7491 Sayılı Kanun’la Temel Vergi Kanunlarında Yapılan Değişiklikler ve İlaveler
AHMET KORKMAZ - VERGİ MÜFETTİŞİ - 22 Ocak 2024
Özet
7491 sayılı Kanun ile ekonomik program hedeflerinin gerçekleştirilmesine katkı sağlamak amacıyla; ülke ekonomisinin uluslararası rekabetçiliğinin geliştirilmesi, ihracatın desteklenmesiyle büyümeye katkıda bulunulması, ülkemize döviz girdisi sağlamak suretiyle dış ticaret dengesine olumlu katkı sağlanması, Türk lirası enstrümanlara yatırım yapılmasının teşvik edilmesi, mükellef haklarının korunması ve vergiye gönüllü uyumun artırılması, gelişen teknolojiden yararlanılarak bazı uygulamaların elektronik ortama taşınması, vergi güvenliğinin sağlanması, bazı indirimlerin kaldırılması, Anayasa Mahkemesi kararlarına uyumun sağlanması yönünde bazı vergisel düzenlemeler yapılmakta ve yılsonunda süresi bitecek bazı düzenlemelerin süresinin uzatılması sağlanmıştır. Ayrıca enflasyon düzeltmesinin 2023 yıl sonu itibariyle yapılması da kesinleşmiştir.
Anahtar Kelimeler
Vergi, 7491 Sayılı Kanun, değişiklik, kararname.
1. Vergi Usul Kanunu’nda Yapılan Değişiklikler
28 Aralık 2023 tarih ve 32413 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 7491 sayılı Kanun ile birçok Kanunda düzenlemeler yapılmıştır. Mezkûr Kanunda özetle; yurt dışı kâr payları için yeni istisna düzenlemeleri yapılmış, Kanun’da sayılan hizmet ihraçlarında var olan indirim oranı % 50’den % 80’e çıkartılmış ancak indirim kazancın tamamının Türkiye’ye transferi koşuluna bağlanmış, imalatçı veya tedarikçi kurumların, dış ticaret sermaye şirketleri veya sektörel dış ticaret şirketleri üzerinden gerçekleştirdikleri ihracat faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlarına, 5 puanlık kurumlar vergisi oran indirimi getirilmiş, ihracatta götürü gider uygulamasına son verilmiş, Serbest bölgeye yapılan teslimlerin ihracat sayılmaması ve ihracat istisnası kapsamından çıkartılması öngörülmüş, sorumlu sıfatıyla katma değer vergisi beyannamelerinin verilme ve tahakkuk eden verginin ödeme zamanı değiştirilmiş, bu KDV’nin ödenmesi halinde KDV indirimi yapılabileceğine hükmedilmiştir.1 İşbu yazımızda 7491 sayılı Kanun ile vergi kanunlarında yapılan değişiklikleri genel gerekçe ışığında yer vereceğiz.
1.1. Vergi Mahremiyeti Kapsamındaki Bilgilerin 3. Kişilerin Paylaşılması Durumunda Katılma Payı Alınacaktır
7491 sayılı Kanunun 15. maddesiyle, Gelir İdaresi Başkanlığı sistemlerinde yer alan ve 213 sayılı Kanunun 5. maddesi kapsamında üçüncü kişilerle paylaşılabilecek bilgilerin genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri dışındaki kamu kurum ve kuruluşları ve gerçek veya tüzel kişilerle paylaşılması karşılığında sorgu veya dönen kayıtlar karşılığında katılma payı alınacaktır. Sorgu veya dönen kayıt başına 25 kuruştan az olmamak üzere alınabilecek katılma payının tutarı, sorgulanan veya dönen verinin sayısı, boyutu ve kapsamı, verinin sorgulama dışında toplu olarak paylaşılması durumunda paylaşılan verinin sayısı, boyutu, kapsamı ve mükellef sayısı ayrı ayrı veya birlikte dikkate alınarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenebilecektir. Katılma payları, yeni bir belirleme yapılmadığı sürece, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak bu Kanun uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılacaktır. Katılma payları, takvim yılının üçer aylık dönemleri itibarıyla Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından paylaşılan veriler üzerinden hesaplanarak bu dönemleri takip eden ayın sonuna kadar veri paylaşılanlara bildirilecek ve bildirimin yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenecektir.
Süresinde ödeme yapmayanlarla ödeme yapılıncaya kadar bilgi paylaşımı yapılmayacak ve süresinde ödenmeyen katılma payları gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre vergi dairelerince takip ve tahsil edilecektir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mük. 413. Maddesi hükümleri aşağıdaki gibidir:
“Katılma payı: Mükerrer Madde 413: Gelir İdaresi Başkanlığı sistemlerinde yer alan ve bu Kanunun 5 inci maddesi kapsamında üçüncü kişilerle paylaşılabilecek bilgilerin; anılan madde hükümleri çerçevesinde genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri dışındaki kamu kurum ve kuruluşları ve tüzel kişilerle paylaşılması karşılığında sorgu veya dönen kayıt başına 25 kuruştan az olmamak üzere katılma payı alınır. Katılma payının tutarı, sorgulanan veya dönen verinin sayısı, boyutu ve kapsamı, verinin sorgulama dışında toplu olarak paylaşılması durumunda paylaşılan verinin sayısı, boyutu, kapsamı ve mükellef sayısı ayrı ayrı veya birlikte dikkate alınarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenebilir. Bakanlık, kanunları gereğince mükelleflerden alabilecekleri bilgileri Başkanlık sistemlerinden alan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarından, paylaşılan verinin türü ve paylaşılma şeklini de dikkate alarak katılma payı almamaya veya daha düşük tutarlı almaya yetkilidir. Katılma payları, yeni bir belirleme yapılmadığı sürece, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak bu Kanun uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılır. Ödenecek katılma payı tutarının belirlenmesine esas olan sorgu, dönen kayıt veya toplu olarak paylaşılan veri miktarının belirlenmesinde Gelir İdaresi Başkanlığı kayıtları esas alınır.
Katılma payları, takvim yılının üçer aylık dönemleri itibarıyla Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından paylaşılan veriler üzerinden hesaplanır ve üç aylık dönemi takip eden ayın sonuna kadar veri paylaşılanlara bildirilir. Katılma payları bildirimin yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar Bakanlık merkez muhasebe birimine ödenir.
Süresinde ödeme yapmayanlarla ödeme yapılıncaya kadar bilgi paylaşımı yapılmaz. Süresinde ödenmeyen katılma payları gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre vergi dairelerince takip ve tahsil edilir.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.”
1.2. İmalat Sanayiinde veya Ar-Ge, Yenilik ve Tasarım Faaliyetlerinde Bulunanlarla İlgili Faydalı Ömrün Yarısı Oranındaki Amortisman Uygulaması 31/12/2024 Tarihine Kadar Uzatılmıştır
213 sayılı Kanunun geçici 30 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “31/12/2023” ibaresi “31/12/2024” şeklinde değiştirilmiştir.
