genel olarak davadan önce ortaya çıktığından, uyuşmazlık öncesi deliller ispat gücü bakımından daha üstün kabul edilmektedir.

E-Bültenimizi İnceleyin