
Yapay Zekâ Kullanımında Veri Güvenliği: İş yerinde Çalışanların Yapay Zekâ Kullanımı Açısından Riskler ve Çözüm Önerileri
Merve Özel - - 02 Eylül 2025
21. Yüzyılda, dünyamız teknoloji anlamında ivme kazanmıştır. Yaşanan gelişmelerle birlikte, hız, gerek çalışma hayatında gerekse günlük yaşantımızda kilit bir kelime haline gelmiştir. Bu sebeple, özellikle çalışma hayatında işlerin hızla tamamlanmasını sağlayacak, iş gücü maliyetini düşürecek, rutin işleri insanlar yerine tamamlayacak otomasyon sistemlerine ihtiyaç duyulmuştur. Yapay zekâ teknolojileri de söz konusu ihtiyacın bir yansıması olarak bir ideal, bir proje olarak başlamış, şimdilerde neredeyse çoğu insanın günlük hayatında etkileşime girdiği bir araç konumuna ulaşmıştır.
Kurumlar doğrudan yapay zekâ teknolojilerinden yararlanmasa dahi dolaylı olarak bu teknolojiden yararlanmaktadır. Şöyle ki; çalışanlar, amirlerinin bilgisi olmadan bu teknolojileri iş süreçlerinde aktif ve yoğun olarak kullanmaktadır. Bu sebeple çalışmamızda yapay zekâ kullanımında veri güvenliği konusu, iş yerinde çalışanların veri paylaşımı açısından değerlendirilmektedir.
Anahtar Kelimeler
Yapay zekâ, makine öğrenimi, işyerinde yapay zekâ, veri güvenliği.
Uzman kalemlerden, mevzuat dünyasına dair kapsamlı içeriklere ulaşmak için şimdi Aylık Mevzuat Dergisi’ne göz atın!
1. Giriş
Yapay zekâ teknolojilerinin kullanımı her geçen gün yaygınlaşmaktadır. Günümüzde söz konusu teknoloji; bir arama motoru, öğretmen, kişisel asistan, editör, görsel tasarımcı gibi çeşitli rollerde uygulama alanı bulmaktadır. Öyle ki, Open AI CEO’su Sam Altman, GPT-5 modelini tanıtırken bu modelin “bir doktora mezunu” bilgisine sahip olduğu yönünde bir benzetme kullanmıştır.
Son yıllarda gerek kullanım alanı gerek modelleme açısından büyük bir ivme kazanan bu teknoloji hakkında yorum yapabilmek için; çalışma prensipleri üzerinde durmak gerekir. Üretken yapay zekâ modelleri arasında, işleyiş ve öne çıkan özellikler farklılık gösterebilmekle birlikte, temel çalışma prensiplerinin benzer olduğu söylenebilecektir. Çoğunlukla bu prensipler; büyük veri setlerinin analiz edilmesi, analiz edilen veriler kullanılarak makine öğrenimi ve derin öğrenme çerçevesinde şekillenmektedir. Yapay zekâ uygulamalarını değerlendirirken ele alınabilecek bir diğer unsur ise, kişilerin bu teknolojiyi nasıl, hangi amaçla ve ne gibi beklentilerle kullandığıdır. İnternet ortamında yapılan paylaşımlardan görülebileceği üzere, yapay zekâ modellerinden bir doktor, diyetisyen, psikolog gibi sağlık danışmanlığı alınabildiği gibi zaman zaman hukuk danışmanlığı, dil öğrenimi danışmanlığı gibi farklı alanlarda yararlanılmaktadır. Anılan yararlanmanın kişisel düzeyde kalmamış, iş dünyasına da yansımıştır. Öyle ki, iş dünyasında verimliliği arttırmak, hız ve zaman kazanmak adına rutin işlemlerin yürütülmesinde bu teknolojinin kullanımı öne çıkmaktadır. Son dönemde özel sektörde kurumlar, yapay zekâya mevcut iş modellerinin bir parçası, bir aktörü rolü vermektedir. McKinsey’in 2025 Mart ayında yayınladığı rapora göre, ankete katılan şirketlerin %78’i yapay zekâyı (“AI”), %71’i ise üretken yapay zekâ modellerini (“genAI”) iş faaliyetlerinde sürekli olarak kullanmaktadır.2 Bu durum, yapay zekâ teknolojilerinin bir bütün olarak kişisel asistan veya arama motoru niteliğinden sıyrılarak iş dünyasına entegre olduğuna işaret etmektedir. Kişisel alanlarımızdan çıkarak toplumu etkileyebilecek bir kullanım alanına sahip olan bu teknolojinin bu denli yoğun kullanımı, elbette bazı sorunları ve