MEVZUATTAKİ SON
DEĞİŞİKLİKLER

R.Gazete No: 32072

R.G. Tarihi: 13.1.2023

 

DANIŞTAY KARARLARI

 

Danıştay Onuncu Daire Başkanlığından:

 

Esas No: 2019/6972

Karar No:2022/3861

KANUN YARARINA TEMYİZ EDEN : Danıştay Başsavcılığı / ANKARA

DAVACI : Isparta il Özel İdaresi / ISPARTA

VEKİLİ : Av. Abdullah Çelik

UETS: 16892-98554-73676

DAVALI: Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı / ANKARA

VEKİLİ : Av, Melike Sema Aker

İstiklal Mah. 116. Cad. Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü

Ek Hizmet Binası Defterdarlık Yanı / ISPARTA

İSTEMİN ÖZETİ: Isparta idare Mahkemesi Hakimliğinin 25/06/2018 tarih ve E:2017/2161, K:2018/892 sayılı kararının; 2577 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca kanun yararına temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir,

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Davacı tarafından, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 11, maddesinin 6. fıkrasındaki yükümlülüğün yerine getirilmediğinden bahisle aynı Kanun'un 102. maddesi uyarınca 1.071,00 TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin 12/10/2017 tarih ve 12289099 sayılı işlem ile bu işleme yapılan İtirazın reddine dair 17/11/2017 tarih ve 2017/13667118 sayılı İdari Para Cezası İtiraz Komisyonu kararının iptali istenilmektedir.

Kanun yararına temyiz edilen kararın özeti: Isparta İdare Mahkemesinin tek hakimle vermiş olduğu kararda; idari para cezasına konu eylemin Dedeçam Belediyesi tarafından işlendiği, anılan Belediyenin tüzel kişiliğinin 6360 sayılı Kanun gereği 30/03/2014 tarihinde sona erdiği, bu durumda cezaların şahsiliği ilkesi gereği 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 11. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeniyle uygulanan idari para cezasının muhatabının Dedeçam Belediyesi olması ve Dedeçam Belediyesinin de tüzel kişiliğinin sona ermesi karşısında, başkasının fiilinden dolayı davacı il özel idaresine para cezası verilmesine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline kesin olarak karar verilmiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ: Muhammet Elmalı

DÜŞÜNCESİ                                      : Mahkeme kararına temel alınan "cezaların şahsiliği"

ilkesinin, özel hukuktaki anlam ve kapsamından farklı olarak idare hukukuna özgü bir şekilde yorumlanması, idarenin bütünlüğü, sürekliliği ve devamlılığı ilkeleri ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği için kanun yararına temyiz istemin kabulüne karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI: Abdülkadir Atalık

DÜŞÜNCESİ                                      : Davacı İl Özel İdaresi tarafından, yapı ruhsatı ve diğer tüm ruhsat veya ruhsat niteliği taşıyan işlemlere İlişkin bilgi ve belgeler ile bunların verilmesine esas olan istihdama ilişkin bilgilerin verildiği tarihten itibaren bir ay içinde kuruma bildirilmemesi fiilinin işlendiğinden bahiste 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesi hükmü uyarınca 1.071,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin Isparta Sosyal Güvenlik il Müdürlüğünün 12/10/2017 tarih ve 12289099 sayılı İşlemi ile bu işleme yapılan itirazın reddine yönelik 17/11/2017 tarih ve 2017/13667118 sayılı İdarî Para Cezası İtiraz Komisyon kararının iptali istemiyle açılan davada; Isparta İdare Mahkemesi Hakimliği'nce işlemin İptali yolunda kesin olarak verilen 25/06/2018 gün ve E:2017/2161, K2018/892 sayılı kararın, yürürlükteki hukuka aykırı olduğu iteri sürülerek davalı idare vekili tarafından, kanun yararına temyiz edilmesinin istenmesi üzerine konu incelendi.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51'inci maddesinde, "niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden" kararların kanun yararına temyiz olunabileceği belirtilmiştir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 11 inci maddesinin altıncı fıkrasında aynen, "Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer kamu ve özel hukuk tüzel kişileri, yapı ruhsatı ve diğer tüm ruhsat veya ruhsat niteliği taşıyan İşlemlerine ilişkin bilgi ve belgeler ile varsa, bunların verilmesine esas olan istihdama ilişkin bilgileri, verildiği tarihten itibaren bir ay içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdürler         ", hükmüne, "Kurumca Verilecek İdari Para Cezaları" başlıklı 102. maddesinin 1. fıkrasının, (h) bendinde de" 11 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüğünü yasal süresi içinde yerine getirmeyen ticaret sicili memurlukları ite aynı maddenin altıncı fıkrasında belirtilen yükümlülüğü yasal süresi içinde yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlara yerine getirilmeyen her bir bildirim yükümlülüğü için aylık asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanır" hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un geçici 2. maddesinde ise "(1) Türkiye İstatistik Kurumu tarafından tespit edilen 2011 yılı Adrese Dayalı Nüfus Sayım sonuçlarına göre nüfusu 2.000'in altında olan ekli (27) sayılı listedeki adlan yazılı belediyelerin tüzel kişilikleri ilk mahalli idareler genel seçiminden geçerli olmak üzere kaldırılarak bu belediyeler köye dönüştürülmüştür. (2) Bu madde ile tüzel kişilikleri kaldırılan belediyelerin personeli, her türlü taşınır ve taşınmaz malları, hak, alacak ve borçları il özel idaresine devredilir. Hazinenin özel mülkiyetindeki veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlardan Maliye Bakanlığınca, bu maddeyle tüzel kişilikleri kaldırılan belediyelere tahsis edilmiş olanlar, komisyon kararıyla, ihtiyaçlarına göre ilgili il özel idarelerine veya köy tüzel kişiliklerine tahsis edilmiş sayılır. Ancak, köye dönüştürülen belediyelerin ihtiyaç duyulan taşınmazları ile araç ve gereçleri komisyon kararıyla ilgili köy tüzel kişiliğine bırakılır. Mahkemelerde süren davaları ite belediye olarak faaliyet gösterdiği döneme ve yapılan işlemlere ilişkin olarak açılacak davalarda, muhatap ilgili il özel idaresidir.      " hükmü yer almakta, Yalvaç İlçesi Dedeçam Belediyesinin anılan Kanun'un ek-2 maddesi hükmü gereğince (ekli 27 sayılı listenin 253. sırasında yer almasından dolayı) tüzel kişiliğinin, ilk mahalli İdareler genel seçiminden geçerli olmak üzere kaldırılarak köye dönüştürüldüğü, tüzel kişiliği kaldırılan Dedeçam Belediyesinin personeli, her türlü taşınır ve taşınmaz malları, hak, alacak ve borçları Isparta İl Özel İdaresine devredilmiştir.

Buna göre; tüzel kişilikleri kaldırılan belediye ve köyler ile devredildikleri il özel idaresi arasında kanuni devir/halefiyet ilişkisi nedeniyle, idari para cezasının borçlu tarafınında devredilen İl Özel İdare Müdürlüğü olduğu açıktır.

Dava dosyasının incelenmesinden; Dedeçam Belediyesince İsmail ÖZTOP adına düzenlenen 27/12/2013 tarih, 6 sayılı yapı ruhsatının 5510 sayılı kanunun 11. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen yasal süresi içerisinde Kuruma gönderilmediğinin tespit edildiğinden bahisle, ruhsat bildirim tarihinin son gününde geçerli olan bir asgari ücret tutarında davacı İl Özel idaresinin dava konusu işlemle idari para cezası ile cezalandırılması üzerine açılan davada, Isparta İdare Mahkemesi Hakimliği'nce verilen 25/06/2018 gün ve E:2017/2161, K:2018/892 sayılı kararla; "cezaların şahsiliği ilkesi gereği 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Hinci maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde idari para cezasının muhatabının Dedeçam Belediyesi olması ve Dedeçam Belediyesinin de tüzel kişiliğinin sona ermesi karşısında, başkasının fiilinden dolayı davacı il özel idaresine para cezası verilmesine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır." gerekçesiyle işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, idarenin devamlılığı ilkesi gereğince, kapatılan Dedeçam Belediye Başkanlığınca 6 nolu yapı ruhsatının 5510 sayılı kanunun 11. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen yasal süresi İçerisinde Kuruma gönderilmediğinin tespit edildiğinden bahisle verilen İdari para cezasının; İdarenin devamı niteliğindeki Isparta İl Özel İdaresinden istenmesinde hukuka aykırılık bulunmamakta olup; davanın esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, cezaların şahsiliği ilkesi esas alınarak işlemin İptali yolunda verilen mahkeme karan yürürlükteki hukuka aykırı bulunmuştur.

