Vergi Uyuşmazlıklarına 7194 Sayılı Kanunla Getirilen Bir Çözüm Yolu: Kanun Yolundan Vazgeçme
ÖZKAN AYKAR - GELİR UZMANI - 02 Ocak 2020
MDERGI/8736A.007
(OCAK 2020 Sayı 193)
VERGİ UYUŞMAZLIKLARINA 7194 SAYILI KANUNLA GETİRİLEN BİR ÇÖZÜM YOLU:
KANUN YOLUNDAN VAZGEÇME
Özkan AYKAR
Gelir Uzmanı
Özet
7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 07.12.2019 tarih ve 30971 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. İlgili Kanunun 27. maddesiyle, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mülga 379. maddesi "Kanun yolundan vazgeçme" başlığıyla yeniden düzenlenmiştir.
Bu yazıda, söz konusu Kanunda yapılan yeni düzenleme çerçevesinde , vergi/ceza ihbarnamelerine karşı açılan davalar için getirilen kanun yolundan vazgeçme hakkında, maddede belirtilen şartlar ve bu şartlar dahilinde yapılacak indirime yönelik açıklamalara yer verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Türk vergi yargısı, kanun yolu, kanun yolundan vazgeçme, vergi davaları, 7194 sayılı Kanun.
1.Giriş
7194 Sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 07.12.2019 tarih ve 30971 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Anılan Kanun'un 27. maddesiyle, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mülga 379. maddesi "Kanun yolundan vazgeçme" başlığıyla yeniden düzenlenmiştir.
Söz konusu madde ile vergi veya ceza ihbarnamesine süresi içinde dava açılması sonucunda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarda; kanun yoluna başvuru süresi içinde kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi halinde, dilekçe tarihi itibarıyla vergi ve cezalar, maddede belirtilen şartlar dahilinde belli bir indirim yapılarak tahakkuk ettirilmektedir.
Bu yazıda, yeni düzenleme çerçevesinde, vergi/ceza ihbarnamelerine karşı açılan davalar için getirilen kanun yolundan vazgeçme hakkında, maddede belirtilen şartlar ve bu şartlar dahilinde yapılacak indirime yönelik açıklamalara yer verilecektir.
2. Vergi Ceza İhbarnamelerine Karşı Açılan Davalar
Ekonomik ve sosyal yapıdaki değişim hızına paralel olarak vergi mevzuatında güncelliğin sağlanması amacıyla birtakım değişiklikler yapılmaktadır. Ancak bu değişiklikler de zamanla yetersiz kalmaktadır. Vergi kanunları uygulanırken hatalı ve eksik işlemler ile yeterince açık olmayan durumlar oluşmaktadır. Böylece vergi idaresinin ve mükellefin yorum farkları yanında idari işlemlerdeki eksiklikler vergi ihtilaflarının doğmasına neden olmaktadır.
Vergi yargısı; verginin tarhiyatı ve tahsilatı aşamalarında, vergi idaresinin uygulamalarında oluşabilecek hatalara karşı mükelleflere bir güvence vermektedir. Mükelleflerin iddia ve itirazları "vergilerin kanunlara uygunluğu" ilkesi doğrultusunda mahkemelerde karara bağlanır. Dolayısıyla idarenin yaptığı işlemlere karşı mükelleflerin yargıya başvurmaları adalet ve eşitlik ilkelerinin bir gereğidir.
Vergi yargısı idari yargının özel bir ihtisas dalıdır. Vergi yargısı idari yargı yerlerinde yapılır. İdari yargı mercileri ise Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemeleridir.
Vergi uyuşmazlıklarında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 2575 Sayılı Danıştay Kanunu ve 2576 Sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkındaki Kanun ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun usul hükümleri uygulanmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 1'inci maddesinde; Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin görevine giren uyuşmazlıkların çözümü, bu kanunda gösterilen usullere tabi olacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla bu mercilerde yapılan yargılama, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda belirtilen usullere göre yerine getirilir.
Diğer taraftan, mükelleflerin vergi işlemlerine dava açma hakları vardır. Bu hakla ilgili olarak 213 Sayılı VUK'un 377. maddesinde "Mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilirler." denilmektedir.
