Makaleler


SGK Borçlarında Zamanaşımının Uygulanması ve Def’i Hakkının Kullanımında Dikkat Edilmesi Gerekenler


BÜNYAMİN ESEN - SOSYAL GÜV. DENETMENİ - 02 Ekim 2025

Özet

İşverenler, sigortalılar ve vatandaşların çeşitli nedenlerle SGK’ya borçları bulunabilmektedir. Söz konusu borçlar kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları prim borçları olabilmektedir. Keza, bu borçlar sosyal sigortalar primi borçları, genel sağlık sigortası (GSS) prim borçları, işsizlik sigortası primi borçları, bu borç asıllarına ait gecikme cezası veya gecikme zammı borçları veya fer’ileri olabilmektedir. Bu sayılan kapsama girmeyen rücu borcu, kira borcu, katılım payı, protokol cezai şart borcu gibi SGK’ya olan diğer borçlar da söz konusu olabilmektedir. Genel kural olarak, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince SGK’nın prim ve diğer alacaklar ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak on yıllık zamanaşımına tâbidir. Ne var ki, SGK zamanaşımını borçlara otomatik olarak uygulamamakta olup, zamanaşımının uygulanması için borçlu tarafından def’i olarak ileri sürülmesi gereklidir. Bir borç zamanaşımına girse bile rızaen ödemeler kabul edilmekte, ödeme sonrasında da def’i suretiyle ödemeyi iade alabilmek de mümkün olmamaktadır. Hatta SGK bir borç için (zamanaşımına girmiş olsa bile) ödeme emri göndermektedir. Bu nedenle SGK’ya borcu olanların borçlarının zamanaşımına girip girmediğini bilmeleri özel bir önem arz etmektedir.Bu makalede Sosyal Güvenlik Kurumuna olan prim ve sair borçların zamanaşımı hükümleri ele alınmış, zamanaşımına girmiş olan borçlar için Kurumca yapılması gereken işlemler izah edilmiş ve SGK’ya borcu olan kişilerin borçlarının zamanaşımına girmiş olması halinde yapması gereken iş ve işlemler açıklanmıştır.

Anahtar Kelimeler

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, prim borcu, zamanaşımı, SGK’ya borçlar, prim borçlarında zamanaşımı, zamanaşımı def’i, zamanaşımını kesen haller, zamanaşımını durduran haller.

Uzman kalemlerden, mevzuat dünyasına dair kapsamlı içeriklere ulaşmak için şimdi Aylık Mevzuat Dergisi’ne göz atın!

1. Giriş

İşverenler, sigortalılar ve vatandaşların çeşitli nedenlerle SGK’ya borçları bulunabilmektedir. Söz konusu borçlar, kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından kendi adına prim ödenmesi gerekenlerin prim tahakkuklarına ait borçlar veya başkaları adına prim ödemesi gereken (örneğin işverenler gibi) kişilerin prim borçları olabilmektedir. Söz konusu borçlar sosyal sigortalar primi borçları, genel sağlık sigortası (GSS) primi borçları, işsizlik sigortası primi borçları1, bu borç asıllarına ait gecikme cezası veya gecikme zammı borçları veya fer’ileri olabilmektedir. Bu sayılan kapsama girmeyen rücu borcu, kira borcu, katılım payı, protokol cezai şart borcu gibi 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve sair sosyal sigorta kanunları gereğince SGK’ya olan diğer borçlar da söz konusu olabilmektedir.

Özel bir durum olarak, sigortalının çalıştırıldığı iş yerini aktif veya pasifi ile birlikte devralan veya intikal edenler ya da başka bir iş yerine katılan veya birleşen iş yerlerinin yeni işverenleri, eski işverenin SGK’ya olan prim ile gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer ferilerinden oluşan borçlarından, eski işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur (5510, Md. 89). Bu hükme aykırı sözleşme hükümleri SGK’ya karşı yasa gereği geçersizdir.