Açıklanan nedenlerle, yürürlükteki hukuka aykırı sonuç ifade eden Isparta İdare Mahkemesi Hakimliğinin 25/06/2018 gün ve £2017/2161, K:2018/892 sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51'inci maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE

MADDİ OLAY:

Davacı tarafından, 5510 sayılı Kanun'un 102, maddesi uyarınca 1.071,00 TL İdari para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin 12/10/2017 tarih ve 12289099 sayılı işlem ile bu işleme yapılan itirazın reddine dair 17/11/2017 tarih ve 2017/13667118 sayılı İdari Para Cezası İtiraz Komisyonu kararının iptali istemiyle açılan dava sonucunda Isparta idare Mahkemesi Hakimliğinin 25/06/2018 tarih ve E:2017/2161, K:2018/892 sayılı kararıyla işlemlerin İptaline kesin olarak karar verilmiştir,

Davalı idare tarafından, Danıştay Başkanlığına sunulan 31/07/2018 tarihli dilekçe ile işlemlerinin hukuka uygun olduğu, 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesi gereği verilen idari para cezalarında Türk Ceza Kanunu bağlamında değerlendirme yapılamayacağı gibi cezaların şahsiliği prensibinin de uygulanamayacağı belirtilerek, kesin olarak verilen söz konusu kararın kanun yararına bozulması talebinde bulunulmuştur.

Danıştay Başsavcılığı tarafından, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan mahkeme kararının, yürürlükteki hukuka aykırı sonuç ifade ettiği belirtilerek kanun yararına bozulması istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının "İdarenin bütünlüğü ve kamu tüzel kişiliği" başlıklı 123. maddesinde, idare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir. İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır. Kamu tüzelkişiliği, kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulur." hükmüne yer verilmiştir.

6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un geçici 2. maddesinde, "(1) Türkiye İstatistik Kurumu tarafından tespit edilen 2011 yılı Adrese Dayalı Nüfus Sayım sonuçlarına göre nüfusu 2.000'in altında olan ekli (27) sayılı listedeki adlan yazılı belediyelerin tüzel kişilikleri ilk mahalli idareler genel seçiminden geçerli olmak üzere kaldırılarak bu belediyeler köye dönüştürülmüştür. (2) Bu madde ile tüzel kişilikleri kaldırılan belediyelerin personeli, her türlü taşınır ve taşınmaz mallan, hak, alacak ve borçları il özel idaresine devredilir. Hazinenin özel mülkiyetindeki veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlardan Maliye Bakanlığınca, bu maddeyle tüzel kişilikleri kaldırılan belediyelere tahsis edilmiş olanlar, komisyon kararıyla, ihtiyaçlarına göre ilgili il özel idarelerine veya köy tüzel kişiliklerine tahsis edilmiş sayılır, Ancak, köye dönüştürülen belediyelerin ihtiyaç duyulan taşınmazları ile araç ve gereçleri komisyon kararıyla ilgili köy tüzel kişiliğine bırakılır. Mahkemelerde süren davaları ile belediye olarak faaliyet gösterdiği döneme ve yapılan İşlemlere ilişkin olarak açılacak davalarda, muhatap ilgili İl özel İdaresidir..." hükmü yer almaktadır.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "İş yeri, iş yerinin bildirilmesi, devri, intikali ve nakli" başlıklı 11 maddesinin 6. fıkrasında, "Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer kamu ve özel hukuk tüzel kişileri, yapı ruhsatı ve diğer tüm ruhsat veya ruhsat niteliği taşıyan işlemlerine ilişkin bilgi ve belgeler ite varsa bunların verilmesine esas olan İstihdama ilişkin bilgileri, verildiği tarihten itibaren bir ay İçinde Kuruma bildirmekte yükümlüdürler." hükmü; "Kuramca verilecek idari para cezaları" başlıklı 102. maddesinin 1 fıkrasının (h) bendinde de, "11 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüğünü yasal süresi içinde yerine getirmeyen ticaret sicili memurlukları İte aynı maddenin altıncı fıkrasında belirtilen yükümlülüğü yasal süresi içinde yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlara yerine getirilmeyen her bir bildirim yükümlülüğü için aylık asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanır." hükmü bulunmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Dava konusu uyuşmazlığın özünü, kamu tüzel kişiliği kaldırılarak personeli, her türlü taşınır ve taşınmaz mallan, hak, alacak ve borçları İl Özel İdaresine devredilen belediyenin idari yaptırım gerektiren fiillerinden ve buna bağlı olarak uygulanan idari yaptırımlardan devralan kamu tüzel kişisinin (il özel idaresinin) sorumlu tutulup tutulamayacağının tespiti oluşturmaktadır.

Yukarıda yer verilen; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel esaslarının belirtildiği 1982 Anayasasının İkinci Bölümü'nün idare" başlıklı IV. Kısmının idarenin esaslarının düzenlendiği "İdarenin bütünlüğü ve kamu tüzel kişiliği" başlıklı 123, maddesinde yer alan, İdarenin, kuruluş ve görevleriyle bir bütün olduğu ve kanunla düzenleneceği, idarenin kuruluş ve görevlerinin, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayandığı yolundaki hükümlerden "idarenin bütünlüğü ilkesi" ortaya çıkmaktadır.

Kamu hizmetlerine hâkim olan ilkelerden biri olan kamu hizmetinde süreklilik kavramı ise; tatmininde kamu yaran bulunan ortak ihtiyaçların sürekli ve düzenli bir şekilde yürütülmesi ve bu hizmetlerin kesintiye uğratılmaması" ifade eder.

Anılan ilke ile idari istikrar ve idarenin devamlılığı ilkeleri arasında da zorunlu bir irtibat bulunmaktadır. Zira kamu hizmetlerinin sürekliliği ilkesi, kronolojik olarak (zaman bakımından) kamu hizmetlerinin devamlılığını gerektirmesinin yanı sıra; kamu hizmetlerinin "içerik ve yoğunluk" bakımından da devamlı olmasını gerektirir.

Buna göre, kamu hizmetlerinde şeklen bir süreklilik olmakla birlikte, içerik bakımından (nitelik olarak) bir süreklilik sağlanamaz ise İdarî İstikrar ilkesi zarar görecektir, Bu nedenle, idare kudretindeki istikrar karakterinin, kamu hizmetlerinin devamını sağlayan önemli vasıflardan birisi olduğu ifade edilebilir. (Onar, Sıddık Sami, İdare Hukukunun Umumî Esasları, Cilt IH, s. 1453)

Ayrıca, kamu hizmetinin sürekliliği ilkesinin bir uzantısı olarak kabul edilen İdarenin devamlılığı ilkesi de, idarenin hukuki statüsünde bir değişiklik meydana gelmesi neticesinde, önceki statüde yer alan idarenin işlemlerinin geçerliliğini devam ettirmesini ve bu işlemlerden doğan sorumluluğun yeni statüdeki idareye intikal etmesini ifade etmektedir.

Başka bir anlatımla, idarenin kamu tüzel kişiliğinin lağvedilmesi, idari teşkilata yönelik bir düzenleme olup, görev, yetki ve sorumluluklarının tümüyle hukuk aleminden kaldırılması anlamına gelmemekte, yalnızca devamı / halefi niteliğindeki diğer kamu tüzel kişisine devredilmesi sonucunu doğurmaktadır.

Uyuşmazlıkta, 6360 sayılı On Dört ilde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca tüzel kişiliği kaldırılarak hak ve yükümlülükleri davacı idareye devredilen Dedeçam Belediyesinin 27/12/2013 tarih ve 6 sayılı ruhsatı kanuni sürede bildirmediğinden bahisle davalı idarece 12/10/2017 tarih ve 12289099 sayılı işlem ile uygulanan idari para cezasının ve bu işleme yapılan itirazın reddine yönelik 17/11/2017 tarih ve 2017/13667118 sayılı Komisyon kararının iptali istemiyle açılan davada Isparta İdare Mahkemesi Hakimliğine verilen 25/06/2018 tarih ve E:2017/2161, K:2018/892 sayılı kararla, '‘cezaların şahsiliği ilkesi gereği 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 11. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeniyle uygulanan idari para cezasının muhatabının Dedeçam Belediyesi olması ve Dedeçam Belediyesinin de tüzel kişiliğinin sona ermesi karşısında, başkasının fiilinden dolayı davacı il özel idaresine para cezası verilmesine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu İşlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır," gerekçesiyle dava konusu işlemlerin İptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.

Buna göre, İdare Mahkemesi Hakimliğince "cezaların şahsiliği ilkesi" gereği işlemlerin iptaline karar verilmiş ise de, yukarıda zikredilen 1982 Anayasasının 123. maddesinde ifadesini bulan "idarenin bütünlüğü ilkesi" gereği kurumlan özünde bir bütün olan idare, birbirine bağlı ve devamlılığı olan tek bir şahıs gibi kabul edilmelidir.