endişeleri beraberinde getirmektedir. Yapay zekanın hata payı, halüsinasyon görme ihtimali, ayrımcılığa neden olabilmesi, makine öğrenimi sırasında doğru ve güncel olmayan veri setlerinin kullanımı, veri güvenliği gibi sorunlar ile tüm bu sorunların denetiminin kim tarafından ve nasıl yapılacağı ve nihayetinde bu sorunlardan doğabilecek olası zararlardan kimin sorumlu olduğu konusu; bu alanda tartışılan bazı başlıklardır. Söz konusu başlıkları tartışmak ve öneriler sunmak adına çalışmamızda yapay zekâ teknolojisinin kullanımı, işleyişi gibi temel bilgilerin yanı sıra özel olarak iş yerinde çalışanların yapay zekâ kullanımı konuları incelenecektir. Bu teknolojinin mevcut haliyle sunduğu fırsatlar ve kullanıcıların karşılaşabileceği zorluklar ile yasal çerçevede, etik bir kullanım için önerilere yer verilmeye çalışılacaktır.
2. Yapay Zekâ ve Çalışma Prensipleri
2.1. Yapay Zekâ Kavramı
Yapay zekâ kavramı; Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde “doğadaki örneklerine benzetilerek insan eliyle yapılmış veya üretilmiş, yapma, suni, doğal karşıtı”3 olarak tanımlanan “yapay” kelimesi ile “insanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamı, anlak, dirayet, zeyreklik, feraset”4 şeklinde tanımlanan “zekâ” kelimelerinin birleşimiyle oluşturulmuştur.
Kavramın doğuşunda öncü olan isimlerden Profesör John McCarty5 yapay zekâ için “akıllı makineler yapmak için kullanılan bilim ve mühendislik dalı”6 tanımını yaparken Avrupa Birliği Komisyonunun “belirli bir otonomiye sahip olan, belirli hedefleri gerçekleştirmek için çevresini analiz edip faaliyette bulunmak suretiyle zeki davranışlar sergileten sistemler”7 tanımını yaptığı görülmektedir.
Bu alana dair ilk çalışmalar, 1950 yılında Alan Turing tarafından gerçekleştirilmiş olup “Computuring Machinery and Intelligence” isimli makalede yer alan “Turing Testi” yöntemi geliştirilmiştir.
2014 yılında bir yapay zekâ Turing Testi’ni geçmeyi başarmış, katılımcıların birbirini görmediği ve duymadığı farklı odalarda bulunduğu ve birbirlerine verdikleri bilgiler doğrultusunda sorgulayıcının hangi katılımcının insan, hangi katılımcının robot olduğunu saptamaya çalıştığı Turing Testi’nde Eugene Goostman isimli yapay zekâ, kendini 13 yaşında bir erkek çocuğu olduğuna inandırmıştır. Testin başarılı sayılması için %30 oranında inandırıcılık oranı yeterli iken söz konusu yapay zekada bu oran %33 olarak kayıtlara geçmiştir.8
Son dönemde yayınlanan modellerde Turing Testi’ndeki başarı oranı dramatik ölçüde yükselmiştir. Örneğin GPT-4.5 modeli test sonucunda %73 oranında insan olarak tanımlanmıştır.9 Görüldüğü üzere aradan geçen 11 senede yapay zekâ modelleri %100’ün üzerinde gelişme göstermiştir. Bu haliyle yapay zekâ; insan zekâsının, başka deyişle insana ait akıl yürütme, analiz, muhakeme, bir sonuca varma gibi eylemleri gerçekleştirebilecek bir zekanın, insan yapımı hali olarak yorumlanabilecektir.
2.2. Yapay Zekânın Çalışma Prensipleri
Kavramın doğuşundan bu yana; öngörülemezliği, denetim sorunu veya toplumsal, politik ya da kültürel sebeplerle zaman zaman durdurulan çalışmalara rağmen teknoloji gelişimi devam etmiş ve özellikle son yıllarda yapay zekâ tabanlı chat botlar, günlük yaşantının neredeyse ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. EU AI Act nezdinde Avrupa Birliği tarafından kabul edildiği üzere, yapay zekâ teknolojileri sadece kişilerin kullanımına özgülenmiş sınırlı bir yapı değil, aksine sınırlar ötesi de dahil olacak şekilde ekonominin çeşitli alanlarında etki gösterebilecektir.
