Makaleler


Kurumların Bazı Hallerde Beyanname Verme Yükümlülüğüne İlişkin Özellikli Durumları


Onur Şahin & Serkan Koşar - - 31 Mart 2023

Onur ŞAHİN

Gelir Uzmanı

Serkan KOŞAR

Gelir Uzmanı

Özet

2022 hesap dönemi kurumlar vergisi beyanına yönelik genel bilgilerin yer aldığı bu yazıda; kurumlar vergisi beyannamesi verilirken özellik arz eden durumlarda (Devir, bölünme ve hisse değişimi gibi hallerde) kurumlar vergisi beyannamesinin nasıl verileceği, iflas halindeki kurumların beyanname verme yükümlülüğünün kimde olacağı, kooperatif gelirlerinin sadece taşınmaz kira gelirlerinden ve mevduat faizlerinden oluşması halinde beyanname verilip verilmeyeceğine yönelik birtakım bilgilere ve açıklamalar yer verilmiştir.

Anahtar Kelimeler

2022 hesap dönemi kurumlar vergisi, devir, bölünme, hisse değişimi, kooperatifler, kurumlar vergisi beyannamesi.

1. Giriş

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun (KVK) 1’inci maddesinde kurumlar vergisi mükelleflerinin kimler olduğu belirlenmiştir. Kurumlar Vergisi, kurum kazançları üzerinden alınan bir vergi türüdür.[1] KVK’nın 6’ncı maddesinde kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Kurumlar vergisi mükellefleri, bir hesap dönemi içinde elde etmiş oldukları kurum kazancı üzerinden kurumlar vergisi ödemekle yükümlüdürler.

Adı geçen Kanunun “Beyan esası” başlıklı 14’üncü maddesinde; kurumlar vergisinin, mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunacağı belirtilmektedir. Kurumlar vergisi beyannamesi hesap dönemini takip eden dördüncü ayın son günü akşamına kadar bağlı olunan vergi dairesine elektronik ortamda verilir ve ödenmesi gereken vergi aynı ayın sonuna kadar ödenir. Ancak, 115 No.lu Vergi Usul Kanunu Sirküleri ile yeni bir belirleme yapılıncaya kadar tek seferde ödenen vergilerde ödeme süresinin, taksitle ödenen vergilerde ise ilk taksit ödeme süresinin son günü bitimine kadar uzatılmıştır. Bu itibarla, resmi tatil de dikkate alındığında kurumlar vergisi beyannamesinin verilme ve ödeme zamanı 1 Nisan - 2 Mayıs tarihleri arasındadır.

Kurum kazancı, gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşur. Kurumlar vergisi, kurum kazancı üzerinden % 20 oranında alınır. Ancak, Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 13’üncü maddeye göre kurumların 2022 yılı vergilendirme dönemine ait kurum kazançları için bu oran %23 olarak belirlenmiştir.

Bu yazıda, kurumlar vergisi beyanına yönelik genel bilgilerin yanında, kurumlar vergisi beyannamesi verilirken özellik arz eden durumlarda (Devir, bölünme ve hisse değişimi gibi hallerde) kurumlar vergisi beyannamesinin nasıl verileceği, iflas halindeki kurumların beyanname verme yükümlülüğünün kimde olacağı, kooperatif gelirlerinin sadece taşınmaz kira gelirlerinden ve mevduat faizlerinden oluşması halinde beyanname verilip verilmeyeceği hususlarında birtakım bilgilere ve açıklamalara yer verilecektir.

2. 2022 Hesap Dönemi Kurumlar Vergisi Beyanına İlişkin Genel Açıklamalar

Her mükellef vergiye tabi kazancının tamamı için bir beyanname verecektir. Mükelleflerin şubeleri, ajanlıkları, alım-satım büro ve mağazaları, imalathaneleri veyahut kendilerine doğrudan doğruya bağlı sair işyerleri için bağımsız muhasebeleri ve ayrılmış sermayeleri olsa dahi ayrı beyanname verilmesi söz konusu olmayacaktır.

