Makaleler


Deprem Yardımlarının Gümrük Vergisi ve Temel Vergi Kanunları Açısından Değerlendirilmesi


Vergi     Vergi Usul Mevzuatı    

SERKAN ÖZDEMİR - E. GELİRLER KONTROLÖRÜ - 28 Şubat 2023

Özet

Yurt dışından deprem bölgelerine gönderilen yardım malzemelerinin, gümrük vergisinden muaf olarak serbest dolaşıma sokulmasının dayanak düzenlemesi, 4458 sayılı Gümrük Kanun’un 167’nci maddesi ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Karar Hakkında Karar’ın (2009/15481) kapsamında belirlenmiştir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi hükümleri uyarınca, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince yapılan nakdi veya ayni bağış ve yardımlar, yardımın yapıldığı kurumların statüsüne göre tamamı ve %5’inin matrahtan indirimi mümkündür.  Ayrıca malların teslimi de 3065 sayılı KDV Kanunu ve 4760 sayılı ÖTV Kanunu’na yer alan şartlar dahilinde vergiden müstesna tutulmuştur.

Anahtar Kelimler

Bağış ve yardım, deprem, istisna, vergiden indirim.

  1. Giriş

Merkez üssü Kahramanmaraş ili olan ve 9 il de daha yıkıcı etkisini gösteren 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından dünyanın gözü Türkiye'ye çevrilmiştir. Dünya deprem tarihine geçen bu felaketin sonrasında, Türk ulusu olarak 7’den 70’ine herkes afetzedelere yardıma koşarken dünyadan da ülkemize gönderilen yardımlar, yadsınamayacak seviyelere çıkmıştır.

Önü ardı kesilmeden yurt dışından deprem bölgelerine gönderilen münhasıran ayni yardımların sosyal yönü tartışmasız olsa da bu yardımların özellikle gümrük vergi uygulamaları karşısındaki durumu ile yurt içinden yapılan ayni ve nakdi bağış ve yardımların vergi uygulamaları açısından değerlendirilmesi önem arz eden bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu gerekçelerle afet bölgelerine yurtdışından gönderilen yardım malzemeleri gümrük vergisi açısından, yurt içinden yapılan ayni ve nakdi bağış ve yardımlar ise gelir vergisi, kurumlar vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi vergi kanunları açısından değerlendirilmiştir.

2-Yurt Dışından Gönderilen Yardım Malzemelerin 4458 Sayılı Gümrük Kanunu Açısından Değerlendirilmesi

Yurt dışından gönderilen yardımların, gümrük vergisi açısından konumu, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun[1] altıncı kısım, birinci bölüm “Gümrük Vergilerinden Muafiyet ve İstisna” başlıklı 167’nci maddesinde düzenlenme konusu yapılmıştır.

Mezkûr maddenin 12’nci fıkrasında yer alan düzenleme aynen aşağıda gözüktüğü gibidir.

12. Diğer eşya;

a) Malül ve engellilerin kullanımına mahsus eşya[2],

b) Tabiî afetler, tehlikeli ve salgın hastalıklar, büyük yangınlar, radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli nitelikteki kimyasal ve teknolojik olaylar ile büyük nüfus hareketleri gibi kriz hallerinden zarar görenlere gönderilen eşya,

c) Türkiye'de düzenlenen uluslararası spor müsabakalarında kullanılmak üzere getirilen eczacılık ürünleri,

Birinci fıkranın (3) ila (12) numaralı bentlerinde yer alan eşyayı geliş süreleri dâhil tanımlamaya, bunların cins, nevi ve miktarlarını belirlemeye, muafiyet ve istisna uygulanacak tutarları sıfıra kadar indirmeye veya iki katına kadar çıkartmaya ve bu muafiyet ve istisnayı farklı eşya itibarıyla birlikte veya ayrı ayrı uygulamaya ve ticari mahiyette bulunmayan vergiye tabi eşyadan alınacak gümrük vergilerini göstermek üzere ilgili kanunlarda belirtilen hadleri geçmemek şartıyla tek ve maktu bir tarife uygulamaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.[3]

4458 sayılı Kanun’un Mad.167/12-(b) bent hükmü, 5911 sayılı Kanun’un[4] 37. maddesi ile değiştirilmiştir. Değişiklik öncesinde; “b) Doğal afetlerden zarar görenlere gönderilen eşya,” ifadesi nedeniyle yalnızca doğa olaylarından zarar görenlere yurtdışından gönderilen  eşya gümrük vergisi muafiyetinden yararlanmakta iken, değişiklik sonrasında “ doğal afetlerin yanı sıra  tehlikeli ve salgın hastalıklar, büyük yangınlar, radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli nitelikteki kimyasal ve teknolojik olaylar ile büyük nüfus hareketleri gibi kriz hallerinden ötürü zarar görenlere de yurtdışından yapılan ayni yardımlar gümrük vergisi muafiyetinden yararlanacaktır.