SGK’ya olan prim ve diğer alacakları süresi içinde ve tam olarak ödenmezse, ödenmeyen kısmı sürenin bittiği tarihten itibaren ilk üç aylık sürede her bir ay için yüzde 3 oranında gecikme cezası uygulanarak artırılmaktadır. Ayrıca, her ay için bulunan tutarlara ödeme süresinin bittiği tarihten başlamak üzere borç ödeninceye kadar her ay için ayrı ayrı Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki aya ait Türk lirası cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faizi bileşik bazda uygulanarak gecikme zammı hesaplanmaktadır. Ancak, ödemenin yapıldığı ay için gecikme zammı günlük hesaplanır. Dava ve icra takibi açılmış olsa bile, prim ve diğer SGK’nın alacaklarının ödenmemiş kısmı için gecikme cezası ve gecikme zammı tahsil edilmektedir. SGK alacakları için 5510 sayılı Kanun’un 89’uncu maddesi gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı Kanun’un 88’inci maddede belirtilen ödeme süresinin son gününü takip eden günden itibaren uygulanmaktadır (5510 s.K, Md. 93). 

SGK’ya olan alacakların “gecikme cezası” ve “gecikme zammı” gibi ekstra bir yükümlülüğe tabi tutulması ve böylece adeta özel bir faize tabi tutulmuş olmasının nedeni, kanun yapıcının genel bütçenin dışında özerk bir bütçeye sahip olan (ve Türkiye’nin genel bütçesinin %45’i kadar büyüklüğü ulaşabilen devasa bir bütçe olarak) sosyal güvenlik bütçesine özel bir önem vermesi ve bu bütçenin alacaklarını özel olarak korumuş olmasındandır.

SGK’ya olan borçlara “zamanaşımı uygulanması” uygulamada sıkça tereddütlere neden olabilen bu yüzden de işveren ve sigortalıların bilmesi gereken bir hususu oluşturmaktadır. Genel kural olarak, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince SGK’nın prim ve diğer alacakları ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak on yıllık zamanaşımına tâbidir.

Ne var ki, SGK zamanaşımını borçlara otomatik olarak uygulamamaktadır. Zamanaşımı hakkından yararlanabilmek için borçlunun zamanaşımı def’ini ileri sürmesi gerekmektedir. Borçlu def’i ileri sürmemişte zamanaşımından sonra ödeme yapmış ise bu ödemeler SGK’ca kabul edilir. 

Haddizatında SGK, zamanaşımına girmiş bile olsa borçların ödenmesini tebligat ile muhataplardan istemekte olup, bu Kurum açısından genel bir usuldür (SGK, 2020). 
Başka bir ifade ile, SGK’ya olan borçların zamanaşımını girip girmediğini takip etmek borçluların lehine olan bir durumdur. 

Bu nedenle, makalemizin de konusunu oluşturan şekilde SGK’ya olan borçların zamanaşımı hususu uygulamada sıkça işverenler, sigortalılar ve SGK arasında uyuşmazlıklara ve hukuki çekişmelere konu olabilmektedir. 

Bu bağlamda, SGK’ya olan borçların zamanaşımına tabi olup olmadığının borçlularca takibi çok önemli bir husustur. Bu makalede Sosyal Güvenlik Kurumuna olan prim ve sair borçların zamanaşımına ilişkin yasal hükümler ele alınmış, zamanaşımına girmiş olan borçlar için Kurumca yapılması gereken işlemler izah edilmiş ve SGK’ya bir borcu olan kişilerin borçlarının zamanaşımına girmiş olması halinde yapması gereken iş ve işlemler pratiğe rehberlik edecek bir bakış açısı ile irdelenmiştir.

2. SGK’ya Prim Borçlarında Genel Zamanaşımı Kuralları

Ülkemiz sosyal güvenlik sisteminin ana kanunu olan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince SGK’nın prim ve diğer alacakları ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak on yıllık zamanaşımına tâbidir (5510 s.K, Md. 93). Burada önemli bir husus zamanaşımının başlangıcı hususudur. Kurumun prim ve diğer alacakları; mahkeme kararı sonucunda doğmuş ise mahkeme kararının kesinleşme tarihinden, Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlerden doğmuş ise rapor tarihinden, kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelerden doğmuş ise bu soruşturma, denetim ve inceleme sonuçlarının Kuruma intikal ettiği tarihten veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden doğmuş ise bilgi ve belgenin Kuruma intikal ettiği tarihten itibaren, zamanaşımı on yıl olarak uygulanmaktadır (5510 s.K, Md. 93). 