Dolayısıyla, her ne kadar genel ve temel bir hukuk ilkesi olması sebebiyle "cezaların şahsiliği" ilkesinin idare hukukunda da uygulanması söz konusu ise de, idare hukukuna uygulanması aşamasında, anılan ilkenin anlam ve kapsamının, somut olayın Özelliklerine göre ve idare hukukuna özgü bir şekilde yorumlanması; idarenin bütünlüğü, kamu hizmetinin sürekliliği ve idarenin devamlılığı ilkeleri İle birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle dava konusu işlemlerin hukuka uygun olup olmadığı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, cezaların şahsiliği ilkesinin idare hukukunun kural ve gereklerine aykırı bir şekilde yorumlanması suretiyle davacı il özel idaresine İlişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1.    Danıştay Başsavcılığının kanun yararına temyiz isteminin KABULÜNE,

2.    Isparta İdare Mahkemesi Hakimliğinin 25/06/2018 tarih ve E:2017/2161, K:2018/892 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca, hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,

3.    Kararın birer örneğinin taraflara ve Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmi Gazete'de yayımlanmasına, 15/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

----------o----------

 

Danıştay Onuncu Daire Başkanlığından:

 

Esas No: 2019/6971

Karar No: 2022/3862

KANUN YARARINA TEMYİZ EDEN : Danıştay Başsavcılığı / ANKARA

DAVACI: Isparta İl özel İdaresi / ISPARTA

VEKİLİ: Av. Abdullah Çelik

UETS: 16892-98554-73676

DAVALI: Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı / ANKARA

VEKİLİ: Av. Melike Sema Aker

İstiklal Mah. 116. Cad. Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü

Ek Hizmet Binası Defterdarlık Yanı / İSPARTA

İSTEMİN ÖZETİ: Isparta İdare Mahkemesi Hakimliğinin 21/06/2018 tarih ve E:2018/66, K:2018/885 sayılı kararının; 2577 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca kanun yararına temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Davacı tarafından, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 11. maddesinin 6. fıkrasındaki yükümlülüğün yerine getirilmediğinden bahisle aynı Kanun'un 102. maddesi uyarınca 796,00 TL İdari para cezası uygulanmasına ilişkin 17/11/2017 tarih ve 13666601 sayılı işlem ile bu işleme yapılan itirazın reddine dair 18/12/2017 tarih ve 2017/14880616 sayılı İdari Para Cezası İtiraz Komisyonu kararının İptali istenilmektedir.

Kanun yararına temyiz edilen kararın özeti: Isparta İdare Mahkemesinin tek hakimle vermiş olduğu kararda; idari para cezasına konu eylemin Kozluçay Belediyesi tarafından işlendiği, anılan Belediyenin tüzel kişiliğinin 6360 sayılı Kanun gereği 30/03/2014 tarihinde sona erdiği, bu durumda cezaların şahsiliği ilkesi gereği 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Gene! Sağlık Sigortası Kanunu'nun 11. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeniyle uygulanan İdari para cezasının muhatabının Kozluçay Belediyesi olması ve Kozluçay Belediyesinin de tüzel kişiliğinin sona ermesi karşısında, başkasının fiilinden dolayı davacı il özel idaresine para cezası verilmesine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline kesin olarak karar verilmiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : Muhammet Elmalı

DÜŞÜNCESİ                                    : Mahkeme kararma temel alınan "cezaların şahsiliği"

ilkesinin, özel hukuktaki anlam ve kapsamından farklı olarak idare hukukuna özgü bir şekilde yorumlanması, idarenin bütünlüğü, sürekliliği ve devamlılığı ilkeleri ite birlikte değerlendirilmesi gerektiği için kanun yararına temyiz istemin kabulüne karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI                : Abdülkadir Atalık

DÜŞÜNCESİ                     : Davacı İl özel İdaresi tarafından, yapı ruhsatı ve diğer tüm ruhsat veya ruhsat niteliği taşıyan işlemlere ilişkin bilgi ve belgeler ile bunların verilmesine esas olan istihdama ilişkin bilgilerin verildiği tarihten itibaren bir ay içinde kuruma bildirilmemesi fiilinin işlendiğinden bahisle 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesi hükmü uyarınca 796,00 TL İdari para cezası verilmesine İlişkin Isparta Sosyal Güvenlik II Müdürlüğünün 06/11/2017 tarih ve 13666601 sayılı işlemi ile bu işleme yapılan itirazın reddine yönelik 18/12/2017 tarih ve 2017/14880616 sayılı İdari Para Cezası itiraz Komisyon kararının iptali istemiyle açılan davada; Isparta İdare Mahkemesi Hakimliği'nce işlemin iptali yolunda kesin olarak verilen 21/06/2018 gün ve E:2018/66, K:2018/885 sayılı kararın, yürürlükteki hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek davalı idare vekili tarafından, kanun yararına temyiz edilmesinin istenmesi üzerine konu incelendi,

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51'inci maddesinde, "niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden" kararların kanun yararına temyiz olunabileceği belirtilmiştir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Hinci maddesinin altıncı fıkrasında aynen, 'Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer kamu ve özel hukuk tüzel kişileri, yapı ruhsatı ve diğer tüm ruhsat veya ruhsat niteliği taşıyan işlemlerine ilişkin bilgi ve belgeler île varsa bunların verilmesine esas olan İstihdama ilişkin bilgileri, verildiği tarihten İtibaren bir ay içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdürler.  ", hükmüne, "Kurumca Verilecek İdari Para Cezalan" başlıklı 102. maddesinin 1. fıkrasının, (h) bendinde de " 11 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüğünü yasal süresi içinde yerine getirmeyen ticaret sicili memurlukları ite aynı maddenin altıncı fıkrasında belirtilen yükümlülüğü yasal sûresi İçinde yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlara yerine getirilmeyen her bir bildirim yükümlülüğü için aylık asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanır" hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un geçici 2.maddesinde ise "(1) Türkiye İstatistik Kurumu tarafından tespit edilen 2011 yık Adrese Dayalı Nüfus Sayım sonuçlarına göre nüfusu 2.000'in altında olan ekli (27) sayılı listedeki adlan yazılı belediyelerin tüzel kişilikleri ilk mahalli idareler genel seçiminden geçerli olmak üzere kaldırılarak bu belediyeler köye dönüştürülmüştür. (2) Bu madde ile tüzel kişilikleri kaldırılan belediyelerin personeli, her türlü taşınır ve taşınmaz malları, hak, alacak ve borçlan il özel idaresine devredilir. Hazinenin özel mülkiyetindeki veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlardan Maliye Bakanlığınca, bu maddeyle tüzel kişilikleri kaldırılan belediyelere tahsis edilmiş olanlar, komisyon kararıyla, ihtiyaçlarına göre ilgili il özel idarelerine veya köy tüzel kişiliklerine tahsis edilmiş sayılır. Ancak, köye dönüştürülen belediyelerin İhtiyaç duyulan taşınmazları ite araç ve gereçleri komisyon kararıyla ilgili köy tüzel kişiliğine bırakılır, Mahkemelerde süren davaları ile belediye olarak faaliyet gösterdiği döneme ve yapılan işlemlere ilişkin olarak açılacak davalarda, muhatap ilgili il özel idaresidir......," hükmü yer almakta, Yalvaç İlçesi Kozluçay Belediyesinin Anılan kanunun ek-2 maddesi hükmü gereğince (ekli 27 sayılı listenin 254,sırasında yer almasından dolayı) tüzel kişiliğinin, ilk mahalli idareler genel seçiminden geçerli olmak üzere kaldırılarak köye dönüştürüldüğü, tüzel kişiliği kaldırılan Kozluçay Belediyesinin personeli, her türlü taşınır ve taşınmaz malları, hak, alacak ve borçları Isparta İl Özel İdaresine devredilmiştir.

Buna göre; tüzel kişilikleri kaldırılan belediye ve köyler ile devredildikleri il özel İdaresi arasında kanuni devir/halefiyet ilişkisi nedeniyle, idari para cezasının borçlu tarafının da devredilen il özel idare müdürlüğü olduğu açıktır.

Dava dosyasının incelenmesinden; Kozluçay Belediyesince Keziban Alım adına düzenlenen 31/12/2010 tarih, 22 sayılı yapı ruhsatının 5510 sayılı kanunun 11. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen yasal süresi içerisinde Kuruma gönderilmediğinin tespit edildiğinden bahisle, ruhsat bildirim tarihinin son gününde geçerli olan bir asgari ücret tutarında davacı II Özel İdaresinin dava konusu işlemle idari para cezası ile cezalandırılması üzerine açılan davada, Isparta İdare Mahkemesi Hakimliği'nce verilen 21/06/2018 gün ve E:2018/66, K:2018/885 sayılı kararla," cezaların şahsiliği ilkesi gereği 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Hinci maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde İdari para cezasının muhatabının Kozluçay Belediyesi olması ve Kozluçay Belediyesinin de tüzel kişiliğinin sona ermesi karşısında, başkasının fiilinden dolayı davacı il özel idaresine para cezası verilmesine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır." gerekçesiyle işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, idarenin devamlılığı ilkesi gereğince, kapatılan Kozluçay Belediye Başkanlığınca 22 nolu yapı ruhsatının 5510 sayılı kanunun 11. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen yasal süresi içerisinde Kuruma gönderilmediğinin tespit edildiğinden bahisle verilen idari para cezasının; idarenin devamı niteliğindeki Isparta il özel idaresinden İstenmesinde hukuka aykırılık bulunmamakta olup; davanın esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, cezaların şahsiliği İlkesi esas alınarak işlemin iptali yolunda verilen mahkeme karan yürürlükteki hukuka aykırı bulunmuştur.

Açıklanan nedenlerle, yürürlükteki hukuka aykırı sonuç ifade eden Isparta idare Mahkemesi Hakimliğinin 21/06/2018 gün ve E:2018/66, K:2018/885 sayılı kararının 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51'inci maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE

MADDİ OLAY:

Davacı tarafından, 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesi uyarınca 796,00 TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin 17/11/2017 tarih ve 13666601 sayılı işlem ile bu işleme yapılan itirazın reddine dair 18/12/2017 tarih ve 2017/14880616 sayılı İdari Para Cezası İtiraz Komisyonu kararının iptali istemiyle açılan dava sonucunda Isparta İdare Mahkemesi Hakimliğinin 21/06/2018 tarih ve E:2018/66, K:2018/885 sayılı kararıyla işlemlerin iptaline kesin olarak karar verilmiştir.