Terminolojide, tabi afetler, önlenmesi insan elinde olmayan, doğal güçlerin yarattığı sel, deprem, dolu gibi felaketler olarak tanımlanmıştır.[5]

Diğer taraftan 167’nci maddenin 12’nci fıkrasında, Bakanlar Kurulu (2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı KHK’nin 126’ncı maddesiyle değişen “Cumhurbaşkanı”)’na maddenin 4 ila 12'nci fıkralarında yer alan eşya ile ilgili birtakım yetkiler verilmiştir.

Kanunun lafzi yorumundan da anlaşılacağı üzere Cumhurbaşkanına tanınan yetki 12'nci fıkralarında yer alan eşya ile sınırlıdır; 167'nci maddenin vergilendirme işleminin hukuksal dayanağı olan 1, 2 ve 3 numaralı fıkralar hakkında düzenleme yapma yetkisi dışına tutulmuştur. Verginin mükellefinin vergi kapsamı dışına çıkarılması anlamına gelen muafiyet ile konusunun vergileme dışında bırakılması anlamına gelen istisnanın, önceden Kanunla konulan verginin kısmen veya tamamen kaldırılması sonucunu yaratması sebebiyle, "kanunilik ilkesi" kapsamında bulunduğu gerek öğretide gerekse Anayasa Mahkemesi kararlarında kabul edilmektedir. Dolayısıyla; idari işlemlerle veya yargı kararlarıyla kişi ya da kuruma muafiyet; eşyaya istisna tanınabilmesi olanaklı değildir.

2.1. 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında 2009/15481 Sayılı (Mülga) Bakanlar Kurulu Kararı’nda Yapılan Açıklamalar

4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 167'nci maddesinde, muafiyet uygulanarak serbest dolaşıma sokulacak eşyayı tanımlama, bunların cins, nevi ve miktarlarını belirleme konusunda yetkili kılınan Bakanlar Kurulu, bu yetki çerçevesinde Kanunu’nun münhasıran 16, 74, 131, 132, 141, 167, 169, 195, 202, 214, 215, 221, 225 ve 237’nci maddelerinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların düzenlenmesi amacıyla “4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında 2009/15481 Sayılı (Mülga) Bakanlar Kurulu Kararı[6]” yayımlanmıştır.

Kararın, ithalat vergilerinden tam muafiyet ve geçici ithalat rejiminin uygulamasına ilişkin hallerin düzenlendiği birinci bölümün, “Kriz hali için gönderilen yardım malzemesi” başlıklı 26’ncı maddesinde açıkça, tabii afetler, tehlikeli ve salgın hastalıklar, büyük yangınlar, radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli nitelikteki kimyasal ve teknolojik olaylar, büyük nüfus hareketleri gibi durumlar nedeniyle, bir kamu kuruluşuna veya kamu kuruluşları tarafından yetkili kılınan kuruluşlar adına gönderilen yardım malzemesine,  geçici ithalat izni verileceği belirtilmiştir.

Diğer taraftan, gümrük vergilerinin ve diğer amme alacaklarının ödenmesini sağlamak amacıyla Kanunun 202’nci maddesi gereği işletilen teminat uygulamasında da mezkur maddenin 4’ncü fıkrasının Cumhurbaşkanına(2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı KHK öncesi) verdiği yetki, 2009/15481 Sayılı Karar ile kullanılmış ve Kararın 41’inci maddesinde, Türkiye Gümrük Bölgesinde meydana gelen kriz hali nedeniyle bir kamu kuruluşu adına veya kamu kuruluşları tarafından yetkili kılınan kuruluşlar adına gönderilen ve yazılı beyana konu olan yardım malzemeleri için teminat aranmayacağı belirtilmiştir.