Kullanan kişilere, kurum ve kuruluşlara rakipleri arasından öne çıkma imkânı sağlayabilecek, eğitimden hukuka, sağlık hizmetlerinden iklim değişikliklere kadar geniş bir yelpazede verimli bir kaynak olarak değerlendirilebilecektir.10 Yapay zekâ, temelde makine öğrenmesi (“machine learning”) ve derin öğrenme (“deep learning”) metoduyla çalışmaktadır.11 Makine öğrenmesinde bir program çalıştırma komutu veya talimat olmaksızın makinenin bilgiyi edinebilmesi söz konusudur. Bu sistemde, bilgi genellikle doğrudan sağlanmaz, onun yerine büyük makinenin büyük veri setlerini analiz ederek bilgiye ulaşması hedeflenir.12 Derin öğrenme ise, makine öğrenmesinin bir türü olup bu metotta yapay sinir ağları kullanılarak13 insana ait analiz, muhakeme ve kategorize etme özelliklerinin bir yapay zekâ tarafından sergilenmesi söz konusudur.14 Bu bağlamda verinin; yapay zekânın öğrenmesi, gelişebilmesi ve bir makine olarak düşünülürse daha iyi çıktılar sağlayabilmesi için büyük önem arz ettiği söylemek hatalı olmayacaktır. Yapay zekâ teknolojisi; geliştirilmesi aşamasında “girdi” olarak veriye ihtiyaç duyarken, kullanımı sonucu ortaya yine işlenmiş, analiz edilmiş ve sentezlenmiş bir “veri” ortaya çıkmaktadır. Bu sebeple, günümüzde bu teknolojiyi kullanan hemen herkesin birer yapay zekâ eğitmeni (“AI Trainer”) olarak değerlendirilebileceği görüşündeyiz.3. İş yerinde Yapay Zekânın Kullanımı
3.1. Genel Olarak
Teknolojinin gelişimi, şüphesiz iş dünyasında büyük bir dönüşümü başlatmıştır. Günümüzde küçük ölçekli iş yerlerinde dahi çeşitli teknoloji ürünlerinden sıklıkla yararlanıldığı söylenebilecektir. Özellikle zaman, çalışan ve maddi imkânlar gibi sınırlı kaynaklar söz konusu olduğunda, bu kaynakların verimli şekilde kullanılabilmesi adına ihtiyaca uygun sistemler kullanılmaktadır. Son dönemde neredeyse her şirket, iş süreçlerine yapay zekâyı entegre etmeye çalışmakta, sektör deyimiyle “AI-First”15 şirket niteliği kazanmayı hedeflemektedir. 2025 Ocak ayında yapılan bir araştırmaya göre, araştırmaya katılan şirketlerin %86’sı yıl içinde GenAI teknolojilerine yatırım yapmaya hazır olduklarını bildirirken, %83’ü geçtiğimiz yıl GenAI ile edindikleri deneyimleri olumlu olarak değerlendirmiştir.16
İlgili araştırma iş süreçlerinde yapay zekâ kullanımının, işverenler tarafından bir fırsat olarak görüldüğüne işarettir. Rutin işlemlerin otomasyon sistemleri tarafından tamamlanması ve bu işlerden arda kalan zamanın, ana iş süreçlerinin niteliğini arttırmak için kullanılması; iş dünyası için olumlu bir gelişmedir.
Bir başka araştırma, iş dünyasında yapay zekânın en çok; yazılı iletişim, idari görevlerin yerine getirilmesi, tercüme, özetleme, çeviri, bilgi veya veri araştırması, yeni fikirlerin üretilmesi/geliştirilmesi, yazılım kodlama, dokümantasyon veya ayrıntılı talimatlar, müşteriler/iş arkadaşlarına destek, veri analizi, görselleştirme, özel ders veya eğitim yardımı gibi süreçlerde kullanıldığına işaret etmektedir.17 Buna göre, iş dünyasında hem çalışanlar hem de işverenlerin işyerinde yapay zekâ kullanımına genel itibariyle olumlu yaklaştıkları sonucuna ulaşılabilecektir.
