Covid-19 Nedeniyle Alınan Mali ve Yasal Tedbirler
• Vergi Usul Mevzuatı • İş Hukuku Mevzuatı • Turizm Mevzuatı • Vakıflar Mevzuatı • Dernekler Mevzuatı
MDERGI/8732A.006
(MAYIS 2020 Sayı 197)
Uzman Yorumu:
COVID-19 NEDENIYLE ALINAN MALI VE YASAL TEDBIRLER
Dr. Numan Emre ERGİN
Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı
1. Giriş
Korona virüsün iktisadi ve sosyal hayatımızı esir almasıyla beraber Devletin çeşitli birimleri alınması gereken tedbirleri ihtiyatlı da olsa almaktadır. Bu yazımızda Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından açıklanan ve uygulamaya konulan tedbirler ile TBMM'nin 26 Mart 2020 tarihli ve 31080 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ("Kanun") ile aldığı tedbirleri paylaşacağız.
2. GİB Tarafından Alınan Tedbirler
Öncelikle, 125 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Sirküleri ile 31 Mart 2020 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2019 takvim yılına ait yıllık gelir vergisi beyannamelerinin verilme süreleri ile bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri 30 Nisan 2020 Perşembe günü sonuna ertelenmiştir.
Daha sonra, GİB 19 Mart tarihinde internet sitesinde yaptığı duyuruda 10 Nisan 2020 tarihine kadar vergi dairesine verilmesi gereken tüm dilekçelerin İnteraktif Vergi Dairesi uygulaması üzerinden elektronik ortamda verilmesi ya da posta yoluyla gönderilmesi gerektiğini, gayrimenkul sermaye iradı, menkul sermaye iradı, ücret ile diğer kazanç ve iratlar için sadece Hazır Beyan Sistemi (hazirbeyan.gib.gov.tr) üzerinden beyannameler verileceğini duyurmuştur. (https://www.gib.gov.tr/yeni-korona-virus-hastaligi-kovid-19-ile-etkin-mucadele-kapsaminda-alinan-bazi-tedbirler-hakkinda).
Bu arada, 2278 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile hava yolu ile yolcu taşımacılığı hizmetlerinde KDV oranı, 1 Nisan-30 Haziran 2020 tarihleri arasında geçici olarak %18'den %1'e indirilmiştir.
Ayrıca, uygulama açısından belirsizlikler içeren Geri Kazanım Katılım Payı Beyannamesi (GEKAP) Genel Tebliği'nde değişiklik yapılarak, beyan dönemleri 2020 yılında altı aylık, takip eden yıllar için üç aylık olarak belirlenmiş; Ocak/2020 ve Şubat/2020 dönemleri için beyanname vermiş olanların 2020 yılının ilk altı aylık dönemi için verecekleri beyannamelere daha önce beyanname verdikleri dönemlere ilişkin bilgileri dâhil etmeyeceklerine ilişkin düzenleme yapılmıştır.
126 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Sirküleri ile 26 Mart 2020 günü sonuna kadar verilmesi gereken Katma Değer Vergisi Beyannamelerinin verilme süreleri ile bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri 24 Nisan 2020 Cuma günü sonuna kadar, 31 Mart 2020 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2020/Şubat dönemine ilişkin "Form Ba" ve "Form Bs" bildirimlerinin verilme süresi 30 Nisan 2020 Perşembe günü sonuna kadar, 31 Mart 2020 günü sonuna kadar oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma ve imzalanma süresi ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken "Elektronik Defter Beratları"nın yüklenme süresi 30 Nisan 2020 Perşembe günü sonuna kadar uzatılmıştır.