SGK il müdürlükleri, borçların zamanaşımına uğramasına mahal verilmemesi için iş yeri dosyaları ile sigortalıların ve genel sağlık sigortalılarının borçlarının düzenli aralıklarla taranmasını yapmaktadır (SGK, 2020, 2025). Zamanaşımının uygulanmasını bir örnek ile açıklayalım:

Örnek 1: Özel sektör işverenlerince 2025/Mayıs ayına ilişkin olarak düzenlenen ve yasal süresi içinde SGK’ya kendiliğinden verilmiş olan Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi (MUHSGK)’dan dolayı tahakkuk eden sigorta primi ve işsizlik sigortası prim borçlarının ödeme vadesi 30.06.2025 tarihinde sona ermektedir. Dolayısıyla, 2025/Mayıs ayına ilişkin olarak işverenlerce yasal süresi içinde kendiliğinden düzenlenerek Kuruma verilmiş olan aylık prim ve hizmet belgelerinden dolayı tahakkuk eden prim alacağı, ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak on yıllık zamanaşımına tâbi olduğundan, söz konusu alacağın tahsilinde dikkate alınacak zamanaşımı süresi, 01.01.2026 tarihinde başlayıp, (zamanaşımını kesen ve durduran haller hariç) 31.12.2035 tarihinde sona erecektir. 

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na dayanılarak SGK’ca açılacak tazminat ve rücȗ davaları da, on yıllık zamanaşımına tâbidir. Zamanaşımı tarihi; rücȗ konusu gelir ve aylıklar bakımından SGK’ca onay tarihinden, masraf ve ödemeler için ise masraf veya ödeme tarihinden itibaren başlayacaktır (5510 s.K, Md. 93).
SGK zamanaşımını borçlara otomatik olarak uygulamamaktadır. Zamanaşımı hakkından yararlanabilmek için borçlu kişinin SGK’ya başvurarak zamanaşımı def’ini ileri sürmesi ve bu def’in SGK’ca yapılacak inceleme sonucu kabul edilmesi gerekmektedir. Borçlu def’i ileri sürmemiş ve dahi zamanaşımına giren borcu ödemiş ise zamanaşımından sonra yapılan ödemeler SGK’ca kabul edilmektedir.

Haddizatında SGK, zamanaşımına girmiş bile olsa borçların ödenmesini tebligat ile muhataplardan istemekte olup, bu Kurum açısından genel bir usuldür. Başka bir ifade ile, SGK’ya olan borçların zamanaşımını girip girmediğini takip etmek borçluların lehine olan bir durumdur. Bu nedenle, makalemizin de konusunu oluşturan şekilde SGK’ya olan borçların zamanaşımına tabi olup olmadığının borçlularca takibi çok önemli bir husustur.

Zamanaşımından sonra yapılan ödemeler SGK’ca kabul edilse ve buna ilişkin yasal tescillere işlense de bunun kanunca belirlenmiş bir istisnası bulunmaktadır. 5510 sayılı Kanun’un 4/1-(b) (eski tabirle Bağ-Kur’lu) sigortalılılık statüsüne tabi sigortalıların zamanaşımı nedeniyle prim ödenmeyen süreleri, sigortalılık süresinden sayılmamakta ve bu süreye ilişkin sigortalılık hak ve yükümlülükleri düşmektedir (5510 s.K, Md. 93).

SGK borçlarında zamanaşımını durduran veya kesen hallere ilişkin ise genel hükümler uygulanmaktadır. Buna göre zamanaşımını kesen sebepler için 6183 sayılı Kanun'un 103'üncü maddesindeki hükümler ile za-manaşımının işlememesinde ise 6183 sayılı Kanun'un 104'üncü maddesindeki hükümler uygulanmaktadır.

