Kripto Varlıkların Haczi
KÜRŞAT ERGÜN - AVUKAT - 01 Ekim 2024
02.07.2024 tarihinde yürürlüğe giren “7518 Sayılı Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile kripto varlıklara ilişkin yasal mevzuatımızdaki eksiklikler belli ölçülerde giderilmiş ve kanun koyucu tarafından kripto varlıklara ilişkin bir takım hüküm ve esaslar ortaya konulmuştur.
Yapılan yasa değişikliği kapsamında; Sermaye Piyasası Kanununa kripto varlıklara ilişkin belirli “tanımlar” eklenmiştir. Yasada, kripto varlıklar; “Dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak elektronik olarak oluşturulup saklanabilen, dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan ve değer veya hak ifade edebilen gayri maddi varlıklar” şeklinde tanımlanmıştır.
Tanımdan da anlaşılacağı üzere, kanun koyucu, kripto varlıkları; fiziksel bir formda bulunmayan ancak ekonomik değeri belirlenebilir olan sermaye piyasası araçları olarak nitelendirmiştir. Bu noktada, 16.04.2024 tarihli yönetmelik uyarınca, kripto varlıkların ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılamayacağı şeklindeki düzenlemenin de vurgulamasında fayda vardır. Yönetmelikte; gayri maddi varlıklar olarak nitelendirilen kripto varlıkların, direkt olarak ödeme aracı olarak kullanılması veyahut buna ilişkin hizmet sunulması yasaklanmıştır.
Öte yandan; bahse konu yasa değişikliğiyle, kripto varlıklar hakkında uygulanacak yasaların çerçevesi orta-ya koyulmuş ve Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) bu çerçeve içinde kripto varlıklara ilişkin esasları belirleme ve uygulama yetkisi tanınmıştır. Ayrıca SPK’nın, kripto varlıklara ilişkin yapılan tüm işlemleri takip ederek hukuka aykırı işlemleri tespit edebilme ve platformlara yönelik yaptırımlarda bulunma yetkisi de bulunmaktadır. Bunun yanında, ülkemizde faaliyet gösteren veya gösterecek olan kripto varlık hizmet sağlayıcılarına ilişkin SPK’ya düzenleme ve denetleme yetkisi getirilmiştir. Buna göre; yeni kripto varlık hizmet sağlayıcılarının kurulması ve faaliyete başlaması SPK’nın iznine tabi tutulmuştur.
Bahse konu yasa değişikliği ile sürekli şekilde gündeme gelen ve uygulamada farklı görüşlerin de olduğu, kripto varlıkların hacze konu edilip edilemeyeceği konusuna da açıklık getirilmiştir. Her ne kadar söz konusu yasada, direkt olarak kripto varlıkların hacze konu edilebileceğini belirten bir hüküm bulunmuyor ise de konuyla alakalı aşağıda da yer vereceğimiz yasa hükümlerinin lafzından bu husus açık bir şekilde anlaşılmaktadır.
İcra ve İflas Kanununun “haczi caiz olmayan mallar ve haklar” başlıklı 82. maddesinde hacze konu edilmesi yasak olan mal ve alacaklar sayılmıştır. Söz konusu maddede, kripto varlıklar sayılmadığı gibi kripto varlık olarak anlaşabilecek bir tanım da yer almamaktadır. Bu nedenle, kripto varlıklar İİK’da düzenlenen haciz yasağının kapsamına girmemektedir.
Sermaye Piyasası Kanununa eklenen 99/B maddesinin 7. fıkrası;
“Müşterilere ait nakit ve kripto varlıklara ilişkin tedbir, haciz ve benzeri her türlü idari ve adli talepler münhasıran kripto varlık hizmet sağlayıcıları tarafından yerine getirilir. Nakit ve kripto varlıkların bilişim sistemleri vasıtasıyla sorgulanması ve elektronik ortamda haczi hakkında 2004 sayılı Kanunun 78 inci maddesi uygu-lanır. 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip edilecek alacaklar için de bilişim sistemleri vasıtasıyla sorgulama yapılabilir ve elektronik ortamda haciz tatbik edilebilir.” şeklindedir.
Yer verdiğimiz kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere; kanun koyucu, kripto varlıkların haczedebilir olduğunu belirtmiş ve bu varlıkların haczindeki usulleri ortaya koymuştur. Buna göre; borçlunun kripto varlıkla-rına haciz konulabilmesi için başlatılan icra takibinin kesinleşmesi gerekmektedir. Bu noktada, itiraz edilmeden kesinleşen bir takip ile borçlunun itirazının mahkeme kararıyla kaldırması neticesinde kesinleşen bir takip arasında herhangi bir fark bulunmaktadır. Takibin kesinleşmesinin ardından alacaklı tarafın, borçlunun kripto varlık hizmet sağlayıcılarında bulunan kripto varlıklarına haciz konulmasını icra dairesinden talep etmesi gerekmektedir. İcra dairesi tarafından düzenlenen haciz müzekkeresinin ulaşmasının ardından ise kripto varlık hizmet sağlayıcısı, mevcut ise borçlunun platformda bulunan kripto hesabına haciz işlemi uygulayacak ve bu hususu icra dairesine bildirecektir.
