MEVZUATTAKİ SON
DEĞİŞİKLİKLER

R.Gazete No: 32878

R.G. Tarihi: 22.4.2025

 

Yargıtay 3. Hukuk Dairesinden:

TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGITAY İLÂMI

Esas No: 2024/3916

Karar No: 2025/1262

 

İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.      DAVA

Davacı vekili; davalı İstanbul Sanayici ve İşadamları Demeğinin Tematik Proje Destek Programı desteğinden yararlanmak için talepte bulunduğunu, Proje Değerlendirme Karar Kumlunun meslek kuruluşunu %50 oranında desteklenmesini uygun gördüğünü ve meslek kuruluşuna 17.410,71 TL personel giderleri ve hizmet alım giderleri desteği verildiğini, Meslek Kuruluşu Değerlendirme Karar Kumlu tarafından "Meslek Kuruluşunun gerçekleşmeyen faaliyetler için mazeret bildirmeksizin ve revizyon talep etmeksizin, temel faaliyet adımlarını projeden çıkarmak istemesi ve bu durumun proje bütünlüğünü bozarak proje vasfının yitirmesi hususlarında görüş birliği oluşmuş olup projenin sonlandırılmasına ve verilen desteğin tahsiline" karar verildiğini, hem desteğin amacına ulaşamadığını, hem de kamu yararına faaliyet gösteren müvekkili Kurumun davalı tarafından zarara uğratıldığını, davalının ise haksız kazanç elde ettiğini, ödenen bedelin iadesi için müvekkili Kumm tarafından icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini beyan ederek; Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2015/737 E. sayılı dosyasındaki itirazın iptaline, %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesin! talep etmiştir.

II.      CEVAP

Davah cevap vermemiştir.

III.      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 19.06.2017 tarihli kararıyla; davanın 04.10.2016 tarihinde açıldığı,


 

dava açılış tarihinde davalı demeğin tüzel kişiliğinin ve ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet yönünden ve usulden reddine dair verilen kararma karşı süresinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 03.03.2021 tarihli ilamıyla; feshedilen demeklerin mal, para ve haklarının tasfiyesinin tüzüklerinde gösterilen esaslara göre yapılacağı anlaşıldığından davalı demeğin tüzüğünün, genel kuml kararının getirtilerek incelenmesi, tasfiye hükümleri gereği sorumlunun belirlenmesi, davada taraf teşkilinin sağlanarak, esasa ilişkin incelemeyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğm görülmediği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.06.2017 tarihli ve 2016/525 E., 2017/287 K. sayılı kararının kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraf teşkili sağlandığı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2015/737 E. sayılı dosyadaki davalı borçlunun itirazının iptali ile takibin aynen devamına, 3.482,14 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV.     KANUN YARARINA TEMYİZ

A.    Kanun Yararına Temyiz Sebepleri

İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında belirtilen kararma yönelik Adalet Bakanlığınca; Mahkemece, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 547. maddesinde yer alan şirketlerin ihyasına ilişkin hüküm kıyasen uygulanmak suretiyle davanın yöneltildiği İstanbul Sanayici ve İş Adamları Demeğinin ihyası davası açmak üzere davacı tarafa yetki ve süre verilerek açılacak davanın bekletici mesele yapılması ve bu davanın sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek, kanun yararına temyiz isteminde bulunulmuştur.

B.    Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, Tematik Proje Destek Programı çerçevesinde davalıya verilen desteğin iadesi amacıyla girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, kanun yararına temyiz aşamasında uyuşmazlık, davanın yöneltildiği İstanbul Sanayici ve îş Adamları Demeğinin ihyası davası açmak üzere davacı tarafa yetki ve süre verilerek açılacak davanın bekletici mesele yapılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 88. maddesinde "Genel kurul, her zaman derneğin feshine karar verebilir." hükmü, 5253 Sayılı Dernekler Kanunu'nun "Tasfiye" başlıklı 15. maddesinde ise "Genel kurul kararı ile feshedilen veya kendiliğinden sona erdiği tespit edilen derneğin para, mal ve haklarının tasfiyesi, tüzüğünde gösterilen esaslara göre yapılır. Tüzükte tasfiyenin ne şekilde yapılacağının genel kurul kararma bırakıldığı hallerde, genel kurul tarafından bir karar alınmamış veya genel kurul toplanamamışsa, yahut dernek mahkeme kararı ile feshedilmişse, derneğin bütün para, mal ve hakları, mahkeme kararıyla derneğin amacına en yakın ve kapatıldığı tarihte en fazla üyeye sahip derneğe devredilir. Kendiliğinden sona erdiği tespit edilen veya feshine karar verilen derneklerin tasfiye ve devir işlemleri tamamlandıktan sonra dernekler kütüğündeki kayıtları silinir. Feshedilmesi için hakkında soruşturma veya dava açılmış olan bir dernek, fesih ve buna bağlı olarak dernek mallarının devrine dair bir karar aldığı takdirde, soruşturma ve dava sonuçlanıncaya kadar devir işlemi yapılmaz. Tasfiye işlemleri sonucu derneklerin defter ve belgelerinin saklanma usulü, süresi ve tasfiyeye ilişkin gerekli belgeler yönetmelikte düzenlenir." hükmü düzenlenmiştir. Yine 31.03.2005 tarihli ve 25772 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Demekler Yönetmeliğinin 89. maddesinde yer alan düzenlemede "Derneklerin para, mal ve haklarının tasfiyesi aşağıda belirtilen esaslara göre yapılır.

a)     Tasfiyenin dernek tüzüğünde gösterilen esaslara göre yapılması:

Genel kurul kararı ile feshedilen veya kendiliğinden sona erdiği tespit edilen derneğin para, mal ve haklarının tasfiyesi, tüzüğünde gösterilen esaslara göre yapılır.