Vergi Usul Kanununun mücbir sebep hükümlerinden faydalandırılması kapsamında 24 Mart 2020 tarihli Resmi Gazete'de 518 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayınlanmıştır. Söz konusu Tebliğ ile,
a) Ticari, zirai ve mesleki kazanç yönünden gelir vergisi mükellefiyeti bulunan mükelleflerin,
b) Koronavirüs salgınından doğrudan etkilenen ve ana faaliyet alanı itibarıyla; alışveriş merkezleri dahil perakende, sağlık hizmetleri, mobilya imalatı, demir çelik ve metal sanayii, madencilik ve taş ocakçılığı, bina inşaat hizmetleri, endüstriyel mutfak imalatı, otomotiv imalatı ve ticareti ile otomotiv sanayii için parça ve aksesuar imalatı, araç kiralama, depolama faaliyetleri dahil lojistik ve ulaşım, sinema ve tiyatro gibi sanatsal hizmetler, matbaacılık dahil kitap, gazete, dergi ve benzeri basılı ürünlerin yayımcılık faaliyetleri, tur operatörleri ve seyahat acenteleri dahil konaklama faaliyetleri, lokanta, kıraathane dahil yiyecek ve içecek hizmetleri, tekstil ve konfeksiyon imalatı ve ticareti ile halkla ilişkiler dahil etkinlik ve organizasyon hizmetleri sektörlerinde faaliyette bulunan mükelleflerin,
c) Ana faaliyet alanı itibarıyla İçişleri Bakanlığınca alınan tedbirler kapsamında geçici süreliğine faaliyetlerine ara verilmesine karar verilen işyerlerinin bulunduğu sektörlerde faaliyette bulunan mükelleflerin,
1/4/2020 ila 30/6/2020 (bu tarihler dâhil) tarihleri arasında mücbir sebep halinde olduğunun kabul edilmiştir.
Diğer taraftan; 24 Mart 2020 tarihinde Gelir İdaresi Başkanlığı'nın internet sitesinde yapılmış olan duyuruda ( https://www.gib.gov.tr/koronavirus-salginindan-etkilenmeleri-nedeniyle-beyanlari-uzatilarak-odemeleri-ertelenen-mukellefler) mücbir sebep halinde olduğu kabul edilen mükellefler daha detaylı ve kapsamlı belirlenmiştir. Duyuruda yer alıp da Tebliğ kapsamında olmayan mükellefler için de bir an önce ikincil mevzuat düzenlemesi yapılmalıdır. Zira duyurunun hukuki bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Ayrıca duyurudaki kapsamlı tanımlamaların da gelecekte bir ihtilafa neden olmamak için mevzuat haline getirilmesi gerekir.
Tebliğ'de mücbir sebep hali ilan edilen mükellefler için bazı vergisel yükümlülüklere ilişkin süreler aşağıdaki şekilde uzatılmıştır.
27 Nisan 2020 tarihine kadar verilmesi gereken Muhtasar Beyannameler (Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannameleri dâhil) ve Katma Değer Vergisi Beyannameleri ile 30 Nisan 2020 tarihine kadar verilmesi gereken "Form Ba-Bs" bildirimlerinin verilme ve mezkur tarihe kadar oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma ve imzalanma ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken "Elektronik Defter Beratları"nın yüklenme sürelerinin 27 Temmuz 2020 Pazartesi, bu beyannamelere istinaden tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri 27 Ekim 2020 Salı,
27 Mayıs 2020 tarihine kadar verilmesi gereken Muhtasar Beyannameler (Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannameleri dâhil) ve Katma Değer Vergisi Beyannameleri ile 1 Haziran 2020 tarihine kadar verilmesi gereken "Form Ba-Bs" bildirimlerinin verilme ve mezkur tarihe kadar oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma ve imzalanma ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken "Elektronik Defter Beratları"nın yüklenme sürelerinin 27 Temmuz 2020 Pazartesi, bu beyannamelere istinaden tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri 27 Kasım 2020 Cuma,
26 Haziran 2020 tarihine kadar verilmesi gereken Muhtasar Beyannameler (Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannameleri dâhil) ve Katma Değer Vergisi Beyannameleri ile 30 Haziran 2020 tarihine kadar verilmesi gereken "Form Ba-Bs" bildirimlerinin verilme ve mezkur tarihe kadar oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma ve imzalanma ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken "Elektronik Defter Beratları"nın yüklenme sürelerinin 27 Temmuz 2020 Pazartesi, bu beyannamelere istinaden tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri 28 Aralık 2020 Pazartesi olarak belirlenmiştir.