2009/15481 sayılı BKK ile ekli listelerde yer alan ve söz konusu Karar’da belirtilen şartları taşıyan eşya ithalat vergilerinden tam muafiyet suretiyle geçici ithalat rejiminden yararlanacaktır. Dolayısıyla Türkiye Gümrük Bölgesi’ndeki kriz hali nedeniyle bir kamu kuruluşuna veya kamu kuruluşları tarafından yetkili kılınan kuruluşlar adına gönderilen yardım malzemesine, geçici ithalat izni verilerek, serbest dolaşıma giren bu yardım malzemeleri gümrük vergisi ve teminat uygulamasından muaf tutulacaktır. Bu muafiyetin kapsamı ise Karar’ın 105’inci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre:

1) Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu yararına çalışan dernekler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar tarafından;

a) Kriz hallerinde zarar gören kişilere ücretsiz olarak dağıtılmak amacıyla,

b) Söz konusu kurumların mülkiyetinde kalmak kaydıyla kriz hallerinden zarar görenlerin ücretsiz olarak kullanımına sunulmak üzere, serbest dolaşıma sokulan eşya için gümrük vergileri aranmaz.

Afad, Kızılay vb kuruluşlar bu kapsamda serbest dolaşıma soktukları yardım malzemeleri için muafiyet hükümlerinden yararlanacaktır.

2) Yardım kuruluşları tarafından kriz hali süresince kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla serbest dolaşıma sokulan eşyaya da muafiyet tanınacaktır.

Buradaki yardım kuruluşlarından kastedilen ise münhasıran hayır veya insani yardım amacıyla kurulan ve kâr amacı gütmeyen tüzel kişiliklerdir.

Karar’da her ne kadar yardım kuruluşlarınca kriz hali süresiyle sınırlı olarak tam muafiyet suretiyle geçici ithalat rejiminden faydalanacağına hükmedilmişse de 2 Seri No.lu Gümrük Muafiyet Tebliği[7]’nde yer alan düzenlemeye dikkate alındığında bu yardım kuruluşlarının ya vergi muafiyeti tanınan vakıf veya kamu yararına çalışan dernek statüsünde olması gerektiği sonucuna varılmaktadır.

Dolayısıyla Ahbab ve Akut Derneği gibi dernekler aranan nitelikte olmadığı için bu kapsamda gümrük vergi muafiyeti hükümlerinden faydalanamayacaktır.

3) Kriz hallerinden zarar gören bölgelerin yeniden inşasına yönelik madde ve malzemeler muafiyet kapsamı dışında tutulmuştur.

Kanun’un 167’nci madde düzenlemesinde geçen “eşya” terimi ise yine Kanunun 3’ncü maddesinin 23’ncü fıkrasında “her türlü madde, ürün ve değeri” şeklinde tanımlanmıştır.

Ancak bu kapsamda gönderilen eşyaya, ithal vergilerinden tam muafiyet suretiyle geçici ithalat rejiminin uygulanabilmesi için işin mahiyetine de uygun olarak kurtarma ve çeşitli yardım malzemeleri gibi ihtiyaçları karşılamaya dönük olması gerekmektedir.

Kriz hallerinde zarar görenlere gönderilen eşyanın kapsamını kanun koyucu amaçsal açıdan belirlemiştir.

Zira, 2 Sayılı Gümrük Muafiyeti Tebliği’nin 22’nci maddesinde açıkça, serbest dolaşıma girecek eşya için, ticari gaye güdülmemek ve amacı doğrultusunda kullanılmak üzere gönderilecek nitelikte olduğu belirtilmiştir.

2.2. Gümrük Muafiyeti Tebliği (2 Seri No.lu)’nde Yapılan Açıklamalar

Kriz hallerinde zarar görenlere gönderilen eşyanın serbest dolaşıma girişi esnasında muafiyet tanınacak halleri ve bu muafiyetin kullanılmasına ilişkin usul ve esasları 2 Seri No.lu Gümrük Muafiyet Tebliği’nde düzenlemiştir.

Tebliğ’in 35’inci maddesinde, yurt dışında bulunan gerçek ve tüzel kişiler ile resmi kuruluşlar tarafından bağışlanan Kararın 105’inci maddesinde belirtilen eşyanın, yalnızca;

  • Kamu kurum ve kuruluşları ile
  • Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve
  • Kamu yararına çalışan dernekler tarafından serbest dolaşıma girişine izin verileceği belirtilmiştir.

