7524 Sayılı Kanun ile Yatırım Fonları ve Ortaklıklarından Elde Edilen Kazançlarda İstisna Uygulaması ve Dikkat Edilmesi Gereken Bazı Hususlar
LEVENT BAŞAK - VERGİ BAŞMÜFETTİŞİ - 31 Ekim 2024
Özet
7524 sayılı Kanun ile gerek yatırım fonlarına yapılan yatırımları artırmak, gerekse fonlara yatırım yapan yerli ve yabancı yatırımcıların, tasarruf sahiplerinin, yatırım güdülerinin artmasını teşvik etmek amacıyla 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun istisnaları düzenleyen 5’inci maddesinde önemli düzenlemeler yapılmıştır.
Bu makalemizin konusunu, 7524 sayılı Kanun ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yapılan değişiklikler oluşturmaktadır. Bu amaçla, bu makalemizde 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na göz atılacak ve yapılan değişiklikler ana başlıklar altında analiz edilmek suretiyle mükelleflerin dikkat etmeleri gereken bazı hususlar üzerinde durulacaktır.
Anahtar Kelimeler
7524 sayılı Kanun, yatırım fonları, yatırım ortaklıkları, yabancı fonlar, iştirak kazançları istisnası, taşınmazlardan elde edilen kazançlar, kanunî yedek akçeler, ihtiyari yedek akçelerin ve enflasyon düzeltmesi.
1. Giriş
Yatırım fonları ve ortaklıklarının bu önemi bu kurumlara yönelik olarak, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun (KVK)1 istisnaları düzenleyen 5’inci maddesinde düzenleme yapılmasını gerektirmiştir. Bu maddede, tam ve dar mükellefiyete tâbi kurumların Türkiye’de kurulmuş olan yatırım fon ve ortaklıklardan elde ettiği kâr paylarında önemli bir istisna düzenlemesi yer almaktadır.
KVK’nın istisnaları düzenleyen 5’inci maddesinde, 7524 sayılı “Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”2 ile bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliğin temel amaçları, kurumlar vergisi mükelleflerine yönelik bazı istisnaların azaltılması ve fon ve ortaklıklara yatırım yapacak yerli veya yabancı yatırımcıları teşvik etmektir.
Bu makalemizde, tarafımıza bu konuda iletilen sorulara cevap vermek adına 7524 sayılı Kanun ile yatırım fon ve ortaklıkları için getirilmiş olan istisna kazançlarda yapılan değişiklikler analiz edilecektir. Bu analizimizde ayrıca, istisna uygulaması ile ilgili olarak, 23 seri numaralı “Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde (Seri No: 1) Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ”de3 yapılan düzenlemeler de esas alınmak suretiyle mükelleflerin dikkat etmeleri gereken bazı hususlar üzerinde durulacaktır.
2. Yatırım Fon ve Ortaklıkların Kazançlarının Vergilendirilmesi Esasları
Yatırım fon ve ortaklıklarının vergilendirilmesinde, KVK’nın 1’inci, 2’nci ve 5’inci madde hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi gerekir. KVK’nın 5’inci maddesinde, 7524 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle istisna uygulamasında yeni bir düzenleme getirilmiştir. Bu nedenle fon ve ortaklıklarının vergilendirilmesi esaslarının daha iyi anlaşılabilmesi bakımından vergilendirme esasları makalemizin aşağıdaki bölümünde iki başlık altında değerlendirilecektir.
2.1. 7524 Sayılı Kanun Öncesinde Fon ve Ortaklıkların Vergilendirilmesi Esasları
KVK’nın 1’inci maddesi verginin konusu düzenlenmiştir. Yatırım ortaklıkları Türkiye’de sermaye şirketi olarak kurulmak zorunda olduğu için yatırım ortaklıkları kurumlar vergisi mükellefidir. Ancak mezkûr madde hükmüne göre yatırım fonları kurumlar vergisi mükellefi değildir.