Ancak, tüzel kişiliği bulunmayan iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait tüzel kişiliği bulunmayan iktisadi işletmelerin her biri için bunların bağlı oldukları kamu tüzel kişileri ile dernek veya vakıflar tarafından ayrı beyanname verilmesi gerekecektir. Bu nedenle, söz konusu kuruluşlara ait iktisadi işletmelerin her biri için ayrı kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilecektir.

İktisadi işletmelerin ortak yönetimi veya sermayesi olsa dahi faaliyetlerinin bağımsız ve farklı olması halinde ayrı ayrı mükellefiyet tesis ettirilmesi gerekmektedir. Aynı faaliyet alanında farklı işyerlerinde faaliyette bulunulması halinde ise tek mükellefiyet tesis ettirilmesi mümkündür. Ancak, farklı yönetim, sermaye ya da organizasyonu olan işletmelerin ayrı ayrı iktisadi işletme kabul edileceği tabiidir.

Örneğin; bir derneğe bağlı maden suyu işletmesi ile birlikte, özel poliklinik işletmesinin bulunması halinde bunların sermaye veya yönetiminin ayrı olup olmadığına bakılmaksızın, her biri için ayrı ayrı kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmesi gerekmektedir.

Diğer yandan, bir vakfa ait farklı illerde özel okul işletmelerinin bulunması halinde tüm okullar için tek bir iktisadi işletme üzerinden kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilebilecektir.

Aynı faaliyet alanında farklı işyerlerinde faaliyette bulunulması nedeniyle her bir işyerinin ayrı bir iktisadi işletme kabul edilerek tesis edilen mükellefiyet kayıtları, talep edilmesi halinde 1/1/2012 tarihinden itibaren terkin edilecek ve tek mükellefiyet kaydı açılacaktır.

Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerin farklı alan veya konularda yaptığı tüm ortak dışı işlemler nedeniyle, alan veya konu ayrımı gözetilmeksizin, her bir kooperatifin tüzel kişiliğine bağlı tek bir iktisadi işletme için kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilecektir. Bu iktisadi işletmenin mükellefiyetle ilgili ödevlerinin yerine getirilmesinden kooperatif tüzel kişiliği sorumlu olacaktır.

3. Kurumların Devir, Bölünme ve Hisse Değişimi Hallerinde Beyanname Yükümlülüğü

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19’uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, birleşmenin özel bir türünü devir olarak tanımlamakta, tam mükellef kurumlar arasında kayıtlı değerler üzerinden ve kül halinde devralma suretiyle gerçekleştirilen işlemler devir olarak nitelendirilmektedir.

Tam mükellef bir sermaye şirketinin tasfiyesiz olarak infisah etmek suretiyle bütün mal varlığını, alacaklarını ve borçlarını kayıtlı değerleri üzerinden mevcut veya yeni kurulacak iki veya daha fazla tam mükellef sermaye şirketine devretmesi ve karşılığında devreden sermaye şirketinin ortaklarına devralan sermaye şirketinin sermayesini temsil eden iştirak hisseleri verilmesi Kurumlar Vergisi Kanunu’nun uygulanmasında tam bölünme olarak tanımlanmıştır.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19’uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde, tam mükellef bir sermaye şirketi veya sermaye şirketi niteliğindeki yabancı bir kurumun Türkiye’deki işyeri ya da daimi temsilcisinin bilançosunda yer alan taşınmazlar ile bilançoda yer alan ve en az iki tam yıl süreyle elde tutulan iştirak hisseleri ya da sahip oldukları üretim veya hizmet işletmelerinin bir veya birkaçının mevcut veya yeni kurulacak tam mükellef bir sermaye şirketine kayıtlı değerleri üzerinden ayni sermaye olarak konulması kısmi bölünme olarak kabul edilmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19 ve 20’nci maddeleri kapsamında gerçekleştirilen devir ve bölünme (kısmi bölünme dahil) hallerinde, devir olan veya bölünen şirketin ortaklarına verilen hisselerin iktisap tarihi olarak, bu yeni hisselerin verilmesine neden olan devir olan veya bölünen şirketin hisselerinin iktisap edildiği tarihin esas alınması gerekmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19’uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendinde, tam mükellef bir sermaye şirketinin, diğer bir sermaye şirketinin hisselerini, bu şirketin yönetimini ve hisse çoğunluğunu elde edecek şekilde devralması ve karşılığında bu şirketin hisselerini devreden ortaklarına kendi şirketinin sermayesini temsil eden iştirak hisselerini vermesi, hisse değişimi olarak tanımlanmıştır.

