R.Gazete No: 32856
R.G. Tarihi: 29.3.2025
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinden:
YARGITAY İLÂMI
Esas No: 2025/89
Karar No: 2025/592
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İstanbul 5. Tüketici Mahkemesi
TARİH : 24.10.2023
SAYISI : 2021/488 E, 2023/509 K.
DAVALI : ...
DAVACI : ...
DAVA TARİHİ : 22.11.2021
İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin 24.08.2021 tarihinde davalının kliniğine giderek muayene olmak istediğini, muayene esnasında davalı tarafından herhangi bir işlem yapılmadığını, ancak 1.500,00 TL muayene ücreti alındığını, rızası alınmadan tahlil yapılacağından bahisle kan alındığını, yine rızası dışında birtakım testler yapıldığını, yapılan bu test ve tahliller için davacıdan 4.550,00 TL tahlil, 953,00 TL ve 730,00 TL test ücreti olmak üzere toplam 6.233,00 TL ücret alındığını, davacının kliniğe gelmeden yaptırılan tahliller dikkate alınmadığı gibi davalı tarafça yapılan test ve tahlillerin de dikkate alınmadığını, sonuçlarının çıkması dahi beklenmeden IV yüklemesi yapıldığını, tedavi sürecinin başlatıldığını, reçete yazılıp kolayca eczaneden alınabilecek ilaçlar piyasa fiyatlarının çok üzerinde fiyatlara satıldığını, müvekkiline verilen listede yer alan muayene, IV, tahlil, test, krem ve birtakım ilaç ücretlerini içeren toplam 28.402,00 TL ücretin ödendiğini belirterek tahsil edilen ödemelerin belirlenebilir olduğunda arttırılmak üzere şimdilik fazla tahsil edilen 12.000,00 TL'sinin (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; hak düşürücü süre, zamanaşımı ve görev itirazında bulunarak işlemlerin hastanın rızası doğrultusunda gerçekleştirildiğini, muayenehanede hastadan fahiş şekilde muayene ücreti alındığına dair iddiaların da asılsız ve gerçek dışı olduğunu, Türk Tabipler Birliği tarafından 2021 yılının Haziran ayı itibariyle öngörülen muayene ücreti 1.500,00 TL olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı adına 28,402,00 TL tutarında muayene, tahlil ve ilaç kapsamında makbuz düzenlendiği, bu tutardan 1.110,00 TL iade edilen tutar, 288,90 TL tutarlı muayene ücreti ile tahlil ve test ücretlerinin, bu uygulamalar tıbbi standartlar ve tıp hukukuna uygun olduğundan düşülmesi gerektiği, kalan tutarın davacıya iade edilmesi gerektiği gereğince gerekçesiyle davanın taleple bağlılık ilkesi gereği kabulü ile, 12.000,00 TL'nindava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 21.02.2024 tarihli ve 2024/372 E., 2024/379 K. sayılı ilamıyla; davalının İstinaf kanun yolu başvurusunun İlk Derece Mahkemesince kurulan hükmün miktar itibariyle kesin olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Sebepleri
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik Adalet Bakanlığınca; Mahkemece, davacının talebi, ilaçların piyasa fiyatlarının üzerinde satılması nedeniyle davacıdan haksız yere tahsil edilen bedelin bilirkişi marifetiyle tespit edilerek iadesine ilişkin iken taleple bağlılık kuralına uyulmadan ilaçların bedelinin tamamının iadesine karar verilmesinin ve davacıya iade edilmesi gereken miktarın kuşkuya yer bırakmayacak şekilde gerekçede belirtilmeden, infazda tereddüt yaratacak şekilde soyut ifadelerle "kalan tutarın davacıya iade edilmesi"ne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek kanun yararına temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davalı tarafından davacıdan tahsil edilen muayene ücreti, tahlil ücreti ve ilaç ücretlerinin fahiş olması nedeniyle haksız tahsil edilen ücretlerin iadesi istemine ilişkin olup, kanun yararına temyiz yolunda uyuşmazlık, taleple bağlılık kuralına aykırı karar verilip verilmediği ve infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.