Keza, özel bir durum olarak, 5510 sayılı Kanun’un 91’nci maddesi kapsamında (afet ve diğer hallerde mücbir sebep nedeniyle) SGK’ya olan borçların ertelendiği sürede zamanaşımı işlememekte ve ertelenen kısmına gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmamaktadır. Söz konusu bu erteleme hükmü 6 Şubat 2023 büyük depreminden etkilenen işverenler ve borçlular yönünden yapılmış ve mükerrer uzatmalar sonrasında 06.02.2023 tarihinden önce ödeme süresi dolmuş mevcut prim borçlarının 30.06.2025 tarihine, 2023 ve 2024 yılları Ocak ila Aralık ve 2025 yılı Ocak ila Nisan aylarına ait prim borçlarının ise gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmaksızın 31.12.2025 tarihine (bu tarihe dahil) kadar ertelenmiştir. Bu ertelenen sürelerde 5510 sayılı Kanun’un 91’inci maddesi kapsamında zamanaşımı durdurulmuştur.

3. SGK Borçlarında Zamanaşımını Durduran ve Kesen Hallerin Uygulanmasında Güncel Düzenlemeler

SGK’ya olan borçların zamanaşımına girmesine ilişkin hükümler 2020 yılında çıkartılmış bulunan 2020/20 sayılı “İşveren İşlemleri Genelgesi” ile düzenlenmiştir. Bu Genelge öncesinde SGK’ya olan borçların zamanaşımına ilişkin hükümler 2012/27 sayılı mülga genelge ile yürütülmekte idi. 2012/27 sayılı Genelge’nin 7.2. numaralı bölümü Danıştay tarafından iptal edilmiş olup Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 15.06.2023 tarih ve E:2019/11351, K:2023/3625 sayılı iptal kararı İdari Dava Daireleri Kurulunun E:2024/83, K:2025/485 sayılı onama kararı ile kesinleşmiştir.

Söz konusu iptal hükümlerinin yeniden düzenlenmesi amacıyla SGK’nın İşveren İşlemleri Genelgesi'nin zamanaşımına giren borç ile ilgili olarak SGK ünitelerince yapılacak işlemler yakın dönemde SGK’ca çıkartılan 2025/12 sayılı Genelge ile güncellenmiş bulunmaktadır (SGK, 2025).

Bu çerçevede SGK’ya olan borçlardan zamanaşımına girenlerle ilgili olarak yapılacak işlemler 5510 sayılı Kanun'un 93'üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre uygulanacaktır. 
Bu noktada genel usuller kısmında zikredildiği üzere, Kurumun prim ve diğer alacakları ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak on yıllık zamanaşımına tabidir.

Zamanaşımını kesen sebepler 6183 sayılı Kanun'un 103'üncü maddesinde, zamanaşımının işlememesi ise 6183 sayılı Kanun'un 104'üncü maddesi ile 5510 sayılı Kanun'un 91'inci maddesinde sayılmıştır. Kurum alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusu ile ilgili olarak SGK ile borçlular arasında oluşan anlaşmazlıklar itirazlara konu olmakta, dava konusu yapılarak mahkemelerin iş yükünün artmasına neden olmaktadır. Bu nedenle SGK Başkanlığı, düzenli aralıklarla sigortalı, genel sağlık sigortalısı ve iş yeri dosyaları taranarak en eski borçtan başlamak üzere borçlar belirlenmesini il müdürlüklerinden istemiştir. Bu kapsamda 6183 sayılı Kanun'un 103'üncü ve 104'üncü maddelerinde ve 5510 sayılı Kanun'un 91'inci maddesinde sayı-lan zamanaşımını kesen ve durduran sebepler ile diğer gerekli araştırmalar yapılmaktadır (SGK, 2025).