3.2. Fırsat – Risk Analizi
3.2.1. Fırsatlar
İş yerinde yapay zekanın bu derece yoğun kullanımı, iş dünyasında yine sektör deneyimi olan “AI-Native çalışan” kavramının doğumuna neden olmuştur. AI-Native çalışan kavramıyla kastedilen, sadece yapay zekâ teknolojilerini kullanabilen çalışanlar değildir. Bu kavram, yapay zekayı kullanabilme yetisinin ötesinde hangi alanda çalışıyor olursa olsun öncelikli olarak, kendiliğinden yapay zekâ ile iş süreçlerini yürüten çalışanları tanımlamaktadır.18Son dönemde sektöründe öncü konumundaki, yukarıda değindiğimiz üzere “AI-First” olarak kendini konumlandıran şirketlere ait iş ilanlarında, çalışan adaylarından genel ve varsa sektör özelindeki yapay zekâ araçlarını ileri düzeyde kullanma yetkinliği arandığı görülmektedir. O halde, iş yerinde yapay zekâ kullanımının, gelinen noktada sadece işveren için bir fırsat olmaktan çıkıp çalışanlar için de bir zorunluluk olduğunun kabulü gerekecektir.
İş yerinde yapay zekanın kullanımıyla oluşacak fırsatlardan ilki; çalışanlar rutin ve belirli bir sistemde ilerleyen, tabiri caizse “angarya” olarak nitelendirilen işleri, ilgili araçları kullanarak dakikalar içinde tamamlayabilmeleridir. Çalışanlar, rutin işlerden kalan süreyi, işlerinin niteliğini arttırmak amacıyla kullanabileceklerdir. Örneğin bir çalışan toplantı notlarını yazmak ve özetlemek için saatlerini harcarken yapay zekâ araçlarıyla saniyeler içinde, istenilen uzunlukta ve üsluba sahip metin çıktısı alınabilmektedir.
Bir diğer fırsat ise, bir kişinin birden fazla yetkinlik gerektiren işi tek başına gerçekleştirebilmesidir. Örneğin bir metin yazıldığında, bunu bir görsel ile sosyal medya hesabında paylaşmak isteyen kişi, artık tasarım yeteneği olmasa ve herhangi bir tasarım programı kullanmasa dahi kısa süre içinde istediği mizansendeki görseli yapay zekâ aracılığıyla üretebilecektir. Benzer şekilde yapay zekâ çağında eğitim, bilgiye ulaşma gibi çeşitli fırsat eşitsizliklerinin de önüne geçilebilmesi imkânı doğmuştur. Örneğin yapay zekâ araçlarıyla bir çalışan, yabancı dil bilgisi sınırlı olsa dahi herhangi bir yabancı dildeki belgeyi bu araçlara yükleyerek tercümesine veya belge özetine ulaşabilmektedir. Yapay zekâ ile vakti sınırlı kişiler, sayfalarca dokümanı okumak yerine dokümanda yer alan bilgileri bir podcast (“sesli içerik”) olarak dinleyebilmektedir.
Bir başka fırsat ise, istihdam alanındadır.19 Yapay zekâ ile işe alım süreçleri, aday seçme süreçleri doğru filtreleme teknikleriyle kısaltılabilecektir. Yapay zekâ araçlarının filtreleme, veri analizi ve etkin raporlama özellikleri kullanılarak aranılan aday özelliklerini en çok taşıyan adaylar kısa süre içinde tespit edilebilecektir. Benzer şekilde yapay zekayı etkin olarak kullanan çalışan adaylarının, diğer adayların önüne geçmesi de mümkün olacaktır.
Görüldüğü üzere, iş yerinde yapay zekâ kullanımı verimlilik açısından gerek işveren gerek çalışanlar yönünden çeşitli fırsatlar barındırmaktadır.
Uzman kalemlerden, mevzuat dünyasına dair kapsamlı içeriklere ulaşmak için şimdi Aylık Mevzuat Dergisi’ne göz atın!
3.2.2. Riskler
Yukarıda yer verilen tüm bu fırsatlara rağmen, iş yerinde yapay zekâ kullanımı birtakım riskler de barındırmaktadır. Bu risklerden ilki kullanılan yapay zekanın, beslendiği veri setlerine ve çıktı üretme algoritmasına bağlı olarak halüsinasyon görme ve yanlış bilgi üretmesidir.