3.1. Devir Halinde Vergilendirme ve Beyan

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19’uncu maddesine uygun olarak yapılacak devirlerde, aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde münfesih kurumun sadece devir tarihine kadar elde ettiği kazançlar vergilendirilecek, birleşmeden doğan karlar ise hesaplanmayacak ve vergilendirilmeyecektir.

Devir tarihi, şirket yetkili kurulunun devre ilişkin kararının Ticaret Sicilinde tescil edildiği tarihtir.

Devre ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi, birleşmenin Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği tarihten itibaren otuz gün içinde münfesih kurumun bağlı bulunduğu vergi dairesine verilecektir.

Beyanname, münfesih kurum ile birleşilen kurum tarafından devir tarihi itibarıyla hazırlanacak ve müştereken imzalanacaktır.

Devir tarihine kadar olan kazancın vergilendirilebilmesi için devir tarihi itibarıyla hesaplanan kazancın bu beyannameye dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir. Bu tarihten sonraki işlemlerden doğan kazanç, devralan kuruma ait olacaktır.

Devir işleminin hesap döneminin kapandığı aydan kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği ayın sonuna kadar geçen süre içerisinde yapılması halinde, münfesih kurumun önceki hesap dönemine ilişkin olarak hazırlanacak kurumlar vergisi beyannamesi de devre ilişkin kurumlar beyannamesi ile birlikte verilecektir. Söz konusu beyannamelerin de münfesih kurum ve birleşen kurum tarafından müştereken imzalanarak münfesih kurumun bağlı bulunduğu vergi dairesine verilmesi gerekmektedir.

Örnek 1: Hesap dönemi takvim yılı olan (A) Ltd. Şti. 4/6/2022 tarihinde nev'i değiştirerek (A) A.Ş.'ye devredilmiştir. Bu durumda, (A) Ltd. Şti.'nin 1/1/2022 – 4/6/2022 tarihleri arası kıst dönemine ilişkin beyannamenin 4/7/2022 tarihi mesai saati sonuna kadar münfesih kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilmesi gerekmektedir.

Örnek 2: (A) Ltd. Şti.'nin 11/2/2022 tarihinde (A) A.Ş.'ye dönüşmesi halinde ise münfesih (A) Ltd. Şti.'nin 1/1/2022 – 11/2/2022 tarihleri arası kıst dönemine ilişkin beyanname ile 2021 hesap dönemine ilişkin beyannamenin 11/3/2022 tarihi mesai saati sonuna kadar münfesih kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilmesi gerekmektedir.

Birleşilen kurum, münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödeyeceğini ve diğer ödevlerini yerine getireceğini münfesih kurumun birleşme sebebiyle verilecek olan kurumlar vergisi beyannamesinin ekinde vereceği bir taahhütname ile taahhüt edecektir. Mahallin en büyük mal memuru, bu hususta birleşilen kurumdan ayrıca teminat isteyebilecektir. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun uygulanmasında, mahallin en büyük mal memuru vergi dairesi başkanlığının bulunduğu illerde vergi dairesi başkanları, diğer illerde ise defterdarlardır.

Verilecek beyannamelerin ekine söz konusu taahhütname ile devre ilişkin bilançonun ve gelir tablosunun bağlanması gerekmektedir.

Öte yandan, geçici vergi beyannamesinin verilme süresinden önce aynı döneme ilişkin olarak devir işlemleri nedeniyle kurumlar vergisi beyannamesi verilmesi halinde, bu dönem için ayrıca geçici vergi beyannamesi verilmeyecektir. Devir nedeniyle münfesih hale gelen kurumun, devir tarihine kadar ödediği geçici vergiler, devir dolayısıyla vergilenecek devir öncesi kazanç üzerinden hesaplanacak kurumlar vergisinden mahsup edilebilecektir. Mahsup edilemeyen tutarın kalması halinde, bu tutar birleşilen kurumun kurumlar vergisinden mahsup edilecektir.