Borç, 5510 sayılı Kanun'un 93'üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “(…) Kurumun prim ve diğer alacakları; mahkeme kararı sonucunda doğmuş ise mahkeme kararının kesinleşme tarihinden, Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlerden doğmuş ise rapor tarihinden, kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelerden doğmuş ise bu soruşturma, denetim ve inceleme sonuçlarının Kuruma intikal ettiği tarihten veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden doğmuş ise bilgi ve belgenin Kuruma intikal ettiği tarihten itibaren, zamanaşımı on yıl olarak uygulanır (…)” amir hükmünden doğmuşsa; borcun, zamanaşımına uğrayıp uğramadığına bu hükümdeki tarihlerden itibaren karar verildiğinden, SGK’ca bu konuda Zamanaşımına Giren Borçlar tablosu ile takip yapılmakta ve anılan hükümdeki tarihler esas alınarak borcun zamanaşımı kapsamında olup olmadığına dair karar verilmektedir (SGK, 2025).

📌 Güncel mevzuat gelişmelerine düzenli erişim için Dijital veya Basılı Abonelik seçeneklerimizi inceleyebilir, her ay dopdolu içeriklere kolayca ulaşabilirsiniz.

4. Zamanaşımına Girmiş SGK Borçlarında Terkini ve İcra Takibinin Durdurulması

SGK ünitelerince zamanaşımı yönünden gerekli araştırma yapıldıktan sonra borcun zamanaşımına girdiğinin anlaşılması halinde borçlulara, 2020/20 Genelge'nin ekinde yer alan “Ek-12 Borç Bilgilendirme Formu” gönderilmek suretiyle yazının tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde ödeme yapılması istenilmektedir (SGK, 2025). Söz konusu Kurum alacağı için yapılacak olan rızaen ödemeler kabul edilmektedir, başka bir ifade ile ödeme yapma konusunda borçlunun iradesi önem arz eder. Zamanaşımına giren bir borcu rızaen ödeyen kişiler ödeme sonrasında zamanaşımı def’i ileri sürerek ödedikleri tutarı geri alamayacaktır.

Ödeme emri muhataba tebliğ edildikten sonra 6183 sayılı Kanun'un 58'inci maddesine göre ödeme emrine itiraz tebliğ itibaren 15 gün içinde yapılması gerektiğinden, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun  borcun zamanaşımına girdiği yönünde ödeme emrinin tebliğinden itibaren 15 gün içinde alacaklı üniteye itiraz etmesi (def’i hakkını kullanması) halinde kişilerin, dava açmasına gerek duyulmaksızın söz konusu alacağın zamanaşımına girip girmediği SGK’ca incelenip zamanaşımına girmiş borçlara ait borç tutarları (ve varsa icra takipleri) iptal edilmektedir. Öte yandan borçlular tarafından ödeme yapılmaması halinde herhangi bir mahkeme ilamı aranmaksızın zamanaşımına girmiş borcun 6183 sayılı Kanun kapsamında takibi mümkün olmadığından, bu borçlar SGK’nın icra servislerine gönderilmeyerek 5510 sayılı Kanun'un 4/1-a maddesine tabi sigortalı çalıştıran işverenler için İşveren İntra- İşveren-Terkin ve Ertelemeler-Zamanaşımına Giren Borçlar tablosuna; 5510 sayılı Kanun'un 4/1-c maddesine tabi sigortalı çalıştıran işverenler için Kesenek Bilgi Sis-temi programında yer alacak Zamanaşımına Giren Borçlar tablosuna; sigortalılar ve genel sağlık sigortalıları için ise borcun bulunduğu programda açılacak Zamanaşımı Borç Girişi menüsüne işlenmektedir.