Sanayi sicil belgesini haiz mükelleflerce münhasıran imalat sanayiinde veya Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde bulunan mükelleflerce bu faaliyetlerinde kullanılmak üzere ya da yatırım teşvik belgesi bulunan mükelleflerce bu belge kapsamında 31/12/2023 tarihine kadar iktisap edilen yeni makina ve teçhizat için uygulanacak amortisman oran ve süreleri, mevcut faydalı ömür sürelerinin yarısı dikkate alınmak suretiyle hesaplanmaktadır. Madde ile 31/12/2023 tarihinde sona eren uygulamanın süresi 31/12/2024 tarihine kadar uzatılmaktadır.
1.3. Banka ve Finans Kuruluşlarının 2024 ve 2025 Yılında Yapacakları Enflasyon Düzeltmesi Kar ve Zararlarının Kazanç Tespitinde Dikkate Alınmayacaktır
213 sayılı Kanunun geçici 33’üncü maddesine üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Bankalar, 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu kapsamındaki şirketler, ödeme ve elektronik para kuruluşları, yetkili döviz müesseseleri, varlık yönetim şirketleri, sermaye piyasası kurumları ile sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketleri tarafından geçici vergi dönemleri de dahil olmak üzere 2024 ve 2025 hesap dönemlerinde yapılan enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan kâr/zarar farkı, kazancın tespitinde dikkate alınmaz. Bu fıkra kapsamında belirlenen dönemleri geçici vergi dönemleri de dâhil olmak üzere bir hesap dönemi kadar uzatmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.” Bu haliyle kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden diğer gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri 2023 yılı sonu itibariyle bilançolarını enflasyon düzeltmesine tabi tutulacaktır. Ancak İşletme defteri tutanlar ile serbest meslek erbapları; amortismana tâbi iktisadi kıymetlerini düzeltilmiş tutarları üzerinden amortismana tâbi tutabileceklerdir.
2. Gelir Vergisi Kanunu’nda Yapılan Değişiklikler
2.1. Sosyal İçerik Üreticiliği ile Mobil Cihazlar İçin Uygulama Geliştiriciliğinde Kazanç İstisnasının Kapsamı Genişletilmiştir
31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 20/B maddesinin başlığı ile birinci fıkrası yandaki şekilde değiştirilmiştir.
“Sosyal içerik üreticiliği, internet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden sunulan hizmetler ile mobil cihazlar için uygulama geliştiriciliğinde kazanç istisnası”
“İnternet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden metin, görüntü, ses, video gibi içerikler paylaşan sosyal içerik üreticilerinin bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar ve bu ortamlar üzerinden verilen bireysel kurs, eğitim, veri işleme ve geliştirme, ürün tanıtımı gibi hizmetlerden sağlanan kazançlar ile akıllı telefon veya tablet gibi mobil cihazlar için uygulama geliştirenlerin elektronik uygulama paylaşım ve satış platformları üzerinden elde ettikleri kazançlar gelir vergisinden müstesnadır.”
Düzenlemenin mevcut durumunda, yalnızca internet ortamındaki sosyal ağ sağlayıcıları üzerinden metin, görüntü, ses, video gibi içeriklerin paylaşılması suretiyle elde edilen kazançlar için istisna uygulanmaktadır.
Gelişen teknoloji sayesinde, internet ve benzeri elektronik ortamların kullanımının hayatın her alanına sirayet etmesi ile benzer faaliyetlerin sosyal ağ sağlayıcısı tanımına girmeyen elektronik ortamlar üzerinden de yapıldığı görülmekte, ancak mevcut madde uygulamasının sağladığı vergileme usulü yalnızca sosyal ağ sağlayıcısı üzerinden yapılan bahsi geçen faaliyetlere ilişkin kazançları kavramaktadır.
Bu nedenle yapılan düzenleme ile gerçek kişilerin; internet sayfası/ sitelerinde veya herhangi bir dijital platformda metin, görüntü, ses, video gibi içerikleri paylaşması; internet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden eğitim, yemek tarifi, ürün tanıtımı gibi videolar paylaşması veya yine bu ortamlar üzerinden veri işleme ve geliştirme gibi içerikler paylaşmak suretiyle kazanç elde edilmesi de istisna kapsamına alınmıştır.
Bu sebeple gerçek kişilerin, yapılan düzenleme ile internet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden elde edecekleri kazançlar da mevcut istisna düzenlemesinin içerisine alınarak istisnanın kapsamı genişletilmiştir.
2.2. Şartlar Dahilinde Yurtdışı İştiraklerden Elde Edilen Kar Paylarına %50 Oranında İstisna Getirilmiştir
193 sayılı Kanunun 22 nci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“4. Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim ve limited şirket niteliğindeki kurumlardan elde edilen, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr paylarının yarısı, bu kurumların ödenmiş sermayesinin en az %50’sine sahip olunması ve kâr payının elde edildiği takvim yılına ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmesi şartıyla gelir vergisinden müstesnadır.
Cumhurbaşkanı, üçüncü ve dördüncü fıkralarda yer alan kâr paylarına uygulanacak istisna oranı ile dördüncü fıkradaki %50 oranını ayrı ayrı veya birlikte sıfıra kadar indirmeye veya %100’e kadar artırmaya yetkilidir.”
Yapılan düzenleme ile gerçek kişilerce, kanunî ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim ve limited şirket niteliğindeki kurumların ödenmiş sermayesinin en az %50’sine sahip olunması ve elde edilen kar payının elde edildiği takvim yılına ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye getirilmesi şartıyla, elde edilen kar paylarının yarısı gelir vergisinden istisna edilmektedir.
Ayrıca, elde edilen kar payları gelirlerinin yarısı olarak uygulanan istisnaların azaltılması veya artırılmasına ve yabancı kurumların ödenmiş sermayesinin en az %50’sine sahip olunması şartına ilişkin olarak da bu oranın azaltılması veya artırılmasına yönelik Cumhurbaşkanına yetki verilmiştir.
2.3. İhracatta Götürü Gider İmkânı Kaldırılmıştır
193 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan birinci parantez içi hüküm yürürlükten kaldırılmıştır.
193 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan birinci parantez içi hüküm uyarınca mükellefler, ihracat, yurt dışında inşaat, onarma, montaj ve taşımacılık işleri ile ilgili olarak yapmış oldukları ve belgesini temin edemedikleri giderlerine karşılık olmak üzere, anılan faaliyetlerden sağlanan hasılatın binde beşini aşmamak şartıyla hesaplanan bu giderlerini ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapabilmekteydi.