En sık kullanılan ve güncelleme alan araçlardan biri olan ChatGPT başta olmak üzere, çeşitli yapay zekâ araçlarının, gerçekte var olmayan yargı kararlarını “yarattığı” tespit edilmiştir. Söz konusu yaratımda oluşan metin; bir yargı kararının üslubuna ve metin akışına sahip olup ek olarak tıpkı bir karar gibi esas ve karar numarasıyla kullanıcıya sunulduğundan görünüşte şüphe uyandırmamaktadır. Ancak kararın tam metnine ulaşmak için gerçek yargı kararları araştırılmak istenildiğinde, öyle bir kararın mevcut olmadığı ortaya çıkmaktadır.
Anılan durum nedeniyle, gerçekte var olmayan yargı kararlarına dilekçesinde yer veren bir avukata ceza verilmiştir.20 Bu karar; özellikle hukuk, sağlık gibi alanlarda gerek mesleki itibar gerekse hayatına dokunulan, temsil edilen kişilere karşı yükümlülükler gereğince iş süreçlerinde yapay zekâ kullanımında azami dikkatin ve özenin gösterilmesi önemine işaret etmektedir.Yapay zekanın iş yerinde kullanımının bir diğer riski ise, deep fake olarak değerlendirilebilir. Deep fake ile kastedilen gerçekte var olmayan bir duruma veya olaya dair gerçeklikle ayırt edilmesi güç ses ve videoların üretilmesidir.21
Bu yöndeki içerik üretimi; başta kamuoyunda tanınmış kişiler olmak üzere herkes için tehlike arz etmektedir. Zira deep fake ile hiç bulunmadığınız bir yerde bulunmuşsunuz gibi görülebilir, asla söylemediğiniz sözleri söylediğiniz bir ses kaydı sosyal medyada yayılabilir, hatta gerçekleştirmediğiniz bir eylemi gerçekleştirdiğinize dair bir video mahkemede aleyhinize delil olarak kullanılabilir.
Bir içeriğin, fotoğrafın, ses kaydının veya videonun deep fake teknolojisiyle oluşturulduğu yoksa gerçek mi olduğu sorusuna yanıt, yine teknolojiden gelmektedir. İçerikte yer alan video ve seslerin analizi, içerikte yer alan kişinin jest ve mimiklerindeki olağan dışı hareketlerin saptanması; sahtecilik tespiti için geliştirilen yöntemlerden birkaçıdır.22 Bu alanda geliştirilen teknik yöntemler olmakla birlikte, deep fake sorunu kökten çözülememiştir.
Son olarak öngörülen bir risk, istihdamın azalması yönündedir. Rutin, basit düzeydeki işlerin yapay zekâ araçlarına bırakılmasıyla birlikte, giriş seviyesindeki iş olanaklarının azaldığı görülmektedir. Yayınlanan bir raporda, ChatGPT’nin lansman tarihi olan Kasım 2022’den Mayıs 2025 ayına kadarki süreçte, yeni mezun – başlangıç seviyesindeki iş ilanlarının %31,9 oranında azaldığı sonucu paylaşılmıştır.23 Benzer bir açıklama Claude isimli yapay zekâ aracını üreten Anthropic isimli şirket CEO’su tarafından yapılmış olup bu açıklamada yapay zekayla birlikte beyaz yaka düzeyindeki işlerin yarısının yok olabileceği kayıtlara geçmiştir. Özellikle teknoloji, finans, hukuk, danışmanlık ve diğer beyaz yakalı mesleklerin risk altında olduğu ifade edilmiştir.24
Görüleceği üzere, iş yerinde yapay zekâ kullanımı fırsatların yanı sıra yüksek oranda riski de bünyesinde barındırmaktadır. Bu sebeple iş yerinde yapay zekâ kullanımında azami dikkat ve özenin gösterilmesi zorunlu hale gelmiştir.
3.2.3. Yapay Zekâ Kullanımında Veri Gizliliği Sorunu
Gerek iş yerinde gerekse genel olarak yapay zekânın kullanımındaki en büyük risklerden biri; veri güvenliğidir. Nitekim Avrupa Birliği mevzuatında veri koruma mevzuatı, EU AI Act’in tamamlayıcısı olan mevzuatlar arasında sayılmıştır.
Yukarıda değindiğimiz üzere, bu teknolojinin gelişebilmesi için “veri” büyük önem arz etmektedir. İstenilen “çıktının” elde edilebilmesi için, kullanılan yapay zekâ aracına doğru, güncel ve detaylı “girdi” sağlanması gerekmektedir.