3.2. Tam Bölünme Halinde Vergileme ve Beyan

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19’uncu maddesi uyarınca yapılacak tam bölünmelerde, aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde münfesih kurumun sadece bölünme tarihine kadar elde ettiği kazançlar vergilendirilecek; bölünmeden doğan karlar ise hesaplanmayacak ve vergilendirilmeyecektir.

Tam bölünme tarihi, şirket yetkili kurulunun bölünmeye ilişkin kararının Ticaret Sicilinde tescil edildiği tarihtir.

Bölünme işlemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi, bölünmenin Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği tarihten itibaren otuz gün içinde bölünme suretiyle infisah eden (bölünen) kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir.

Beyanname, bölünen kurum ile bu kurumun varlıklarını devralan kurumlar tarafından bölünme tarihi itibarıyla hazırlanacak ve müştereken imzalanarak verilecektir.

Bölünme tarihine kadar olan kazancın vergilendirilebilmesi için bölünme tarihi itibarıyla hesaplanan kazancın bu beyannameye dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir. Bu tarihten sonraki işlemlerden doğan kazanç, devralan kurumlara ait olacaktır.

Bölünme işleminin hesap döneminin kapandığı aydan kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği ayın sonuna kadar geçen süre içerisinde yapılması halinde, bölünen kurumun önceki hesap dönemine ilişkin olarak hazırlanacak kurumlar vergisi beyannamesi de bölünmeye ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi ile birlikte verilecektir. Söz konusu beyannamenin de bölünen kurum ve bu kurumun varlıklarını devralan kurumlar tarafından müştereken imzalanarak münfesih kurumun bağlı bulunduğu vergi dairesine verilmesi gerekmektedir.

Bölünen kurumun varlıklarını devralan kurumlar, bölünen kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödeyeceğini ve diğer ödevlerini yerine getireceğini, bölünen kurumun bölünme sebebiyle verilecek olan kurumlar vergisi beyannamesinin ekinde verecekleri bir taahhütname ile taahhüt edeceklerdir.

Mahallin en büyük mal memuru, bu hususta bölünen kurum ile bu kurumun varlıklarını devralan kurumlardan ayrıca teminat isteyebilecektir.

Bölünme beyannamesine, ayrıca bölünme bilançosu ve gelir tablosu, bölünme sözleşmesi ve bölünen kurumun varlıklarını devralan kurumların yeni sermaye yapısını gösteren Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısının birer örneği eklenecektir.

Geçici vergi beyannamesinin verilme süresinden önce aynı döneme ilişkin olarak tam bölünme işlemleri nedeniyle kurumlar vergisi beyannamesi verilmesi halinde, bu dönem için ayrıca geçici vergi beyannamesi verilmeyecektir.

3.3. Kısmi Bölünme ve Hisse Değişimi Hallerinde Vergileme

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19’uncu maddesine göre gerçekleşen kısmi bölünme ve hisse değişimi işlemlerinden doğan karlar hesaplanmayacak ve vergilendirilmeyecektir.

Kısmi bölünme işlemlerinde, bölünen kurumun bölünme tarihine kadar tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarından, bölünen kurumun varlıklarını devralan kurumlar, devraldıkları varlıkların emsal bedeli ile sınırlı olarak müteselsilen sorumlu olacaklardır.