Davalı idare tarafından, Danıştay Başkanlığına sunulan 06/08/2018 tarihli dilekçe ile işlemlerinin hukuka uygun olduğu, 5510 sayılı Kanunen 102. maddesi gereği verilen idari para cezalarında Türk Ceza Kanunu bağlamında değerlendirme yapılamayacağı gibi cezaların şahsiliği prensibinin de uygulanamayacağı belirtilerek, kesin olarak verilen söz konusu kararın kanun yararına bozulması talebinde bulunulmuştur.

Danıştay Başsavcılığı tarafından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan mahkeme kararının, yürürlükteki hukuka aykırı sonuç ifade ettiği belirtilerek kanun yararına bozulması istenilmektedir,

İLGİLİ MEVZUAT:

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının "İdarenin bütünlüğü ve kamu tüzel kişiliği" başlıklı 123. maddesinde, "İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir. İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır. Kamu tüzelkişiliği, kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulur." hükmüne yer verilmiştir.

6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un geçici 2. maddesinde, "(1) Türkiye istatistik Kurumu tarafından tespit edilen 2011 yılı Adrese Dayalı Nüfus Sayım sonuçlarına göre nüfusu 2.000'in altında olan ekli (27) sayılı listedeki adlan yazılı belediyelerin tüzel kişilikleri ilk mahalli idareler genel seçiminden geçerli olmak üzere kaldırılarak bu belediyeler köye dönüştürülmüştür. (2) Bu madde ile tüzel kişilikleri kaldırılan belediyelerin personeli, her türlü taşınır ve taşınmaz mallan, hak, alacak ve borçlan il özel idaresine devredilir. Hazinenin özel mülkiyetindeki veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlardan Maliye Bakanlığınca, bu maddeyle tüzel kişilikleri kaldırılan belediyelere tahsis edilmiş olanlar, komisyon kararıyla, ihtiyaçlarına göre ilgili il özel idarelerine veya köy tüzel kişiliklerine tahsis edilmiş sayılır. Ancak, köye dönüştürülen belediyelerin ihtiyaç duyulan taşınmazları ile araç ve gereçleri komisyon kararıyla ilgili köy tüzel kişiliğine bırakılır. Mahkemelerde süren davaları ile belediye olarak faaliyet gösterdiği döneme ve yapılan işlemlere ilişkin olarak açılacak davalarda, muhatap ilgili il özel idaresidir...''hükmü yer almaktadır.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "İş yeri, iş yerinin bildirilmesi, devri, intikali ve nakli" başlıklı 11. maddesinin 6. fıkrasında, Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer kamu ve özel hukuk tüzel kişileri, yapı ruhsatı ve diğer tüm ruhsat veya ruhsat niteliği taşıyan işlemlerine ilişkin bilgi ve belgeler ile varsa bunların verilmesine esas olan İstihdama ilişkin bilgileri, verildiği tarihten itibaren bir ay içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdürler." hükmü; "Kuramca verilecek idari para cezaları" başlıklı 102. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde de, "11 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüğünü yasal süresi içinde yerine getirmeyen ticaret sicili memurlukları ile aynı maddenin altıncı fıkrasında belirtilen yükümlülüğü yasal süresi içinde yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlara yerine getirilmeyen her bir bildirim yükümlülüğü için aylık asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanır." hükmü bulunmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Dava konusu uyuşmazlığın özünü, kamu tüzel kişiliği kaldırılarak personel her türlü taşınır ve taşınmaz malları, hak, alacak ve borçlan İl Özel İdaresine devredilen belediyenin idari yaptırım gerektiren fiillerinden ve buna bağlı olarak uygulanan idari yaptırımlardan devralan kamu tüzel kişisinin (il özel idaresinin) sorumlu tutulup tutulamayacağının tespiti oluşturmaktadır.

Yukarıda yer verilen; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel esaslarının belirtildiği 1982 Anayasasının İkinci Bölümü'nün "İdare" başlıklı IV. Kısmının idarenin esaslarının düzenlendiği "idarenin bütünlüğü ve kamu tüzel kişiliği" başlıklı 123. maddesinde yer alan, idarenin, kuruluş ve görevleriyle bir bütün olduğu ve kanunla düzenleneceği, idarenin kuruluş ve görevlerinin, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayandığı yolundaki hükümlerden "idarenin bütünlüğü ilkesi" ortaya çıkmaktadır.

Kamu hizmetlerine hâkim olan ilkelerden biri olan kamu hizmetinde süreklilik kavramı ise; tatmininde kamu yararı bulunan ortak İhtiyaçların sürekli ve düzenli bir şekilde yürütülmesi ve bu hizmetlerin kesintiye uğratılmaması" ifade eder.

Anılan ilke ite idari istikrar ve idarenin devamlılığı ilkeleri arasında da zorunlu bir İrtibat bulunmaktadır, Zira kamu hizmetlerinin sürekliliği ilkesi, kronolojik olarak (zaman bakımından) kamu hizmetlerinin devamlılığını gerektirmesinin yanı sıra; kamu hizmetlerinin "içerik ve yoğunluk" bakımından da devamlı olmasını gerektirir.

Buna göre, kamu hizmetlerinde şeklen bir süreklilik olmakla birlikte, içerik bakımından (nitelik olarak) bir süreklilik sağlanamaz ise idari istikrar ilkesi zarar görecektir. Bu nedenle, İdare kudretindeki istikrar karakterinin, kamu hizmetlerinin devamını sağlayan önemli vasıflardan birisi olduğu ifade edilebilir. (Onar, Sıddık Sami, İdare Hukukunun Umumi Esasları, Cilt ili, s. 1453).

Ayrıca, kamu hizmetinin sürekliliği ilkesinin bir uzantısı olarak kabul edilen idarenin devamlılığı ilkesi de, idarenin hukukî statüsünde bir değişiklik meydana gelmesi neticesinde, önceki statüde yer alan idarenin işlemlerinin geçerliliğini devam ettirmesini ve bu işlemlerden doğan sorumluluğun yeni statüdeki idareye intikal etmesini ifade etmektedir.

Başka bir anlatımla, idarenin kamu tüzel kişiliğinin lağvedilmesi, idari teşkilata yönelik bir düzenleme olup, görev, yetki ve sorumluluklarının tümüyle hukuk aleminden kaldırılması anlamına gelmemekte, yalnızca devamı / halefi niteliğindeki diğer kamu tüzel kişisine devredilmesi sonucunu doğurmaktadır.

Uyuşmazlıkta, 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca tüzel kişiliği kaldırılarak hak ve yükümlülükleri davacı idareye devredilen Kozluçay Belediyesinin 31/12/2010 tarih ve 22 sayılı ruhsatı kanuni sürede bildirmediğinden bahiste davalı idarece 17/11/2017 tarih ve 13666601 sayılı işlem ile uygulanan idari para cezasının ve bu İşleme yapılan itirazın reddine yönelik 18/12/2017 tarih ve 2017/14880616 sayılı Komisyon kararının iptali istemiyle açılan davada Isparta İdare Mahkemesi Hakimliğince verilen 21/06/2018 tarih ve E:2018/66, K:2018/885 sayılı kararla, "cezaların şahsiliği ilkesi gereği 5510 saydı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 11. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeniyle uygulanan İdari para cezasının muhatabının

Kozluçay Belediyesi olması ve Kozluçay Belediyesinin de tüzel kişiliğinin sona ermesi karşısında, başkasının fiilinden dolayı davacı il özel idaresine para cezası verilmesine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır." gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.

Buna göre. İdare Mahkemesi Hakimliğinse "cezaların şahsiliği ilkesi" gereği işlemlerin iptaline karar verilmiş ise de, yukarıda zikredilen 1982 Anayasasının 123. maddesinde ifadesini bulan "idarenin bütünlüğü ilkesi" gereği kurumlan özünde bir bütün olan idare, birbirine bağlı ve devamlılığı olan tek bir şahıs gibi kabul edilmelidir.