Tebliğ’in 36’ncı maddesinde ise kriz hali nedeniyle, kriz halinden etkilenen bölgeye yurt dışından insani amaçla gönderilen temel ihtiyaç maddeleri ile diğer eşya için gümrük mevzuatının öngördüğü şekilde konşimento veya taşıma belgesinin ibraz edilmek üzere bulundurulmasının şart olduğu belirtilmiştir.

Temel ihtiyaç maddesini ve diğer eşyayı kabul eden kuruluş tarafından aşağıda görseline yer verilen Tebliğ’in 7 no.lu Ekinde yer alan;

Listeye uygun olarak düzenlenecek eşya listesi gümrük idaresine sunulacağı ve buna göre gümrük işlemlerinin tamamlanacağı belirtilmiştir.

Mezkur Tebliğ’in “Gıda Maddeleri Ve Sağlık Malzemelerinin Denetimi” başlıklı devam eden 37’nci maddesinde ise kriz bölgesine yardım amacıyla gönderilen gıda maddeleri ile ilaç, ilk yardım malzemesi vb. sağlık malzemeleri için gönderildiği ülkeden veya ülkemizde ilgili Bakanlıktan alınacak insan, hayvan, bitki ve çevre sağlığı yönünden güvenli olduğunu gösteren belgenin, gümrük idaresine sunulacağı belirtilmiştir.

3-Yurtiçinden Deprem Bölgelerine, Afetzedelere Yapılan Bağış ve Yardımların Vergi Kanunları Açısından Değerlendirilmesi

Zira yurt dışından gönderilen sosyal yardımların vergisel açıdan değerlendirilmesi, göndericinin bulunduğu ülke vergi kanunları ile uluslararası vergilendirme prensipleri açısından değerlendirilmesi gereken bir konudur.

Vergi kanunlarında bağış ve yardımlara ait düzenlemelere, Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, Katma Değer Vergisi, Veraset ve İntikal Vergisi, Damga Vergisi, Harçlar Kanunu’nda yer verilmiştir.

Makalemizin bu bölümü altına yapılan bağış ver yardımlar, gelir ve kurumlar vergisi ile kdv açısından değerlendirilmiştir.

3.1.Gelir veya Kurumlar Vergisi Açısından

Makale konumuzla sınırlı olarak, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 89’uncu maddesinde ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun ise 10’uncu maddesinde bağış ve yardımlara ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.

  1. Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler ile kamu yararına çalışan dernekler ve Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflara (kurumlar vergisi mükelleflerince ayrıca bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara) yıllık toplamı beyan edilecek gelirin % 5'ini (gelir vergisi mükelleflerinde kalkınmada öncelikli yöreler için % 10'unu) aşmamak üzere, makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar, (193 s. K. Md 89/4-5520 s. K. Md.10/1-c)

Sayılan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının %5’ine kadar olan kısmı, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince verilecek beyannamede ayrıca gösterilmek şartıyla kazançtan indirim konusu yapılabilecektir.

Matrahtan indirilmesi için bağış ve yardımın;

  • Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara, kamu yararına çalışan dernekler ile (sadece kurumlar vergisi mükelleflerince) bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan kurum ve kuruluşlara yapılması,
  • Makbuz karşılığı olması,
  • Karşılıksız yapılması,
  • Sadece ilgili dönem kazancından indirilmesi
  • Beyannamede ayrıca gösterilmesi

gerekir. İndirilemeyen kısım diğer yıla nakledilemez.

Kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilecek bağış ve yardımların tutarı, o yıla ait kurum kazancının %5’i ile sınırlıdır. Gelir vergisi mükelleflerince kalkınmada öncelikli yörelere yapılacak bağış ve yardımlarda beyan edilen kazancın % 10'u matrahtan indirilecektir.

  1. Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyalarına makbuz karşılığı yapılan ayni ve nakdî bağışların tamamı, (193 s. K. Md 89/10-5520 s. K. Md.10/1-e)
  2. İktisadi işletmeleri hariç, Türkiye Kızılay Derneğine ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımların tamamı, (193 s. K. Md 89/11-5520 s. K. Md.10/1-f)

Anılan Dernek ve Cemiyete yapılacak aynî bağış ve yardımlar ise Tebliğin "10.3.2.1. Kurum kazancının %5'i ile sınırlı bağış ve yardımlar" başlıklı bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirilecektir.