Ancak yapay zekâ alanında çalışan şirketler, veri güvenliği konusundaki yeterli güvenliği sağlayamamış ve bu konudaki endişeleri tam anlamıyla giderememiştir. Öyle ki, Open AI tarafından geliştirilen ChatGPT, İtalya’da ülkenin Veri Koruma Otoritesi tarafından bir süre için yasaklanmıştır.25 Benzer yasaklar, ülke düzeyinde Çin, İran, Kuzey Kore, Rusya, Suriye, Küba’da da görülmüştür.26
OpenAI’ın CEO’su Sam Altman 2025 Temmuz ayında yaptığı bir konuşmada, kullanıcıların ChatGPT ile yazışmalarında kişisel bilgilerini, özel hayatlarını, sırlarını paylaştığına değinerek yazışmaların yasal açıdan korunmadığını ve veri gizliliğinin sağlanmadığını açıklamıştır.27
Yapay zekâ araçlarının teknoloji şirketleri tarafından geliştirildiğinin ve bu araçların birer ürün olduğunun kabulü gerekir. O halde, bu araçlarla paylaşılan her bir verinin bu şirketlere aktarıldığı ve artık bu verilerin nasıl, nerede, hangi amaçla işleneceği ve kimlerle paylaşılacağı gibi konuların paylaşımın yapıldığı şirket kararına bırakıldığı söylenebilecektir. Bu kabulde anılan şirketleri denetleyebilecek kişiler, ülkelerin veri koruma otoriteleri olmakla birlikte, her geçen gün yeni bir veri ihlali ile karşılaşılan günümüzde veri güvenliğinin tam anlamıyla sağlanamayacağı görüşümüzü paylaşmak isteriz.
İş yerinde yapay zekâ kullanımında çalışanların bu konuda bilgi sahibi olması önemlidir. Şöyle ki, bir araştırmada çalışanların %70’inin amirlerinin bilgisi olmaksızın iş süreçlerinde yapay zekâ araçlarını kullandığı tespit edilmiştir.28 Çalışanların iş süreçlerini hızlandıracak bir teknoloji kullanımında amirlerine bilgi vermemelerinin iki temel nedeni olduğunu öngörmekteyiz. İlk neden; çalışanların kendilerine verilen işi, herhangi bir destek almadan kendi bilgi birikimleriyle yaptıklarını ileri sürmeleri iken ikinci neden ise çalışanların veri güvenliğini ihlal ettikleri yönündeki ithamlardan kaçınmak istemeleri olarak değerlendirilmektedir.
Zira iş sözleşmelerinde genellikle gizliliğe dair hükümler mevcut olup herhangi bir yapay zekâ aracına şirket içi bilgilerin doğrudan yüklenmesi, gizlilik hükümlerinin ihlali niteliğindedir. Öyle ki, aktarılan bilginin niteliğine göre, çalışılan iş yerine ait ticari sırların ifşası dahi söz konusu olabilecektir. İlgili araçla paylaşılan bir içerikte, herhangi bir kişisel verinin yer alması halinde; bu eylem kişisel verilerin hukuka aykırı olarak yayılması sayılabilecek ve paylaşan kişinin hem hukuki hem de cezai sorumluluğunun doğumuna neden olabilecektir.
Örneğin bir kişinin dilekçe yazımında yapay zekâ araçlarını kullanması, dava konusu olayı, dosyayı ya da kendisine gönderilen ihtarname, dilekçe vb. metinleri kısmen veya tamamen yapay zekâ aracına yüklemesi halinde, yüklenen metinde yer alan kişisel veriler artık yapay zekâ sisteminin bir öğrenim parçası olacak ve bu sistemde çıktı yaratılabilmesi için kişisel verilerin yapay zekâ tarafından işlenmesi gündeme gelecektir.
Benzer şekilde, bir çalışanın, çalıştığı iş yerindeki iş metotlarını içeren bir bilgiyi içeren e-postayı düzenlemesi için yapay zekâ aracını kullanması senaryosunda; mail içeriğindeki bilgiler olduğu gibi yapay zekâ sistemine dahil edilecek ve veri güvenliği ile gizlilik yine çalışan tarafından ihlal edilmiş olacaktır.
