R.Gazete No: 32957
R.G. Tarihi: 16.7.2025
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinden:
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGITAY İLÂMI
Esas No : 2025/1100
Karar No : 2025/2595
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17.09.2024
SAYISI : 2023/438 E, 2024/332 K.
DAVACI :
DAVALILAR :
DAVA TARİHİ : 28.12.2023
İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Genel Müdürlüğü işyerlerinde alt işveren davalı.... Anonim Şirketi işçisi olarak çalıştığını, Covid-19 pandemisi nedeniyle Mart 2020 ayından itibaren 2020/4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi çerçevesinde idari izne ayrıldığını, fiilen çalışma yapmadığı gerekçe gösterilerek toplu iş sözleşmesinden kaynaklı yemek yardımı, iş riski zammı, işe devam primi alacaklarının ödenmediğini iddia ederek alacakların davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı .... vekili cevap dilekçesinde; davacının diğer davalı.... AŞ bünyesinde kanal ve ızgara işçisi olarak çalıştığını, 16.03.2020-10.06.2020 tarihleri arasında Covid-19 salgını nedeniyle sosyal izinli sayıldığını ve bu tarihler arasında fiili hiçbir çalışması olmadığından talep edilen alacakların kendisine ödenmesinin hukuki bir dayanağı olmadığını, 2020/4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi'ndeki düzenlemenin talep edilen alacak kalemlerini kapsamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı .... AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirket bünyesinde hâlen çalışmaya devam ettiğini, iddiaların somutlaştırılmadığını, tüm hak ve alacaklarının kendisine eksiksiz olarak ödendiğini, ilgili alacak kalemlerinin ödenmediğini iddia ettiği zaman diliminde fiili çalışması bulunmadığını, davacının fiili çalışması bulunmayan döneme ilişkin sorumluluk zammı, koku ve iş güçlüğü primi gibi alacakları talep etmesinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı işyerinde Covid-19 pandemi sürecinde Cumhurbaşkanlığının 2020/4 sayılı Genelgesi kapsamında idari
izinli sayıldığı, Genelge'de idari izinli sayılanların bu süreçte görevlerini fiilen yerine getirmiş sayılacakları yönünde düzenleme bulunması nedeniyle fiili çalışma olmasa da iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesine dayalı olarak ödenmesi gereken alacaklara fiilen çalışmış gibi hak kazanacağı, davacının söz konusu Genelge'den faydalandırıldıktan sonra fiilen çalışmadığı gerekçesi ile uyuşmazlık konusu alacaklara hak kazanmadığının iddia edilmesinin savunma ile çeliştiği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesi kararı kesin olarak verilmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Sebepleri
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik Adalet Bakanlığı kanun yararına temyiz isteminde; davacı işçinin, hâlen çalışmakta olduğu ... AŞ'nin, .... Büyükşehir Belediyesince kurulan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (6102 sayılı Kanun) hükümlerine tabi sermaye şirketi olup belediyenin tüzel kişiliğinden ayrı ve bağımsız özel hukuk tüzel kişisi olduğunu, kamu kurum ve kuruluşu olmadığı gibi .... Büyükşehir Belediyesinin bağlı kuruluşu da olmadığı bu nedenle davacı işçinin 2020/4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi kapsamında bulunmadığını, davacı işçinin Genelge kapsamında bulunduğu kabul edilse dahi davacının hak talebinde bulunduğu alacak kalemlerinin toplu iş sözleşmesinde fiilen çalışma şartına tabi tutulduğu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu belirterek kararın kanun yararına temyizen incelenerek bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davacının 2020/4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi kapsamında olup olmadığı ve Genelge uyarınca fiili çalışması bulunmayan dönemde toplu iş sözleşmesinden kaynaklı yemek yardımı, sorumluluk zammı, koku ve iş güçlüğü primi ile işe devam primi alacaklarına hak kazanıp kazanmayacağı hususlarına ilişkindir.
22.03.2020 tarihli ve 31076 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2020/4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi'ne göre; "...Çalıştırılma biçimine bakılmaksızın kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlara uzaktan çalışma, dönüşümlü çalışma gibi esnek çalışma yöntemleri uygulanabilir. Buna dair usul ve esaslar Cumhurbaşkanlığı, bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşları için üst yönetici; bakanlıklar, bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşları için bakan; taşra teşkilatları (bakanlıklarca belirlenmemiş ise) ile mahalli idareler, bağlı kuruluşları ile mahalli idare birlikleri için ilgisine göre vali veya belediye başkanı; diğer kamu kurum ve kuruluşları için üst yönetici tarafından belirlenir. Bu belirleme yetkisi devredilebilir.
Bu kapsamda dönüşümlü çalışanlar fiilen göreve gelmedikleri süre zarfında idari izinli sayılır.
Bu Genelge kapsamında esnek çalışma yöntemlerinden faydalanan çalışanlar ile idari izinli sayılanlar bu sürede istihdamlarına esas görevlerini fiilen yerine getirmiş sayılırlar. Uzaktan veya dönüşümlü çalışanlar ile görev yerinde çalışanlar hizmetin yürütülmesi sorumluluğu açısından eşittir. Uzaktan veya dönüşümlü çalışanlar ile idari izinli sayılanların mali ve sosyal hak ve yardımları ile diğer özlük hakları saklıdır..."
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 3. maddesinde mahalli idare; yetkileri belirli bir coğrafi alan ve hizmetlerle sınırlı olarak kamusal faaliyet gösteren belediye, il özel idaresi ile bunlara bağlı veya bunların kurdukları veya üye oldukları birlik ve idare olarak tanımlanmıştır.