Ayrıca Vergi Usul Kanunu'nun 378'inci maddesine göre, vergi mahkemesinde dava açabilmek için; verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat ve takdir komisyonu kararlarının tebliğ edilmiş olması, kesinti yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış ve ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olması gerekmektedir.
Vergi davalarının büyük bir oranını, ikmalen, re'sen ya da idarece yapılan tarhiyatlara istinaden düzenlenen vergi ceza ihbarnameleri oluşturmaktadır 1.
Söz konusu tarhiyatlar sonucu salınan vergi ve cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açılması ile birlikte, İYUK'un 27. maddesinin 4. fıkrası gereğince dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemleri durur.
Davaya ilişkin olarak, vergi mahkemesi tarafından; tarhiyat ve cezanın kaldırılmasına yönelik "DAVANIN KABULÜNE" veya idarece yapılan işlemin kabul edilerek "DAVANIN REDDİNE" yönelik karar verinceye kadar, vergi dairesince vergi ceza ihbarnamesinin tahakkukunu verilmez. Vergi ceza ihbarnamesine tahakkuk verilir ise terkin edilip, idare tarafından tahsilat işlemlerine devam edilmez. Tasdik kararı (DAVANIN REDDİ), vergi mahkemesinin vergi dairesince tarh edilen vergi ile kesilen cezanın ihtilaflı kısmının tümünü onaylayan karardır. Tadilen tasdik kararı (DAVANIN KISMEN KABULÜNE VE KISMEN REDDİNE); tarh edilen vergi ile kesilen cezayı kısmen ya da değiştirerek onaylayıp, diğer kısmını kaldıran kararıdır.
Terkin kararı (DAVANIN KABULÜNE) ise, vergi dairesince tarh edilen vergi veya kesilen cezanın tümünün vergi mahkemesince kaldırıldığına dair karardır.Vergi mahkemesince yapılan tarhiyat ve cezanın kaldırılmasına ilişkin "DAVANIN KABULÜNE" yönelik kararı alan vergi dairesi, tarhiyat düzetmesi yaparak dava konusu ihbarnamelerde belirtilen miktarları düzeltme yolu ile terkin edecektir.
Ancak "DAVANIN REDDİ"ne yönelik verilen kararlarda; vergi dairesi, vergi ceza ihbarnamesine ilişkin "tarhiyat düzeltmesi" yaparak salınan miktarları terkin eder. Bu ihbarnamenin yerine, mahkeme kararına göre hesaplanıp düzenlenen yeni bir ihbarnameyi (2 no.lu ihbarnameyi) mükellefe tebliğ eder.
Mükellef, 2 no.lu ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren hesaplanan tutarları 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinin 3. bendine göre bir ay içinde ödemelidir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinin 3. bendinde "Vergi mahkemesinde dava açma dolayısıyla 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinin 3 numaralı fıkrası gereği tahsili durdurulan vergilerden taksit süreleri geçmiş olanlar, vergi mahkemesi kararına göre hesaplanan vergiye ait ihbarnamenin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir.
Ayrıca ikmalen, re'sen veya idarece yapılan tarhiyatlarda: b) Dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, yargı organı kararının tebliğ tarihine kadar; Geçen süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanır. Gecikme faizi de aynı süre içinde ödenir. Gecikme faizinin hesaplanmasında ay kesirleri nazara alınmaz. Dava açılması nedeniyle tahsili duran vergi ve cezalar mükellefler tarafından istenildiği takdirde davanın devamı sırasında da kısmen veya tamamen ödenebilir." şeklinde hükümler yer verilmiştir.
Bu itibarla, Vergi Mahkemesi tarafından "DAVANIN KISMEN KABULÜNE VE KISMEN REDDİNE" yönelik karar verilmiş ise; vergi dairesi vergi ceza ihbarnamesinde hesaplanan miktarı terkin ederek 2 no.lu ihbarname ile kararda geçen "kısmen davanın reddine" dair hükme göre belirlenen miktarı yeniden hesaplayıp mükellefe gönderir.