Söz konusu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Günümüzde çalışanlar, iş kolu fark etmeksizin bu teknolojiden yararlanmakta olup doğru kullanımda iş süreçlerine katkı sunabilecek bu teknolojiden uzak bir çalışma hayatı düşünülemez. Ancak gerek kişisel gerekse iş yerindeki yapay zekâ kullanımı konusunda kişilerin bilinçlenmesi ve teknolojiden etik ve yasal çerçeve sınırları dahilinde yararlanılması gerekir.
3.3. Çözüm Önerileri
Yapay zekâ, günlük yaşantımızın ve çalışma hayatlarımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Gelişen teknolojiyi yok saymak mümkün olamayacağından, doğru, iyi, etkin ve yasal uyumlu şekilde kullanmanın yollarını aramak ve uygun çözüm önerileri ortaya koymak isabetli olacaktır.
İş yerinde yapay zekâ kullanımı yönünden öncelikle, genel olarak en sık kullanılan ve akabinde ilgili iş kolu özelinde en çok başvurulan yapay zekâ araçlarının tespiti gerekecektir. Bu yöndeki tespit, çalışanlarla istişare yoluyla yapılabileceği gibi iş yeri içerisinde bu alana özel bir birim veya komisyon kurulması da değerlendirilebilecektir. Böylelikle odak alanı belirlenmiş olacaktır.
Akabinde seçilen yapay zekâ araçlarının çalışma prensipleri, kullanım alanları, çalışanlar tarafından kullanım kolaylığı araştırılmalı ve nihayetinde maliyet analizi yapılarak en uygun aracın veya araçların seçimi tartışılmalıdır.
İş süreçlerine entegre edilebilecek uygun araçların tespitiyle birlikte, bu araçların hangi süreçlerde, nasıl, kimler tarafından kullanılabileceği gibi soruların yanıtları için kurum özelinde bir politika, prosedür oluşturulması üzerinde durulmalıdır. Söz konusu kurum politikasında; kurumun yapay zekaya yaklaşımı, etik değerleri, iş yerinde bu araçların kullanımı konusundaki kısıtlamalar gibi temel ilkelere yer verilmesinin uygun olacağı görüşündeyiz. Tüm bu süreçte, çalışanlarla karşılıklı fikir alışverişi içinde olunması ve bu alana dair çalışanların, yönetim kadrosu da dahil olmak üzere eğitim alması son derece faydalı olacaktır. Zira yukarıda değinildiği üzere, yapay zekâ araçlarının denetimsiz ve sınırsız şekilde kullanımı, özellikle veri gizliliği ve güvenliği açısından büyük tehlike oluşturmaktadır. İş süreçlerinin hızlanması, maliyetin azalması gibi avantajların yanında telafisi güç olabilecek zararların doğması, şirketin, çalışanların mesleki itibarı, marka değerinin azalması gibi risklerin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
Kurumların ve çalışanların yapay zekayı geçici bir trend değil, aksine kalıcı, barışılması gerekilen ve iş dünyasında artık olmazsa olmaz niteliğinde bir çalışma arkadaşı olarak görmeleri uygun olacaktır.
4. Sonuç
Milenyum çağına girişle birlikte, dünyamız teknoloji anlamında ivme kazanmıştır. Yaşanan gelişmelerle birlikte, hız, gerek çalışma hayatında gerekse günlük yaşantımızda kilit bir kelime haline gelmiştir. Bu sebeple, özellikle çalışma hayatında işlerin hıza tamamlanmasını sağlayacak, iş gücü maliyetini düşürecek, rutin işleri insanlar yerine tamamlayacak otomasyon sistemlerine ihtiyaç duyulmuştur. Yapay zekâ teknolojileri de, söz konusu ihtiyacın bir yansıması olarak bir ideal, bir proje olarak başlamış, şimdilerde neredeyse çoğu insanın günlük hayatında etkileşime girdiği bir araç konumuna ulaşmıştır.
2022 Kasım ayında Open AI isimli şirketin ChatGPT lansmanıyla birlikte, yapay zekâ araçlarındaki gelişmeler hızlanmış ve birbiri ardına yeni modeller halkın erişimine sunulmuştur. Halkın bu araçlara ücretsiz erişimiyle birlikte, bu sistemin temel prensiplerinden makine öğrenimi ve derin öğrenme ivme kazanmıştır. Gelinen noktada, birçok şirket AI-First, çalışanlar ise AI-Native çalışan olma amacıyla kişisel ve kurum düzeyinde gelişimlerini sürdürmektedir. Yapay zekanın geçici bir trend olmadığı anlaşılmış olup iş süreçlerine entregrasyonu konusunda çalışmalar yapılmaktadır. Çalışmamızda bahsedildiği üzere, kurumlar doğrudan yapay zekâ teknolojilerinden yararlanmasa dahi çalışanlar, bu teknolojileri iş süreçlerinde aktif ve yoğun olarak kullanmaktadır.
