Yeni Yasa Şart Oldu; Torba Yasada 17 Maddeyle Yapılan Vergi Düzenlemeleri ve Eleştiriler
ERDOĞAN SAĞLAM - 22 Aralık 2025Kamuoyunun talep ettiği başka düzenlemeleri de içerecek yeni bir torba yasa acilen gündeme alınmalıdır. Bu yasada enflasyon düzeltmesi ve kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması hususlarına mutlaka yer verilmelidir!
7566 sayılı “Vergi Kanunları İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” (son torba yasa) Cumhurbaşkanınca onaylanarak 19 Aralık 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlandı.
Vergi tahsilatını acilen artırmak amacıyla hazırlandığı çok açık olan yasa mevzuatımıza resmen dahil olmasına rağmen hâlâ tartışılıyor.
Yasa görüşmeleri sırasında kabul edilen bazı maddeler (örneğin konut kira istisnasının kaldırılması) kamuoyundan gelen tepkiler üzerine geri çekilmişti.
Bu geri dönüşler yasa ile ilgili hazırlıkların kamuoyundan yeterince görüş alınmadan yapıldığını gösteriyor.
Ayrıca Genel Kurulda emlak vergisi ile ilgili bazı düzenlemeler yasaya eklendi. Ancak, aşağıda detaylı bir şekilde açıklayacağım üzere bu ekleme beklendiği şekilde gerçekleşmedi.
Önce yasayla yapılan vergisel düzenlemeleri, sonra bunların bazılarına ilişkin eleştirilerimi açıklayacağım.
1. Vergi ile ilgili yapılan düzenlemeler neler?
Yapılan değişiklikler özetle şöyle:
• Madde 1- Konut kira gelirlerinden konutların satın alınması sırasında kullanılan kredilerin faizlerinin indirilmesi uygulamasına son verildi. İşyeri kira gelirlerinden faiz giderlerinin indirim olanağı ise devam ediyor. Bu değişiklik 1/1/2025 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemleri gelir ve kazançlarına ilişkin verilecek beyannamelere uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girdi. Yani 2025 yılı gelir vergisi gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilecek konut kiraları için yeni hüküm uygulanacak.
• Madde 2- Dört yıl önce kaldırılmış olan dördüncü dönem geçici vergi beyanname verme yükümlülüğü yeniden getirildi. Böylece geçici vergi dönem sayısı üçten dörde çıktı. Bu değişiklik de 1/1/2025 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemleri gelir ve kazançlarına ilişkin verilecek beyannamelere uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girdi. Dolayısıyla 2025 yılı için de dördüncü dönem geçici vergi beyannamesi verilecek. Bu düzenlemeden sonra bu dönemde enflasyon düzenlemesi yapılıp yapılmayacağı tartışılmaya başlandı. Maliye bu konudaki görüşünü acilen duyurmalı, tartışmaları sona erdirmek için düzeltme yapılmaması yönündeki yetkisini bir an önce kullanmalıdır!
• Madde 3- Katılma payları sadece nitelikli yatırımcılara satılabilen, Türkiye Elektronik Fon Alım Satım Platformu'nda (TEFAS) işlem görmeyen ve fon portföyüne alınacak varlık ve işlemlere ilişkin herhangi bir oransal sınırlamaya tabi olmayan yatırım fonları için bir yıllık elde tutma süresine bağlı stopaj istisnasına son verildi. Bu madde yayımı tarihinde (19.12.2025) yürürlüğe girdi.
• Madde 4, 5 ve 14- Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarına; taşınmaz satışlarında KDV istisnası, taşınmaz edinimi ve satış işlemlerinde tapu harcı istisnası ve adına kayıtlı taşıtlarda motorlu taşıtlar vergisi istisnası getirildi. Madde 4 ve 5 ile yapılan değişiklikler yayımı tarihinde yürürlüğe girdi, madde 14 ile yapılan değişiklik yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe girecek.