Diğer taraftan, anılan Dernek ve Cemiyetin iktisadi işletmelerine yapılan bağış veya yardımların kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün değildir.

Bağış ve yardımın nakden yapılmaması halinde, bağışlanan veya yardımın konusunu teşkil eden mal veya hakkın varsa mukayyet değeri, yoksa 213 sayılı VUK hükümlerine göre Takdir Komisyonunca tespit edilecek değeri esas alınır.

3.2.Katma Değer Vergisi Açısından

  1. Belli Kurum ve Kuruluşlara Yapılan Bedelsiz Teslim ve Hizmetlerde İstisna (KDV Kanunu madde 17/2-b)

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nda bazı bedelsiz teslim ve hizmetler KDV'den müstesna tutulmuştur. Makale konumuz ile sınırlı olduğu için depremden zarar görenlere yapılacak ayni veya nakdi bağış ve yardımların kdv uygulaması açısından istisna hükmünü düzenleyen ilgili madde, “Sosyal ve Askerî Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar”başlıklı 17/2-b fıkrasıdır. Mezkûr fıkra düzenlemesi aşağıda gözüktüğü gibidir,

“…b) (5228 sayılı Kanunun 15 inci maddesiyle değişen bent. Yürürlük: 31.7.2004) Üniversite ve yüksekokullar ile 8.6.1965 tarihli ve 625 sayılı Kanun hükümlerine tâbi özel okullar tarafından ilgili dönemdeki kapasitelerinin %10'unu geçmemek üzere verilen bedelsiz eğitim ve öğretim hizmetleri, kanunların gösterdiği gerek üzerine bedelsiz olarak yapılan mal teslimi ve hizmet ifaları, birinci fıkrada sayılan kurum ve kuruluşlara bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifaları ile fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan (5281 sayılı Kanunun 43/14-a maddesiyle değişen ibare; Geçerlilik; 01.01.2005, Yürürlük; 31.12.2004) gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin teslimi,”

Kanun koyucu, bağış ve yardımları, KDV mevzuatında bedelsiz teslim olarak nitelendirilmiş ve Mad 17/1’de sayılanlara yapılan bedelsiz her türlü mal ve hizmet teslimleri (bağışlar), KDV’nden istisna edilmiştir.

Bu noktada bölgeye yönelik yapılacak ayni nitelikteki bağışların, kdv istisnasından yararlanması için bedelsiz teslimin;

- Genel ve katma bütçeli dairelere, - İl özel idarelerine, - Belediyelere, - Köylere, - Yukarıda sayılan kamu tüzel kişilerince teşkil edilen birliklere, - Üniversitelere, - Döner sermayeli kuruluşlara, - Kanunla kurulmuş kamu kurum ve kuruluşları, - Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, - Siyasi partilere, - Sendikalara, - Kanunla kurulan veya tüzel kişiliğe haiz olan emekli ve yardım sandıklarına, - Kamu menfaatine yararlı derneklere, - Tarımsal amaçlı kooperatiflere, - Bakanlar Kurulu’nca vergi muafiyeti tanınan vakıflara, yapılmış olması şarttır.

  1. Yabancı Devletlerin Türkiye’deki Diplomatik Temsilcilik ve Konsoloslukları ile Yabancı Hayır ve Yardım Organizasyonlarına Yapılan Teslim ve Hizmetlerde İstisna (KDV Kanunu madde 17/2-c)

3065 sayılı Kanunun (17/2-c) maddesinde, yabancı devletlerin Türkiye’deki diplomatik temsilcilik ve konsoloslukları ile yabancı hayır ve yardım kurumlarına Kanunun (17/1) inci maddesinde yazılı kuruluşlara bedelsiz olarak yapacakları teslim ve hizmetlere ilişkin olarak yapılan teslim ve hizmetler KDV’den istisna edilmiştir.

Katma Değer vergi Genel Uygulama Tebliği’nde söz konusu istisnanın uygulamasına ilişkin olarak;

  1. Kanunun (17/1)inci maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlara bu kapsamda bedelsiz teslim edilecek mal ve hizmetler için herhangi bir sınırlama getirilmediği,
  2. Bu istisna kapsamında satın alınacak mal ve hizmet bedellerinin asgari sınırı KDV hariç 5.000 TL olması gerektiği ve bu kapsama istisnadan yararlanmak şartıyla birden fazla mal veya hizmetin dahil edilebileceği,
  3. İstisnadan yararlanacak yabancı hayır ve yardım kurumlarının kanuni merkezinin yurt dışında bulunması ve Türkiye’de gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyetini gerektiren herhangi bir faaliyette bulunmaması gerektiği, belirtilmiştir.