3. Yasal Düzenleme ile Alınan Tedbirler
3.1. 7226 Sayılı Kanun ile Alınan Tedbirler
Kanun ile yapılan düzenleme uyarınca, afetler nedeniyle doğalgaz ve elektrik faturalarının ödenmesini ertelemeye Cumhurbaşkanı yetkili kılınmıştır. Buna göre, 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun'un 1. maddesinde belirtilen deprem, yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ, tasman ve benzeri afetler nedeniyle afet yaşanılan yerlerde elektrik ve/veya doğal gaz tüketim bedellerinin tahakkuk ve/veya tahsilatlarının süresinin ve kapsamının belirlenerek 1 yıla kadar ertelenmesi ile elektrik ve/veya doğal gaz dağıtım ve/veya tedarik şirketlerinin söz konusu ertelemeden kaynaklanan anapara haricindeki tüketicilerden tahsil edilmeyen bedellere ilişkin finansman maliyetinin, gecikme zammı tutarını geçmemek üzere Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesinden karşılanmasına Cumhurbaşkanınca karar verilebilecektir. Madde metninde salgın hastalık sayılmış olmamakla birlikte, "ve benzeri afetler" ifadesinin salgın hastalıkları kapsadığı değerlendirilebilir. Ama madem yasal düzenleme yapıldı, söz konusu 1. maddeye genel sağlık hastalıklar ibaresinin eklenmesi daha isabetli olurdu.
Kanun ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na mücbir sebeplerden herhangi birinin bulunması hâlinde Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşünü alarak Maden Kanunu kapsamındaki mali yükümlülüklerin ve/veya beyanların ertelenmesi ile mali yükümlülüklerin taksitlendirilmesine karar verilebilme yetkisi verilmiştir. Bu takdirde, mali yükümlülüklere ilişkin zamanaşımı duracak ve hak düşürücü süreler erteleme süresince işlemeyecektir. Bu hükmün uygulanması için mücbir sebebin malum olması veya ilgililer tarafından ispat veya tevsik edilmesi gerekir. Ayrıca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, mücbir sebep sayılan hâller nedeniyle; bölge, il, ilçe, mahal veya afete maruz kalanlar itibarıyla mücbir sebep hâli ilan etmeye ve bu sürede bu Kanunda belirlenen mali yükümlülüklerden yerine getirilemeyecek olanları tespit etmeye yetkili kılınmıştır. Koronavirüs salgını nedeniyle, Bakanlık bu maddeye istinaden en kısa zamanda salgından etkilenenler için mücbir sebep ilan etmeli, bunun için de bürokratik ispat/tevsik işlemlerini asgari seviyede tutmalı, hatta salgın malum olduğundan ilgili bölgelerde bir ispat/tevsik süreci aramamalıdır.
Kanun ile 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun geçici 20'nci maddesinin birinci fıkrasında değişiklik yapılmak suretiyle Hazine ve Maliye Bakanına verilen Kredi Garanti Kurumlarına nakit kaynak aktarma veya özel tertip DİBS ihraç etme yetkisi artırılarak 25 milyar TL'den 50 milyar TL'ye çıkarılmış; kapsam da "firmalar"dan "gerçek ve tüzel kişiler ile ticari işletmeler"e genişletilmiştir. Bu düzenleme ile bankalara KGF başvurularının artacağı muhakkaktır. Bu ise bankacılık sektöründe çalışanların mesaisinin artmasına neden olacaktır. İlgili bankalar bu personelini korumak için her türlü tedbiri almalıdır.
Diğer bir düzenleme kısa çalışma ödeneği ile ilgilidir. Yapılan düzenleme uyarınca, 30/6/2020 tarihine kadar geçerli olmak üzere, koronavirüs kaynaklı zorlayıcı sebep gerekçesiyle yapılan kısa çalışma başvuruları için, işçinin kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için öngörülen hizmet akdinin feshi hariç işsizlik sigortası hak etme koşullarını yerine getirmesi hükmü, kısa çalışma başlama tarihinden önceki son 60 gün (normalde 120 gün) hizmet akdine tabi olanlardan son üç yıl içinde 450 gün (normalde 600 gün) sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödenmiş olması şeklinde uygulanır. Bu koşulu taşımayanlar, kısa çalışma süresini geçmemek üzere son işsizlik ödeneği hak sahipliğinden kalan süre kadar kısa çalışma ödeneğinden yararlanmaya devam eder. Bu madde kapsamında kısa çalışma uygulamasından yararlanabilmek için, iş yerinde kısa çalışma uygulanan dönemde 4857 sayılı İş Kanunun 25. maddesinde "ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri" başlığı altında belirtilen haklı nedenle fesih sebepleri hariç olmak kaydıyla işveren tarafından işçi çıkarılmaması gerekir.