Uygulamada, söz konusu düzenleme uyarınca gerçekte fiilen yapılan bir gider olmamasına rağmen, götürü olarak hesaplanan bu giderlerin kazancın tespitinde indirim konusu yapıldığı görülmekte, bu uygulama vergi matrahını aşındırmakta ve ihtilaflara neden olmaktadır. Ayrıca OECD nezdinde de bu şekilde belgeye dayanmayan götürü gider uygulamaları eleştiri konusu yapılmaktadır. Gelinen noktada harcamaların belgelendirilmesinde sorun olmadığı da dikkate alınarak götürü gider uygulaması yürürlükten kaldırılmıştır.
2.4. 89/13’teki İstisna Oranı % 80’e Yükseltilmektedir
Mevcut düzenlemede, yurt dışına verilen mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kayıt tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon gibi bazı hizmetler ile yabancılara verilen eğitim ve sağlık hizmetlerinden elde edilen kazançların %50’si belirli koşullarda mükellefler tarafından beyanname üzerinden indirim konusu yapılabilmektedir. Madde ile bu hizmetlerden elde edilen kazançlara indirim uygulanabilmesi için, kazancın tamamının elde edildiği takvim yılına ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmesi şartı getirilmekte ve indirim oranının %80 olarak uygulanması sağlanmaktadır.
Ayrıca, Cumhurbaşkanına istisnadan faydalanılabilmesi için Türkiye’ye transfer edilmesi gereken kazanç tutarını belirleme yetkisi verilmiştir. Maddenin son hali aşağıdaki gibidir:
“13. (Ek: 31/5/2012-6322/9 md.) Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi ve ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın, elde edildiği takvim yılına ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar tamamının Türkiye’ye transfer edilmesi şartıyla, %80’i. Bu indirimden yararlanılabilmesi için fatura veya benzeri belgenin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesi şarttır. Bu bentte yer alan oranı, hizmet alanları ve kazanç tutarları itibarıyla sıfıra kadar indirmeye veya “%100’e kadar artırmaya ve Türkiye’ye transfer edilecek kazanç tutarını sıfıra kadar indirmeye veya kanuni seviyesine kadar artırmaya Cumhurbaşkanı, bu bendin uygulamasına ve denetime ilişkin usul ve esasları belirlemeye ilgili bakanlıkların görüşünü almak suretiyle Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
2.5. Yıllara Sâri İnşaat ve Onarım İşlerini Yapanlara Ödenen İstihkak Bedelleri Üzerinden Yapılacak Tevkifat Oranının Belirlenmesine İlişkin Yetki Genişletilmektedir
193 sayılı Kanunun 94’üncü maddesinin sekizinci fıkrasına “Tam ve dar mükellefler ile gerçek ve tüzel kişiler itibariyle,” paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
“3 numaralı bent kapsamında ödenen istihkak bedellerinden, işin; kamu kurum ve kuruluşları ile bunlara bağlı, ilgili ve ilişkili kurumlara taahhüt edilip edilmemesine ve bunların genel veya özel bütçeli idare kapsamında olup olmamasına, süresine, nevine ve yüklenicinin; ana yüklenici, alt yüklenici ya da tam ve dar mükellef olmasına göre ayrı ayrı veya birlikte,”
193 sayılı Kanunun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi kapsamında, yıllara sari inşaat ve onarım işlerini yapanlara ödenen istihkak bedelleri üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmaktadır. Cumhurbaşkanının tevkifat oranını sıfıra kadar indirme veya bir katına kadar artırma yetkisi bulunmaktadır.
Maddeyle, yıllara sâri inşaat ve onarım işlerini yapanlara ödenen istihkak bedelleri üzerinden yapılacak tevkifat oranının belirlenmesine ilişkin yetki genişletilmiştir.
2.6. Geçici 67. Madde ile İlgili Yetki Verilmiştir
193 sayılı Kanunun geçici 67 nci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “faiz gelirleri için ayrı ayrı veya birlikte bir katına” ibaresi “kâr payı ve faiz gelirleri için ayrı ayrı veya birlikte %40’a” şeklinde, on yedinci fıkrasında yer alan “%15’e” ibaresi “%40’a” şeklinde değiştirilmiş ve aynı fıkraya “her bir sermaye piyasası aracı,” ibaresinden sonra gelmek üzere “ihraç edenler, ihraç veya iktisap tarihi, hesap türü, hesap açılış tarihi,” ibaresi eklenmiştir.
Yapılan düzenleme ile yabancı para cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden sağlanan gelirler ve döviz cinsinden açılmış hesaplardan elde edilen faiz gelirleri ve kar payları üzerinden Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesi kapsamında yapılacak vergi tevkifatına ilişkin oranı ayrı ayrı veya birlikte %40’a kadar artırmaya ve geçici 67 nci maddede yer alan oranları her bir sermaye piyasası aracı, ihraç edenler, ihraç veya iktisap tarihi, hesap türü, hesap açılış tarihi, kazanç ve irat türü ile bunların vadesi, elde tutulma süresi ve bunları elde edenler itibarıyla, yatırım fonlarının katılma belgelerinin fona iade edilmesinden veya diğer şekillerde elden çıkarılmasından elde edilen kazançlar için fonun portföy yapısına göre, ayrı ayrı %40’a kadar artırma konusunda Cumhurbaşkanına yetki verilmiştir.
2.7. Sporcu Vergilendirilmesine İlişkin Geçici 72. Maddesindeki Düzenlemenin Süresi 31/12/2028 Tarihine Uzatılmıştır
193 sayılı Kanunun geçici 72 nci maddesinde düzenlenen sporcu ücretlerinin sabit oranlarda tevkif suretiyle vergilendirilmesi ve elde edilen ücret gelirlerinin gelir vergisi tarifesinin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşması halinde yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesine ilişkin uygulamanın süresinin 31/12/2023 tarihi itibarıyla sona erecek olması nedeniyle, maddenin uygulama süresi 31/12/2028 tarihine kadar uzatılmıştır.
2.8. Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu Kapsamında Düzenlenen Ürün Senetlerinin Elden Çıkarılmasından Doğan Kazançlar İçin Geçici 76. Madde Düzenlemesinin Süresi 31/12/2028 Tarihine Uzatılmıştır
Yapılan düzenleme ile 10/2/2005 tarihli ve 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu kapsamında düzenlenen ürün senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar için gelir ve kurumlar vergisi açısından var olan ve 31/12/2023 tarihi itibarıyla sona erecek olan istisnanın uygulama süresi 31/12/2028 tarihine kadar uzatılmıştır.
3. Kurumlar Vergisi Kanununda Yapılan Değişiklikler
3.1. Katılım Bankalarının Ortağı Olduğu ve Katılım Bankacılığı İlke ve Esaslarına Uygun Her Türlü Finansman İçin Kefalet Vermek Amacıyla Kurulan Katılım Finans Kefalet Anonim Şirketine de Kurumlar Vergisi Muafiyeti Tanınmaktadır
13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (p) bendinde yer alan “kurumlar.” ibaresi “kurumlar ile katılım bankalarının ortağı olduğu ve katılım bankacılığı ilke ve esaslarına uygun her türlü finansman için kefalet vermek amacıyla kurulan Katılım Finans Kefalet Anonim Şirketi.” şeklinde değiştirilmiştir.