3.3. Verginin Ödenmesi

Kurumlar vergisi beyannamesi, Kanunun 14’üncü maddesi uyarınca hesap döneminin kapandığı ayı takip eden dördüncü ayın birinci gününden yirmi beşinci günü akşamına kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilmektedir. Kurumlar vergisinin de beyannamenin verildiği ayın sonuna kadar ödenmesi gerekmektedir. Buna göre, beyannamenin verilmesi gereken ayın sonuna kadar herhangi bir günde ödeme yapılabilecektir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19 ve 20’nci maddelerine göre gerçekleşen devir ve tam bölünmelerde, münfesih kurum adına kıst döneme (hesap dönemi başından devir veya bölünmenin gerçekleştiği tarihe kadar geçen süreye) ilişkin tahakkuk eden vergilerin, devralan veya birleşilen kurumun devir veya bölünmenin gerçekleştiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği ayın sonuna kadar devralan veya birleşilen kurumlarca ödenmesi gerekmektedir

Dolayısıyla bu kurumların, münfesih kurumlara ait vergileri de kendi vergileri ile birlikte aynı sürede ödemeleri gerekecektir. Özel hesap dönemi tayin edilen kurumların ise kurumlar vergisi beyannamelerini verdikleri ayın sonuna kadar münfesih kuruma ait tahakkuk eden vergileri ödemeleri gerektiği tabiidir.

Örneğin; hesap dönemi takvim yılı olan (A) Ltd. Şti., 20/11/2022 tarihinde nev’i değiştirerek (A) A.Ş.’ye devredilmiştir. (A) Ltd. Şti.’nin1/1/2022 – 20/11/2022 tarihleri arası kıst dönemine ilişkin beyannamenin 30 gün içinde münfesih kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilmesi gerekmektedir.

Bu beyanname üzerinden tahakkuk eden vergilerin ise (A) A.Ş. tarafından 2022 yılı kazançlarına ilişkin beyannamenin verileceği 2023 yılı Nisan ayının sonuna kadar ödenmesi gerekmektedir.

Öte yandan, devir veya bölünme işlemlerinin hesap döneminin kapandığı aydan kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği ayın sonuna kadar geçen süre içerisinde yapılması halinde, münfesih kurumun önceki hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi ile devir veya bölünme işlemine ilişkin beyannamesinin, devir veya bölünmenin gerçekleştiği tarihi takip eden otuz gün içinde verilmesi ve önceki hesap dönemine ilişkin tahakkuk eden vergilerin de bu süre içinde ödenmesi, kıst döneme ilişkin tahakkuk eden vergilerin ise devralan veya birleşilen kurumun devir veya bölünmenin gerçekleştiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği ayın sonuna kadar ödenmesi gerekmektedir.

Örneğin; bir önceki örnekte bahsi geçen devir işleminde, (A) Ltd. Şti.’nin 11/1/2022 tarihinde (A) A.Ş.’ye dönüşmesi halinde, münfesih Limited Şirkete ait 2021 yılı kazançlarına ilişkin beyannamenin 10/2/2022 tarihine kadar verilmesi ve bu süre içinde tahakkuk eden verginin devralan kurum tarafından ödenmesi gerekmektedir. 1/1/2022 – 11/1/2022 kıst dönemine ilişkin beyannamenin ise 10/2/2022 tarihine kadar verilmesi ve bu beyanname üzerinden tahakkuk eden vergilerin ise 2023 yılı Nisan ayının sonuna kadar devralan kurum tarafından ödenmesi gerekmektedir.

4. İflas Halindeki Kurumlarda Beyanname Yükümlülüğü

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 14’üncü maddesinin üçüncü fıkrasında, kurumlar vergisi beyannamesinin, hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmi beşinci günü akşamına kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verileceği hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 98 ve 5520 sayılı Kanun’un 15’inci maddesinin beşinci fıkrası ile 31’inci maddelerine göre, vergi kesintisi yapmak zorunda olanlar, bu vergileri ödeme veya tahakkukun yapıldığı yer itibarıyla bağlı oldukları vergi dairesine, vergilendirme dönemini izleyen ayın başından yirmi üçüncü günü akşamına kadar muhtasar beyanname ile bildirmeye mecburdurlar

5520 sayılı Kanun’un 17’nci maddesinin birinci fıkrasında, her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye döneminin geçerli olduğu; tasfiyenin, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlayıp tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona ereceği; başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılacağı, ikinci fıkrasında da tasfiye beyannamelerinin, tasfiye memurları tarafından tasfiye dönemlerinin sonundan itibaren Kanun’un 14’üncü maddesinde yazılı sürelerde; tasfiyenin sona erdiği döneme ilişkin tasfiye beyannamesinin ise tasfiyenin sonuçlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verileceği hüküm altına alınmıştır.