Dolayısıyla, her ne kadar genel ve temel bir hukuk ilkesi olması sebebiyle "cezaların şahsiliği" ilkesinin idare hukukunda da uygulanması söz konusu ise de, idare hukukuna uygulanması aşamasında, anılan ilkenin anlam ve kapsamının, somut olayın özelliklerine göre ve idare hukukuna özgü bir şekilde yorumlanması; idarenin bütünlüğü, kamu hizmetinin sürekliliği ve idarenin devamlılığı ilkeleri ile birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle dava konusu işlemlerin hukuka uygun olup olmadığı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, cezaların şahsiliği ilkesinin idare hukukunun kural ve gereklerine aykırı bir şekilde yorumlanması suretiyle davacı il özel idaresine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır,


KARAR SONUCU  :

Açıklanan nedenlerle;

1.    Danıştay Başsavcılığının kanun yararına temyiz isteminin KABULÜNE,

2.    Isparta İdare Mahkemesi Hakimliğinin 21/06/2018 tarih ve E2018/66, K:2018/885 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51 maddesi uyarınca, hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,

3.    Kararın birer örneğinin taraflara ve Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmi Gazete'de yayımlanmasına, 15/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

----------o----------

 

Danıştay Onuncu Daire Başkanlığından:

 

Esas No: 2019/6970

Karar No:2022/3863

 

KANUN YARARINA TEMYİZ EDEN:Danıştay Başsavcılığı / ANKARA

DAVACI  : Isparta İl Özel İdaresi / ISPARTA

VEKİLİ : Av, Abdullah Çelik

UETS: 16892-98554-73676

DAVALI  : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı / ANKARA

VEKİLİ  : Av- Melike Sema Aker

İstiklal Mah. 116.Cd. Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü

Ek Hizmet Binası Defterdarlık Yanı / ISPARTA

İSTEMİN ÖZETİ : Isparta idare Mahkemesi Hakimliğinin 25/06/2018 tarih ve E:2017/2162, K:2018/893 sayılı kararının; 2577 sayılı Kanun'un 51, maddesi uyarınca kanun yararına temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ   :

Dava konusu istem: Davacı tarafından, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 11. maddesinin 6. fıkrasındaki yükümlülüğün yerine getirilmediğinden bahisle aynı Kanun'un 102. maddesi uyarınca 978,00 TL İdari para cezası uygulanmasına ilişkin 12/10/2017 tarih ve 12289947 sayılı işlem ile bu işleme yapılan itirazın reddine dair 13/11/2017 tarih ve 2017/13556362 sayılı idari Para Cezası İtiraz Komisyonu kararının iptali istenilmektedir.

Kanun yararına temyiz edilen kararın özeti: Isparta İdare Mahkemesinin tek hakimle vermiş olduğu kararda; idari para cezasına konu eylemin Kumdanlı Belediyesi tarafından işlendiği, anılan Belediyenin tüzel kişiliğinin 6360 sayılı Kanun gereği 30/03/2014 tarihinde sona erdiği, bu durumda cezaların şahsiliği ilkesi gereği 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 11, maddesinin 6. fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeniyle uygulanan idari para cezasının muhatabının Kumdanlı Belediyesi olması ve Kumdanlı Belediyesinin de tüzel kişiliğinin sona ermesi karşısında, başkasının fiilinden dolayı davacı il özel İdaresine para cezası verilmesine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline kesin olarak karar verilmiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ :Muhammet Elmalı

DÜŞÜNCESİ Mahkeme kararına temel alınan "cezaların şahsiliği" ilkesinin, özel hukuktaki anlam ve kapsamından farklı olarak idare hukukuna özgü bir şekilde yorumlanması, idarenin bütünlüğü, sürekliliği ve devamlılığı ilkeleri ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği için kanun yararına temyiz istemin kabulüne karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI  :Abdülkadir Atalık

DÜŞÜNCESİ : Davacı İl Özel idaresi tarafından, yapı ruhsatı ve diğer tüm ruhsat veya ruhsat niteliği taşıyan işlemlere İlişkin bilgi ve belgeler ile bunların verilmesine esas olan istihdama ilişkin, bilgilerin verildiği tarihten itibaren bir ay içinde kuruma bildirilmemesi fiilinin işlendiğinden bahisle 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesi hükmü uyarınca 978,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin Isparta Sosyal Güvenlik il Müdürlüğünün 12/10/2017 tarih ve 12289947 sayılı işlemi ile bu İşleme yapılan itirazın reddine yönelik 13/11/2017 tarih ve2017/13556362 sayılı İdari Para Cezası İtiraz Komisyon kararının iptali istemiyle açılan davada Isparta İdare Mahkemesi Hakimliği'nce işlemin iptali yolunda kesin olarak verilen 25/08/2018 gün ve E:2017/2162, K:2018/893 sayılı kararın, yürürlükteki hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek davalı idare vekili tarafından, kanun yararına temyiz edilmesinin istenmesi üzerine konu incelendi.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51 inci maddesinde, "niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden" kararların kanun yararına temyiz olunabileceği belirtilmiştir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 1 Tinci maddesinin altıncı fıkrasında aynen, "Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer kamu ve özel hukuk tüzel kişileri, yapı ruhsatı ve diğer tüm ruhsat veya ruhsat niteliği taşıyan işlemlerine ilişkin bilgi ve belgeler ile varsa bunların verilmesine esas olan istihdama ilişkin bilgileri, verildiği tarihten itibaren bir ay içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdürler      ", hükmüne, "Kurumca Verilecek İdari Para Cezalan" başlıklı 102. maddesinin 1. fıkrasının, (h) bendinde de " 11 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüğünü yasal süresi içinde yerine getirmeyen ticaret sicili memurlukları ile aynı maddenin altıncı fıkrasında belirtilen yükümlülüğü yasal süresi içinde yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlara yerine getirilmeyen her bir bildirim yükümlülüğü için aylık asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanır" hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan 6360 sayılı On Dört ilde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un geçici 2.maddesinde ise "(1) Türkiye istatistik Kurumu tarafından tespit edilen 2011 yılı Adrese Dayalı Nüfus Sayım sonuçlarına göre nüfusu 2.000’in altında olan ekli (27) sayılı listedeki adlan yazılı belediyelerin tüzel kişilikleri ilk mahallî idareler genel seçiminden geçerli olmak üzere kaldırılarak bu belediyeler köye dönüştürülmüştür. (2) Bu madde ile tüzel kişilikleri kaldırılan belediyelerin personeli, her türlü taşınır ve taşınmaz mallan, hak, alacak ve borçları il özel idaresine devredilir. Hazinenin özel mülkiyetindeki veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlardan Maliye Bakanlığınca, bu maddeyle tüzel kişilikleri kaldırılan belediyelere tahsis edilmiş olanlar, komisyon kararıyla, ihtiyaçlarına göre ilgili il özel idarelerine veya köy tüzel kişiliklerine tahsis edilmiş sayılır. Ancak, köye dönüştürülen belediyelerin ihtiyaç duyulan taşınmazları ile araç ve gereçleri komisyon kararıyla ilgili köy tüzel kişiliğine bırakılır. Mahkemelerde süren davaları ile belediye olarak faaliyet gösterdiği döneme ve yapılan işlemlere ilişkin olarak açılacak davalarda, muhatap ilgili il özel idaresidir.......................................................................... " hükmü yer almakta, Yalvaç İlçesi Kumdanlı Belediyesinin Anılan kanunun ek-2 maddesi hükmü gereğince (ekli 27 sayılı listenin 256.sırasında yer almasından dolayı) tüzel kişiliğinin, ilk mahalli idareler genel seçiminden geçerli olmak üzere kaldırılarak köye dönüştürüldüğü, tüzel kişiliği kaldırılan Kumdanlı Belediyesinin personeli, her türlü taşınır ve taşınmaz malları, hak, alacak ve borçları Isparta İl

Özel İdaresine devredilmiştir.

Buna göre; tüzel kişilikleri kaldırılan belediye ve köyler ile devredildikleri İl özel idaresi arasında kanuni devir/halefiyet ilişkisi nedeniyle, idari para cezasının borçlu tarafınında devredilen il özel idare müdürlüğü olduğu açıktır.

Dava dosyasının incelenmesinden; Kumdanlı Belediyesince Ayşe Dudu Türk adına düzenlenen 26/05/2013 tarih, 5 sayılı yapı ruhsatının 5510 sayılı kanunun 11 maddesinin 6. fıkrasında belirtilen yasal süresi içerisinde Kuruma gönderilmediğinin tespit edildiğinden bahisle, ruhsat bildirim tarihinin son gününde geçerli olan bir asgari ücret tutarında davacı İl Özel İdaresinin dava konusu işlemle idari para cezası ile cezalandırılması üzerine açılan davada, Isparta İdare Mahkemesi Hakimliği'nce verilen 25/06/2018 gün ve E:2017/2162, K:2018/893 sayılı kararla," cezaların şahsiliği ilkesi gereği 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 11 inci maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde idari para cezasının muhatabının Kumdanlı Belediyesi olması ve Kumdanlı Belediyesinin de tüzel kişiliğinin sona ermesi karşısında, başkasının fiilinden dolayı davacı il özel idaresine para cezası verilmesine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır, "gerekçesiyle işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, idarenin devamlılığı ilkesi gereğince, kapatılan Kumdanlı Belediye Başkanlığınca 5 nolu yapı ruhsatının 5510 sayılı kanunun 11. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen yasal süresi içerisinde Kuruma gönderilmediğinin tespit edildiğinden bahisle verilen idari para cezasının; idarenin devamı niteliğindeki Isparta İl Özel İdaresinden İstenmesinde hukuka aykırılık bulunmamakta olup; davanın esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, cezaların şahsiliği ilkesi esas alınarak işlemin iptali yolunda verilen mahkeme karan yürürlükteki hukuka aykırı bulunmuştur.

Açıklanan nedenlerle, yürürlükteki hukuka aykırı sonuç ifade eden Isparta İdare Mahkemesi Hakimliğinin 25/06/2018 gün ve E:2017/2162, K:2018/893 sayılı kararının 2577sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51'inci maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE

MADDİ OLAY:

Davacı tarafından, 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesi uyarınca 978,00 TL İdari para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin 12/10/2017 tarih ve 12289947 sayılı işlem ite bu işleme yapılan itirazın reddine dair 13/11/2017 tarih ve 2017/13556362 sayılı İdari Para Cezası itiraz Komisyonu kararının iptali istemiyle açılan dava sonucunda Isparta İdare Mahkemesi Hakimliğinin 25/06/2018 tarih ve E; 2017/2162, K2018/893 sayılı kararıyla işlemlerin iptaline kesin olarak karar verilmiştir.