3.2. Yurtdışı İştirak Oranının %50 Olması Kazancın Elde Edildiği Hesap Dönemine İlişkin Kurumlar Vergisi Beyannamesinin Verilmesi Gereken Tarihe Kadar Türkiye’ye Transfer Edilmesi Şartıyla Diğer Şartların Sağlanması Koşulu Aranmaksızın %50 Oranında İstisna Uygulanacaktır
5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiş ve ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Kanunî ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim ve limited şirket niteliğindeki yabancı kurumların sermayesine iştirak eden kurumların, bu iştiraklerinden elde ettikleri iştirak kazançları için istisna oranı, iştirak payını elinde tutan şirketin yurt dışı iştirakin ödenmiş sermayesinin en az %50’sine sahip olması ve kazancın elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmesi şartıyla, bu bentte belirtilen diğer şartların sağlanması koşulu aranmaksızın %50 olarak uygulanır.”
“(2) Cumhurbaşkanı, bu maddede yer alan; vergi yüküne ilişkin oranları ayrı ayrı veya birlikte sıfıra kadar indirmeye veya kurumlar vergisi oranına kadar artırmaya, diğer oranları ayrı ayrı veya birlikte sıfıra kadar indirmeye veya %100’e kadar artırmaya, Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu maddedeki istisnaların uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
Maddeyle, kurumların yurt dışından elde ettikleri iştirak kazançlarına ilave olarak kanunî ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim ve limited şirket niteliğindeki yabancı kurumlara iştirak eden kurumlara, yurt dışı iştirakin ödenmiş sermayesinin en az % 50’sine sahip olunması ve kazancın elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olması şartıyla, 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen diğer şartlar aranmaksızın iştirak kazancı istisnasının %50 oranında uygulanması sağlanmaktadır.
Ayrıca, Cumhurbaşkanına maddede yer alan vergi yüküne ilişkin oranlar ile diğer oranları indirme veya artırma yetkisi verilmektedir.
3.3. 10/Ğ’deki İstisna Oranı % 80’e Yükseltilmektedir
Mevcut düzenlemede, yurt dışına verilen mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kayıt tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon gibi bazı hizmetler ile yabancılara verilen eğitim ve sağlık hizmetlerinden elde edilen kazançların %50’si belirli koşullarda mükellefler tarafından beyanname üzerinden indirim konusu yapılabilmekteydi. Madde ile bu hizmetlerden elde edilen kazançlara indirim uygulanabilmesi için, kazancın tamamının Türkiye’ye transfer edilmesi şartı getirilmekte ve indirim oranının %80 olarak uygulanması sağlanmıştır.
Ayrıca, Cumhurbaşkanına Türkiye’ye transfer edilecek kazanç tutarını azaltma ve tekrar kanuni seviyesine kadar artırma yetkisi verilmiştir. Maddenin son hali aşağıdaki gibidir:
“ğ) (Ek: 31/5/2012-6322/36 md.) (5) Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye'de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi ve ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın, elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar tamamının Türkiye’ye transfer edilmesi şartıyla, %80’i. …“
3.4. 15. ve 30. Madde yetkisi Genişletilmiştir
5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “farklılaştırmaya yetkilidir.” ibaresi “farklılaştırmaya; birinci fıkranın (a) bendi kapsamındaki vergi kesintisi oranını, işin; kamu kurum ve kuruluşları ile bunlara bağlı, ilgili ve ilişkili kurumlara taahhüt edilip edilmemesine ve bunların genel veya özel bütçeli idare kapsamında olup olmamasına, süresine, nev’ine ve yüklenicinin; ana yüklenici, alt yüklenici ya da tam ve dar mükellef olmasına göre ayrı ayrı veya birlikte belirlemeye yetkilidir.” şeklinde değiştirilmiştir.
5520 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin sekizinci fıkrasında yer alan “artırmaya yetkilidir.” ibaresi “artırmaya; birinci fıkranın (a) bendi kapsamındaki vergi kesintisi oranını, işin; kamu kurum ve kuruluşları ile bunlara bağlı, ilgili ve ilişkili kurumlara taahhüt edilip edilmemesine ve bunların genel veya özel bütçeli idare kapsamında olup olmamasına, süresine, nev’ine ve yüklenicinin; ana yüklenici, alt yüklenici ya da tam ve dar mükellef olmasına göre ayrı ayrı veya birlikte belirlemeye yetkilidir.” şeklinde değiştirilmiştir.
Maddeyle, yıllara sari inşaat ve onarım işlerini yapanlara ödenen istihkak bedelleri üzerinden yapılacak vergi kesintisi oranının belirlenmesine ilişkin yetki genişletilmektedir.
3.5. Aracılı İhracat Sözleşmesine Dayanarak İmalatçı veya Tedarikçi Kurumların Dış Ticaret Sermaye Şirketleri veya Sektörel Dış Ticaret Şirketleri Üzerinden Gerçekleştirdikleri İhracat Faaliyetlerine İlişkin Elde Ettikleri Kazançlar İçin de 5 Puanlık İndirimden Faydalanmaları Sağlanmaktadır
5520 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin yedinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Aracılı ihracat sözleşmesine dayanarak imalatçı veya tedarikçi kurumların, dış ticaret sermaye şirketleri veya sektörel dış ticaret şirketleri üzerinden gerçekleştirdikleri ihracat faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlarına da bu indirim uygulanır.”
Mevcut düzenlemeye göre %25 olan kurumlar vergisi oranı; ihracat yapan kurumların münhasıran ihracattan elde ettikleri kazançlarına %20 olarak uygulanmaktadır. Yapılan düzenleme ile aracılı ihracat sözleşmesine dayanarak imalatçı veya tedarikçi kurumların dış ticaret sermaye şirketleri veya sektörel dış ticaret şirketleri üzerinden gerçekleştirdikleri ihracat faaliyetlerine ilişkin elde ettikleri kazançlar için de 5 puanlık indirimden faydalanmaları sağlanmaktadır.
3.6. Kur Korumalı Mevduat ile İlgili Süre 30.06.2024 tarihine Uzatılmıştır
5520 sayılı Kanunun geçici 14 üncü maddesinde yer alan “31/12/2023” ibareleri “30/6/2024” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(9) Cumhurbaşkanı, bu maddede belirtilen 30/6/2024 tarihini, bitim tarihinden itibaren her defasında altı ayı geçmeyen süreler halinde üç defa uzatmaya, kazanç istisnasını sıfıra kadar indirmeye veya kanuni seviyesine kadar artırmaya, istisna oranını; hesap türü, hesapların vadesi ve hesap açılış tarihine göre ayrı ayrı veya birlikte belirlemeye yetkilidir.”