SGK uygulamasında, Zamanaşımına Giren Borçlar tablosunda yer alan tutarlar işverenle-rin/sigortalıların/genel sağlık sigortalılarının bankalar vasıtasıyla yapmış oldukları ödeme işlemlerinde 5510  sayılı Kanun'un 4/1-a maddesine tabi sigortalı çalıştıran işverenler için "22-Geçmiş Dönem Prim İşveren"; 5510 sayılı Kanun'un 4/1-c maddesine tabi sigortalı çalıştıran işverenler için "14 - Prim Kamu İşveren" ve "15 - EK Karşılıklar-Faturalı Alacaklar"; genel sağlık sigortalıları için "13- GSS Prim" borç sorgusu altında yer alan geçmiş dönem GSS prim borçlarında (3000 borç kodunda); sigortalılar için ise prim borç sorgusunda gösterilmemektedir. Ancak zamanaşımına giren borçlar banka borç sorgu ekranlarında ayrı bir borç sorgu tipinde gösterilerek işverenlerce/sigortalılarca/genel sağlık sigortalılarınca ödeme yapılmak istenildiğinde rızaen ödeme yapmaları sağlanmaktadır. Bu nedenledir ki SGK’ya olan borcun zamanaşımını takip etmek borçlunun hukuki yararı açısından önemli bir husustur. Yine güncel SGK uygulamasında, zamanaşımına girmiş borçlar için yalnızca işverence/sigortalılarca/genel sağlık sigortalılarınca talep olması halinde 5510 sayılı Kanun’un 4/1-a maddesine tabi sigortalı çalıştıran işverenler için MOSİP emanet mahsup işlemi menüsünde (08 tahsilat girişi); 5510 sayılı Kanun’un 4/1-c maddesine tabi sigortalı çalıştıran işverenler için Kesenek Bilgi Sistemi programında; genel sağlık sigortalılarınca MOSİP programında; sigortalılar için ise borcun bulunduğu programda emanet mahsup işlemi yapılabilmektedir. Şimdiye kadar anlatılan hususlar SGK’ya ödeme emri gönderilen ancak takibata başlanmamış borçlara ilişkindir. SGK’ca zamanaşımına girmiş bir borç ile ilgili icra takibi başlatılmış olması halinde ise süreç biraz daha farklı yürümektedir.  Bu kapsamdaki borçlarda işlem şu şekilde olmaktadır: İşverenlerce/sigortalılarca/genel sağlık sigortalılarınca 6183 sayılı Kanun'un 58'inci maddesine tebliğ itibaren 15 gün içinde itiraz etmesi halinde kişilerin, dava açmasına gerek duyulmaksızın söz konusu alacağın zamanaşımına girip girmediği Prim Tahakkuk İtiraz Komisyonu'nca incelenerek zamanaşımına girdiği tespit edilen alacaklara ait icra takip dosyası iptal edilmektedir.

SGK Prim Tahakkuk İtiraz Komisyonu'nca incelenen icra takip dosyasında birden fazla dönem bulunması ve bu dönemlerden bazılarının zamanaşımına girdiğinin tespit edilmesi halinde sadece zamanaşımına girdiği tespit edilen dönemin icra takip dosyasından iptali yapılmaktadır. Keza, mahkeme tarafından icra takip dosyasında takip edilen borcun kısmen ya da tamamen zamanaşımına girdiği yönünde verilen kararların kesinleşmesinden sonra ilgili dönem/dönemlerin icrası iptal edilmektedir.

Öte yandan altı çizilmesi gereken bir husus vardır ki, SGK’ya zamanaşımı def’i iddiası ile itiraz edilmesi, mahkemeye dava açma süresini durduran veya kesen bir işlem olarak kabul edilmemektedir (SGK, 2025). Bu açıdan da dava açma sürelerine (özellikle de zamanaşımı davası açacak olanların) dikkat etmesi önem arz etmektedir.

SGK’ya yapılacak itiraz sonrasında borcu zamanaşımına giren bir kişinin borcunun terkin işlemleri ise SGK ünitelerince güncel mevzuata göre şu şekilde yapılmaktadır: İcraya intikal eden borçlar için zamanaşımına girdiği yönünde kesinleşen mahkeme kararının ya da komisyon kararının borcu icraya intikal ettiren alacaklı servise gönderilmesini müteakip bu alacaklı servis tarafından borçlar ilgili tablolara (5510 sayılı Kanun'un 4/1-a maddesine tabi sigortalı çalıştıran işverenler için İşveren İntra- İşveren-Terkin ve Ertelemeler- Zamanaşımına Giren Borçlar tablosuna; 5510 sayılı Kanun'un 4/1-c maddesine tabi sigortalı çalıştıran işverenler için Kesenek Bilgi Sistemi programında yer alacak Zamanaşımına Giren Borçlar tablosuna; sigortalılar ve genel sağlık sigortalıları için ise borcun bulunduğu programda açılacak Zamanaşımı Borç Girişi menüsüne) işlenmektedir (SGK, 2025).