Madde 6- Tapu işlemlerinde, gayrimenkulün emlak vergisi değerinden daha düşük bir bedel üzerinden harç ödendiğinin veya beyan edilen devir ve iktisap bedelinin gerçek durumu yansıtmadığının tespit edilmesi halinde %25 oranında kesilen vergi ziyaı cezası bir kata (%100’e) yükseltildi. Bu madde yayımı tarihinde yürürlüğe girdi.
• Madde 7 - Taşıtların ilk tescil işlemleri ile ikinci el araçların satış ve devirlerinde, 1.000 TL'den az olmamak üzere satış ve devir bedeli üzerinden binde 2 oranında noter harcı ödeme yükümlülüğü getirildi. Tescil edilmiş araçların ikinci el motorlu kara taşıtı ticareti yetki belgesi bulunanlara yapılan satış ve devirlerinde bu harç alınmayacak. Bu madde 1/1/2026 tarihinde yürürlüğe girecek.
• Madde 8- Yanlış anlamaları önlemek adına Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı Tarifenin “I-Tapu işlemleri:” başlıklı bölümünün (20) numaralı fıkrasının (a) bendinde yer alan “beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere emlak vergisi değeri” ibaresi “emlak vergisi değerinden az olmamak üzere beyan edilen devir ve iktisap bedeli” şeklinde değiştirildi. Bu madde yayımı tarihinde yürürlüğe girdi.
• Madde 9- Bazı belge, ruhsat ve izin belgeleri yıllık harç kapsamına alındı. Buna göre; ayakta teşhis ve tedavi yapılan özel sağlık kuruluşları ile ağız ve diş sağlığı hizmeti sunulan özel sağlık kuruluşlarına ait belgeler, veteriner hekim muayenehane ve poliklinikleri ile hayvan hastanelerine verilen ruhsatlar ve kıymetli madenler kuruluş ve faaliyet izin belgeleri, kuyum, ikinci el motorlu kara taşıtı ve taşınmaz ticareti yetki belgeleri ile ticari havayolu ve genel havacılık işletme ruhsatlarından yıllık harç alınacak. Bu madde 1/1/2026 tarihinde yürürlüğe girecek.
• Madde 10- Geçici madde ile 2025 yılında 2026 yılı için takdir edilen asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerleri dikkate alınarak 2026 yılı için hesaplanan bina ve arazi emlak vergisi değerleri, 2025 yılına ait vergi değerlerinin iki kat fazlasını geçemeyecek. Bu madde yayımı tarihinde yürürlüğe girdi. Söz konusu geçici düzenlemeye ilişkin tartışmalara ve değerlendirmelere aşağıda ayrıntılı bir şekilde yer vereceğim.
• Madde 11- Takdir komisyonlarınca belirlenen değerlerin ilk uygulandığı yılı takip eden üç yılda emlak vergi değerlerinin “yeniden değerleme oranının yarısı oranında” yerine “yeniden değerleme oranında” artırılması hükme bağlandı. Bu değişiklik kalıcı olarak sağlanmış olup, yayımı tarihinde yürürlüğe girdi.
• Madde 13- 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin altıncı paragrafında yer alan “Bu bentte düzenlenen satış ve devir işlemleri her türlü harçtan, bu işlemlere” ibaresi “Bu bentte düzenlenen satış ve devir işlemlerine” şeklinde değiştirildi. Böylece bu işlemlerdeki harç istisnası kaldırılmış oldu. Bu madde 1/1/2026 tarihinde yürürlüğe girecek.
• Madde 15 ve 30- 2026 UEFA Avrupa Ligi Finali, 2027 UEFA Konferans Ligi Finali ve 2032 UEFA Avrupa Futbol Şampiyonasının Türkiye'de düzenlenmesine ilişkin olarak; UEFA, katılımcı takımlar ve organizasyonda görevli dar mükellef kurumlara, bu müsabakalar dolayısıyla yapılacak veya bunların yapacakları mal teslimleri ve hizmet ifaları KDV’den istisna edildi. Bu müsabakaların Türkiye’de oynanması halinde; UEFA, yabancı katılımcı takımlar ve organizasyonda görevli tüzel kişilerin Türkiye’de elde edecekleri kazanç ve iratları dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi muafiyeti sağlandı. Bu maddeler yayımı tarihinde yürürlüğe girdi.
