MEVZUATTAKİ SON
DEĞİŞİKLİKLER

R.Gazete No: 32940

R.G. Tarihi: 28.6.2025

Yargıtay 10. Hukuk Dairesinden:

 

 

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGITAY İLÂMI

 

Esas No: 2024/4929

Karar No : 2025/1027

 

İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: Ankara 3. İş Mahkemesi

TARİHİ: 08.03.2022

SAYISI: 2021/119 E., 2022/73 K.

DAVACI : .... Tarım Ürünleri İthalat İhracat San. ve Tic. A.Ş. vekili Avukat ....

DAVALI : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili Avukat ...

 

İlk Derece Mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun miktar yönünden kesin olarak reddine dair verilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

 

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; her ne kadar teşvik işlemlerinden yararlandırılmış ise de, ilgili teşvik hükümlerine esas kanun maddesinin faiz başlangıcına ilişkin fıkrasının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle teşvik işlemlerine ilişkin ödenmeyen faiz alacağının, 5510 sayılı Kanun'un 89. maddesinin 3. fıkrasına göre hesaplanarak şimdilik 1.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.

 

II. CEVAP

Davalı Kurum vekili özetle, Kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

 

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile teşvik unsurlarından yararlanabilmek için işverenin isteminin gerekli olduğunu, davalı Kurum tarafından re'sen işlem yapılamadığını, talep bulunmaması durumunda 5510 sayılı Kanun kapsamında yapılmış olan prim ödemelerinin yanlış veya yersiz nitelikte olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle reddine kesin olarak karar verilmiştir.

 

IV. KANUN YARARINA TEMYİZ

 

A. Kanun Yararına Temyiz Sebepleri

1-îlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik Adalet Bakanlığı kanun yararına temyiz isteminde; eldeki dava bakımından, 5510 sayılı Kanun'un Ek 17. maddenin dördüncü fıkrasında yer alan kuralın, mahsup veya iade edilme yönünden üçüncü fıkra hükümlerine yaptığı atıftan dolayı ödemelerin üç yıla yayılacağını öngörmesinin, faizin başlama tarihi ve ödeme için öngörülen süre göz önünde bulundurulduğunda kuralın mülkiyet hakkını sınırladığı ve yapılan bu sınırlamanın orantısız ve aşın olduğunu, hak arama hürriyeti çerçevesinde dava açan kişilerin mahkemelerden adil yargılanma haklan gereği uyuşmazlığı bitirecek şekilde gerekçeli karar elde etme haklarının bulunduğunu, yargılamanın henüz devam ettiği bir süreçte, taraflardan birinin aleyhine olacak ve yargı merciinin uyuşmazlık konusu talep hakkında karar vermesini engelleyecek şekilde davayı ortadan kaldıran ya da davanın incelenmesini durdurarak karara bağlanmasına engel olan düzenlemelerin kişilerin karar elde etme hakkı ile birlikte sonuçları bakımından da kişilerin mülkiyet haklarının ölçüsüz şekilde sınırlandığını,

2-Anılan maddeye dayalı olarak verilen kararların da hukuka aykırı nitelikte olduğunu, özellikle Ek 17. maddenin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemenin de mevcut bir dava olmaksızın prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılmasını düzenlemesi, başka bir deyişle davasız başvuru halinde, kuruma getirilen ödeme yükümlülüğünün çerçevesinin düzenlendiği hususu ile Anayasa Mahkemesi kararının 05.05.2020 tarih ve 31118 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanması ile yürürlüğe girmesinden sonra, mahkemelerce iptal edilmiş olan Ek 17. maddenin dördüncü fıkrası kapsamında uygulama yapılarak karar verilmesi olanağının ortadan kalktığını ve bu fıkranın içeriğinde yer alan atıf nedeniyle üçüncü fıkrasının da uygulanabilir hüküm olmaktan çıkarıldığını,

3-Bu durumda Mahkemece, belgelerin işleme alınması sonrası doğan prim farkına yasal faiz yükletilmesi talebi hakkında, davanın yasal dayanağı olan ve yersiz alınan primlerin iadesini düzenleyen 5510 sayılı Kanun'un 89. maddesi uyarınca primin Kuruma yatırıldığı tarihi takip eden ay başından, iadenin yapıldığı ayın başına kadar geçen süre için hesaplanır hükmüne uygun şekilde yasal faize hükmedilmesi gerekirken, aksine olacak şekilde davanın reddine dair kararın yerinde olmadığını, kararının kanun yararına temyizen incelenerek bozulmasını talep etmiştir.

