Vergi Cezalarında Yeni Dönem
Cem Seferoğlu - 07 Ağustos 2024Geçmişten günümüze kayıt dışı satışlar fiili envanter, ihbar ikramiyesi ve en önemlisi yapılan incelemeler ile ortaya çıkartılmaktaydı. Yeni yapılan düzenlemelerle beraber yukarıda sıralanan işlemlere ilaveten gelişen teknolojiyle beraber kayıt dışı satışa finansal sistem içerisinde para trafiğinin izini takip ederek ulaşılabilmektedir. Vergi Usul Kanunu’na aşağıda eklenen 2 fıkra ise bunun en net göstergesini oluşturmaktadır.
Gerçek ya da tüzel kişiler artık tahsilatlarını sadece kendi banka hesapları ya da POS cihazlarından gerçekleştirecek başkalarına ait pos ve banka hesaplarını kullanan ve kullandıran firma ve şahıslara yüksek tutarda cezalar yazılacaktır. Kredi kartı hesabı ve banka hesaplarının kullandırma ve kullanmanın cezalarının ayrı fıkralarda düzenlenmesi ve her fıkrada ayrı ayrı 20 milyon üst sınır olan cezaların belirlenmesi kayıt dışı ticaret ve kara para aklanması ile mücadelede ciddi mesafe kat edileceğini göstermektedir.
VUK Mükerrer Madde 355
Mal teslimi veya hizmet ifalarına ilişkin tahsilatların, banka ve benzeri finans kurumları, ödeme kuruluşları veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi aracılığıyla başkalarının adı ve/veya hesabı kullanılarak yapılması durumunda, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın % 10’u nispetinde, mal teslimi veya hizmet ifasını yapanlar ile adına ve/veya hesabına ödeme yapılanlara ayrı ayrı özel usulsüzlük cezası kesilir. Bu şekilde ceza kesilen mükellefler hakkında üçüncü fıkra hükmü uygulanmaz. Ancak, bu fıkra uyarınca bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon TL’yi geçemez.
Örnek 1: M firması 100 bin TL, 250 bin TL olarak 2 adet mal satışını yapmış satış bedelleri D firmasının banka hesabına gönderilmiştir. İki firmada birinci sınıf tüccardır.
M firmasına 100 bin TL %10 = 10 bin TL kanuni sınır olan 20 bin TL altında olduğu için 20 bin TL özel usulsüzlük cezası,
250 bin TL %10 = 25 bin TL ise kanunun lafzından anlaşılacağı üzere işlem bedelinin %10 nu olarak özel usulsüzlük cezası kesilecektir.
Aynı tutardaki özel usulsüzlük cezaları banka hesabını kullandıran D firmasına da kesilecektir. Ayrıca D firması adına ise hesabını kullandırdığı için komisyon bedeli üzerinden Kurumlar vergisi ve KDV yönünden tarhiyatlar yapılıp vergi ziyaı cezası kesilecek fakat D firması adına (VUK 336 sayılı Kanun hükmü uygulanıp) vergi ziyaı ile özel usulsüzlük cezasından en ağır olanı uygulanacaktır.
Bu fıkra kapsamında olan 20 milyon TL özel usulsüzlük üst sınırı sadece bu fıkrada sayılan fiillere kesilecek kesilecek özel usulsüzlük cezasını kapsamaktadır.
Örnek 2: A firması mal satış tutarlarını B firmasının hesabını kullanarak gerçekleştiriyor. Bir takvim yılında toplam 250 milyon TL tahsilatını B firmasının hesaplarından yapmıştır. VUK Mükerrer 355 göre 250 %10 = 25 milyon üst sınır olan 20 milyonu geçtiği için 20 milyon özel usulsüzlük cezası kesilecek olup,
İlgili vergi dairesinde yapılacak uzlaşmayla birlikte % 80 nin silindiği varsayarsak (20 milyon * %80 ) 16 milyon TL silinecek 4 milyon TL özel usulsüzlük cezası kesilecektir.
VUK 376/2 hükümlerinden faydalanan mükellefe 30 gün içinde ödeme yaptığında da %25 indirim yürürlükten kaldırılmış olup, 28/7/2024 tarihli ve 7524 sayılı Kanun’un 14’üncü maddesi ile “Bu bölüm uyarınca üzerinde uzlaşılan cezalar hakkında başkaca bir indirim uygulanmaz’’ hükmü eklenmiştir.