Dava hakkında "Kısmen Kabule ve Kısmen Redde" yönelik verilen kararlarda, davalı idare aleyhine yönelik hükümler için istinaf yoluna gidilir.
07.12.2019 tarih ve 30971 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7194 Sayılı Kanunun 1/1/2020 tarihinde yürürlüğe girecek 27. maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mülga 379. maddesi "Kanun yolundan vazgeçme" şekilde düzenlenmiştir.
Vergi/ceza ihbarnamesine süresi içinde dava açılması sonucunda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarında; kanun yoluna başvuru süresi içinde kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi halinde, dilekçe tarihi itibarıyla vergi ve cezalar, maddede belirtilen şartlar dâhilinde belli bir indirim yapılarak tahakkuk ettirilecektir.
Diğer taraftan 7194 sayılı Kanun'un 52. maddesiyle de; anılan Kanunu'nun 112. maddesinin üçüncü fıkrasına (c) bendi eklenmiştir.
Bahse konu Kanun'a eklenen (c) bendine göre; 379. madde kapsamında kanun yolundan vazgeçilmesi durumunda söz konusu maddeye göre hesaplanacak vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarihe kadar geçen süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanacaktır.
3. Türk Vergi Yargısında Kanun Yolları
Kanun yolu davanın taraflarına tanınan hukuki bir yoldur. Bu itibarla yanlış olduğu iddia edilen kararların tekrar incelenmesi ve değiştirilmesine imkân sağlanır. Kararların kanun yollarından geçirilmesi veya kanunda belirtilen süre içinde kanun yoluna başvurulmaması halinde kanun yolu tükenir ve kararlar kesinleşir.
7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 07.12.2019 tarih ve 30971 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. İlgili Kanunun 27. maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mülga 379. maddesi "Kanun yolundan vazgeçme" başlığıyla yeniden düzenlenmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun (İYUK) 45, 46, 51 ve 53 maddelerinde vergi mahkemesi kararlarına karşı başvuru yolları düzenlenmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45 inci maddesinde düzenlenen istinaf, 46 ve müteakip maddelerinde düzenlenen temyiz ve 54 üncü maddesinde düzenlenen kararın düzeltilmesi olağan kanun yollarını ifade ederken, 53 üncü maddesinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi ve 51 inci maddesinde düzenlenen kanun yararına temyiz de olağanüstü kanun yollarını oluşturmaktadır.
Mahkeme kararlarının, hukuk kurallarına uygunluğun sağlanması ve yapılan eksikliklerin düzeltilmesi amacıyla bir üst mahkemede incelemeden ve denetimden geçirilmesi için, taraflara haklarında verilen kararlara karşı başvuru yolları tanınmıştır.
İlk derece mahkemesinin verdiği kararda, hukuka aykırılık bulunduğu iddiası ile ortaya çıkan uyuşmazlığın, daha yüksek bir yargı makamının önüne getirilmesi ile "kanun yolu" davası açılmış olur 2.
Anayasa Mahkemesi bir kararında kanun yolu ile ilgili; "Yargı yerlerinde görev yapan hakimler de her insan gibi yanılabilirler, usul ve kanuna aykırı düşen bazı kararlar vermiş olabilirler veya verdikleri kararlar taraflar için doyurucu sayılmayabilir. Diğer taraftan hakimlerin belli olaylarda uyguladıkları kanunları ve ilgili öteki hukuk kurallarını kendi kanılarına göre başka biçimde yorumlama olasılığı vardır. İste, yargı yerlerinin verdikleri kararlarda, gerek yanılma gerekse başka şekilde ortaya çıkan ve olağan sayılması gereken kanuna ve hukuka aykırılıkların zamanında giderilmesini sağlamak amacıyla bazı uygun metotların konulması zorunlu olmuştur. Genel olarak kanun yolu diye tanımlanan bu metotlara başvurulması olanağı ile, gerek taraflar gerekse toplum için güvence sağlanması görevi de yerine getirilmiş olmaktadır. Böylece bir temel uyuşmazlığın yargı yerlerince çözülmesi sonunda esastan verilecek kararların, gerek bireylerin gerekse toplumun adalet duygularını daha büyük ölçüde doyurması da gerekecektir. O halde denilebilir ki, kanun yollarına başvurulması olanağı, kişi haklarına ve topluma güvence sağlanması bakımından Anayasa'ya tüm olarak uygun düşmektedir." şeklinde birtakım açıklamalara yer vermiştir 3.