 

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, teşvik işlemlerinden yararlandırılan davacının faiz alacağının bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise hangi kanun maddesine ilişkin ödeme yapılacağına ilişkindir.

1 .Dosya kapsamı incelendiğinde, 2011/7-2017/9 yılları arasına ilişkin olmak primlerin 5510 sayılı Kanun numarası seçilerek verildikten sonra, söz konusu bildirgelerin Kanun türü 6111 sayılı Kanun'a göre ek tahakkuk işlemleri yapılarak prim farklarının 5510 sayılı Kanun'un 89. maddesinin üçüncü fıkrasına göre iadesinin talep edildiği, talebin kabul görmemesi üzerine açılan davada, ilgili mahkemece 7103 sayılı Kanun'un 70. maddesi ile 5510 sayılı Kanun'a eklenen Ek 17. madde gereğince davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın, Bölge Adliye Mahkemesinin davalı Kurumun istinaf isteminin reddine dair 15.11.2019 tarihli kararı ile kesinleştiği anlaşılmıştır.

2 . Ek 17 nci maddenin faize ilişkin olan 4. fıkrasının Anayasa Mahkemesinin 19.02.2020 tarihli kararı ile iptal edilmesi üzerine, davacının 08.03.2021 tarihli başvuru ile yasal faiz miktarının 5510 sayılı Kanun'un 89. maddesinin 3. fıkrasına göre hesaplanarak ödenmesi talebinin reddedilmesi üzerine işbu davanın açıldığı, İlk Derece Mahkemesince, yasalarda tanımlanan teşvik unsurlarından yararlanabilmenin işveren istemine bağlı olduğunu, davalı Kurum tarafından re'sen işlem yapılamadığını, bu yönde bir talebinin bulunmaması durumunda, 5510 sayılı Kanun kapsamında yapılmış olan prim ödemelerinin yanlış veya yersiz alınmış prim niteliğinde bulunmayacağından 5510 sayılı Kanun'un 89. maddesinin burada uygulanamayacağı, 5510 sayılı Kanun'un Ek 17. maddesi kapsamında davacının prim teşviki kapsamında bulunan alacağının maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından itibaren başlayacak kanuni faiz uygulamasının yasaya aykırı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, istinaf başvurusunun miktar itibariyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

3 .Adalet Bakanlığınca, Ek 17. maddenin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemenin, mevcut bir dava olmaksızın prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılmasını düzenlemesi, başka bir deyişle davasız başvuru halinde, Kuruma getirilen ödeme yükümlülüğünün çerçevesinin düzenlendiği hususu ile Anayasa Mahkemesi kararının 05.05.2020 tarih ve 31118 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanması ile yürürlüğe girmesinden sonra, mahkemelerce, iptal edilmiş olan Ek 17. maddenin dördüncü fıkrası kapsamında uygulama yapılarak karar verilmesi olanağının ortadan kalktığı ve bu fıkranın içeriğinde yer alan atıf nedeniyle üçüncü fıkrasının da uygulanabilir hüküm olmaktan çıkarıldığı, bu durumda İlk Derece Mahkemesince, belgelerin işleme alınması sonrası doğan prim farkına yasal faiz yükletilmesi talebi hakkında, davanın yasal dayanağı olan ve yersiz alınan primlerin iadesini düzenleyen 5510 sayılı Kanun'un 89. maddesi uyarınca primin Kuruma yatırıldığı tarihi takip eden ay başından, iadenin yapıldığı ayın başına kadar geçen süre için hesaplanır hükmüne uygun şekilde yasal faize hükmedilmesi gerektiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi hükmünün kanun yararına temyizen incelenerek bozulması talep edilmiştir.