Belirtmek gerekir ki, iş yerlerinde yapay zekâ kullanımının herhangi bir sınırlama, kurum politikası, kişisel ve/veya kurum denetimi olmaksızın kullanımı gerek kişi gerekse kurum düzeyinde çeşitli risklere neden olmaktadır. Özellikle veri gizliliği ve güvenliği bu risklerin başında gelmektedir. Yapay zekâ şirketlerinin de kabul ettiği üzere, bu sistemle paylaşılan verilerde tam anlamıyla gizlilik ve güvenlik ilgili şirket tarafından sağlanmamaktadır. Bu sebeple söz konusu gizlilik ve güvenliğin, sistemi kullananlar tarafından sağlanması zorunluluğu doğmuştur.
Çalışmamızda yapay zekâ kavramı, çalışma prensipleri, iş yerindeki kullanımı halinde sağlayabileceği fırsatlar, riskler ve veri gizliliği sorunu ele alınmış olup söz konusu risklere karşı çözüm önerileri paylaşılmıştır. Elbette ki, kurumlar özelinde farklı çözüm önerileri geliştirilebilecektir. Ancak her senaryoda, çalışanların yapay zekâ kullanımında eğitim almalarının ve bilinçli, etik, yasal sınırlar dahilinde kullanımın esas olması gerektiği görüşündeyiz.
Kaynakça
- OpenAI claims GPT-5 model boosts ChatGPT to 'PhD level', BBC News, https://www.bbc.com/news/articles/cy5prvgw0r1o , Erişim Tarihi. 19.08.2025.
- MATCHETT, Karl, “Entry level jobs fall by nearly a third since ChatGPT launch”, 30th June, 2025.
- https://www.independent.co.uk/news/business/jobs-chatgpt-ai-automation-adzuna-b2779656.html
- VANDEHEI, Jim / ALLEN, Mike, “Behind the Curtain: A white-collar bloodbath”, 28.05.2025, https://www.axios.com/2025/05/28/ai-jobs-white-collar-unemployment-anthropic, Erişim Tarihi: 18.05.2025.
- “ChatGPT banned in Italy over privacy concerns”, BBC News, 1st April, 2023, https://www.bbc.com/news/technology-65139406, Erişim Tarihi: 18.08.2025.
- MURADOĞLU, Candeğer, “ChatGPT’nin Yasaklandığı Ülkeler ve İnternet Sansürü”, 21.07.2023 tarihli yazı, https://webrazzi.com/2023/07/21/chatgpt-nin-yasaklandigi-ulkeler-ve-internet-sansuru/,
- Konuşmanın yayınlandığı videoyu izlemek için bkz. https://www.youtube.com/watch?v=aYn8VKW6vXA&t=4s, Erişim Tarihi: 18.08.2025.
- VERNA, Elena, “The Rise of the AI-Native Employee”, https://www.elenaverna.com/p/the-rise-of-the-ai-native-employee, 28th June, 2025, Erişim Tarihi: 18.08.2025.
- ALCAN, Bora Can, ChatGPT Kullanan Avukata Yaptırım Kararı Üzerine Değerlendirmeler: Mata v. Avianca, Hukuk ve Bilişim Dergisi, https://hukukvebilisim.org/chatgpt-kullanan-avukata-yaptirim-karari-uzerine-degerlendirmeler-mata-v-avianca/, Erişim Tarihi: 18.08.2025.
- Yapay zeka ile hazırlanmış ve içinde gerçekte var olmayan kararlar bulunan bir dilekçeyi mahkemeye sunan avukatlara 31.000 USD para cezası verilmesine dair karar için bkz. “Judge slams lawyers for ‘bogus AI-generated research”, https://www.theverge.com/news/666443/judge-slams-lawyers-ai-bogus-research
- EU AI Act, https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=CELEX:32024R1689
Kaynak: Lebib Yalkın Aylık Mevzuat Dergisi Eylül 2025
Yazar: Merve Özel