5355 sayılı Mahalli Birlikler Kanunu'nun 3. maddesine göre mahallî idare birliği; birden fazla mahallî idarenin, yürütmekle görevli oldukları hizmetlerden bazılarını birlikte görmek üzere kendi aralarında kurdukları kamu tüzel kişisini ifade eder.
Belediye ve Bağlı Kuruluşları île Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair
Yönetmelik'in 5. maddesinde belediye ve bağlı kuruluşları ile mahallî idare birlikleri, hukuki durumları ve hizmet özelliklerine göre altı ana gruba ayrılmış, (E) grubu belediye bağlı kuruluşları olarak belirtilmiştir. Yönetmelik'in ekinde yer alan listeler arasında (E) grubu Belediye Bağlı Kuruluşları Tasnif Cetveline yer verilmiştir. Buna göre; belediye bağlı kuruluşları, belediyelere bağlı, su ve kanalizasyon, otobüs, ulaştırma ve benzeri hizmetleri yürüten idarelerdir.
14.04.1930 tarihli ve 1471 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.09.1930 tarihinde yürürlüğe giren 1580 sayılı Belediye Kanunu'nun (1580 sayılı Kanun) belediyelerin hak, yetki ve ayrıcalıklarını düzenleyen 19/1 hükmünün ilk bendinde, "Belediye idareleri kanunun kendilerine tahmil ettiği vazife ve hizmetleri ifa ettikten sonra belde sakinlerinin müşterek ve medeni ihtiyaçlarını tesviye edecek her türlü teşebbüsatı icra ederler." ifadelerine yer verilmiştir. Ayrıca 15.07.1934 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2571 sayılı Kanun'la değiştirilen 1580 sayılı Kanun'un 19/1 hükmünün beş numaralı bendinin birinci ve ikinci paragrafları;
"Belediye sınırı dahilinde muayyen mıntakalar arasında yolcu nakil vasıtası olarak otobüs, omnibüs, otokar, tünel, troley, füniküler işletmek münhasıran belediyelerin hakkıdır.
Bunların, belediyelerin de iştirak edecekleri şirketler vasıtasıyla yapılması ve işletilmesi veya icara verilmesi veyahut imtiyazın devri İcra Vekilleri Heyeti kararına bağlıdır" şeklinde değiştirilmiştir. 15.07.1934 tarihinde yürürlüğe giren bu değişiklikle, "belediyelerin de iştirak edecekleri şirketler" ifadesine açıkça yer verilmek suretiyle, temel kanuni dayanak oluşturulmuştur. Kanun'un 19. maddesinde yapılan 05.07.1939 tarihli ve 07.02.1990 tarihli değişikliklerde de bahsi geçen ifade korunmuştur.
23.03.1984 tarihli ve 18350 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkındaki 195 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 09.07.1984 tarihli ve 18453 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun'un 8. maddelerinde, büyükşehir ve ilçe belediyelerinin, görevli oldukları konularda, 1580 sayılı Kanun ve diğer ilgili mevzuatta belediyelere tanınan hak, yetki, imtiyaz ve muafiyetlere sahip olacağı kabul edilmiştir.
24.12.2004 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, 5272 sayılı Belediye Kanunu'nun 70. maddesinde "Belediye kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre şirket kurabilir." hükmü düzenlenmiştir. 13.07.2005 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu'nda, aynı yöndeki hükme Kanun'un yine 70. maddesinde yer verilmiştir.
23.07.2004 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 26. maddesinde de, büyükşehir belediyesinin kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre sermaye şirketleri kurabilecekleri düzenlenmiştir.
Belediyeler, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 127. maddesinde kabul edildiği üzere, kamu tüzel kişiliğini haizdir. İlgili mevzuatta belediyelere, yüklenen görevlerin yerine getirebilmesi için, önemli hak ve yetkiler verilmiş; kamusal ayrıcalıklar tanınmıştır. Diğer taraftan, merkezi idareye de belediyeler üzerinde vesayet yetkisi verilmiştir.
Belediyeler tarafından kurulan veya ortak olunan şirketler ise, 6102 sayılı Kanun hükümlerine tabi sermaye şirketleri olup belediyelerin tüzel kişiliğinden ayrı ve bağımsız özel hukuk tüzel kişileridir. Belediyelerin kurdukları veya ortak oldukları ticaret şirketlerine, kamu tüzel kişiliği kazandıran herhangi bir kanun hükmü bulunmadığı gibi kamusal yetki ve ayrıcalıklar tanınmamıştır.
Dolayısıyla yukarıda yer verilen tüm hükümler dikkate alındığında, söz konusu şirketlerin kamu tüzel kişisi ya da kamu kurum ve kuruluşu oldukları kabul edilemeyeceği gibi bu şirketler, davacının talebine dayanak 22.03.2020 tarihli ve 31076 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2020/4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi kapsamında yer alan mahalli idareler, bağlı kuruluşları ile mahalli idare
birlikleri arasında da yer almamaktadır.
Dosya kapsamından davacı işçinin, davalı.... AŞ nezdinde hâlen çalışmakta olduğu, .... AŞ'nin, İzmir Büyükşehir Belediyesince kurulan, 6102 sayılı Kanun hükümlerine tabi sermaye şirketi olup belediyenin tüzel kişiliğinden ayrı ve bağımsız özel hukuk tüzel kişisi olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle davacı işçi ve davalı Şirket, 2020/4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi kapsamına girmemektedir. Diğer yandan dava konusu alacakların toplu iş sözleşmesinde fiilen çalışma şartına tabi tutulması karşısında, söz konusu dönemde fiili çalışması bulunmayan davacının bu alacaklara hak kazanması da söz konusu değildir. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Kanun yararına temyiz istemi belirtilen gerekçelerle yerinde bulunduğundan, hükmün kanun yararına bozulması gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 363/1 hükmüne dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,
13.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
----------o----------