Dolayısıyla gerek KDV Kanunu madde 17/2-(b) hükmü uyarınca KDV mükelleflerinin gerekse de 17/2-(c) hükmü uyarınca Türkiye’deki elçilik veya konsolosluklar ile yabancı hayır ve yardım kuruluşlarının, doğrudan depremden zarar görenlere ya da Kanunun 17/1 maddesinde sayılmayan kurum ve kuruluşlara yapacakları bedelsiz teslim ve hizmetlerden ötürü KDV istisnasından yararlanamayacaklardır.

Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunda belirtilen türden bir üst sınır olmaksızın yararlanılacak bu istisna, KDV uygulamaları açısından kısmi istisna niteliğindedir.

Bilindiği üzere kısmi istisna, işlemlere ilişkin alış ve giderlere ait KDV’nin prensip olarak indirim ve/veya iadeye konu edilemediği istisna düzenlemeleridir. Bu kapsamındaki işlemler nedeniyle yüklenilen vergiler, 3065 sayılı Kanunun 30/a ve 58 inci maddeleri uyarınca gelir ve kurumlar vergisi bakımından gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilir.

Ancak kısmi istisna kapsamında olmakla birlikte, KDV indirimini de mümkün kılan bazı işlemler mevcuttur. Bu durum Kanunun 30/a maddesinde yer alan parantez içi hükmümden kaynaklanmaktadır. Buna göre, Kanunun (17/2-b), (17/2-c), (17/2-d), (17/4-c), (17/4-ı), (17/4-ö) 1 , (17/4-r) (kısmi olarak), (17/4-t), geçici 10 (kısmi olarak), geçici 12, geçici 23, geçici 24, geçici 32’nci maddeleri uyarınca, vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indirilebilecektir. Ancak, bu kapsamdaki işlemler nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV mükelleflere iade edilmeyecektir.

Diğer taraftan KDV Kanunu’nun “İthalat İstisnası” başlıklı 16’ncı maddesinin 1-(a) bendinde, bu Kanuna göre teslimleri vergiden istisna edilen mal ve hizmetlerin ithalinin de KDV’den istisna olduğuna hükmedilmiştir. Dolayısıyla KDV Kanunu madde 17/2-(b) ve (c) bent hükümlerine göre bedelsiz olarak ithal edilecek mal ve hizmetlerde KDV uygulamasından istisna edilecektir.

3.3.Özel Tüketim Vergisi Açısından

KDV Kanunu gibi 4760 sayılı ÖTV Kanunu’nda bağış ve yardımlar bedelsiz teslim ifadesiyle, “Diğer İstisnalar” başlıklı 7’nci maddesinde düzenlenmiştir.

  1. (I) Sayılı Listede Yer Alan Tasfiyelik Malların Kamu Kurumlarına Bedelsiz Teslimlerinde İstisna 

ÖTV Kanunu Mad. 7/1-(c) bendinde, “c) 4458 sayılı Gümrük Kanunu uyarınca tasfiyelik hale gelenlerinin tabii afetler, bulaşıcı hastalıklar ve benzeri olağanüstü durumlarda genel ve özel bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyelere, köylere ve bunların teşkil ettikleri birliklere bedelsiz teslimi ile 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 16/A maddesi uyarınca tasfiyelik hale gelenlerinin bu bentte sayılanlara bedelsiz teslimi,” hükmü gereği vergiden istisna tutulmuştur.

Bilindiği üzere Kanuna ekli (I) sayılı listenin A cetvelinde; akaryakıt ürünleri, doğal gaz, LPG, B cetvelinde ise akaryakıta katılabilen solvent türevleri, tiner, baz yağ, madeni yağlar ve yağlama müstahzarları sayılmıştır.