Kur korumalı mevduat ve katılım hesaplarına uygulanan kurumlar vergisi istisnasının süresi 30/6/2024 tarihine kadar uzatılmaktadır.
Ayrıca, Cumhurbaşkanına, sürenin bitimini müteakip bu süreyi her defasında altı ayı geçmeyen süreler halinde uzatma, uygulanan istisna oranını azaltma ve tekrar kanuni seviyesine getirme, hesap türü, hesapların vadesi ve açılış tarihine göre istisna oranını azaltma ve farklı istisna oranı belirleme yetkisi verilmiştir.
4. Katma Değer Vergisi Kanununda Yapılan Değişiklikler
4.1. Sorumlu Sıfatıyla Beyan Edilen KDV Ödenmeden İndirim Konusu Yapılamayacaktır
25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“ç) Vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenen katma değer vergisi,”
Madde ile, vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar tarafından sorumlu sıfatıyla 2 No’lu KDV Beyannamesi ile beyan edilerek ödenen katma değer vergisinin indirim konusu yapılmasına ilişkin düzenleme yapılmıştır.
4.2. İade Hakkını Kısmen veya Tamamen Kaldırma veya Yeniden Koyma ve Bu Şekilde İade Hakkı Kısıtlanan Mal veya Hizmetleri Belirleme Konusunda Cumhurbaşkanına Yetki Verilmektedir
3065 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “indirim hakkını” ibaresi “indirim veya iade hakkını” ve “indirim hakkı” ibaresi “indirim veya iade hakkı” şeklinde değiştirilmiştir.
Madde ile 3065 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinde değişiklik yapılarak, iade hakkını kısmen veya tamamen kaldırma veya yeniden koyma ve bu şekilde iade hakkı kısıtlanan mal veya hizmetleri belirleme konusunda Cumhurbaşkanına yetki verilmiştir.
4.3. Sorumlu Sıfatıyla KDV Beyanı ve Ödeme Tarihleri Değiştirilmiştir
Madde ile, vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanların katma değer vergisi beyannamelerini verecekleri tarihe ilişkin düzenleme yapılmaktadır.
Maddelerin son hali aşağıdaki gibidir:
41/1; Mükellefler Katma Değer Vergisi beyannamelerini, vergilendirme dönemini takip eden ayın yirmi dördüncü günü akşamına kadar vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar Katma Değer Vergisi beyannamelerini, vergilendirme dönemini takip eden ayın yirmi birinci günü akşamına kadar ilgili vergi dairesine vermekle yükümlüdürler.
46/1; Beyanname vermek mecburiyetinde olan mükellefler, bir vergilendirme dönemine ait katma değer vergilerini beyanname verecekleri ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar bir vergilendirme dönemine ait katma değer vergilerini beyanname verecekleri ayın yirmi üçüncü günü akşamına kadar ödemeye mecburdurlar.
4.4. Geçici 29, 32, 33. Maddelerin Uygulanma Süresi 31/12/2028 Tarihine Uzatılmıştır
3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanuna göre yap-işlet-devret modeli çerçevesinde gerçekleştirilecek projeler ile 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun ek 7 nci maddesine göre Yüksek Planlama Kurulu tarafından kiralama karşılığı yaptırılmasına karar verilen sağlık tesislerine ilişkin projeler ve 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 23 üncü maddesine göre Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kiralama karşılığı yaptırılmasına karar verilen eğitim öğretim tesislerine ilişkin projelerden 31/12/2023 tarihine kadar ihale veya görevlendirme ilanı yayımlanacak olanların; ihale edilmesi ile görevlendirilen veya projeyi üstlenenlere yatırım döneminde proje kapsamında yapılan mal teslimleri ve hizmet ifaları KDV’den istisna edilmiştir. Madde ile, istisnanın uygulama süresi “31/12/2028” tarihine kadar uzatılmıştır.
Şehir içi raylı ulaşım sistemleri, metro, tramvay, teleferik, telesiyej ve füniküler ile bunların hatları, istasyonları, yolcu terminalleri ve durakları ve bu iş ve işlemlerle ilgili tesisler ile eklenti veya bütünleyici parçalarının Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı, belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları arasında yapılacak devir ve teslimleri 31/12/2023 tarihine kadar KDV’den istisnadır. Madde ile, istisnanın uygulama süresi “31/12/2028” tarihine kadar uzatılmıştır.
5510 sayılı Kanunun geçici 41 inci maddesi kapsamında taşınmazların Sosyal Güvenlik Kurumuna devir ve teslimi ile bu taşınmazların Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından devir ve teslimi 31/12/2023 tarihine kadar KDV’den istisnadır. Madde ile, istisnanın uygulama süresi “31/12/2028” tarihine kadar uzatılmıştır.
5. 6183 Düzenlemeleri
5.1. Haciz Zaptı Elektronik Ortamda Düzenlenebilecektir
21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 78 inci maddesinin ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Haciz zaptı elektronik ortamda düzenlenebilir. Elektronik ortamda düzenlenecek haciz zaptına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
Haciz işlemlerinin hızlı, etkin ve dinamik bir yapıda yürütülmesi, haciz tatbiki sırasında gelişen bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılması ve gelişen teknolojiye uygun yeni usul ve esaslarının belirlenmesi zorunluluk haline gelmiştir.
Bu kapsamda, maddeyle 6183 sayılı Kanunun 78 inci maddesinde değişiklik yapılmakta ve haciz zaptının elektronik ortamda düzenlenmesine imkân sağlanmıştır.
5.2. Geçici 8. Maddesindeki Düzenlemenin Süresi 31/12/2028 tarihine Kadar Uzatılmıştır
6183 sayılı Kanunun geçici 8 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “31/12/2023” ibaresi
“31/12/2028” şeklinde değiştirilmiştir.
Maddeyle, özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlar dahil 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tâbi iktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları ile bunların müesseseleri, bağlı ortaklıkları ve iştirakleri, faaliyeti devam eden kamu bankaları, büyükşehir belediyeleri, bele
diyeler, il özel idareleri ve bunlara ait tüzel kişilerin veya bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar ile borcunu ödemede çok zor duruma düştüğü inceleme raporu ile tespit edilen diğer mükelleflerin, Devlete ait olan ve 6183 sayılı Kanun kapsamına giren borçlarına karşılık, mülkiyeti bu idarelere ait ve üzerinde herhangi bir takyidat bulunmayan taşınmazlarından merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerince ihtiyaç duyulanlar ile 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilecek olanların bütçenin gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin satın alınmasına imkan veren ve 31/12/2023 tarihinde sona erecek olan 6183 sayılı Kanunun geçici 8 inci maddesinin uygulama süresi 31/12/2028 tarihine uzatılmıştır.