Telafi edici çalışma süresi 2 aydan 4 aya çıkarılmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 64. maddesi uyarınca; zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, işverenin 4 ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırması imkanı getirilmiştir. Ayrıca, Cumhurbaşkanına bu süreyi iki katına kadar artırma konusunda yetki verilmiştir.
İşverenlere ücret desteği sağlanmıştır. Kanun ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na eklenen geçici 80. madde ile 2020 yılı Ocak-Aralık ayları için koşulları sağlayan işverenler için yine koşulları sağlayan sigortalı çalışanlarının toplam prim ödeme gün sayısının 2.50 TL ile çarpımı sonucu bulunacak tutarın İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanması öngörülmüştür. Bu düzenleme 1/1/2020 tarihinden geçerli olmak üzere Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Turizm tesislerinin Devlete olan ödemeleri ertelenmiştir. Kanunları uyarınca ilgili bakanlıklar tarafından üzerinde turizm tesisleri yapılmak üzere adlarına kamu arazisi tahsis edilen Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli yatırımcılar ve işletmecilerden; irtifak hakkı tesis edilip edilmediğine veya kullanma izni verilip verilmediğine bakılmaksızın 1/4/2020 tarihi ile 30/6/2020 tarihi arasındaki dönemde tahsil edilmesi gereken kira, kesin izin, kesin tahsis, irtifak hakkı, kullanma izni, yararlanma, ilave yararlanma bedelleri ve hasılat payları ile Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli turizm tesislerinin yatırımcıları ve işletmecilerinden bu faaliyetleri dolayısıyla Hazine taşınmazlarını izinsiz kullanımlarından dolayı aynı dönemde tahsil edilmesi gereken ecrimisillerin ödeme süreleri, başvuru şartı aranmaksızın 6 ay ertelenmiş olup bu alacaklar ertelenen süre sonuna kadar herhangi bir zam veya faiz uygulanmadan tahsil edilecektir.
7194 sayılı Kanunla ihdas edilen Konaklama Vergisi'nin yürürlüğü 1/4/2020'den 1/1/2021'e ertelenmiştir.
Kanun ile iş yeri kiralarına yönelik de bir düzenleme yapılmıştır. Buna göre, 1/3/2020 tarihinden 30/6/2020 tarihine kadar işleyecek iş yeri kira bedelinin ödenememesi kira sözleşmesinin feshi ve tahliye sebebi oluşturmayacaktır. Bu düzenleme yeterli değildir. Her şeyden önce sadece iş yeri kiralarının değil, bu sürçte işsiz kalan veya ücretsiz izne çıkarılan çalışanlar bakımından konut kiralarının da kapsama alınması gerekirdi. Ayrıca düzenleme ile sözleşmelerin fesih ve tahliyesine yasak getirilmiş olup kira bedellerinin ne olacağı konusunda bir düzenleme yapılmamıştır. Meclis'in devletin kararı nedeniyle zorunlu olarak işyerlerini kapatmak zorunda kalanların kira ödemeleri açısından hem kiracıyı hem mal sahibini asgari düzeyde koruyan bir düzenleme yapması gerekirdi. Bu konu kangrene dönüşmeden önce Meclis topu taca atmadan bir an önce yasal düzenleme yapmalıdır.
Kanun ile hukuki süreler durdurulmuştur. Kanuna uyarınca, Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla;
a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK), 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,
b) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,
itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete'de yayımlanır."
Kanun metninde görüldüğü üzere, düzenlemenin amacı Covid-19 salgınının yargı alanında yol açacağı hak kayıplarını önlemek. Dolayısıyla, düzenlemenin kapsamını yorumlarken her daim bu amaç akılda tutulmalı. Maddenin (a) alt bendinde usul hukukuna ilişkin düzenleme yapılmış ve bazı kanunların adı açıkça zikredilmiş. Adı zikredilmeyen Vergi Usul Kanunu, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun (AATUHK), Gümrük Kanunu gibi kanunları da bu madde kapsamında değerlendirmek gerekir. Nitekim maddede "usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler" ifadesinin bu kanunlar kapsar. Dolayısıyla, bu kanunlarda yer alan ödev ve haklara ilişkin sürelerin (örneğin, gümrük cezalarına itiraz etme, uzlaşma başvurusu yapma, bilgi verme, ödeme emrine karşı dava açma) bu madde hükmünden yararlanması gerekir.