Bu istisna, (I) sayılı listede yer alan söz konusu malların;

  • Gümrük Kanunu uyarınca tasfiyelik hale gelenlerinin tabii afetler, bulaşıcı hastalıklar ve benzeri olağanüstü durumlarda genel ve özel bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyelere, köylere ve bunların teşkil ettikleri birliklere bedelsiz teslimi ile
  • Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 16/A maddesi uyarınca tasfiyelik hale gelenlerinin bu bentte sayılanlara bedelsiz tesliminde uygulanabilir. Dolayısıyla bu amaçla yapılan teslimlerde ÖTV mükelleflerince herhangi bir bedel alınması halinde, söz konusu istisna uygulanamaz.
  1. (IV) Sayılı Listede Yer Alan Malların Kamu Kurumlarına Bedelsiz Teslimlerinde İstisna 

(IV) sayılı listede yer alan malların genel ve katma bütçeli dairelere, il özel idarelerine, belediyelere, köylere ve bunların teşkil ettikleri birliklere bedelsiz teslimi veya bunlar tarafından bedelsiz olarak ithalinin vergiden istisna olduğu hükme bağlanmıştır.

(IV) sayılı listede, genel itibariyle, lüks sınıfına girebilecek bazı tüketim malları[8] almaktadır. Ancak bu listede günümüz şartlarında lüks sınıfı içerisinde değerlendirilmeyecek dolayısıyla afetzedeler için gerekli olabilecek nitelikte klima-ısıtıcı, beyaz eşya, küçük ev aletleri, cep telefonu, televizyon vb. dayanıklı tüketim malzemeleri de bulunmaktadır.

İstisna uygulamasında, (IV) sayılı listede yer alan malların istisnadan yararlananlara bedelsiz olarak teslimi veya bunlar tarafından bedelsiz olarak ithali esastır. Sözü edilen mallar için nakdi veya ayni herhangi bir bedel ödenmesi halinde ÖTV istisnası uygulanmayacaktır. Dolayısıyla söz konusu malların istisnadan yararlananlara tesliminde düzenlenecek faturalarda herhangi bir bedel gösterilmemesi şartıyla ÖTV hesaplanmaz. Gümrük idarelerince, ithal işlemlerini yapanlardan, ithal edilen malların istisnadan yararlanan kurumlarca bedelsiz edinildiğini gösteren belgeler aranır. Yurt içi teslimlerde de mükelleflerce, istisnadan yararlanan kurumlardan sözü edilen malların bedelsiz edinildiğine dair bir yazı istenir.

Görüleceği üzere, ÖTV Kanunu’nda mevcut istisna maddelerinin çalıştırılarak depremden zarar görenlere yapılacak bağış ve yardımlar için bedelsiz teslimlerin genel ve katma bütçeli dairelere, il özel idarelerine, belediyelere, köylere ve bunların teşkil ettikleri birliklere hülasa kamu kurum ve kuruluşlarına yapılması gerekmektedir.

Doğrudan depremden etkilenen kişilere, derneklere, vakıflara, sivil toplum kuruluşlarına veya şirketlere bedelsiz olsa dahi tesliminde ÖTV istisnası uygulanmayacaktır.

  1. Sonuç

Makalemizde açıklama konusu yaptığımız vergi kanunlarında yer alan düzenlemelere dikkat edilirse, yardımseverler tarafından yapılacak bağış ve yardımların doğrudan depremden zarar görenlere değil sayılan kamu kurum ve kuruluşları üzerinden yürütülmesi amaçlanmaktadır.

Burada kanun koyucu, deprem vb. afetler dolayısıyla yapılacak yardımların tek elden yürütülmesi ve bu sayede koordinasyon sağlanması amacıyla, devlet tüzel kişiliğine sahip kamu idarelerini vazifeli görmektedir.

Vergi kanunlarında sayılan kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra vergiden muaf vakıflar ile kamuya yararlı derneklere yapılacak bedelsiz teslimlerinde ilgili vergi istisnası hükmünden yararlanmasına olanak sağlanmıştır.

Söz konusu vergiden muaf vakıf ve kamuya yararlı derneklerin diğer hemcinslerinden farkı bunların kamu kurumları tarafından rutin inceleme ve denetime tabi tutulmasından ileri gelmektedir.

Kanun koyucunun yapılacak yardımların sayılan kurum ve kuruluşlar üzerinden yürütülmesini şart koşması, yapılan yardımların sosyal yönünden ziyade ekonomik değerleri değerlerinin ilgili vergi kanunları kapsamında beyan edilecek matrahtan düşülecek olması dikkate alındığında, mükelleflerin olası vergi kaçırma hareketlerini önlemek açısından önemlidir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili yapılan düzenlemeler kapsamında, 15 Temmuz 2018 tarihinde yayınlanan 4 No.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı İçişleri Bakanlığına bağlıdır.

Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi neticesinde depremden etkilenen afetzedeler için 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu hükümlerine göre merkezi yönetim bütçesi kapsamında bulunan AFAD Başkanlığınca ilan edilen hesaplara ya da Türk Kızılay’ınca ilan edilen hesaplara yapılan nakdi bağışların tamamı indirime konu edilebilecektir.

Nakdi bağışların yanı sıra;

-           Yurt dışında bulunan gerçek ve tüzel kişiler ile resmi kuruluşlar tarafından bağışlanan yardım malzemelerinin gümrük idarelerinden, sayılan kamu kurum ve kuruluşlarınca çekilmesinde (serbest dolaşıma sokulmasında) gümrük vergisi muafiyeti uygulanacak,

-           Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince, işletmelerinde mevcut olan ya da dışarıdan temin edilen yardım malzemelerinin, AFAD Başkanlığına yada bu kurumun yönlendirdiği kamu kurum ve kuruluşlarına bağışa konu edilmesi durumunda,yapılan ayni bağışların tamamı, bağışa konu malların içeriğine ve ilgili kurumlarca teslim alındığına ilişkin belge düzenlenmesi kaydıyla, gelir/kurumlar vergisi matrahından indirim konusu yapılacak,

Bu durumda yapılan bağış ve yardımlar üzerinden da KDV ve ÖTV hesaplanmayacak ve bağışa konu mallara ilişkin yüklenilen KDV’ler de işletmeler tarafından KDVK Mad. 30/a gereği indirim konusu yapılabilecek ancak indirilemeyen kısım ise iade konusu yapılamayacaktır.

 

KAYNAKÇA

  • 4458 sayılı Gümrük Kanunu
  • 193 sayılı GV Kanunu
  • 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
  • 3065 sayılı KDV Kanunu
  • 4760 sayılı ÖTV Kanunu
  • 5911 sayılı Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
  • 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında 2009/15481 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
  • 2 Seri No.lu Gümrük Muafiyet Tebliği

 


[1] 04.11.1999 Tarih ve 23866 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

[2] 25/4/2013 tarihli ve 6462 sayılı Kanun’un 1’inci maddesiyle, bu alt bentte yer alan “sakatların” ibaresi “engellilerin” şeklinde değiştirilmiştir.

[3] 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı KHK’nin 126 ncı maddesiyle, bu fıkralarda yer alan “Bakanlar Kurulu” ibaresi “Cumhurbaşkanı” şeklinde ve “Bakanlar Kurulunca” ibareleri “Cumhurbaşkanınca” şeklinde değiştirilmiştir.

[4] 18/06/2009 kabul tarihli, 07/07/2009 tarih ve 27281 sayılı R.G.de yayımlanmıştır.

[5] https://tr.wiktionary.org/wiki/tabii_afetler

[6] 07.10.2009 Tarih ve 27369 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

[7] 06.06.2017 Tarih ve 30088 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

[8]…havyar ve havyar yerine kullanılan ürünler, kozmetik ürünleri, kürkler ve kürkten giyim eşyası, muzır neşriyat, sofra, mutfak, tuvalet, yazıhane, ev tezyinatı ve benzeri işler için bazı cam eşyalar, manikür ve pedikür takım ve aletleri, altın veya gümüş kaplama kaşık, çatal ve kaşık-çatal takımları, klimalar, ısıtıcılar, beyaz eşyalar, elektrik motorlu araçların motorunu çalıştırmaya mahsus araç pilleri, küçük ev aletleri, cep telefonu, telsiz-telefon cihazları, mikrofon, hoparlör, kulaklık, amplifikatörler, ses kayıt ve çalma cihazları, televizyon, projektör, kamera, ses ve görüntü cihazları, infrared ile çalışan uzaktan kumanda cihazı, inci ve kıymetli taşlardan mamul saat kayışları, tabancalar ve diğer ateşli silahlar ile sürgülü silahlar, kristal avizeler, bazı oyun eşyaları, hayvansal maddelerden süs eşyaları gibi mallar yer almaktadır.

E-Bültenimizi İnceleyin