1-Taleple bağlılık ilkesine göre karar verilip verilmediğine yönelik kanun yararına temyiz istemine ilişkin yapılan incelemede;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 26. maddesi hükmüne göre Mahkeme, tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak Mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Açılan bir davada hakim istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Taleple bağlılık ilkesi, talep edilmeyene karar vermeme, talep edilenden fazlasına karar vermeme ve talep edilenden farklı bir şeye karar vermeme biçimlerinde Mahkeme kararının sınırları belirler şekilde karşımıza çıkmaktadır. Mahkemece dava dilekçesine bakılarak tespit edilecek bu sınırlar, talep edilen hukuki sonuçtur.
Dava dosyasının incelenmesinde; davacının dava dilekçesine ekli sunduğu listede yer alan muayene, IV, tahlil, test, krem ve birtakım ilaç ücretlerini içeren toplam 28.402,00 TL ücretin ödendiğini belirterek satılan ilaçların fiyatlarının tespiti için İstanbul Eczacı Odası'na müzekkere yazılmasını, muayene ücretinin tespiti için İstanbul Tabipler Odası Başkanlığına müzekkere yazılmasını, gerekli olan test ve tahlillerin yapılarak davalı yanın kliniğine gidilmiş olmasına rağmen tekrar test ve tahlil yapılmış olması sebebi de gözetilerek dürüstlük kuralına aykırı düşecek şekilde aleyhine dengesizliğe ve orantısızlığa sebep olan, haksız yere tahsil edilen fazla bedelin dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek hesaplanmasını ve haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen ödemelerin belirlenebilir olduğunda arttırılmak üzere şimdilik 12.000,00 TL'sinin (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği, ancak Mahkemece davacı adına 28.402,00 TL tutarında muayene, tahlil ve ilaç kapsamında makbuz düzenlendiği, bu tutardan 1.110,00 TL ve 288,90 TL tutarlı muayene ücreti ile tahlil ve test ücretlerinin, bu uygulamalar tıbbi standartlar ve tıp hukukuna uygun olduğundan düşülmesi gerektiği, kalan tutarın davacıya iade edilmesi gerektiği gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır,
O halde Mahkemece, taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak dosyada mevcut iki ayrı bilirkişi raporunda davacıya satıldığı belirtilen ilaçların piyasa fiyatı ile davacıya satış fiyatı arasında fark olup olmadığı, fark varsa miktarına ilişkin bir belirlemenin bulunmadığı, Mahkemece satılan ilaçların piyasadaki satış fiyatı ile ilgili olarak herhangi bir araştırma yapılmadan muayene ücreti, daha önce davacıya iade edilen tutar ile tahlil ve test ücretleri düşüldükten sonra kalan tutarın, talep aşılmak suretiyle yani ilaçların bedelinin tamamının davacıya iade edilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekir.
2-İnfazda tereddüte neden olacak şekilde karar verilip verilmediğine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
HMK'nın 297. maddesinde; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinde; bilirkişi raporları hükme esas alınarak davacı adına 28.402,00 TL tutarında muayene, tahlil ve ilaç kapsamında makbuz düzenlendiği, bu tutardan 1.110,00 TL ve 288,90 TL tutarlı muayene ücreti ile tahlil ve test ücretlerinin, bu uygulamalar tıbbi standartlar ve tıp hukukuna uygun olduğundan düşülmesi gerektiği, kalan tutarın davacıya iade edilmesi gerektiği belirtilerek hangi miktarın kabul edildiği açıklanmadan hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır.
O halde Mahkemece, davacıya iade edilmesi gereken miktar kuşkuya yer bırakmayacak şekilde gerekçede belirtilmeden, infazda tereddüt yaratacak şekilde soyut ifadelerle "kalan tutarın davacıya iade edilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekir.
Açıklanan sebeplerle;
Adalet Bakanlığının HMK’nın 363/1 hükmüne dayalı kanun yararına temyiz istemlerinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Kararın bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine,
03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
----------o----------