6. Gider Vergileri Kanunu’nda Yapılan Değişiklikler
13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının;
a) (i) bendinde yer alan “2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanı kapsamında” ibaresi “6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 57’nci maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanı kapsamında kredinin kullanıldığı tarih itibarıyla üzerine kayıtlı konuta sahip olmayan tüketicilere kullandırılan konut kredileri ile bu kredilerin refinansmanı dolayısıyla” şeklinde değiştirilmiştir.
b) (r) bendinde yer alan “Kooperatifler aracılığı ile Başbakanlık Toplu Konut İdaresi” ibaresi “Kredinin kullanıldığı tarih itibarıyla üzerine kayıtlı konuta sahip olmayan tüketicilere kooperatifler aracılığı ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığı” şeklinde değiştirilmiştir.
c) (y) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“y) İpotek finansmanı kuruluşlarının ve konut finansmanı fonlarının, 6362 sayılı Kanunun 57 nci maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanı kapsamında yaptıkları tüm işlemler ile konut finansmanı kuruluşları tarafından aynı Kanun kapsamında kredinin kullanıldığı tarih itibarıyla üzerine kayıtlı konuta sahip olmayan tüketicilere kullandırılan konut kredileri ile bu kredilerin refinansmanı dolayısıyla lehe alınan paralar.”
Konut finansmanı sisteminin gelişmesi hem bireylerin konut ihtiyacının karşılanması hem de inşaat ve finans sektörleri ile bunlarla ilişkili diğer sektörlerin büyümesi ve derinleşmesi açısından büyük öneme sahiptir. Bu kapsamda, konut finansmanı öteden beri vergisel düzenlemelerle de desteklenmiş olup; 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun değişikliğe konu 29 uncu maddesinin (i), (r) ve (y) bentleriyle, kooperatifler aracılığıyla Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ve bankalar tarafından açılan konut kredileri ile 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 57 nci (mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A) maddesinde tanımlanan konut finansmanı kapsamında kullandırılan krediler ve yapılan sigorta işlemleri dolayısıyla lehe alınan paralar banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisna tutulmuştur.
Ancak, söz konusu istisna düzenlemelerinde konut finansmanı kapsamında kullandırılan kredilere yönelik herhangi bir sınırlama getirilmemesi, düşük maliyetli konut kredisi kullanmak suretiyle temel ihtiyaçtan fazla konut edinilmesinin önünü açmıştır. Öte yandan, mülga 2499 sayılı Kanunun 38/A maddesinde yer alan tanım dolayısıyla, sahip olunan konutların teminatı altında kullanılan kredilerin de konut finansmanı kapsamında sayılması, mevcut konutların teminat gösterilerek ihtiyaç kredisi kullanımının teşvik edilmesine neden olmuştur.
Sayılan nedenlerle, barınma ihtiyacının karşılanması amacını aşan konut edinimlerine ilişkin krediler ile bu kredilere ilişkin yapılan sigortalar dolayısıyla lehe alınan paraların söz konusu istisna düzenlemeleri dışında tutulmasının, istisnayla öngörülen amaçlar açısından daha uygun olacağı nedeniyle madde ile istisna uygulamasına sınırlama getirilmekte olup, kredinin kullanıldığı tarih itibarıyla üzerine kayıtlı konuta sahip olanların doğrudan veya kooperatifler aracılığıyla kullandıkları konut kredileri dolayısıyla lehe alınan paralar istisna kapsamı dışına çıkarılmıştır. Bunun yanı sıra, söz konusu kredi işlemlerine ilişkin yapılan sigortalar dolayısıyla lehe alınan paralar da istisna kapsamı dışına çıkarılmıştır.
7. Damga Vergisi Kanununda Yapılan Değişiklikler
7.1. Ek 2. Maddesindeki Damga Vergisi İstisnasında Değişiklikler Yapılmıştır
1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun ek 2 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendinde yer alan “Kalkınma Bakanlığınca yayımlanan” ibaresi “Cumhurbaşkanı kararı ile yürürlüğe konulan” şeklinde değiştirilmiş ve “uluslararası ihaleye çıkarılanların ihalesini kazanan veya” ibaresi ile aynı bendin (i) alt bendinde yer alan “uluslararası ihalelerde tamamı üzerinden, yabancı para ile finanse edilenlerde ise” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun ek 2 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendi uyarınca, Kalkınma Bakanlığınca yayımlanan cari yıl yatırım programında yer alan yatırımlardan ve Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının bu programda yer almayan kamu yatırımlarından uluslararası ihaleye çıkarılanların ihalesini kazanan veya yabancı para ile finanse edilenlerin yapımını üstlenen ana yüklenici firmaların faaliyetlerine Vergi, Resim, Harç İstisnası Belgesine bağlı olarak damga vergisi istisnası uygulanmak suretiyle ülkeye döviz girişinin sağlanması ve ülkeden döviz çıkışının engellenmesi amaçlanmakta iken, ek 2 nci maddede yer alan “Uluslararası ihale: Kamu kurum ve kuruluşları tarafından yerli ve yabancı firmaların ayrı ayrı veya birlikte iştirakine açık olarak çıkılan ve yabancı firmalarca da teklif verilen ihale” şeklindeki tanımda bulunan “ve yabancı firmalarca da teklif verilen” ibaresi Anayasa Mahkemesi’nin 24/12/2020 tarihli ve E:2020/15; K:2020/78 sayılı Kararı ile hukuki öngörülebilirlik ve belirlilik ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmiş olup, söz konusu Karar 28/4/2021 tarihli ve 31468 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonrasında, yabancı firmalarca teklif verilmese dahi, Kanunun ek 2 nci maddesinin 2/a fıkrasında belirtilen yatırımlara ilişkin olarak ihale makamlarınca, yerli ve yabancı isteklilere açık olarak çıkılan tüm ihalelerde düzenlenen kağıtlara damga vergisi istisnası uygulanması söz konusu olmaktadır. Bu durum, tam mükellef firmalar tarafından üstlenilen söz konusu ihalelerde, yerli ve yabancı firmalar arasında rekabet oluşturmak suretiyle hem kamunun yatırım maliyetinin düşürülmesi hem de ülkeden döviz çıkışının engellenmesi amacının dışına çıkılmasına ve vergi kaybına neden olmaya başlamıştır.
Madde ile, halihazırda cari yıl yatırım programları Cumhurbaşkanı Kararları ile yürürlüğe konulduğundan, 488 sayılı Kanunun ek 2 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendinde (mülga) Kalkınma Bakanlığına yapılan atıfta değişiklik yapılmakta, ayrıca anılan bentte sayılan yatırımlara yönelik istisna uygulamasının genel amacına hizmet etmeyen uluslararası ihaleye çıkarılanlar yönüyle kaldırılması, damga vergisi istisnasının yalnızca ülkeye döviz girişine hizmet eden yabancı para ile finanse edilen yatırımlar yönünden devamı amaçlanmıştır.