Banka hesaplarını kullandırmanın bir diğer sonucu ise Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun uyarınca suç teşkil etmesidir. Kanunun 15’inci maddesinde bu husus açıkça düzenlenmektedir:
“Yükümlüler nezdinde veya aracılığıyla yapılacak kimlik tespitini gerektiren işlemlerde, kendi adına ve fakat başkası hesabına hareket eden kimse, bu işlemleri yapmadan önce kimin hesabına hareket ettiğini yükümlülere yazılı olarak bildirmediği takdirde altı aydan bir yıla kadar hapis veya 5 bin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır”
Kanun hükmüne göre, hesabını bir başkası yararına kullandıracak yani onun hesabına işlem yapacak kimse bu işlemleri yapmadan önce durumu bankaya bildirmekle yükümlüdür. Aksi halde hakkında soruşturma başlatılarak hapis cezası ya da adli para cezasına çaptırılması mümkündür.
Yukarıdaki 2 örnekte de başkalarının hesaplarını kullanan firmaların fatura düzenlediği varsayılarak hesaplama yapılmıştır.
Fatura düzenlenmeden yapılan kayıtdışı satışın başkalarının hesaplarını kullanarak yapılan durumda ise M firması adına kurumlar vergisi ve KDV yönünden tarhiyat yapılarak vergi ziyaı cezası kesilecek olup aynı zamanda VUK mükerrer 353/1’e göre de fatura düzenlememekten dolayı özel usulsüzlük cezası uygulanacaktır.
VUK Mükerrer Madde 355
23/2/2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu uyarınca izin verilen durumlar hariç olmak üzere kredi kartı, banka kartı, ön ödemeli kart, karekod, elektronik cüzdan ve benzeri ödeme araçları kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen tahsilatların, kendi mükellefiyeti adına kayıtlı olmayan ödeme sistemleri veya cihazları aracılığıyla yapılması durumunda, tahsilatı yapan mükelleflere ve kendi adına kayıtlı olan bu sistemleri veya cihazları kullandıranlara ayrı ayrı her bir işlem için bu maddeye göre tatbik olunan özel usulsüzlük cezasının üç katı uygulanır. Şu kadar ki, bu fıkra uyarınca bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon TL’yi geçemez.
Örnek 3: C firması D firmasının kredi kartı pos cihazını kullanarak satışlarını gerçekleştiriyor. Bir takvim yılında 20 adet işlem gerçekleştirildiği tespit edilmiştir. Bu fıkra uyarınca işlem bedelinin %10’unu değil işlem sayısı bazında birinci sınıf tüccarlara
İşlem sayısı (20) X (60 bin TL) 20 bin TL X 3 kat = 1.200.000TL hem C firmasına hem de D firmasına özel usulsüzlük cezası kesilecektir. Yine bu fırka uyarınca bir takvim yılında kesilecek özel usulsüzlük cezası 20 milyon TL’yi geçemeyecektir.
Bu fıkra kapsamında olan 20 milyon TL özel usulsüzlük üst sınırı sadece bu fıkrada sayılan fiillere kesilecek özel usulsüzlük cezasını kapsamaktadır.
SONUÇ
Her iki fıkrada da esas olarak kayıt dışı ticaret ve kara paranın aklanmasının önüne geçmek amaçlanmaktadır.
Şöyle ki; mükellefin mal ve hizmet satışında fatura düzenlemediği durumlarda başkasına ait pos cihazını ya da hesabını da kullandığında kayıt dışı satışı tespit etmek fiili envanter dışında zorlaşmaktadır.
Fatura düzenlemeyen mükellefin başkasına ait pos ve banka hesabını değil de kendi hesabını ve POS cihazını kullandığında tahsilat tutarları kendi hesabına ya da pos cihazına geleceği için fatura düzenlenmese de bu tahsilat tutarlarının kayıt dışı satışlarına ait olduğuna dair karine oluşturacaktır.
Yazar: Cem Seferoğlu
Kaynak: https://www.ekonomim.com/