Bu derneklerin para, mal ve haklarının devri, son yönetim kurulu üyelerinden oluşan tasfiye kurulunca yapılır. Bu işlemlere, feshe ilişkin genel kurul kararının alındığı veya kendiliğinden sona erme halinin kesinleştiği tarihten itibaren başlanır. Tasfiye süresi içinde bütün işlemlerde dernek adında "tasfiye halinde.......................... Derneği " ibaresi kullanılır.

Tasfiye kurulu, önce derneğin hesaplarını inceler. İnceleme esnasında derneğe ait defterler, alındı belgeleri, harcama belgeleri, tapu ve banka kayıtları ile diğer belgelerinin tespiti yapılarak varlık ve yükümlülükleri bir tutanağa bağlanır. Tasfiye işlemeleri sırasında borçlu olduğu tespit edilen derneklerin alacaklılarına çağrıda bulunulur ve varsa malları paraya çevrilerek alacaklılara ödenir. Derneğin alacaklı olması durumunda borçlulardan alacaklar tahsil edilir. Alacakların tahsil edilmesi ve borçların ödenmesinden sonra kalan para ve mallar tüzükte belirtildiği şekilde devredilir.

Bu derneklerin para, mal ve haklarının tasfiye ve intikal işlemlerinin tamamlanmasını müteakip tasfiye kurulu tarafindan durumun yedi gün içinde bir yazı ile dernek merkezinin bulunduğu yerin mülki idare amirliğine bildirilmesi ve bu yazıya tasfiye tutanağının da eklenmesi zorunludur.

Tasfiyeye ilişkin tüm işlemler tasfiye tutanağında gösterilir ve tasfiye işlemleri, mülki idare amirliklerince haklı bir nedene dayanılarak verilen ek süreler hariç üç ay içinde tamamlanır.

Bu derneklerin defter ve belgelerini tasfiye kurulu sıfatıyla son yönetim kurulu üyeleri saklamakla görevlidir. Bu görev, bir yönetim kurulu üyesine de verilebilir. Bu defter ve belgelerin saklanma süresi beş yıldır.

b)     Tasfiyenin mahkeme kararı ile yapılması:

Tüzükte tasfiyenin ne şekilde yapılacağının genel kurul kararına bırakıldığı hallerde, genel kurul tarafından bir karar alınmamış veya genel kurul toplanamamış veya son yönetim kuruluna yapılan tebligata rağmen tasfiye işlemleri yapılmamışsa, yahut dernek mahkeme kararı ile feshedilmişse, derneğin bütün para, mal ve hakları, mahkeme kararıyla bulunduğu ildeki amacına en yakın ve kapatıldığı tarihte en fazla üyeye sahip derneğe devredilir.

Bu derneklerin para, mal ve haklarının tasfiyesi mahkeme kararında belirtilen esaslara göre yapılır ve tasfiyenin tamamlanmasını müteakip, durum ilgili mülki idare amirliğine bildirilir." şeklinde tasfiyeye ilişkin düzenlemeye yer verilmiştir. Aynı zamanda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Ek tasfiye başlıklı 547. maddesinde de "(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.

(2)    Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir." hükmüne yer verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinde; İstanbul Sanayici ve İş Adamları Demeğinin 10.10.2015 tarihli olağan genel kumlunda derneğin feshine oy birliği ile karar verildiği, tasfiye işlemlerinin yapılması için 3 kişilik tasfiye kumlu oluşturulduğu, aynı tarihli Tasfiye Tutanağı isimli belgede Derneğin bilançosunda kayıtlı borç ve alacağın bulunmadığı tespitine yer verildiği, İstanbul Valiliği İl Demekler Müdürlüğünün 01.12.2015 tarihli Olur'u ile Demeğin kütük kaydı silinerek tüzelkişiliğinin sona erdiği anlaşılmıştır. Bu haliyle tüzel kişiliği haiz bir demek bulunmamaktadır. Tüzel kişiliği sona ermiş kuruluşlara karşı dava açılmasına ilişkin 01.07.2012 tarihine kadar yasal bir düzenleme bulunmamakla beraber bu tarihte yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 547. maddesinde şirketlerin ihyasına ilişkin bir düzenleme getirmiştir. Bu düzenlemenin diğer tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar yönünden de kıyasen uygulanması olanaklıdır. Yargıtay uygulamalarına göre, derneğin ihyası davasının gerçekleştirilebilmesi için davanın demek son yönetim kuruluna karşı açılması, davadan haberdar edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekir (Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 07.05.2013 tarihli ve 2013/6075 E., 2013/7743 K. sayılı ilâmı). '

O halde Mahkemece, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 547. maddesinde yer alan şirketlerin ihyasına ilişkin hüküm kıyasen uygulanmak suretiyle davanın yöneltildiği îstanbul Sanayici ve îş Adanılan Demeğinin ihyası davası açmak üzere davacı tarafa yetki ve süre verilerek açılacak davanın bekletici mesele yapılması ve bu davanın sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğundan Adalet Bakanlığının kanun yararına temyiz isteminin kabulü gerekmiştir.

V.      KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun'un 363/1 hükmüne dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,

Kararın bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine,

03.03.2025 tarihinde oy birliğiyle kararverildi.

 

----------o----------

E-Bültenimizi İnceleyin