Yine bahse konu kanun hükmünde; kripto varlıklara yönelik haciz işleminde 2004 sayılı Kanunun 78. maddesinin uygulama alanı bulacağı düzenlenmiştir. Bahse konu bu Kanun maddesi ise;
“Ödeme emrindeki müddet geçtikten ve borçlu itiraz etmiş ise itirazı kaldırıldıktan sonra mal beyanını beklemeksizin alacaklı, haciz konmasını isteyebilir. Ancak, alacaklı dilerse haciz talebinde bulunmaksızın Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi üzerinden, bu sisteme entegre bilişim sistemleri vasıtasıyla borçlunun mal, hak veya alacağını sorgulayabilir. Sorgulama sonunda Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi, varsa borçlunun mal, hak veya alacağının mahiyeti ve detayı hakkında bilgi verir ve bu durumda sistem üzerinden de haciz talep edilebilir. Bu takdirde icra dairesi, tespit edilen mal, hak veya alacağı elektronik ortamda haczeder.” şeklindedir.
SPK hükmünde atıf yapılan yukarıda yer verdiğimiz madde uyarınca; kesinleşen takip neticesinde alacaklının, borçlunun mal, hak veya alacaklarını UYAP sistemi üzerinden sorgulaması mümkündür. Buna göre, UYAP sistemi üzerinden borçlunun kripto platformlarında kripto varlıklarının bulunup bulunmadığının da sorgulanması mümkün olacaktır. Yapılacak sorgulama neticesinde kripto platformlarındaki borçluya ait kripto varlık bilgileri alacaklıya aktarılacak ve alacaklının talebi halinde bu varlıklara ilişkin haciz işlemi uygulanacaktır.
Ancak önemle belirtmek gerekir ki; halihazırda UYAP üzerinde kripto varlıkları sorgulanabileceği böyle bir sistem bulunmamaktadır. Dolayısıyla, kısa bir süre zarfı içerisinde, yapılacak güncellemelerle UYAP sistemine bu sorgulama ekranının da eklenmesi gerekmektedir. Bu durum, icra dairesi tarafından borçlunun kripto varlıklarının haczi için kripto hizmet sağlayıcılarına müzekkere yazmasının önünde bir engel değildir.
Bu hususların yanında, Sermaye Piyasası Kanununa eklenen 35/C maddesinin 7. fıkrası;
“Müşterilere ait nakit ve kripto varlıklar, kripto varlık hizmet sağlayıcıların mal varlığından ayrı olup, kayıtlar da bu hükme uygun olarak tutulur. Müşterilerin her ne suretle olursa olsun kripto varlık hizmet sağlayıcıları nezdinde bulunan nakit ve kripto varlıkları, kripto varlık hizmet sağlayıcılarının borçları nedeniyle, kripto varlık hizmet sağlayıcılarının mal varlığı ise müşterilerin borçları nedeniyle kamu alacakları için olsa dahi haczedilemez, rehnedilemez, iflas masasına dâhil edilemez ve üzerlerine ihtiyati tedbir konulamaz. Kripto varlık hizmet sağlayıcıları tarafından müşteri nakitlerinin bankalarda tutulmasına ilişkin olarak bu Kanunun 46 ncı maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları kripto varlık hizmet sağlayıcıları bakımından da uygulanır.” şeklindedir.
Görüleceği üzere; kanun koyucu, müşterilere ait kripto varlıklar ile bu varlıkların bulunduğu kripto platformunun sahibi olduğu kripto varlıklar arasında net bir ayrıma gitmiştir. Bu bağlamda, kripto platformuna ait borçlar nedeniyle müşterinin kripto varlıklarının hiçbir şekilde haczedilemeyeceği düzenlenmiştir. Buna karşılık, müşteri borçları nedeniyle kripto platformunun sahip olduğu kripto varlıklarına da haciz uygulanmayacak, haciz işlemi borçlu sıfatına haiz müşterinin kripto platformundaki hesabında yer alan kripto varlıklarla sınırlı kalacaktır.
Geçtiğimiz günlerde, bir kripto platformunun hukuka aykırı işlemleri neticesinde pek çok vatandaşımızın mağdur edildiği hadise nazara alındığında; kullanıcılara ait kripto varlıklar ile bu varlıkların bulunduğu plat-forma ait kripto varlıklar arasında Kanun nezdinde de net bir ayrıma gidilmesinin yerinde olduğu kanaatindeyiz.
Kaynak: Lebib Yalkın Aylık Mevzuat Dergisi Ekim Sayısı 2024
Yazar: Kürşat Ergün