Yatırım fonları, KVK’nın 1’inci maddesinde kurumlar vergisi mükellefi olarak sayılmamakla birlikte, KVK’nın 2’nci maddesinde, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun uygulamasında Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tâbi fonlar ile bu fonlara benzer yabancı fonların sermaye şirketi sayılacağı belirtilmiştir.KVK’nın 1’inci ve 2’nci maddesi hükmünün birlikte değerlendirilmesi durumunda, Türkiye’de Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tâbi olarak faaliyet gösteren yatırım fonları sermaye şirketidir. Yatırım fonlarının Türkiye’de kurulan herhangi bir yatırım ortaklığından farkı yoktur. Gerek yatırım fonları gerekse yatırım ortaklıkları hukukî statüleri itibariyle sermaye şirketidir.
KVK’nın 1’inci ve 2’nci maddesine göre yatırım fonları gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında elde ettikleri kazanç ve iratlar dolayısıyla kurumlar vergisine tâbidir. Bu kurumlar KVK’nın 6’ncı maddesine göre safi kurum kazançları üzerinden kurumlar vergisi ödemek zorundadır.
KVK’nın 2’nci maddesinde yatırım fonları kurumlar vergisi mükellefi olarak sayılmış olmakla birlikte bu kurumlar için KVK’nın 5’inci maddesinde önemli bir istisna düzenlemesi yapılmıştır. Buna ilişkin olarak KVK’nın 5’inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendinde aşağıdaki düzenlemeye yer verilmiştir.
“d) Türkiye'de kurulu;
1) Menkul kıymetler yatırım fonları veya ortaklıklarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançları,
2) Portföyü Türkiye'de kurulu borsalarda işlem gören altın ve kıymetli madenlere dayalı yatırım fonları veya ortaklıklarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançları,
3) Girişim sermayesi yatırım fonları veya ortaklıklarının kazançları,
4) Gayrimenkul yatırım fonları veya ortaklıklarının kazançları, (7394 sayılı Kanunun 22 nci maddesiyle eklenen ibare. 2023 yılı vergilendirme dönemi kurum kazançlarına uygulanmak üzere 15.04.2022 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir) (Esas faaliyet konusu itibarıyla gayrimenkul, gayrimenkul projeleri ve gayrimenkule dayalı haklardan oluşan portföyü işletmek amacıyla kurulanlar dışında kalanların kazançları hariç)
5) Emeklilik yatırım fonlarının kazançları,
6) Konut finansmanı fonları ile varlık finansmanı fonlarının kazançları.”
Buna göre KVK’nın 5’inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendinde belirtilen yatırım fonları ve ortaklıklarının kazançları kurumlar vergisinden istisnadır. Kazançları kurumlar vergisinden istisna olan yatırım fon ve ortaklıkları şunlardır.
1- Menkul kıymetler yatırım fonları veya ortaklıkları,
2- Girişim sermayesi yatırım fonları veya ortaklıkları,
3- Gayrimenkul yatırım fonları veya ortaklıkları,
4- Emeklilik yatırım fonlarının kazançları,
5- Konut finansmanı fonları ile varlık finansmanı fonları.
Kurumların bu istisnadan faydalanabilmesi için Türkiye’de kurulması şarttır. Bu şart, yabancı fonlar için özel önem arz etmektedir. KVK’nın 2’nci maddesinin (1) numaralı fıkrası hükmü uyarınca Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tâbi fonlara benzer yabancı fonlar sermaye şirketi sayılır. Yabancı fonlar bu düzenleme ile sermaye şirketi sayıldıkları için Türkiye’de kurulan herhangi bir sermaye şirketinden farkı yoktur. Yani yabancı fonlar da Türkiye’de kurulmuş kabul edilecektir. Bu durumda da yabancı fonlar da bu istisnadan faydalanabilir.
2.2. 7524 Sayılı Kanun Sonrasında Fon ve Ortaklıkların Vergilendirilmesi Esasları
7524 sayılı Kanun ile KVK’nın 5’inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendinde yapılan tek değişiklik bu bende bir paragraf eklenmesinden ibarettir. Bu Kanun ile eklenen paragraf aşağıdaki gibidir.