Öte yandan tüzel kişiliğin borcundan sorumlu olan limited şirket ortağı, müdürü, anonim şirket yönetim kurulu üyesi, başkanı, yetkililer, yöneticiler, kanuni temsilciler, kefil vb. kişiler hakkında düzenlenen ödeme emrine karşı açılan zamanaşımı davası sonucu bu kişiler yönünden zamanaşımı kararının  kesinleşmesi, ancak asıl borçlu olan tüzel kişi hakkında aynı borç için zamanaşımına girdiği yönünde karar bulunmaması halinde borçtan sorumlu olan kişiler hakkındaki karara istinaden İşveren İntra-İşveren-Terkin ve Ertelemeler-Zamanaşımı Borç Girişi menüsüne veri girişi yapılmamaktadır.

5. Zamanaşımına Giren Borçların Teşviklere ve Borcu Yoktur Belgelerine Etkisi

Bu noktada önemli bir husus da SGK’ya olan borçlardan zamanaşımına giren borçların teşvik uygulamaları, ilişiksizlik belgesi, borcu yoktur belgesi gibi belgelere erişim açısından nasıl sonuç doğuracağıdır. Bu oldukça önemli bir husustur zira kişinin SGK’ya borcu olup olmaması sağlık hizmetlerinden yararlanmasından tutun ihalelere girme hakkına veya teşviklerden yararlanma hakkına kadar bir dizi hakkını sınırlandıran bir durum olabilmektedir.

Bu kapsamda, zamanaşımına girmiş SGK borçları; (i)SGK’ca verilecek borcu yoktur yazılarında veya (ii) Kurum ve Kuruluşlarca yapılacak borç sorgulamalarında, (iii) SGK’ca uygulanan teşvik, destek ve indirimlerde, (v) sigortalıların ve genel sağlık sigortalısının sağlık hizmetlerinden yararlanmasında, (vi) KDV Mahsubu ile prim ödenmesinde kullanılan "Borç Döküm Formunda" ve (v) KDV mahsubu ile gelen tutarların borçlara mahsubunda, (vi) ihale konusu veya özel nitelikteki inşaatlar dolayısıyla yapılan araştırma işlemi sonucunda saptanan fark işçilik borçlarının işverene tebliği üzerine işveren tarafından söz konusu borçların zamanaşımına girdiği gerekçesiyle itiraz edilmesi durumunda bahse konu bu borçlar, ihale konusu işlerde teminatın iadesi ve özel nitelikteki inşaatlarda iskân için düzenlenen ilişiksizlik belgesinde, işverenin/sigortalıların/genel sağlık sigortalısının borcu olarak dikkate alınmamalıdır. Bu hususa özel bir dikkat gösterilmesi SGK’ya borcu olan işverenleri ve sigortalıların haklarının muhtel hale gelmemesi açısından özel önem arz etmektedir.

Keza, SGK’ya yapılan “Türkiye Geneli Borcu Yoktur” belgelerinin kâğıt ortamında hazırlanarak verilmesine yönelik yapılan sorgulamalarda "Zamanaşımına Giren Borçlar" tabloları kontrol etmesi SGK memurlarından istenilmelidir. SGK’nın zamanaşımına girmiş bir borç nedeniyle ilişiksizlik veya borcu yoktur yazısı vermemesi halinde ilgili borçluların önce itiraz, itirazın reddi halinde de dava hakları olduğuna dikkat etmeleri hak kaybı yaşamamaları açısından önemlidir. Son olarak, özel bir durum olarak, 6183 sayılı Kanun'un 23'üncü maddesine göre Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince reddiyat yapılması durumunda anılan maddenin birinci fıkrasına göre yapılacak mahsuptan sonra SGK’nın zamanaşımına girmiş prim alacakları hariç prim ve diğer alacaklarından muaccel olanlara mahsup yapılabilmektedir.