• Madde 31- 5941 sayılı Çek Kanununun geçici 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “31/12/2025” ibaresi “31/12/2028” şeklinde değiştirildi. Bu madde yayımı tarihinde yürürlüğe girdi. Her ne kadar bu değişiklik vergi kanunlarında yapılmamış olmakla birlikte vergi uygulamalarını dolaylı olarak etkileyecek. Çünkü bu değişiklik uyarınca 31/12/2028 tarihine kadar ileri tarihli çek keşide edilebilecek, bunun sonucunda da söz konusu tarihe kadar çeklerde vergisel açıdan reeskont yapılabilecek.
• Madde 32- 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 16 ncı maddesi ile İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi kapsamında, İstanbul Valiliğine bağlı olarak faaliyet gösteren İstanbul Proje Koordinasyon birimine yapılacak teslim ve hizmetler, finansmanı yabancı devletler, uluslar arası kurum ve kuruluşlarca karşılanmak şartıyla 31/12/2025 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesnadır.
7566 sayılı Kanunun 32 nci maddesi ile geçici 16 ncı maddenin birinci fıkrasında yer alan “31/12/2025” ibaresi “31/12/2035” şeklinde değiştirilerek istisnanın süresi 31/12/2035 tarihine kadar uzatılmış oldu.
Mevbank Neo e-bültenine kaydolun, mevzuattaki her güncellemeyi ilk siz öğrenin. Hemen kayıt olun!
2. Torba yasanın bazı vergisel düzenlemelerine yönelik eleştirilerim…
2026 için takdir edilen değerlere göre hesaplanan emlak vergisi değerlerinin sınırlandırılması
Değerli okurlar, 2025 yılının en çok tartışılan konularından biri, 2025 yılında 2026 yılı için takdir edilen değerlerin çok yüksek oranlarda (fahiş) artırılması oldu. Bu nedenle söz konusu takdir kararlarını çok sayıda mükellef dava konusu etti.
Hükûmet kamuoyuna bu fahiş artışların yasayla sınırlandırılacağını açıklamak zorunda kaldı. Son torba yasa Meclise sunulana kadar bu düzenlemeye ilişkin detaylar yetiştirilemediği için torba yasa teklifinde sınırlama hükmü yer almadı. Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde de bu sınırlama hükmü metne eklenmedi. Genel Kurul görüşmeleri sırasında da belli ki pazarlıklar devam ettiği için birkaç kez görüşmeler ertelendi.
Nihayet torba yasanın 04/12/2025 tarihinde kabul edildiği birleşimde sınırlamanın nasıl yapılacağını öğrendik.
Sorun daha önce olduğu gibi geçici maddeyle bu takdir dönemine ilişkin olarak düzeltildi. Umarım sorunun kalıcı olarak çözüme kavuşturulması gündemde kalır.
Torba yasada, 2025 yılında 2026 yılı için takdir edilen asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerleri dikkate alınarak Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesine göre 2026 yılı için hesaplanan bina ve arazi vergi değerlerinin, 2025 yılına ait vergi değerlerinin iki kat fazlasını geçemeyeceği hükme bağlandı.
Bu konuyu 5 Aralık tarihli yazımda açıkladım. Ancak o tarihlerde henüz yasada geçen “2025 yılına ait vergi değerlerinin iki kat fazlasını” ifadesinin ne anlama geldiği kamuoyunda henüz netleşmemişti.
İki görüş ortaya çıkmıştı.