7.2. 4/1/2002 Tarihli ve 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu Kapsamındaki Kurum ve Kuruluşlara Şikâyet veya Kamu İhale Kurumuna İtirazen Şikâyet ya da Yargı Kararı Üzerine İhalenin İptal Edilmesi Hâlinde, İptal Edilen İhaleye İlişkin Olarak İhale Makamı ile Düzenlenen Sözleşmenin de Hükmünden Yararlanılmayan Kısmının İadesine İmkan Sağlanmaktadır
488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “II. Kararlar ve mazbatalar” başlıklı bölümünün (2) numaralı fıkrasının parantez içi hükmünde yer alan “ihale kararının” ibaresi “ihale kararı ve ihaleye ilişkin olarak ihale makamı ile düzenlenen sözleşmenin” şeklinde değiştirilmiştir.
28/2/2023 tarihli ve 32118 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13/12/2022 tarihli ve E:2022/125; K:2022/162 sayılı Kararı ile, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun “II. Kararlar ve mazbatalar” başlıklı bölümünün 2 nci fıkrasının parantez içi hükmünde yer alan “Sözleşmenin düzenlenmiş olması durumunda sözleşmeye ilişkin damga vergisi ret ve iade edilmez.” cümlesi, ihalenin iptal edilmesi durumunda ihale kararının hükmünden yararlanılmayan kısmına isabet eden damga vergisinin ret ve iade edilmesine imkân tanınmışken, ihalenin iptaline istinaden ihale üzerine bırakılan isteklinin değişmesi nedeniyle sözleşmenin uygulanma kabiliyetinin kalmadığı durumlarda sözleşmenin hükmünden yararlanılmayan kısmına isabet eden damga vergisinin ret ve iade edilmesine imkân tanınmamasının çelişkili bir uygulamaya sebebiyet verdiği, bu şekilde ihale sonucu imzalanan sözleşmenin uygulanamaz duruma gelmesi halinde, sözleşmenin hükmünden faydalanılmayan dönemlere yönelik damga vergisinin ret ve iade edilmemesinin kişilere aşırı külfet yüklediği ve kuralın orantılı olmadığı gerekçeleriyle iptal edilmiştir.
İhale kararına ait damga vergisi yönünden Kanunla sağlanan belirlilik ve hukuki öngörülebilirlik, iptal kararı sonrası sözleşmeler yönüyle sağlanamadığından, oluşan hukuki boşluk yeni ihtilafları ve uygulama farklılıklarını beraberinde getirmiştir.
Bu kapsamda Anayasa Mahkemesi kararı dikkate alınarak yapılan düzenleme ile, ihale kararlarında olduğu gibi, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlara şikâyet veya Kamu İhale Kurumuna itirazen şikâyet ya da yargı kararı üzerine ihalenin iptal edilmesi hâlinde, iptal edilen ihaleye ilişkin olarak ihale makamı ile düzenlenen sözleşmenin de hükmünden yararlanılmayan kısmının iadesine imkan sağlanmıştır. Böylece, ihalenin iptali olmaksızın sadece ihale üzerine bırakılan isteklinin değişmesi durumunda mevcut ihale kararı ve sözleşmenin damga vergilerinin iade edilmeyeceği hususu açıklığa kavuşturulmuştur.
8. ÖTV Kanununda Yapılan Değişiklikler
8.1. Motorlu Araç Ticareti Yapanların Kendi Aralarında Yaptıkları Adi Sözleşmelere İstinaden, ÖTV Aranmaksızın İşlem Tesis Edilmesinin Önüne Geçilmesi İstenmiştir
6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendine “ana bayi” ibaresinden önce gelmek üzere “resmî şekilde düzenlenen sözleşmesi bulunan;” ibaresi eklenmiştir.
Motorlu araç ticareti yapanlar arasında yapılan sözleşmelerin noterde düzenlenmesi gerektiğine yönelik ikincil mevzuatta yer alan düzenleme, Kanunda dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle yargıda ihtilaf konusu yapılmıştır. Madde ile söz konusu düzenlemeye Kanunda açıkça yer verilmesi sağlanmaktadır.
Böylece, vergi güvenliğini teminen, motorlu araç ticareti yapanların kendi aralarında yaptıkları adi sözleşmelere istinaden, ÖTV aranmaksızın işlem tesis edilmesinin önüne geçilmesini sağlamak üzere, söz konusu sözleşmelerin noterde düzenlenmesi gerektiği hususu açıklığa kavuşturulmuştur.
8.2. Serbest Bölgeye Yapılan Teslimlerin İhracat İstisnası Kapsamında Olmadığı Hususu Netleştirilmiştir
4760 sayılı ÖTV Kanununun 5 inci maddesinde ihracat istisnası düzenlenmekte olup, Kanunda serbest bölgelere yapılacak teslimlerin istisna kapsamında olduğu yönünde bir ifade bulunmamasına rağmen, yargıya intikal eden bazı olaylarda Türkiye Gümrük bölgesi dışında olduğu kabul edilen serbest bölgelere yapılan teslimlerin ihracat istisnası hükümleri çerçevesinde işlem görmesi gerektiği yönünde ihtilaflar ortaya çıkmaya başlamıştır.
Madde ile, halihazırda uygulamanın devamı mahiyetinde, serbest bölgeye yapılan teslimlerin ihracat istisnası kapsamında olmadığı hususu, Kanuna açıkça yazılmak suretiyle oluşacak ihtilafların önüne geçilmesi sağlanmıştır.
Maddenin son hali aşağıdaki gibidir:
ÖTVK 5/1-b; Teslim konusu mal, Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesinden çıkmış olmalıdır. Malın ihraç edilmeden önce yurt dışındaki alıcı adına hareket edenlere veya bizzat alıcıya işlenmek ya da herhangi bir şekilde değerlendirilmek üzere yurt içinde teslimi ile yurt içinden serbest bölgelere yapılan teslimleri ihracat sayılmaz.
8.3. 4760 Sayılı Kanun’un Geçici 6’ncı Maddesinin Uygulama Süresi Uzatılmıştır
ÖTVK Geçici 6. Madde son hali aşağıdaki gibidir:
31/12/2033 tarihine kadar, bu Kanuna ekli (IV) sayılı listede yer alan 8517.12.00.00.11 G.T.İ.P. numaralı malların karşısında gösterilen orana göre hesaplanan verginin, bu malların her bir adedi için 160 Türk Lirasından az olması halinde, orana göre hesaplanan vergi yerine her bir adet için Cumhurbaşkanı (3) bu tutarı veya yeniden değerleme oranı uygulanmak suretiyle belirlenmiş olan tutarı sıfıra kadar indirmeye, üç katına kadar artırmaya yetkilidir.
Bu maddede yer alan tutarlar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Hesaplanan tutarın 1 lirayı aşmayan kesirleri dikkate alınmaz
Madde ile, 4760 sayılı Kanunun geçici 6 ncı maddesinin uygulama süresi uzatılmakta, maddede belirtilen vergi tutarının 213 sayılı Kanun hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle günün sosyal, ekonomik ve mali ihtiyaçlarına uygun olarak güncellenmesi amaçlanmıştır.