Aynı maddenin yedinci ve sekizinci fıkralarında da; "Tasfiye memurlarının sorumluluğu: Tasfiye memurları, kurumun tahakkuk etmiş vergileri ile tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergiler ve diğer itirazlı tarhiyatlar için, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 207’nci maddesine uygun bir karşılık ayırmadan aynı Kanun’un 206’ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve ortaklara paylaştırma yapamazlar. Aksi takdirde bu vergilerin asıl ve zamları ile vergi cezalarından şahsen ve müteselsilen sorumlu olurlar...

Tasfiye işlemlerinin incelenmesi: Tasfiye beyannamesinin verilmesiyle birlikte tasfiye memurları, işlemlerinin vergi kanunları yönünden incelenmesini bir dilekçe ile isterler. Dilekçenin verilmesinden itibaren en geç üç ay içinde vergi incelemelerine başlanarak aralıksız devam edilir. Vergi incelemesinin bitmesini izleyen otuz gün içinde vergi dairesi sonucu tasfiye memurlarına yazı ile bildirir. Buna göre kurumdan aranan vergilerin sonucu alınıncaya kadar tasfiye memurlarının, yedinci fıkrada yazılı sorumluluğu devam eder." hükmüne yer verilmiştir

Anılan Kanun’un "Kurumlar vergisi ve geçici vergi oranı" başlıklı 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında, kurumlar vergisi mükelleflerince, (dar mükellefiyete tâbi kurumlarda ticarî ve ziraî kazançlarla sınırlı olarak) câri vergilendirme döneminin kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere Gelir Vergisi Kanunu’nda belirtilen esaslara göre ve câri dönemin kurumlar vergisi oranında geçici vergi ödeneceği hükmü yer almıştır.

Gelir Vergisi Kanunu’nun "Geçici Vergi" başlıklı mükerrer 120’nci maddesinde de, işin bırakılması halinde, işin bırakıldığı dönemi izleyen dönemlerde geçici vergi ödenmeyeceği belirtilmiştir.

217 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin "4.10. İşi Bırakan veya Tasfiyeye Giren Mükellefler" başlıklı bölümünde; yetkili organlarının kararı ile tasfiyesine karar verilen kurumların, tasfiye kararının Ticaret Sicilinde tescil edilmesiyle tasfiyeye girdiği, bu kurumların Ticaret Sicili Memurluğundan alacakları tasfiyeye girildiğinin tescil edildiğini belirten bir belgeyi, tasfiyeye giriş bilançosu ile birlikte bağlı bulundukları vergi dairesine ibraz etmeleri gerektiği, söz konusu kurumların, tasfiyeye girdikleri tarihi ihtiva eden geçici vergi dönem kazançları üzerinden geçici vergi ödeyecekleri, bu dönemden sonra geçici vergi beyannamesi vermeyecekleri açıklanmıştır.

Diğer taraftan, İcra İflas Kanunu’nun 184’üncü maddesinde, iflas açıldığı zamanda müflisin haczi kabil bütün malları hangi yerde bulunursa bulunsun bir masa teşkil edileceği ve alacakların ödenmesine tahsis olunacağı, iflasın kapanmasına kadar müflisin uhdesine geçen mallar masaya gireceği; 191 inci maddesinde, borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüz kaldığı; 226 ncı maddesinde ise masanın kanuni mümessili iflas idaresi olduğu, idare masanın menfaatlerini gözetmek ve tasfiyeyi yapmakla mükellef bulunduğu hükümlerine yer verilmiştir.