Kanun yolu davanın taraflarına tanınan hukuki bir yoldur ki, bununla yanlış olduğu iddia edilen kararların tekrar incelenmesi ve değiştirilmesi sağlanır 4. Kararların kanun yollarından geçirilmesi veya kanunda belirtilen süre içinde kanun yoluna başvurulmaması halinde kanun yolu tükenir ve kararlar kesinleşir.
Türk vergi yargısının kendine özgü "vergi yargılama usulü" gibi bir kanuni düzenlemesi yoktur. Yapılan yargılama ile yargılama sonucunda verilen kararların kanun yolu ile denetimden geçmesi süreci 2577 Sayılı İYUK hükümleri doğrultusunda yerine getirilmektedir.
Söz konusu Kanunun 45, 46, 51 ve 53 maddelerinde vergi mahkemesi kararlarına karşı başvuru yolları da düzenlenmiştir. Anılan Kanunun 45 inci maddesinde düzenlenen itiraz (istinaf), 46 ve müteakip maddelerinde düzenlenen temyiz ve 54 üncü maddesinde düzenlenen kararın düzeltilmesi olağan kanun yollarını ifade ederken, 53 üncü maddesinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi ve 51 inci maddesinde düzenlenen kanun yararına temyiz de olağanüstü kanun yollarını oluşturmaktadır 5.
Kural olarak, vergi uyuşmazlıkları iki derecede çözümlenmekte idi. Uyuşmazlıklar birinci derecede vergi mahkemeleri tarafından görülür ve mahkemece verilen kararlar (ikinci derecede) itiraz yoluyla Bölge İdare Mahkemelerinde veya temyiz yoluyla Danıştay'da denetlenmekte idi.
Ancak idarî yargı alanında vergi davaları ile ilgili olarak 28.06.2014 günlü Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı yasa ile birtakım düzenlemeler yapılmıştır.
Söz konusu düzenlemeler doğrultusunda istinaf sistemine geçişle birlikte "ikili yargılama" sistemi yerine "üçlü yargılama" sistemine geçilmiştir. Buna göre; vergi mahkemelerinin kararlarına karşı doğrudan temyize başvurma imkânı ortadan kaldırılmış, kararlarına karşı önce ilk derece mahkemesinin bulunduğu yargı çevresindeki Bölge İdare Mahkemelerine istinaf başvurusunda bulunulması öngörülmüş olup, 2577 sayılı İYUK'un 45'inci maddesinde düzenlenen itiraz ile 54'üncü maddesinde düzenlenen kararın düzeltilmesi yolu kaldırılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45 inci ve 46. maddelerinde yapılan değişiklikler istinaf kanun yolunun temel düzenlemelerini oluşturmaktadır. 45'inci maddede yapılan değişiklikle, istinaf incelemesi için bölge idare mahkemelerine gelen davaların incelenme ve karara bağlanma usulüne ilişkin hükümler bulunmaktadır.
Şöyle ki, İYUK'un 45'inci maddesinin 1. fıkrasına göre, konusu 5.000 TL'yi (2020 yılı 7.000 TL) geçmeyen vergi veya tam yargı davaları ile idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz. Miktarı 5.000 TL'yi (2020 yılı 7.000 TL) aşan ihtilaflar; ilk derece vergi mahkemelerinde görüldükten sonra, istinaf incelemesine konu edilebilecek, 100.000-TL'ye kadar olanları da Danıştay'da temyize götürülemeyecektir. Ancak verilen kararın konusu, İYUK'un 46'ncı maddesinde düzenlenen konulardan biriyse, bölge idare mahkemesi kararlarına karşı temyiz yoluna başvurulabilecektir. Başka bir ifadeyle miktarı 100.000 TL ve üzerindeki (2020 yılı 176.000 TL) ihtilaflarda Bölge İdare Mahkemesince verilen kararlar, istenirse bu aşamadan sonra Danıştay'da temyize konu edilebilecektir 6.
İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir 7.
Buna göre, idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı başka bir kanunda alternatif bir yargı yolu olsa dahi İdari Yargılama Usulü Kanunundaki amir hüküm gereği bu uyuşmazlığa istinaf mercileri bakacaktır 8.
İdari Yargılama Usulü Kanununa göre istinaf kanun yoluna gidebilmek için davanın taraflarına iki ayrı süre verilmektedir. Bunlardan birincisi, nihai kararlara karşı, tarafların kararın tebliğinden itibaren başlayan otuz gün süre içinde istinaf yoluna başvurabilmeleridir. Diğeri ise belirtilen bu otuz günlük süre içinde kararı istinaf yoluna götürmemiş olan tarafın, karşı tarafın istinaf dilekçesinin kendisine tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde vereceği cevap dilekçesinde istinaf isteminde bulunabilmesidir 9.
İYUK'un 45'inci maddesinin 2. fıkrasına göre, istinaf, temyizin şekil ve usullerine tabi olduğu belirtilmiştir. İYUK'un 48'inci maddesinin 2. fıkrasında ise, temyiz dilekçelerinin aynı kanunun 3'üncü maddesindeki esaslara göre düzenleneceği açıklanmıştır. Bu itibarla istinaf başvurusu; bölge idare mahkemesi başkanlığına hitaben yazılmış dilekçe ile yapılır. İstinaf kanun yoluna tabi kararlara karşı başvurularında hitabın veya istemin hatalı olması halinde bile dilekçe, istinaf dilekçesi olarak kabul edilip ilgili bölge idare mahkemesine gönderilecektir.
Danıştay Dava Dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin; Konusu 100.000 TL'yi (2020 yılı 176.000 TL) aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar ve düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde Danıştay'da temyiz edilebilir.
Temyiz yolu ile kararlarının hukuka uygunluğu denetlenir. Temyiz yeri, yeniden bir yargılama yeri değildir. Temyiz yolunda hüküm mahkemesince incelenen olgular, kural olarak yeniden inceleme konusu yapılamaz. Fakat, karardan sonra ortaya çıkan ve hükmü etkileyecek nitelikte olan olgular temyiz aşamasında da ileri sürülebilir 10. Kısaca kararların hukuka ve usule uygun olup olmadığı denetlenir.
4. VUK'ta Yapılan Yeni Düzenleme: Kanun Yolundan Vazgeçme
7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi İle Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 07.12.2019 tarih ve 30971 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. İlgili Kanunun 27. maddesiyle, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mülga 379. maddesi "Kanun yolundan vazgeçme" başlığıyla aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiş olup, söz konusu Kanunun 52. maddesi uyarınca 1/1/2020 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
"Kanun yolundan vazgeçme:
MADDE 379- Vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarda (Danıştayın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç);
1. Kaldırılan vergi tutarının %60'ı, tasdik edilen vergi tutarının tamamı ile tasdik edilen vergi tutarına ilişkin vergi ziyaı cezasının %75'i,
2. Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya 359. maddede yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılan tutarının %25'i ve tasdik edilen tutarının %75'i,
mükellef için geçerli olan kanun yoluna başvuru süresi içerisinde, dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi şartıyla kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın tahakkuk eder.
Bu şekilde tahakkuk eden tutarlar tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezalarının %80'inin, hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte bu sürede tamamen ödenmesi şartıyla, vergi ve ceza tutarından %20 oranında indirim yapılır. Şu kadar ki, tasdik edilerek tahakkuk eden vergi tutarında indirim yapılmaz. İndirim hükmünden yararlanılabilmesi için dava konusu yapılan ve bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezaları ile gecikme faizlerinin birlikte bu fıkra kapsamında ödenmesi şarttır.