9. Sonuç
7491 sayılı Kanunla birlikte;
- Ülkemize döviz getirilmesini teşvik etmek üzere; Yurt dışından elde edilen kâr paylarının tamamının Türkiye’ye getirilmesi şartı ile bu kazançların yarısının gelir ve kurumlar vergisinden istisna edilmesi, Yurt dışına verilen mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, eğitim ve sağlık gibi hizmetlere uygulanan %50 kazanç indiriminin, kazancın tamamının Türkiye’ye getirilmesi şartıyla %80’e çıkarılması,
- İhracatın desteklenmesi amacıyla, aracılı ihracat sözleşmesine dayanarak imalatçı veya tedarikçi kurumların dış ticaret sermaye şirketleri veya sektörel dış ticaret şirketleri üzerinden gerçekleştirdikleri ihracat faaliyetlerine ilişkin kazançlarda da beş puanlık kurumlar vergisi indirimi uygulanması,
- Vergiye gönüllü uyumun artırılması için, gerçek kişilere; sosyal ağ sağlayıcıları üzerinden elde ettikleri kazançlar için sağlanan vergilendirme kolaylığının, internet ve benzeri elektronik ortamlardan elde edilen gelirlere de uygulanması sağlanarak mevcut istisnanın kapsamının genişletilmesi, Nüfus idarelerinin re’sen yapmış oldukları düzeltme işlemleri neticesinde ticaret ve tapu sicilinde yapılacak düzeltme işlemlerinde harç istisnası sağlanması,
- Vergi güvenliğinin sağlanmasına hizmet etmek üzere, Motorlu araç ticareti yapanlar arasında yapılan sözleşmelerin noterde düzenlenmesinin sağlanması, Yurt içinden serbest bölgelere yapılacak teslimlerde özel tüketim vergisinin ihracat istisnası kapsamında olmadığının açıklığa kavuşturulması,
- İndirimlerin azaltılması kapsamında; İhracat, yurt dışı inşaat, onarım, montaj ve taşımacılık işlerinde yurt dışından elde edilen kazançlara yönelik olarak belgeye dayanmaksızın uygulanan götürü gider indiriminin kaldırılması, KDV iadelerinde iade hakkının kısmen veya tamamen kaldırılması veya yeniden koyulması hususunda Cumhurbaşkanına yetki verilmesi, Konut kredilerine yönelik BSMV istisnasının bir konutla sınırlandırılması,
- Bağlama kütüğü harçlarının artırılarak yıllık alınması ve bazı liman harçlarının yeniden belirlenmesi,
- Gelir ve kurumlar vergisi tevkifat oranlarına ilişkin yetki düzenlemeleri yapılması,
- İhracatçılar lehine münhasıran ihracat kredileri için kefalet vermek amacıyla kurulan Katılım Finans Kefalet Anonim Şirketine muafiyet tanınması,
- Banka ve finans kurumlarınca 2024 ve 2025 yıllarında yapılacak enflasyon düzeltmesinin vergi matrahını etkilememesi,
- Anayasa Mahkemesi kararları çerçevesinde gerekli düzenlemelerin yapılması,
- Menkul malların fiili hacizlerinde kullanılan haciz tutanaklarının elektronik ortamda düzenlenebilmesi,
- 31 Aralık 2023 tarihinde sona erecek bazı hükümlerin süresinin uzatılması
yönünde düzenlemeler önerilmektedir.
Diğer taraftan,
- Tütün ve alkollü içkilerin üretim ve satışında, kaçakçılık fiillerinden soruşturma ve/veya kovuşturma başlatılması durumunda, faaliyetlere ilişkin verilen belgelerin askıya alınması,
- Akaryakıt kaçakçılığı ile mücadele kapsamında sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya bu belgeleri kullanma suçları ile ödeme kaydedici cihaza yönelik gerçekleştirilen fiiller ile ilgili soruşturma ve/veya kovuşturmanın bulunması durumunda geçici olarak faaliyetlerin durdurulması, haklarında bu suçlardan kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunanlara lisans verilmemesi,
- Özelleştirme programına alınan kuruluşların özelleştirilmesine ilişkin ihalelerin elektronik ortamda yapılabilmesine olanak sağlanması,
- Yapım işlerine ek fiyat farkı ve süre uzatımı verilmesi,
- Bankacılık Kanununda yer alan ve işletmelerin borçlarını yeniden yapılandırabilmelerine imkân sağlayan düzenlemenin yeniden uygulanmasına imkân sağlanması,
- Tüm şans oyunları için ikramiye dağıtım oranının üst sınırının %83’ten %93’e yükseltilmesi,
- 6/2/2023 tarihinde vuku bulan depremler sebebiyle Genel hayata etkili afet bölgesi ilan edilen yerlerde 31/12/2025 tarihine kadar kapsamı yapı malzemeleri ve yapım işleriyle sınırlı olmak üzere fahiş fiyat uygulamalarına katlı idari para cezası verilmesine ilişkin düzenleme yapılması,
- Yazılı keşide tarihinden önce çeklerin ödenmek için muhatap bankaya ibrazının geçersiz olmasına ilişkin sürenin uzatılması,
- Anayasa Mahkemesinin kamu personeli ile ilgili çeşitli mevzuatta düzenlenen bazı hükümlerin iptaline ilişkin kararlarına istinaden düzenleme yapılması,
- Mahalli idarelerin kira sertifikası ihraçlarının Hazine ve Maliye Bakanlığının iznine tabi olması,
- Koşullu erişim yöntemiyle yayın hizmeti sunan kuruluşların yıllık net satışları üzerinden ayıracakları yüzde bir buçuk oranındaki payı Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna ödemeleri şartı getirilmesi,
- Türk taşıyıcı tarafından usulüne uygun olarak yapılmış kiralama sözleşmeleriyle kiralanan yabancı tescilli hava araçlarının da Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde ülke içinde, iki nokta arasında havayolu ile ticari amaçla yolcu, posta ve yük taşımaları yapmalarına imkân sağlanması,
gibi amaçlarla düzenlemeler yapılmıştır.
Kaynakça
-
7491 Sayılı Kanun ve Genel Gerekçesi
-
https://www.pwc.com.tr/tr/hizmetlerimiz/vergi/bultenler/2023/7491-sayili-kanunun-vergi-duzenlemeleri.html, Erişim tarihi: 29.12.2023
-
https://ismmmo.org.tr/dosya/4561/Mevzuat-Dosya/28122023-7491-sayili-kanun-rehber.pdf, Erişim tarihi: 28.12.2023
-
https://www.verginet.net/dtt/11/Vergi-Sirkuleri-2023-122.aspx, Erişim tarihi: 28.12.2023