Maddenin (b) alt bendinde ise icra hukukuna ilişkin düzenleme yapılmıştır. İcra hukukundaki bazı işlemler açısından süreler İcra İflas Kanunu'nun 330. maddesine dayanılarak 22.03.2020 tarih ve 31076 sayılı RG'de yayımlanan 2279 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile durdurulmuştu. Bu defa Kanun ile hem bu Kararın kapsamı genişletilmiş, hem de Kararın yürürlük tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde geçmişe dönük olarak düzenleme yapılmıştır. Söz konusu Karar henüz yürürlükten kaldırılmamıştır ama normlar hiyerarşisi uyarınca artık Karar'ın pratik bir hükmü kalmamış sadece 4 gün uygulamada kalmıştır. Kanundaki düzenleme belli tartışmaları da gündeme getirmiştir. Her şeyden önce kamu alacaklarının takibini düzenleyen 6183 sayılı AATUHK'nın açıkça maddede zikredilmemesi eksikliktir. Ancak maddede geçen "takip hukukuna ilişkin diğer kanunlar" ibaresinin bu Kanun'u da içerdiğini değerlendiriyorum. Aksi halde devlet alacakları diğer alacaklar karşısında kanun amacını aşacak şekilde kayırılmış olur.
Kanun metninde "taraf ve takip işlemleri"nden bahsedilmiştir. İcra hukukunda bu ifadelerin özel anlamı vardır. Taraf ile alacaklı ve borçlu, takip işlemi ile de alacağın tahsili için icra dairesinin alacaklının talebi üzerine veya bazı hallerde kendiliğinden yaptığı işlemler kastedilir. Bununla birlikte, üçüncü tarafları da bu maddenin hükmünden yararlandırmak gerekir. Örneğin istihkak iddiasında bulunan bir üçüncü kişinin bu hakkına halel gelmemesi için amaçsal yorumla bu kişiler de madde hükmünden yararlanmalıdır. Kanunda cebri takip işlerinin geçici olarak durdurulması amaçlanmaktadır. Dolayısıyla, cebri takip işleri bitmiş ve ödeme aşamasına gelmiş veya taksitli olarak ödenmeye başlanan alacakların tahsil işleminin durmaması gerektiğini değerlendiriyorum. Örneğin, icra dairesi borçludan alacağı tahsil etmişse artık bu para alacaklıya ödenmelidir. Diğer bir durum taksitli ödemeler için söz konusudur. Örneğin, borçlunun maaşına haciz konmuşsa ve haciz uygulanmakta ise bu işlemin devamı gerekir. Ancak bu konuda doktrinde aksine görüşlerin olduğunu ve taksitli ödemelerin durması gerektiği yönünde görüşlerin olduğunu da belirtmek isterim.
Kanuni düzenleme daha ziyade borçluyu korumaktadır. Bu noktada alacaklıyı kötü niyetli borçluların eylemlerine karşı korumak gerekir. Bunun en yaygın örneği alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik davranışlardır. Bu nedenle, hukuki sürelerin durduğu dönemde tasarrufun iptali davaları açılamayacağından en azından ikinci el gayrimenkul ve araç (motorlu araç, iş makinaları vb) satışlarının durdurulması veya en azından bu satışların kısıtlanması, ilgili sicillere şerh konulması gibi önlemlerin alınması faydalı olacaktır.
Maddede Cumhurbaşkanı'na verilen süreleri uzatma yetkisinin Anayasa'ya aykırı olduğunu düşünüyorum. Zira süreler konusu bir temel hak olan ve Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen hak arama hürriyetinin kapsamındaki adil yargılanma hakkıyla doğrudan ilgilidir. Bu alandaki sınırlayıcı düzenlemeler ise Anayasa'nın 13. maddesi uyarınca ancak Kanunla yapılabilir. Ayrıca, Anayasa'nın 104. maddesi uyarınca temel haklar konusunda ve Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Bir konu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenemiyorsa, o konunun Cumhurbaşkanı "Kararı" ile de evleviyetle düzenlenememesi gerekir.
Maddenin 2. bendinde ise sürelerin durmayacağı durumlar belirlenmiştir. Buna göre: a) Suç ve ceza, kabahat ve idari yaptırım ile disiplin hapsi ve tazyik hapsi için kanunlarda düzenlenen zamanaşımı süreleri, b) 5271 sayılı Kanunda düzenlenen koruma tedbirlerine ilişkin süreler, c) 6100 sayılı Kanunda düzenlenen ihtiyati tedbiri tamamlayan işlemlere ilişkin süreler durmayacaktır.