4 .5510 sayılı Kanun'un Ek 17. maddesinin 4 ncü fıkrası hükmündeki "Görülmekte olan davalarda, ayrıca bir başvuru şartı aranmaksızın, dava öncesi yapılan idari başvuru tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte hesaplanacak tutar üçüncü fıkra hükümlerine göre mahsup veya iade edilir. Mahkemelerce, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Yargılama giderleri idare üzerinde bırakılır ve vekâlet ücretinin dörtte birine hükmedilir. Ayrıca, ilk derece mahkemelerince verilen kararlar hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu'nca kanun yollarına başvurulmaz ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan kanun yolu başvurularından vazgeçilmiş sayılır. " ibaresinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesince 19.02.2020 gün ve 2018/139 E. 2020/12 K. Sayılı karar ile bu hükmün iptaline karar verilmiş ve karar 05.05.2020 tarih ve 31118 sayılı Resmi gazetede yayımlanmıştır.

5 . 5510 sayılı Kanun'un Ek 17. maddesinin dördüncü fıkrasının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi sonrası söz konusu talep yönünden hangi yasal mevzuatın uygulanacağı uyuşmazlık konusu olmakla, bu konuda özel düzenleme içermesi nedeniyle 5510 sayılı Kanun'un Ek 17. maddesinin 2 nci fıkrasının irdelenmesi gerekmektedir.

6 . 5510 sayılı Kanun'un Ek 17. maddesinin ikinci fıkrası "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ilişkin olmak üzere tüm şartları sağladığı halde bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanmamış işverenler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yararlanılan prim teşviki, destek ve indirimlerin değiştirilmesine yönelik talepte bulunan işverenler tarafından en son bu maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından itibaren bir ay içinde Kuruma başvurulması halinde, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşvik, destek ve indirimi ile değiştirilebilir." hükmünü içermekte olup, davacı tarafça açılan ve kesinleşen ilk dava içeriği ile Kuruma yapılan başvurular nazarında, işbu davada ki faiz talebine bu madde kapsamından hareketle halen yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun'un Ek 17. maddesinin üçüncü fıkrasının somut olaya uygulanması gerektiği anlaşılmıştır.

7 .5510 sayılı Kanun'un Ek 17. maddesinin üçüncü fıkrası "Bu maddenin ikinci fıkrası kapsamında talepte bulunan işverenlere iade edilecek tutar, maddenin yürürlük tarihinden önce talepte bulunanlar için maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından, yürürlük tarihinden sonra talepte bulunanlar için ise, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren kanuni faiz esas alınmak suretiyle hesaplanarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak üç yıl içinde ödenir. Ödeme, öncelikle bu Kanunun 88 inci maddesinin on dört ve on altıncı fıkralarına göre muaccel hale gelmiş prim ve her türlü borçlardan, sonrasında ise ilgili kanunlar uyarınca yapılandırma veya taksitlendirme de dâhil olmak üzere müeccel haldeki prim ve her türlü borçlarından mahsup yoluyla gerçekleştirilir. Ancak, üç yıl sonunda ilgili kanunları gereği yapılandırılma veya taksitlendirilme sebebiyle vadesi gelmemiş taksit ödemelerinden peşinen mahsup edilir. Kuruma borcu bulunmayan işverenlere altı ayda bir eşit taksitlerle iade yapılır, "hükmüne amir olup, aynı maddenin ikinci fıkrası kapsamında talepte bulunan işverenlere yapılacak iade kapsamı ve faiz hususu işbu yasa maddesi kapsamında düzenlenmiş olduğundan, Mahkemece, bu yasa maddeleri kapsamında değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi bozma nedenidir.

 

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun'un/HMK'nın 363/1 hükmüne dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,

Kararın bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine,

22.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

 

----------o----------

E-Bültenimizi İnceleyin