-Birinci görüşe göre, 2025 vergi değerinin 100 birim olduğu varsayımıyla 2026 emlak vergi değerleri 2025’in 2 katı olan (100x2=) 200 birimi geçemeyecek, yani en fazla %100 artabilecek,
- İkinci görüşe göre ise, yasada “iki kat fazlasını” ifadesine yer verildiği için artış sınırı 2025 değerine (100 x2=) 200 birim eklenerek (100+200=) 300 birim olarak hesaplanacak, yani artış en fazla %200 olacak. Bu hesaplama şekli artışın 3 kat olacağı anlamına gelir.
Tartışmaya dil bilimcileri ve matematikçiler de dahil oldu, ancak vergicilerin çoğunluğu ikinci görüşü benimsediler. Her ne kadar Maliye resmi bir açıklama yapmasa da, sosyal medyada açıklama yapan bazı kişiler Maliyenin de ikinci görüşe sahip olduğu bilgisini paylaştılar.
Maliyenin yetkisini kullanarak yapacağı açıklamaları merakla bekliyoruz.
İkinci görüşe uygun açıklama yapılırsa “dağ fare doğurdu” demektir! Çünkü, bu durumda vergi 3 katına kadar artabilecektir. Kamuoyunun beklediğinin çok üstünde bir artışa izin verilmiş olmaktadır. Beklentiler karşılanmamıştır.
Yukarıda bahsettiğim yazımda, eğer 3 katı yaklaşımı ile vergi hesaplanacak olursa artışın dört yıl öncesine nazaran 7,5 kat seviyesinde olacağını ifade etmiştim. Ekonomik göstergelerin dört yıllık makul artışı 4 ila 5 kat gösterdiği bir ortamda 7,5 kat artışa izin verilmesi kabul edilemez, bu durum vatandaşlarımızı zorlayacaktır.
Hükumetin muhalefet ile anlaşarak değişikliğin bu şekilde gerçekleştirilmesi belediyeler lehine olmuştur. İlginçtir, muhalefet ile iktidarın anlaştığı benim hatırladığım ilk düzenleme budur, bu da vatandaşlarımızın aleyhinedir. Genel kurulda görüşmeler sırasında artışın 3 kat olacağı vurgulanmalıydı. Merak ediyorum, madde için olumlu oy kullanan milletvekillerimiz artışın 3 kat olacağını biliyorlar mıydı?
En kısa sürede yeni torba yasaya bir hüküm konularak artışın 2 kat ile sınırlandırılması, yani 100 birim 2025 yılı değerinin 2026’da 200 birimi geçemeyeceği hükme bağlanmalıdır.
İzleyen yıllarda artış yeni düzenleme uyarınca yeniden değerleme oranının yarısı kadar değil tamamı kadar artacağından bu düzenleme makuldür ve bence zorunluluktur.
Yasal düzenlemelerde kullanılan ifadelerin kafa karıştıracak nitelikte olmayıp açık ve net olması gerektiğini de bu vesileyle bir kez daha anladık!
-Yatırım fonlarına ilişkin değişikliğin kapsamı ve yürürlük tarihi tartışmaları
Torba yasayla yapılan düzenleme ile katılma payları sadece nitelikli yatırımcılara satılabilen, TEFAS’ta işlem görmeyen ve fon portföyüne alınacak varlık ve işlemlere ilişkin herhangi bir oransal sınırlamaya tabi olmayan yatırım fonları için bir yıllık elde tutma süresine bağlı stopaj istisnasına son verildi.
Bu özelliklere sahip olanlar dışında kalan, sürekli olarak portföyünün en az yüzde 51’i Borsa İstanbul'da işlem gören hisse senetlerinden oluşan fonların katılma payı sahipleri ise bir yıllık süreye bağlı olarak stisnadan yararlanmaya devam edecekler.
Peki, hangi fonlar bu özelliklerin dışında kalıyor?
TEFAS’ta işlem gören ve sürekli olarak portföyünün en az %51’i BİST hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma payları bir yıllık elde tutam süresinden sonra elden çıkarılmaları halinde stopaj kapsamına girmeyecekler.