Ticaret Mahkemesinin iflasa karar verdiği anda, borçlu (müflis) hakkında iflas açılmış olur. İflas halinde, mükellefin varlığı ve varsa gelirleri üzerindeki tasarruf hakkı ortadan kalkmakta ve bütün varlığı ve gelirleri iflas masasına intikal etmektedir. Bu nedenle vergileme ile ilgili ödevlerin mükellef tarafından yerine getirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Konu ile ilgili olarak, bir şirket tarafından, “iflas haline girdiğini ve dosyasının İstanbul 1. İflas Müdürlüğünde işlem gördüğünü belirterek, iflas halindeki kurumlarda beyanname verme yükümlülüğü kimin tarafından yerine getirileceği” hakkında Gelir İdaresinden görüş talep edilmiştir.

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı (Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü) tarafından verilen 28/01/2013 tarihli ve 39044742-KDV 41-99 sayılı özelgede:

“Ticaret Mahkemesinin iflas kararı verdiği tarihten itibaren Şirketinizin tasfiye haline girdiği kabul edilecek olup iflasına karar verilen Şirketinizin iflas muameleleri sona erinceye kadar vergilemeye ilişkin ödev ve sorumlulukları iflas masasının kanuni temsilci durumunda olan iflas idaresince yerine getirilmesi gerekecektir.

Dolayısıyla, 05.05.2010 tarihinde iflasa girmiş olan Şirketinizin tasfiye dönemine ilişkin beyannamelerin verilmesi dahil tüm vergisel yükümlülüklerin iflas idaresi tarafından yerine getirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, Şirketinizin tasfiyeye girdiği tarihi ihtiva eden geçici vergi dönem kazançları üzerinden geçici vergi ödeyeceği, bu tarihten sonraki dönemler için kurum geçici vergi beyannamesi verilmeyeceği hususu ise tabiidir.” şeklinde açıklamalara yer verilmiştir.

Bu itibarla, Ticaret Mahkemesinin iflas kararı verdiği tarihten, iflas muameleleri sona erinceye kadar tasfiye dönemine ilişkin beyannamelerin verilmesi dahil vergilemeye ilişkin ödev ve sorumlulukları iflas masasının kanuni temsilci durumunda olan iflas idaresince yerine getirilmesi gerekecektir.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan düzenleme ile Maliye Bakanlığı, vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye yetkili kılınmıştır.

Bu yetkiye istinaden beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesi uygulamasına 01.10.2004 tarihinden itibaren başlanılmış olup, beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesi hususuna ilişkin açıklamalar 340, 346, 357, 367, 373, 376 ve 386 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde yapılmıştır.

367 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile; bu Tebliğde belirlenen hadlerle sınırlı olmaksızın Kurumlar Vergisi mükelleflerinin Kurumlar Vergisi Beyannamesini ve Geçici Vergi Beyannamesini elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilmiştir.

376 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile de; hiçbir hadle sınırlı olmaksızın; Kurumlar Vergisi mükelleflerine Muhtasar Beyannamesini ve Katma Değer Vergisi Beyannamesini elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilmiştir.

Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, iflası açılan şirketlerin beyannamelerinin iflas masasının kanuni temsilcisi durumunda olan iflas idaresi tarafından, 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen açıklamalar doğrultusunda elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi almış bulunan meslek mensupları vasıtasıyla durumlarına uyan sözleşmeyi düzenlemek suretiyle elektronik ortamda gönderilmesi gerekmektedir.[2]

5. Sadece Taşınmaz Kira Gelirlerinden ve Mevduat Faizlerinden Oluşan Kooperatif Gelirlerinin Beyanı

Kooperatiflerin taşınmazların, kiraya vermeleri ortak dışı işlem olarak değerlendirileceğinden, kooperatif tüzel kişiliğine bağlı oluştuğu kabul edilen iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekmektedir. Ancak, bu iktisadi işletmelerin başkaca gelir getirici faaliyetinin bulunmaması ve gelirlerinin sadece vergi kesintisine tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirleri ile vergi kesintisine tabi tutulan mevduat faizlerinden ibaret olması halinde, kurumlar vergisi beyannamesi (geçici vergi beyannameleri dahil) vermelerine gerek bulunmamaktadır. Yapılan vergi kesintileri nihai vergileme olacaktır.