6. Sonuç

İşverenler, sigortalılar ve vatandaşların çeşitli nedenlerle SGK’ya borçları bulunabilmektedir. Söz konusu borçlardan en yaygın olanı kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları prim borçlarıdır. Söz konusu borçlar kapsamında sosyal sigortalar primi borçları, genel sağlık sigortası (GSS) prim borçları, işsizlik sigortası primi borçları, bu borç asıllarına ait gecikme cezası veya gecikme zammı borçları veya fer’ileri gibi borçlar bulunabilmektedir. Bu sayılan kapsama girmeyen rücu borcu, kira borcu, katılım payı, protokol cezai şart borcu gibi SGK’ya olan diğer borçlar da söz konusu olabilmektedir.

SGK’ya olan borçlarla ilgili olarak zamanaşımı uygulanması uygulamada sıkça tereddütlere neden olabilen bu yüzden de işveren ve sigortalıların bilmesi gereken bir hususu oluşturmaktadır. Genel kural olarak, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince SGK’nın prim ve diğer alacakları ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak on yıllık zamanaşımına tâbidir.

Ne var ki, SGK zamanaşımını borçlara otomatik olarak uygulamamaktadır. Zamanaşımı hakkından yararlanabilmek için zamanaşımı def’i ileri sürmesi gerekmektedir. Borçlu def’i ileri sürmemiş ve zamanaşımından sonra ödeme yapmışsa bu ödeme SGK’ca kabul edilmektedir.

Haddizatında SGK, zamanaşımına girmiş bile olsa borçların ödenmesini tebligat ile muhataplardan istemekte olup, bu Kurum açısından genel bir usuldür. Başka bir ifade ile, SGK’ya olan borçların zamanaşımını girip girmediğini takip etmek borçluların lehine olan bir durumdur. Bu nedenle, makalemizin de konusunu oluşturan şekilde SGK’ya olan borçların zamanaşımı hususu uygulamada sıkça işverenler, sigortalılar ve SGK arasında uyuşmazlıklara ve hukuki çekişmelere konu olabilmektedir.

Bu makalede Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan prim ve sair borçların zamanaşımı hükümleri ele alınmış, zamanaşımına girmiş olan borçlar için Kurumca yapılması gereken işlemler izah edilmiş ve SGK’ya bir borcu olan kişilerin borçlarının zamanaşımına girmiş olması halinde yapması gereken iş ve işlemler pratiğe rehberlik edecek bir bakış açısı ile açıklanmıştır.

Kaynakça 

· Danıştay (2023) 15.06.2023 tarih ve E:2019/11351, K:2023/3625 sayılı iptal kararı, Danıştay Onuncu Dairesi, Ankara.

· Danıştay (2024) E:2024/83, K:2025/485 sayılı onama kararı, İdari Dava Daireleri Kurulu, Ankara.

· SGK (2020) “İşveren İşlemleri Genelgesi” konulu, 18.06.2020 tarihli ve 2020/20 sayılı Genelge, SGK Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü, Ankara.

· SGK (2021) “2020/20 Sayılı Genelgede Değişiklik Yapılması konulu, 21.10.2021 tarihli ve 2021/36 sayılı Genelge, SGK Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü, Ankara.

· SGK (2025) “2020/20 Sayılı Genelge’de Değişiklik” konulu, 25.08.2025 tarihli ve konulu 2025/12 sayılı Genelge, SGK Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü, Ankara.

· T.C. Yasalar (1953) 6183 sayılı Amme Alacaklarınını Tahsil Usulü Hakkında Kanun, 28.07.1953 tarihli ve 8469 sayılı Resmi Gazete, Ankara.

· T.C. Yasalar (1964) 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, Resmî Gazete, 29.07.1964 tarihli ve 11766 sayılı, Ankara.

· T.C. Yasalar (1971) 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu, Resmî Gazete, 14.09.1971 tarihli ve 13956 sayılı, Ankara.

· T.C. Yasalar (2006) 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Resmî Gazete, 16.06.2006 tarihli ve 26200 sayılı, Ankara.

​​​​Kaynak: Lebib Yalkın Aylık Mevzuat Dergisi Ekim 2025

Yazar: Bünyamin Esen

 

× Popup Görseli

E-Bültenimizi İnceleyin