Kanun ile Meclis adli tatil ilan etmemiş olmakla birlikte topu duruşmalar açısından yüksek mahkemelere, Adalet Bakanlığına ve Hâkimler ve Savcılar Kurulu'na atmıştır. Düzenlemeye göre, sürelerin durduğu zaman süresince duruşmaların ve müzakerelerin ertelenmesi de dâhil olmak üzere alınması gereken diğer tüm tedbirler ile buna ilişkin usul ve esasları; a) Yargıtay ve Danıştay bakımından ilgili Başkanlar Kurulu, b) İlk derece adli ve idari yargı mercileri ile bölge adliye ve bölge idare mahkemeleri bakımından Hâkimler ve Savcılar Kurulu, c) Adalet hizmetleri bakımından Adalet Bakanlığı belirleyecektir.
3.2. 7244 Sayılı Kanun ile Alınan Tedbirler
7244 sayılı Kanun'la Covid-19 nedeniyle oluşan olumsuzluklara karşı bir çok tedbir alınmıştır. Kanun ile yapılan düzenlemeler aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
- Sermaye şirketlerinin kar dağıtımı sınırlandırılmıştır. Düzenleme ile sermaye şirketlerinde, 30/9/2020 tarihine kadar; a) 2019 yılı net dönem kârının yalnızca yüzde 25 dağıtımına karar verilebileceği, b) Geçmiş yıl kârları ve serbest yedek akçelerin dağıtıma konu edilemeyeceği, c) Genel kurulca yönetim kuruluna kâr payı avansı dağıtımı yetkisi verilemeyeceği, d) Genel kurulca 2019 yılı hesap dönemine ilişkin kâr payı dağıtımı kararı alınmış ancak henüz pay sahiplerine ödeme yapılmamışsa veya kısmi ödeme yapılmışsa, 2019 yılı net dönem kârının yüzde 25'ini aşan kısma ilişkin ödemeler yukarıda belirtilen sürenin sonuna kadar erteleneceği hükme bağlanmıştır. Devlet, il özel idaresi, belediye, köy ile diğer kamu tüzel kişilerinin ve sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait fonların, doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin yüzde ellisinden fazlasına sahip olduğu şirketler hakkında bu hüküm uygulanmayacaktır.
- Covid-19 sebebiyle yapılan kısa çalışma ödeneği başvuruları uygunluk tespiti beklenmeksizin sonuçlandırılacaktır.
- İşverenin İş Akdi Feshi 3 Ay Süre ile Yasaklanmıştır. Söz konusu 3 aylık süre içerisinde işveren işçiyi tamamen veya kısmen ücretsiz izne ayırabilecektir. Bu madde kapsamında ücretsiz izne ayrılmak, işçiye geçerli sebebe dayanarak sözleşmeyi fesih hakkı vermeyecektir. Bu kapsamda ücretsiz izne çıkarılan işçilere, ücretsiz izinde bulundukları veya işsiz kaldıkları süre kadar, İşsizlik Fonundan günlük 39,24 Türk Lirası nakdi ücret desteği verilecektir.
- Ar-ge ve tasarım merkezleri ile teknokentlere evden çalışma imkanı getirilmiştir.
- Covid-19 nedeniyle ekonomik olarak zor duruma düşen seyahat acentalarının işletme belgelerini devretmelerine imkan tanınmıştır.
- Hazineye, belediyelere, Tarım ve Orman Bakanlığına yapılan bazı ödemeler ertelenmiş, bazılarının tahsilinden vazgeçilmiş veya yapılandırılmıştır.
- Derneklerin, kooperatiflerin, TOBB gener kurulu gibi bazı toplantı ve kurullar ertelenmiştir.
- Hazine ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılacak bazı ihalelerin elektronik ortamda yapılması mümkün hale getirilmiştir.
- Toplu iş sözleşmesinin yapılması, toplu iş uyuşmazlıklarının çözümü, grev ve lokavta ilişkin süreler uzatılmıştır.
- Fahiş fiyat artışı, stokçuluk ve haksız fiyat değerlendirme kurulu oluşturulmuştur.