Davalı idare tarafından, Danıştay Başkanlığına sunulan 31/07/2018 tarihli dilekçe ile işlemlerinin hukuka uygun olduğu, 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesi gereği verilen idari para cezalarında Türk Ceza Kanunu bağlamında değerlendirme yapılamayacağı gibi cezaların şahsiliği prensibinin de uygulanamayacağı belirtilerek, kesin olarak verilen söz konusu kararın kanun yararına bozulması talebinde bulunulmuştur.

Danıştay Başsavcılığı tarafından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan mahkeme kararının, yürürlükteki hukuka aykırı sonuç ifade ettiği belirtilerek kanun yararına bozulması istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın "İdarenin bütünlüğü ve kamu tüzel kişiliği" başlıklı 123, maddesinde, "İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir, idarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır. Kamu tüzelkişiliği, kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulur." hükmüne yer verilmiştir.

6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un geçici 2.maddesinde, "(1) Türkiye İstatistik Kurumu tarafından tespit edilen 2011 yılı Adrese Dayalı Nüfus Sayım sonuçlarına göre nüfusu 2.000’in altında olan ekli (27) sayılı listedeki adlan yazılı belediyelerin tüzel kişilikleri ilk mahalli idareler genel seçiminden geçerli olmak üzere kaldırılarak bu belediyeler köye dönüştürülmüştür. (2) Bu madde ile tüzel kişilikleri kaldırılan belediyelerin personeli, her türlü taşınır ve taşınmaz malları, hak, alacak ve borçları II özel idaresine devredilir. Hazinenin özel mülkiyetindeki veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlardan Maliye Bakanlığınca, bu maddeyle tüzel kişilikleri kaldırılan belediyelere tahsis edilmiş olanlar, komisyon kararıyla, ihtiyaçlarına göre ilgili il özel idarelerine veya köy tüzel kişiliklerine tahsis edilmiş sayılır. Ancak, köye dönüştürülen belediyelerin ihtiyaç duyulan taşınmazları ile araç ve gereçleri komisyon kararıyla İlgili köy tüzel kişiliğine bırakılır. Mahkemelerde süren davaları ile belediye olarak faaliyet gösterdiği döneme ve yapılan işlemlere ilişkin olarak açılacak davalarda, muhatap ilgili il özel idaresidir..." hükmü yer almaktadır.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "İş yeri, iş yerinin bildirilmesi, devri, intikali ve nakli" başlıklı 11. maddesinin 6. fıkrasında, "Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer kamu ve özel hukuk tüzel kişileri, yapı ruhsatı ve diğer tüm ruhsat veya ruhsat niteliği taşıyan işlemlerine İlişkin bilgi ve belgeler ile varsa bunların verilmesine esas olan istihdama ilişkin bilgileri, verildiği tarihten itibaren bir ay içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdürler." hükmü; "Kurumca verilecek idari para cezaları" başlıklı 102. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde de, "11 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüğünü yasal süresi içinde yerine getirmeyen ticaret sicili memurlukları ile aynı maddenin altıncı fıkrasında belirtilen yükümlülüğü yasal süresi içinde yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlara yerine getirilmeyen her bir bildirim yükümlülüğü için aylık asgari ücret tutarında idari

para cezası uygulanır." hükmü bulunmaktadır,

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Dava konusu uyuşmazlığın özünü, kamu tüzel kişiliği kaldırılarak personeli, her türlü taşınır ve taşınmaz mallan, hak, alacak ve borçlan İl Özel İdaresine devredilen belediyenin idari yaptırım gerektiren fiillerinden ve buna bağlı olarak uygulanan idari yaptırımlardan devralan kamu tüzel kişisinin (il özel idaresinin) sorumlu tutulup tutulamayacağının tespiti oluşturmaktadır.

Yukarıda yer verilen; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel esaslarının belirtildiği 1982 Anayasasının ikinci Bölümü'nün "İdare" başlıklı IV. Kısmının idarenin esaslarının düzenlendiği "İdarenin bütünlüğü ve kamu tüzel kişiliği" başlıklı 123, maddesinde yer alan, idarenin, kuruluş ve görevleriyle bir bütün olduğu ve kanunla düzenleneceği, idarenin kuruluş ve görevlerinin, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayandığı yolundaki hükümlerden "idarenin bütünlüğü ilkesi" ortaya çıkmaktadır.

Kamu hizmetlerine hâkim olan ilkelerden biri olan kamu hizmetinde süreklilik kavramı ise; tatmininde kamu yararı bulunan ortak ihtiyaçların sürekli ve düzenli bir şekilde yürütülmesi ve bu hizmetlerin kesintiye uğratılmaması" ifade eder.

Anılan ilke ile idari istikrar ve idarenin devamlılığı ilkeleri arasında da zorunlu bir irtibat bulunmaktadır. Zira kamu hizmetlerinin sürekliliği ilkesi, kronolojik olarak (zaman bakımından) kamu hizmetlerinin devamlılığını gerektirmesinin yanı sıra; kamu hizmetlerinin "içerik ve yoğunluk" bakımından da devamlı olmasını gerektirir.

Buna göre, kamu hizmetlerinde şeklen bir süreklilik olmakla birlikte, içerik bakımından (nitelik olarak) bir süreklilik sağlanamaz ise idari istikrar İlkesi zarar görecektir. Bu nedenle, idare kudretindeki istikrar karakterinin, kamu hizmetlerinin devamını sağlayan önemli vasıflardan birisi olduğu ifade edilebilir, (Onar, Sıddık Sami, İdare Hukukunun Umumî Esasları, Cilt III, s. 1453).

Ayrıca, kamu hizmetinin sürekliliği İlkesinin bir uzantısı olarak kabul edilen idarenin devamlılığı ilkesi de, idarenin hukuki statüsünde bir değişiklik meydana gelmesi neticesinde, önceki statüde yer alan idarenin işlemlerinin geçerliliğini devam ettirmesini ve bu işlemlerden doğan sorumluluğun yeni statüdeki idareye intikal etmesini ifade etmektedir.

Başka bir anlatımla, idarenin kamu tüzel kişiliğinin lağvedilmesi, idari teşkilata yönelik bir düzenleme olup, görev, yetki ve sorumluluklarının tümüyle hukuk aleminden kaldırılması anlamına gelmemekte, yalnızca devamı / halefi niteliğindeki diğer kamu tüzel kişisine devredilmesi sonucunu doğurmaktadır.

Uyuşmazlıkta, 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca tüzel kişiliği kaldırılarak hak ve yükümlülükleri davacı idareye devredilen Kumdanlı Belediyesinin 26/5/2013 tarih ve 5 sayılı ruhsatı kanuni sürede bildirmediğinden bahisle davalı idarece 12/10/2017 tarih ve 12289947 sayılı işlem ile uygulanan idari para cezası ve bu işleme yapılan itirazın reddine yönelik 13/11/2017 tarih ve 2017/13556362 sayılı Komisyon kararının iptali istemiyle açılan davada Isparta İdare Mahkemesi Hakimliğince verilen 25/06/2018 tarih ve E:2017/2162, K:2018/893 sayılı karada, "cezaların şahsiliği ilkesi gereği 5510 sayılı Sosyal

Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 11. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeniyle uygulanan idari para cezasının muhatabının Kumdanlı Belediyesi olması ve Kumdanlı Belediyesinin de tüzel kişiliğinin sona ermesi karşısında,, başkasının fiilinden dolayı davacı İl özel idaresine para cezası verilmesine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır." gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.

Buna göre, İdare Mahkemesi Hakimliğine "cezaların şahsiliği ilkesi" gereği işlemlerin iptaline karar verilmiş ise de, yukarıda zikredilen 1982 Anayasasının 123. maddesinde ifadesini bulan "idarenin bütünlüğü ilkesi" gereği kurumlan özünde bir bütün olan idare, birbirine bağlı ve devamlılığı olan tek bir şahıs gibi kabul edilmelidir.