Kanun yolundan vazgeçme dilekçesi vergi dairesince ilgili yargı merciine gönderilir ve bu dilekçenin vergi dairesine verildiği tarih kanun yolundan vazgeçme tarihi olarak kabul edilir. Kanun yolundan vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilaf sürdürülmez. Kanun yolundan vazgeçildiği hâlde istinaf veya temyiz yoluna başvurulması durumunda ise bu başvurular incelenmez.
Kanun yolundan vazgeçilen vergi ve vergi ziyaı cezası için bu maddeye göre yapılan tahakkuktan önce ödenen gecikme faizi ve gecikme zammı da dâhil tutarlar, bu madde hükmüne göre ödenecek tutarlara mahsup edilir.
Bu madde uyarınca istinaf ve temyiz yolundan vazgeçilen davaya ilişkin kararlarda hükmedilen yargılama giderleri, avukatlık ücretleri ve fer'ileri karşılıklı olarak talep edilmez ve bu alacaklar için icra takibi yapılamaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir."
Bahse konu maddenin gerekçesinde düzenlemenin amacı olarak "İdare ile mükelleflerin vergiler ve cezalarla ilgili olarak her aşamada anlaşabilmesi, vergi ihtilaflarının süratle çözümlenebilmesi ve yargı mercilerinin iş yüklerinin azaltılması" belirtilmiştir.
Vergi/ceza ihbarnamesine süresi içinde dava açılması sonucunda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarda; kanun yoluna başvuru süresi içinde kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi halinde, dilekçe tarihi itibarıyla vergi ve cezalar, maddede belirtilen şartlar dâhilinde belli bir indirim yapılarak tahakkuk ettirilmektedir. Diğer taraftan; bu şekilde tahakkuk eden tutarlar, tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde, hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte tamamen ödenmesi durumunda, vergi ve ceza tutarına ayrıca indirim uygulanmaktadır.
4.1. Kanun Yolundan Vazgeçme Hükümlerinden Faydalanma Şartları
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45 inci maddesi hükmüne göre; vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, konusu 5.000 TL'yi (2020 yılı 7.000 TL) geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz. Diğer taraftan anılan Kanunu'nun 46 ncı maddesine göre; bölge İdare Mahkemelerinin, konusu 100.000 TL'yi aşan (2020 yılı 176.000 TL) vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkındaki davalara ilişkin verdikleri kararları, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştay'da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilmektedir 11. Ancak 7194 sayılı Kanunun 27. maddesiyle 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mülga 379. maddesinde düzenlenen "Kanun yolundan vazgeçme" hükümlerinden yararlanılabilir.
Kanun yolundan vazgeçme hükümlerinden yararlanmak için;
- Vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresi içinde açılan davalarda, vergi mahkemesinin verdiği istinaf yolu açık kararı ile bölge idare mahkemesinin verdiği temyiz yolu açık kararı bulunmalıdır.
- Mükellef tarafından, dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğine dair dilekçenin, ilgili vergi dairesine "kanun yoluna başvurusu süresi" içinde verilmesi gerekmektedir.
4.2. Kanun Yolundan Vazgeçme Dilekçesinin Vergi Dairesine Verilmesi ve Yapılacak İşlemler
Mükellef tarafından, kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin ilgili vergi dairesine verilmesi sonucunda;
- Kaldırılan vergi tutarının %60'ı, tasdik edilen vergi tutarının tamamı ile tasdik edilen vergi tutarına ilişkin vergi ziyaı cezasının %75'i,
- Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya 359. maddede yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılan tutarının %25'i ve tasdik edilen tutarının %75'i,
kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın tahakkuk edecektir.
Dolayısıyla vergi mahkemesince veya bölge idare mahkemesince tasdik edilen vergi tutarlarında indirim söz konusu olmayacaktır.
Kanun yolundan vazgeçme dilekçesi vergi dairesince ilgili yargı merciine gönderilecektir. Bu dilekçenin vergi dairesine verildiği tarih ise kanun yolundan vazgeçme tarihi olarak kabul edilecektir.
