MEVZUATTAKİ SON
DEĞİŞİKLİKLER

R.Gazete No: 32901

R.G. Tarihi: 15.5.2025

 

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinden:

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

YARGITAY İLÂMI


İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

 

I.    DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin alt işvereni olan ... AŞ ve ... AŞ bünyesinde 29.11.2022-16.01.2023 tarihleri arasında bekçi olarak çalıştığını, işe girişte ücretinin net 6.200,00 TL olacağı, 2023 asgari ücret artışı sonrasında artış oranına göre yeni ücretin belirleneceğinin söylendiğini, iş sözleşmesinin gerekçe gösterilmeden feshedildiğini, ücret alacağının bulunduğunu, haftada 6 gün 08.00-17.00 saatleri arasında çalıştığını, fazla çalışmasının karşılığının ödenmediğini belirterek ihbar tazminatı, fazla çalışma ve ücret alacağının davalılardan tahsilini talep etmiştir.

 

II.    CEVAP

1.    Davalı... AŞ vekili cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, davacı ile müvekkili Şirket arasında iş ilişkisi bulunmadığı gibi müvekkili ile diğer davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi de bulunmadığını, aksine müvekkili ile diğer davalı Şirketler arasında eser sahibi yüklenici ilişkisi olduğunu, müvekkiline husumet yüklenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2.    Davalı ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının tüm haklarının ödendiğini, alacağı kalmadığını, talep ettiği alacakların zamanaşımına uğradığını, ... AŞ ile ... AŞ'nin ortak işlettikleri şantiyede ... AŞ üzerinden müvekkili Şirket ile alt işveren sözleşmesi imzalandığını, ... Şirket yetkililerinin verdiği talimat çerçevesinde işin denetlendiğini,... AŞ'nin halka açık şirket olduğu için gerçeğe aykırı bordro düzenlenemeyeceğini, çoğu zaman işler durduğu için davacının fazla çalışma yapmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

3.    Davalı ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, müvekkil Şirkette çalışması olmayan davacının müvekkiline husumet yöneltemeyeceğini, müvekkili Şirkete çalışmadığı için ücret alacağı ve ihbar tazminatı talep edemeyeceğini, fazla çalışma iddialarının dayanığının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

 

III.    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 29.11.2022-16.01.2023 tarihleri arasında davalı... AŞ bünyesinde davalı... AŞ'ye ait işyerinde çalıştığı;... AŞ'nin, davalı yüklenici şirket olan davalı... AŞ ile anahtar teslimi sözleşme imzaladığı, davalı ... AŞ ile davalı... AŞ arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davalı... AŞ'nin davacının son üç ayhk ücretinden sorumlu tutulması gerektiği, deneme süresi dolmadan fesih gerçekleştiğinden şartları oluşmayan ihbar tazminatının reddi gerektiği, davacının 2022 Aralık ve 2023 Ocak 16 günlük ücret alacağının ödendiği ispat edilemediğinden davacının ücret alacağı talebinin kabulüne karar verildiği, davalı ... AŞ'nin davacının ücret alacağından diğer davalılar ile birlikte sorumluluğunun bulunduğu, davacının haftalık 3 saat fazla çalıştığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı kesin olarak verilmiştir.

 

IV.    KANUN YARARINA TEMYİZ

A.   Kanun Yararına Temyiz Sebepleri

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararma yönelik Adalet Bakanlığı kanun yararına temyiz isteminde;

1.   4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 36. maddesinde ihale makamı için öngörülen sorumluluğun sadece ilgili hükümde belirtilen kamu kurum ve kuruluşlarıyla sınırlı olduğunu,

2.   Davalı ... AŞ'nin özel hukuk tüzel kişisi olduğundan şirketin bu madde hükmüne göre ücret alacağı yönünden de sorumluluğunun bulunmadığını,

3.   Davalı ... AŞ yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

 

B.    Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, davalılar arasındaki hukuki ilişki ve bu ilişkinin davaya etkisi noktasına ilişkindir.

4857 sayılı Kanun'da, kamu kurumlan ve kuruluşları bakımından ücretin korunması kapsamında özel bir sorumluluk hâli öngörülmüştür. Bu çerçevede 4857 sayılı Kanun'un 36. maddesinde, "Kamu makamlarının ve asıl işverenlerinin hak edişlerinden ücreti kesme yükümlülüğü" başlığı altında "Genel ve katma bütçeli dairelerle mahalli idareler veya kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna veya Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine verilmiş yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar; asıl işverenler müteahhide verdikleri her türlü bina, köprü, hat ve yol inşası gibi yapım ve onarım işlerinde çalışan işçilerden müteahhit veya taşeronlarca ücretleri ödenmeyenlerin bulunup bulunmadığının kontrolü, ya da ücreti ödenmeyen işçinin başvurusu üzerine, ücretleri ödenmeyen varsa müteahhitten veya taşeronlardan istenecek bordrolara göre bu ücretleri bunların hakedişlerinden öderler" şeklindeki kurala yer verilmiştir.

İhale makamı olan kamu kurumunun, her hak ediş dönemine ilişkin üç aylık ücretten sorumluluğu, kanundan doğan bir sorumluluktur. Yukarıda değinildiği gibi ihale makamı için öngörülen bu sorumluluk sadece ilgili hükümde belirtilen kamu kurum ve kuruluşlarıyla sınırlıdır.

İlk Derece Mahkemesince, davalı ... AŞ ile davalı ... AŞ arasında anahtar teslimi sözleşme imzalandığı, davalı... AŞ'nin davacının son üç aylık ücretinden sorumlu tutulması gerektiği gerekçesi ile davacının son üç aylık ücret alacağından davalı... AŞ sorumlu tutulmuştur.

Yukarıda belirtilen ilkelerde de vurgulandığı üzere 4857 sayılı Kanun'un 36. maddesinde ihale makamı için öngörülen sorumluluk sadece ilgili hükümde belirtilen kamu kurum ve kuruluşlarıyla sınırlıdır. Davalı ... AŞ ise özel hukuk tüzel kişisi olduğundan Şirketin, bu madde hükmüne göre ücret alacağı yönünden de herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.

Hâl böyle olunca davalı ... AŞ yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekir.

Kanun yararına temyiz isteminin yukarıda açıklanan sebeplerle kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kanun yararına bozulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

 

V.   KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'un 363/1 hükmüne dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,

Kararın bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine,

07.01.2025 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

----------o----------

E-Bültenimizi İnceleyin