Dolayısıyla, her ne kadar genel ve temel bir hukuk ilkesi olması sebebiyle "cezaların şahsiliği" ilkesinin idare hukukunda da uygulanması söz konusu ise de, idare hukukuna uygulanması aşamasında, anılan ilkenin anlam ve kapsamının, somut olayın özelliklerine göre ve idare hukukuna özgü bir şekilde yorumlanması; idarenin bütünlüğü, kamu hizmetinin sürekliliği ve idarenin devamlılığı ilkeleri İte birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle dava konusu işlemlerin hukuka uygun olup olmadığı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, cezaların şahsîliği ilkesinin idare hukukunun kural ve gereklerine aykırı bir şekilde yorumlanması suretîyie davacı il özel idaresine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU                      :

Açıklanan nedenlerle;

1.    Danıştay Başsavcılığının kanun yararına temyiz isteminin KABULÜNE,

2.    Isparta İdare Mahkemesi Hakimliğinin 25/06/2018 tarih ve E.2017/2162, K:2018/893 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca, hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,

3.    Kararın birer örneğinin taraflara ve Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmi Gazetece yayımlanmasına, 15/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

----------o----------

 

Danıştay Onuncu Daire Başkanlığından:

 

Esas No: 2019/6973

Karar No:2022/3864

KANUN YARARINA TEMYİZ EDEN : Danıştay Başsavcılığı / ANKARA

DAVACI: Isparta İl Özel İdaresi /ISPARTA

VEKİLİ                                              : Av. Abdullah Çelik

UETS: 16892-98554-73676

DAVALI.................... ...................... : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı / ANKARA

VEKİLİ : Av. Melike Sema Aker

istiklal Mah. 116. Cad. Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü

Ek Hizmet Binası Defterdarlık Yanı / ISPARTA

İSTEMİN ÖZETİ: Isparta İdare Mahkemesi Hakimliğinin 27/04/2018 tarih ve E:2017/2160, K:2018/568 sayılı kararının; 2577 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca kanun yararına temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ                     :

Dava konusu istem: Davacı tarafından, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 11. maddesinin 6. fıkrasındaki yükümlülüğün yerine getirilmediğinden bahisle aynı Kanun'un 102. maddesi uyarınca 1.071,00 TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin 06/11/2017 tarih ve 13442786 sayılı işlem ile bu işleme yapılan itirazın reddine dair 17/11/2017 tarih ve 2017/13943252 sayılı İdari Para Cezası İtiraz Komisyonu kararının iptali İstenilmektedir. ,

Kanun yararına temyiz edilen kararın özeti: Isparta İdare Mahkemesinin tek hakimle vermiş olduğu kararda; idari para cezasına konu eylemin Kozluçay Belediyesi tarafından işlendiği, anılan Belediyenin tüzel kişiliğinin 6360 sayılı Kanun gereği 30/03/2014 tarihinde sona erdiği, bu durumda cezaların şahsiliği ilkesi gereği 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 11. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeniyle uygulanan İdari para cezasının muhatabının Kozluçay Belediyesi olması ve Kozluçay Belediyesinin de tüzel kişiliğinin sona ermesi karşısında, başkasının fiilînden dolayı davacı İİ özel idaresine para cezası verilmesine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline kesin olarak karar verilmiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : Muhammet Elmalı

DÜŞÜNCESİ: Mahkeme kararına temel alman "cezaların şahsiliği" ilkesinin, özel hukuktaki anlam ve kapsamından farklı olarak idare hukukuna özgü bir şekilde yorumlanması, idarenin bütünlüğü, sürekliliği ve devamlılığı ilkeleri ite birlikte değerlendirilmesi gerektiği için kanun yararına temyiz istemin kabulüne karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI: Abdülkadir Atalık

DÜŞÜNCESİ : Davacı İl Özel İdaresi tarafından, yapı ruhsatı ve diğer tüm ruhsat veya ruhsat niteliği taşıyan işlemlere ilişkin bilgi ve belgeler ite bunların verilmesine esas' olan istihdama ilişkin bilgilerin verildiği tarihten itibaren bir ay içinde kuruma bildirilmemesi fiilinin işlendiğinden bahiste 551Û sayılı Kanun'un 102. maddesi hükmü uyarınca 1.071,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin Isparta Sosyal Güvenlik il Müdürlüğünün 06/11/2017 tarih ve 1342786 sayılı işlemi ite bu işleme yapılan itirazın reddine yönelik 17/11/2017 tarih ve 2017/13943252 sayılı İdari Para Cezası İtiraz Komisyon kararının iptali istemiyle açılan davada; Isparta idare Mahkemesi Hakimliği'nce İşlemin iptali yolunda kesin olarak verilen 27/04/2018 gün ve E:2017/2160, K:2018/568 sayılı kararın, yürürlükteki hukuka aykırı olduğu iteri sürüterek davalı idare vekili tarafından, kanun yararına temyiz edilmesinin istenmesi üzerine konu incelendi.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 5îinci maddesinde, "niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden" kararların kanun yararına temyiz olunabileceği belirtilmiştir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Hinci maddesinin altıncı fıkrasında aynen, "Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer kamu ve özel hukuk tüzel kişileri, yapı ruhsatı ve diğer tüm ruhsat veya ruhsat niteliği taşıyan işlemlerine ilişkin bilgi ve belgeler ite varsa bunların verilmesine esas olan istihdama ilişkin bilgileri, verildiği tarihten itibaren bir ay içinde Kuruma bildirmekte yükümlüdürler.......", hükmüne, "Kuramca Verilecek idari Para Cezalan" başlıklı 102. maddesinin 1. fıkrasının, (h) bendinde de " 11 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüğünü yasal süresi içinde yerine getirmeyen ticaret sicili memurlukları ite ayni maddenin altıncı fıkrasında belirtilen yükümlülüğü yasal süresi içinde yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlara yerine getirilmeyen her bir bildirim yükümlülüğü için aylık asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanır" hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan 6360 sayılı On Dört ilde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ite Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un geçici 2.maddesinde ise "(1) Türkiye istatistik Kurumu tarafından tespit edilen 2011 yılı Adrese Dayalı Nüfus Sayım sonuçlarına göre nüfusu 2.000'in altında olan ekli (27) sayılı listedeki adları yazılı belediyelerin tüzel kişilikleri ilk mahallî idareler genel seçiminden geçerii olmak üzere kaldırılarak bu belediyeler köye dönüştürülmüştür. (2) Bu madde ite tüzel kişilikleri kaldırılan belediyelerin personeli, her türlü taşınır ve taşınmaz mallan, hak, alacak ve borçları il özel idaresine devredilir. Hâzinenin özel mülkiyetindeki veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlardan Maliye Bakanlığınca, bu maddeyle tüzel kişilikleri kaldırılan belediyelere tahsis edilmiş olanlar, komisyon kararıyla, ihtiyaçlarına göre ilgili il özel idarelerine veya köy tüzel kişiliklerine tahsis edilmiş sayılır. Ancak, köye dönüştürülen belediyelerin ihtiyaç duyulan taşınmazları ite araç ve gereçleri komisyon kararıyla ilgili köy tüzel kişiliğine bırakılır. Mahkemelerde süren davaları ite belediye olarak faaliyet gösterdiği döneme ve yapılan işlemlere ilişkin alarak açılacak davalarda, muhatap ilgili il özel idaresidir.......... " hükmü yer almakta, Yalvaç İlçesi Kozluçay Belediyesinin Anılan kanunun ek-2 maddesi hükmü gereğince (ekil 27 sayılı listenin 254.sırasında yer almasından dolayı) tüzel kişiliğinin, ilk mahalli idareler genel seçiminden geçerli olmak üzere kaldırılarak köye dönüştürüldüğü, tüzel kişiliği kaldırılan Kozluçay Belediyesinin personeli, her türlü taşınır ve taşınmaz malları, hak, alacak ve borçlan Isparta İl Özel İdaresine devredilmiştir.

Buna göre; tüzel kişilikleri kaldırılan belediye ve köyler ile devredildikleri il özel İdaresi arasında kanuni devir/halefiyet İlişkisi nedeniyle idari para cezasının borçlu tarafınında devredilen il özel idare müdürlüğü olduğu açıktır.

Dava dosyasının incelenmesinden; Kozluçay Belediyesince Mevlüt Pandal adına düzenlenen 30/12/2013 tarih, 13 sayılı yapı ruhsatının 5510 sayılı kanunun 11. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen yasal süresi içerisinde Kuruma, gönderilmediğinin tespit edildiğinden bahisle, ruhsat bildirim tarihinin son gününde geçerli olan bir asgari ücret tutarında davacı İl Özel İdaresinin dava konusu İşlemle idari para cezası ile cezalandırılması üzerine açılan davada, Isparta İdare Mahkemesi Hakimliği'nce verilen 27/04/2018 gün ve E:2017/2160, K:2018/568 sayılı kararla," cezaların şahsiliği ilkesi gereği 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 11'inçi maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde idari para cezasının muhatabının Kozluçay Belediyesi olması ve Kozluçay Belediyesinin de tüzel kişiliğinin sona ermesi karşısında, başkasının fiilinden dolayı davacı il özel idaresine para cezası verilmesine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır, "gerekçesiyle işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, idarenin devamlılığı ilkesi gereğince, kapatılan Kozluçay Belediye Başkanlığınca13 nolu yapı ruhsatının 5510 sayılı kanunun 11. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen yasal süresi içerisinde Kuruma gönderilmediğinin tespit edildiğinden bahiste verilen idari para cezasının; idarenin devamı niteliğindeki Isparta il özel idaresinden istenmesinde hukuka aykırılık bulunmamakta olup; davanın esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, cezaların şahsiliği ilkesi esas alınarak işlemin iptali yolunda verilen mahkeme karan yürürlükteki hukuka aykırı bulunmuştur.

Açıklanan nedenlerle, yürürlükteki hukuka aykırı sonuç ifade eden Isparta İdare Mahkemesi Hakimliğinin 27/04Ö018 gün ve E2017/2160, K:2018/568 sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51'inci maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir,

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE

MADDİ OLAY:

Davacı tarafından, 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesi uyarınca 1.071,00 TL idari para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin 06/11/2017 tarih ve 13442786 sayılı işlem ite bu işleme yapılan itirazın reddine dair 17/11/2017 tarih ve 2017/13943252 sayılı İdari Para Cezası itiraz Komisyonu kararının iptali istemiyle açılan dava sonucunda Isparta idare Mahkemesi Hakimliğinin 27/04/2018 tarih ve E:2017/2160, K:2018/568 sayılı kararıyla işlemlerin iptaline kesin olarak karar verilmiştir.