Kanun yolundan vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilaf sürdürülmeyecektir. Kanun yolundan vazgeçildiği hâlde istinaf veya temyiz yoluna başvurulması durumunda ise bu başvurular incelenmeyecektir.
Kanun yolundan vazgeçilen vergi ve vergi ziyaı cezası için; bu maddeye göre yapılan tahakkuktan önce ödenen gecikme faizi ve gecikme zammı da dâhil tutarlar, bu madde hükmüne göre ödenecek tutarlara mahsup edilecektir.
4.3. Kanun Yolundan Vazgeçme Dilekçesine Göre Gecikme Faizinin Hesaplanması
7194 sayılı Kanunun 52. maddesiyle; 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinin üçüncü fıkrasına (c) bendi eklenmiştir.
Bahse konu Kanuna eklenen (c) bendine göre; 379. madde kapsamında kanun yolundan vazgeçilmesi durumunda söz konusu maddeye göre hesaplanacak vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarihe kadar geçen süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanacaktır.
4.4. Kanun Yolundan Vazgeçme Neticesinde Tahakkuk Eden Tutarların Ödenme Zamanı ve Ayrıca Yapılacak %20 Oranında İndirim
Kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin ilgili vergi dairesine verildiği tarih itibarıyla tahakkuk gerçekleşmiş olacaktır. Bu şekilde tahakkuk eden tutarlar tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenecektir.
Tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezalarının %80'inin, hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte, tahakkuk tarihinden itibaren 1 ay içinde tamamen ödenmesi şartıyla, vergi ve ceza tutarından %20 oranında indirim yapılır. Ancak; tasdik edilerek tahakkuk eden vergi tutarında indirim yapılmayacaktır.
İndirim hükmünden yararlanılabilmesi için; dava konusu yapılan ve VUK' nun 379. maddesine göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezaları ile gecikme faizlerinin birlikte ilgili fıkra kapsamında ödenmesi şarttır.
4.5. Kanun Yolundan Vazgeçmesi Halinde Yargılama Giderleri
İstinaf ve temyiz yolundan vazgeçilen davaya ilişkin kararlarda hükmedilen yargılama giderleri, avukatlık ücretleri ve fer'ileri karşılıklı olarak talep edilmeyecek ve bu alacaklar için icra takibi yapılamayacaktır.
5. Sonuç
Vergi uyuşmazlıklarında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 2575 sayılı Danıştay Kanunu ve 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkındaki Kanun ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun usul hükümleri uygulanmaktadır.
2577 sayılı Kanun'un 45, 46, 51 ve 53 maddelerinde vergi mahkemesi kararlarına karşı başvuru yolları düzenlenmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45'inci maddesinde düzenlenen istinaf, 46'ncı ve müteakip maddelerinde düzenlenen temyiz olağan kanun yollarını ifade etmektedir.
Vergi davalarının büyük bir oranını, ikmalen, re'sen ya da idarece yapılan tarhiyatlara istinaden düzenlenen vergi ceza ihbarnameleri oluşturmaktadır.
7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 07.12.2019 tarih ve 30971 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. İlgili Kanunun 27. maddesiyle, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mülga 379. maddesi "Kanun yolundan vazgeçme" başlığıyla yeniden düzenlenmiştir.
Vergi/ceza ihbarnamesine süresi içinde dava açılması sonucunda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarında; kanun yoluna başvuru süresi içinde kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi halinde, dilekçe tarihi itibarıyla vergi ve cezalar, maddede belirtilen şartlar dâhilinde belli bir indirim yapılarak tahakkuk ettirilmektedir.
Mükellef tarafından, kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin ilgili vergi dairesine verilmesi sonucunda;
- Kaldırılan vergi tutarının %60'ı, tasdik edilen vergi tutarının tamamı ile tasdik edilen vergi tutarına ilişkin vergi ziyaı cezasının %75'i,
- Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya 359. maddede yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılan tutarının %25'i ve tasdik edilen tutarının %75'i,
kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın tahakkuk edecektir. Bu şekilde tahakkuk eden tutarlar tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenecektir.