Bir soru daha: Devamlı olarak fon toplam değerinin en az %80’i, MKYO hisse senetleri hariç olmak üzere BİST’te işlem gören hisse senetlerinden oluşan hisse senedi yoğun fonları bir yıllık elde tutma süresine bağlı olarak %0 stopaj uygulamasından yararlanabilecek mi?
Bu konuyu yakında yazacağım ayrı bir yazıda değerlendireceğim.
Bu bölümü, geçici 67 nci maddeye göre uygulanan stopaj oranlarını belirleyen kararı acilen bu değişiklik dikkate alınarak güncellemek gerekir, diyerek kapatıyorum.
Yürürlük maddesine ilişkin eleştirilerime 4 Kasım tarihli yazımdan ulaşabileceğininiz için burada tekrar etmeyeceğim.
-Dördüncü dönem geçici vergi beyanının yeniden ihdası
Dört yıl önce kaldırılan ve dönem sayısı üçe düşürülen geçici vergide yeniden dördüncü dönem geçici vergi beyanname verme yükümlülüğü getirildi. Yani dönem sayısı eskisi gibi dörde çıkarıldı.
Bu kadar kısa bir sürede, vergi tahsilatına çok önemli katkı sağlamayacak bir yükümlülüğü, meslek mensupları ve mükellefleri çok zorlayacağını bile bile yeniden getirmek anlaşılır gibi değil!
Dördüncü dönem geçici vergi beyannamelerinin verilmesinin yıl sonu işlemlerini ve finansal tablo hazırlıklarını öne çekme/kolaylaştırma açısından fayda sağlayacağını kabul ediyorum. Ancak aşağıdaki soruları sormadan da duramıyorum:
Dördüncü dönemi getirirken, yine birçok meslek mensubunun ısrarla talep ettiği birinci dönem geçici vergi beyanname verme zorunluluğunu kaldırmayı neden düşünmüyorsunuz?
Neden geçici vergiyi daha pratik bir yöntemle tahsil etmiyorsunuz?
Neden bu değişikliği 2025 yılı için de uyguluyorsunuz?
Neden uygulamayı 2026’dan itibaren başlatmadınız?
Neden meslek mensuplarını anlamak için empati yapmıyorsunuz?
-Konut kira gelirlerinden kredi faiz indiriminin engellenmesi
İşyeri kira gelirlerinden, kira gelirinin doğmasını sağlayan işyerlerini satın almak için kullanılan kredi faizlerin indirtmeye devam ederken, konut sahiplerini bu haktan yoksun bırakmayı haksız buluyorum, kabul edemiyorum.
İşyeri inşa edenleri ve işyeri sahiplerini desteklemeye devam ederken, konut inşaatı ve konut sahiplerinin neden desteklenmediğini kamuoyuna açıklamak gerekir.
Konut kira gelirlerinden daha fazla vergi tahsil etmeyi amaçlarken, neden işyeri kira gelirlerinden kredi faiz indirimi nedeniyle vergi iade etmek zorunda kalabileceğinizi düşünmüyorsunuz?
-Yeni bir torba yasa şart oldu!
Kamuoyunda, enflasyon düzeltmesini kaldıracak veya erteleyecek yeni bir torba yasa hazırlıkları yapıldığı konuşuluyor. Doğal olarak bu durum mükelleflerde bir beklenti yaratıyor. Yıl bitse bile bu beklentinin devam edeceğini düşünüyorum.
Bunda Anayasa Mahkemesi'nin verdiği iptal kararlarının geriye yürümemesinin de etkisi var!
Bence yukarıda eleştirdiğim hususları da düzeltecek, kamuoyunun talep ettiği başka düzenlemeleri de içerecek yeni bir torba yasa acilen gündeme alınmalıdır. Bu yasada enflasyon düzeltmesi ve kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması hususlarına mutlaka yer verilmelidir!
Yazar: Erdoğan Sağlam
Kaynak: https://t24.com.tr/