Kesintiye tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirleri ile mevduat faizleri yanında ortak dışı başkaca işlemlerden doğan gelirleri de bulunan kooperatif tüzel kişiliğine bağlı iktisadi işletmeler, kurumlar vergisi beyannamesi vermek zorunda olduklarından, taşınmaz kira gelirlerini ve mevduat faizlerini de bu beyannameye dahil edeceklerdir. Ancak, kira gelirleri ile mevduat faizleri üzerinden Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15’inci maddesi uyarınca kesinti yoluyla ödenmiş olan vergiler, hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilecektir.

Öte yandan, kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan bu iktisadi işletmelerin beyanname verme dışında mükellefiyetle ilgili diğer ödevlerini yerine getirecekleri tabiidir.

6. Sonuç

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6’ncı maddesinde kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Kurumlar vergisi, kurum kazancı üzerinden % 20 oranında alınır. Ancak, Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 13’üncü maddeye göre kurumların 2022 yılı vergilendirme dönemine ait kurum kazançları için bu oran %23 olarak belirlenmiştir.

Kurumlar vergisi beyannamesi hesap dönemini takip eden dördüncü ayın son günü akşamına kadar bağlı olunan vergi dairesine elektronik ortamda verilir ve ödenmesi gereken vergi aynı ayın sonuna kadar ödenir.

Ancak, 115 No.lu Vergi Usul Kanunu Sirküleri ile yeni bir belirleme yapılıncaya kadar tek seferde ödenen vergilerde ödeme süresinin, taksitle ödenen vergilerde ise ilk taksit ödeme süresinin son günü bitimine kadar uzatılmıştır. Bu itibarla, resmi tatil dikkate alındığında kurumlar vergisi beyannamesinin verilme ve ödeme zamanı 1 Nisan- 2 Mayıs tarihleri arasındadır.

Her mükellef vergiye tabi kazancının tamamı için bir beyanname verecektir. Mükelleflerin şubeleri, ajanlıkları, alım-satım büro ve mağazaları, imalathaneleri veyahut kendilerine doğrudan doğruya bağlı sair işyerleri için bağımsız muhasebeleri ve ayrılmış sermayeleri olsa dahi ayrı beyanname verilmesi söz konusu olmayacaktır.

Ancak, tüzel kişiliği bulunmayan iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait tüzel kişiliği bulunmayan iktisadi işletmelerin her biri için bunların bağlı oldukları kamu tüzel kişileri ile dernek veya vakıflar tarafından ayrı beyanname verilmesi gerekecektir. Bu nedenle, söz konusu kuruluşlara ait iktisadi işletmelerin her biri için ayrı kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilecektir.

Kooperatiflerin taşınmazların, kiraya vermeleri ortak dışı işlem olarak değerlendirileceğinden, kooperatif tüzel kişiliğine bağlı oluştuğu kabul edilen iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekmektedir. Kesintiye tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirleri ile mevduat faizleri yanında ortak dışı başkaca işlemlerden doğan gelirleri de bulunan kooperatif tüzel kişiliğine bağlı iktisadi işletmeler, kurumlar vergisi beyannamesi vermek zorunda olduklarından, taşınmaz kira gelirlerini ve mevduat faizlerini de bu beyannameye dahil edeceklerdir.

İflası açılan şirketlerin beyannamelerinin iflas masasının kanuni temsilcisi durumunda olan iflas idaresi tarafından yerine getirilecektir.

Devre ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi, birleşmenin Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği tarihten itibaren otuz gün içinde münfesih kurumun bağlı bulunduğu vergi dairesine verilecektir.

Tam bölünme halinde; bölünme işlemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi, bölünmenin Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği tarihten itibaren otuz gün içinde bölünme suretiyle infisah eden (bölünen) kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir.

Kaynakça

- 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu

- 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği

- 367 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği

- 376 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği

- 217 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği

- 115 No.lu Vergi Usul Kanunu Sirküleri

- GİB, 28/01/2013 tarihli ve 39044742-KDV 41-99 sayılı özelge.

- GİB, 02/04/2013 tarihli ve 11395140-105 [Mük 257-2012/VUK-1]sayılı özelge.

 

E-Bültenimizi İnceleyin