7194 sayılı Kanun'un 52. maddesiyle; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen (c) bendine göre; 379. madde kapsamında kanun yolundan vazgeçilmesi durumunda söz konusu maddeye göre hesaplanacak vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarihe kadar geçen süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanacaktır.
Diğer taraftan tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezalarının %80'inin, hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte, tahakkuk tarihinden itibaren 1 ay içinde tamamen ödenmesi şartıyla, vergi ve ceza tutarından %20 oranında indirim yapılır. Ancak; tasdik edilerek tahakkuk eden vergi tutarında indirim yapılmayacaktır.
Kaynakça
- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu
- AYM, 18.02.1971 tarih ve 13890 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 31/ 21 sayılı karar.
- ARSLAN, Murat; Türk Vergi Yargısı Sisteminde Olağanüstü Kanun Yolları, Sayıştay Dergisi, Sayı: 53.
- AYKAR, Özkan K.ÇAĞLAR, Ö.ERTEKİN, "Vergisel İşlemlerde Dava Rehberi", Adalet Yayınevi, Ankara 2016.
- ÇAĞLAYAN Ramazan; İdari Yargılama Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Güncellenmiş 7. Baskı, Ankara 2015.
- GÖZÜBÜYÜK, Şeref; Yönetsel Yargı, 17. Bası, Turhan Kitabevi, Ankara 2003.
- HAŞAL, Mehmet Murat; "İdari Yargılama Hukukunda Kanun Yolu Olarak İtiraz", Dokuz Eylül Üniversitesi SBE, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İzmir 2005.
- KURU, Baki, Ramazan ARSLAN, Ejder YILMAZ; Medeni Usul Hukuku, 4. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara, 1991, ODYAKMAZ, Zehra; Türk İdari Yargılama Usulünde Kararlara Karşı Başvuru Yolları, Alfa Yayınevi, İstanbul, 1993.
- KUNTER, Nurullah; Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, 8. Baskı, Kazancı Hukuk Yayınları, İstanbul, 1986,
__________________________
1 Özkan AYKAR, K.ÇAĞLAR, Ö.ERTEKİN; Vergisel İşlemlerde Dava Rehberi, Adalet Yayınevi, Ankara 2016, s. 7.
2 Nurullah KUNTER, Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, 8. Baskı, Kazancı Hukuk Yayınları, İstanbul, 1986, s.923.
3 Anayasa Mahkemesinin 18.02.1971 tarih ve 13890 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 31/ 21 sayılı kararı
4 Baki KURU, Ramazan ARSLAN, Ejder YILMAZ; Medeni Usul Hukuku, 4. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara, 1991, s. 559.
5 Murat ARSLAN, Türk Vergi Yargısı Sisteminde Olağanüstü Kanun Yolları, Sayıştay Dergisi, Sayı: 53 s. 100.
6 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Ek 1. maddesi uyarınca, Kanunda öngörülen parasal sınırlar; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların bin Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz. 2018 yılı için yeniden değerleme oranı %23,73 olarak belirlenmiştir. Hüküm ve oran uyarınca, düzenlemede yer alan istinaf ve temyiz için belirlenen tutarlar 2019 yılında sırasıyla; 6.000-TL ve 144.000-TL olarak hesaplanmıştır.
7 İYUK, 45/1. md.
8 Ramazan ÇAĞLAYAN, İdari Yargılama Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Güncellenmiş 7. Baskı, Ankara 2015. s. 710.
9 Mehmet Murat HAŞAL, "İdari Yargılama Hukukunda Kanun Yolu Olarak İtiraz", Dokuz Eylül Üniversitesi SBE, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İzmir 2005, s. 90-91.
10 Şeref GÖZÜBÜYÜK, Yönetsel Yargı, 17. Bası, Turhan Kitabevi, Ankara 2003. s. 4.
11 İstinaf ve temyiz için belirlenen tutarlar 2019 yılı için Hazine ve Maliye Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında (%23,73) artırılmak suretiyle uygulanmıştır.(İYUK Md. Ek-1)
----------o----------