Davalı idare tarafından, Danıştay Başkanlığına sunulan 14/06/2018 tarihli dilekçe He İşlemlerinin hukuka uygun olduğu, 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesi gereği verilen idari para cezalarında Türk Ceza Kanunu bağlamında değerlendirme yapılamayacağı gibi cezaların şahsiliği prensibinin de uygulanamayacağı belirtilerek, kesin olarak verilen söz konusu kararın kanun yararına bozulması talebinde bulunulmuştur.

Danıştay Başsavcılığı tarafından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan mahkeme kararının, yürürlükteki hukuka aykırı sonuç ifade ettiği belirtilerek kanun yararına bozulması istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "İdarenin bütünlüğü ve kamu tüzel kişiliği" başlıklı 123. maddesinde, "İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir. İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır. Kamu tüzelkişiliği, kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulur." hükmüne yer verilmiştir.

6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi ilçe Kurulması ite Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un geçici 2. maddesinde, "(1) Türkiye İstatistik Kurumu tarafından tespit edilen 2011 yılı Adrese Dayalı Nüfus Sayım sonuçlarına göre nüfusu 2.000'in altında olan ekli (27) sayılı listedeki adlan yazılı belediyelerin tüzel kişilikleri ilk mahalli idareler genel seçiminden geçerli olmak üzere kaldırılarak bu belediyeler köye dönüştürülmüştür. (2) Bu madde ile tüzel kişilikleri kaldırılan belediyelerin personeli, her türlü taşınır ve taşınmaz mallan, hak, alacak ve borçlan il özel İdaresine devredilir. Hazinenin özel mülkiyetindeki veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlardan Maliye Bakanlığınca, bu maddeyle tüzel kişilikleri kaldırılan belediyelere tahsis edilmiş olanlar, komisyon kararıyla, ihtiyaçlarına göre ilgili il özel idarelerine veya köy tüzel kişiliklerine tahsis edilmiş sayılır. Ancak, köye dönüştürülen belediyelerin ihtiyaç duyulan taşınmazları ite araç ve gereçleri komisyon kararıyla ilgili köy tüzel kişiliğine bırakılır. Mahkemelerde süren davaları ile belediye olarak faaliyet gösterdiği döneme ve yapılan işlemlere ilişkin olarak açılacak davalarda, muhatap İlgili il özel idaresidir..." hükmü yer almaktadır.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "İş yeri, iş yerinin bildirilmesi, devri, intikali ve nakli" başlıklı 11. maddesinin 6. fıkrasında, "Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer kamu ve özel hukuk tüzel kişileri, yapı ruhsatı ve diğer tüm ruhsat veya ruhsat niteliği taşıyan işlemlerine ilişkin bilgi ve belgeler ite varsa bunların verilmesine esas olan istihdama ilişkin bilgileri, verildiği tarihten itibaren bir ay içinde Kuruma bildirmekte yükümlüdürler." hükmü; "Kurumca verilecek idari para cezalan" başlıklı 102. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde de, "11 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüğünü yasal süresi içinde yerine getirmeyen ticaret sicili memurlukları ite aynı maddenin altıncı fıkrasında belirtilen yükümlülüğü yasal süresi içinde yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlara yerine getirilmeyen her bir bildirim yükümlülüğü için aylık asgari ücret tutarında İdari para cezası uygulanır." hükmü bulunmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Dava konusu uyuşmazlığın özünü, kamu tüzel kişiliği kaldırılarak personeli, her türlü taşınır ve taşınmaz malları, hak, alacak ve borçlan İl Özel İdaresine devredilen belediyenin idari yaptırım gerektiren fiillerinden ve buna bağlı olarak uygulanan idari yaptırımlardan devralan kamu tüzel kişisinin (il özel idaresinin) sorumlu tutulup tutulamayacağının tespiti oluşturmaktadır.

Yukarıda yer verilen; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel esaslarının belirtildiği 1982 Anayasasının İkinci Bölümü'nün "İdare" başlıklı IV. Kısmının idarenin esaslarının düzenlendiği "idarenin bütünlüğü ve kamu tüzel kişiliği" başlıklı 123. maddesinde yer alan, idarenin, kuruluş ve görevleriyle bir bütün olduğu ve kanunla düzenleneceği, idarenin kuruluş ve görevlerinin, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayandığı yolundaki hükümlerden "idarenin bütünlüğü ilkesi" ortaya çıkmaktadır.

Kamu hizmetlerine hâkim olan ilkelerden biri olan kamu hizmetinde süreklilik kavramı ise; tatmininde kamu yaran bulunan ortak ihtiyaçların sürekli ve düzenli bir şekilde yürütülmesi ve bu hizmetlerin kesintiye uğranmamasını ifade eder.

Anılan ilke ite idari istikrar ve idarenin devamlılığı ilkeleri arasında da zorunlu bir irtibat bulunmaktadır. Zira kamu hizmetlerinin sürekliliği ilkesi, kronolojik olarak (zaman bakımından) kamu hizmetlerinin devamlılığını gerektirmesinin yanı sıra; kamu hizmetlerinin "içerik ve yoğunluk" bakımından da devamlı olmasını gerektirir.

Buna göre, kamu hizmetlerinde şeklen bir süreklilik olmakla birlikte, içerik bakımından (nitelik olarak) bir süreklilik sağlanamaz ise idari istikrar ilkesi zarar görecektir. Bu nedenle, idare kudretindeki istikrar karakterinin, kamu hizmetlerinin devamını sağlayan önemli vasıflardan birisi olduğu ifade edilebilir. (Onar, Sıddık Sami, İdare Hukukunun Umumî Esasları, Cilt III, s, 1453).

Ayrıca, kamu hizmetinin sürekliliği ilkesinin bir uzantısı olarak kabul edilen idarenin devamlılığı ilkesi de, idarenin hukuki statüsünde bir değişiklik meydana gelmesi neticesinde, önceki statüde yer alan idarenin işlemlerinin geçerliliğini devam ettirmesini ve bu işlemlerden doğan sorumluluğun yeni statüdeki idareye intikal etmesini ifade etmektedir.

Başka bir anlatımla, idarenin kamu tüzel kişiliğinin lağvedilmesi, idari teşkilata yönelik bir düzenleme olup, görev, yetki ve sorumluluklarının tümüyle hukuk aleminden kaldırılması anlamına gelmemekte, yalnızca devamı / halefi niteliğindeki diğer kamu tüzel kişisine devredilmesi sonucunu doğurmaktadır.

Uyuşmazlıkta, 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca tüzel kişiliği kaldırılarak hak ve yükümlülükleri davacı idareye devredilen Kozluçay Belediyesinin 30/12/2013 tarih ve 23 sayılı ruhsatı kanuni sürede bildirmediğinden bahisle davalı idarece 06/11/2017 tarih ve 13442786 sayılı işlem ite uygulanan idari para cezasının ve bu işleme yapılan itirazın reddine yönelik 17/11/2017 tarih ve 2017/13943252 sayılı Komisyon kararının iptali istemiyle açılan davada Isparta İdare Mahkemesi Hakimliğince verilen 27/04/2018 tarih ve E:2Q17/2160, K:2018/568 sayılı kararla, "cezaların şahsiliği ilkesi gereği 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 11. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeniyle uygulanan idari para cezasının muhatabının Kozluçay Belediyesi olması ve Kozluçay Belediyesinin de tüzel kişiliğinin sona ermesi karşısında, başkasının fiilinden dolayı davacı il özel idaresine para cezası verilmesine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır." gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.

Buna göre, idare Mahkemesi Hakimliğince "cezaların şahsiliği ilkesi" gereği işlemlerin iptaline karar verilmiş ise de, yukarıda zikredilen 1982 Anayasasının 123. maddesinde ifadesini bulan "idarenin bütünlüğü ilkesi" gereği kurumlan özünde bir bütün olan idare, birbirine bağlı ve devamlılığı olan tek bir şahıs gibi kabul edilmelidir.

Dolayısıyla, her ne kadar genel ve temel bir hukuk ilkesi olması sebebiyle "cezaların şahsiliği" ilkesinin idare hukukunda da uygulanması söz konusu ise de, idare hukukuna uygulanması aşamasında, anılan ilkenin anlam ve kapsamının, somut olayın özelliklerine göre ve idare hukukuna özgü bir şekilde yorumlanması; idarenin bütünlüğü, kamu hizmetinin sürekliliği ve idarenin devamlılığı ilkeleri ile birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir,

Bu itibarla, uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle dava konusu işlemlerin hukuka uygun olup olmadığı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, cezaların şahsiliği ilkesinin idare hukukunun kural ve gereklerine aykırı bir şekilde yorumlanması suretiyle davacı il özel idaresine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.


KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1.    Danıştay Başsavcılığının kanun yararına temyiz isteminin KABULÜNE,

2.    Isparta idare Mahkemesi Hakimliğinin 27/04/2018 tarih ve E:2017/2160, K:2018/568 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca, hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,

3.    Kararın birer örneğinin taraflara ve Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmi Gazete'de yayımlanmasına, 15/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

----------o----------

E-Bültenimizi İnceleyin