“(7524 sayılı Kanunun 32’nci maddesiyle eklenen paragraf. 01.01.2025 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere, 02.08.2024 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir) bu istisnadan faydalanılabilmesi için fon ve ortaklıkların (emeklilik yatırım fonları hariç) sahip oldukları taşınmazlardan elde ettikleri kazançların en az %50’sinin, elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı izleyen ikinci ayın sonuna kadar kâr payı olarak dağıtılması şarttır. Bu süre içerisinde belirtilen orana kadar kârın ortaklara dağıtılmaması durumunda, istisnadan faydalanılması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.”
2.2.1. Yeni Düzenleme ile İstisnadan Faydalanılabilmesi için Getirilmiş Olan Şartlar
7524 sayılı Kanun düzenlemesi ile birlikte bu istisnadan faydalanılabilmesi için KVK’nın 5’inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendinde belirtilen fon ve ortaklıkların sahip oldukları taşınmazlardan elde ettikleri kazançların en az %50’sini kâr payı olarak dağıtması şarttır.
2.2.2. Emeklilik Yatırım Fonlarının İstisnadan Faydalanabilmesi için Gerekli Olan Şartlar
7524 sayılı Kanun ile getirilen yeni düzenlemede parantez içi bir hükümle emeklilik yatırım fonlarının yeni düzenlemeye tâbi olmayacağı belirtilmiştir. Emeklilik yatırım fonlarının kazançlarının kurumlar vergisinden istisna olabilmesi için sahip oldukları taşınmazlardan elde ettikleri kazançların en az %50’sini kâr payı olarak dağıtması şartı yoktur.
2.2.3. Kâr Payı Dağıtımının Yapılması Gereken Zaman
Fon ve ortaklıkların sahip oldukları taşınmazlardan elde ettikleri kazançların en az %50’sinin elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı izleyen ikinci ayın sonuna kadar kâr payı olarak dağıtılması şarttır.
2.2.4. Getirilen Yeni Şarta Uyulmaması Durumunda Mükelleflerin Karşı Karşıya Kalabilecekleri Cezai Müeyyideler
7524 sayılı Kanun ile getirilmiş olan oran ve süre şartına riayet edilmemesi durumunda, mükellefler bu madde ile getirilmiş olan istisnadan faydalanamaz. Bu durumda fon ve ortaklıkların istisnadan faydalanılması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergileri açısından cezalı tarhiyat yapılır.
2.2.5. “Taşınmazlardan Elde Edilen Kazançlar” İfadesi ile Kastedilen Kazançlar
7524 sayılı Kanun ile getirilen ve KVK’nın 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendine eklenen paragrafta geçen “taşınmazlardan elde ettikleri kazançları” ifadesi ile hangi kazançların kapsama girdiği, Kanunun madde gerekçesinde açıklanmıştır. Gerekçede yer alan açıklamalara aynen 23 seri numaralı Tebliğ’de yer verilmiştir. Tebliğ’de yer alan düzenleme uyarınca ticarî mal niteliğinde olanlar dâhil “taşınmazlardan elde edilen kazançlar” aşağıdaki gibidir.
1- Taşınmaz alım satım kazançları,
2- Kira gelirleri,
3- Taşınmaza dayalı hakların devir ve temlikinden elde edilen kazançlar,
4- Taşınmaz inşaat projelerinden elde edilen gelirler,
5- Taşınmaz işletme gelirleri gibi doğrudan taşınmazlardan elde edilen gelir ve kazançlar.
2.2.6. Fon ve Ortaklıkların Sahip Oldukları Taşınmazlardan Elde Edilen Kazançlar Dışındaki Kazançları Dağıtma Zorunluluğu Var mıdır?
7524 sayılı Kanun ile KVK’nın 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendine eklenen paragrafta açık bir şekilde, istisnadan faydalanılabilmesi için fon ve ortaklıkların ticarî mal niteliğinde olanlar dâhil sahip oldukları taşınmazlardan elde ettikleri kazançların en az %50’sinin dağıtılması gerektiği düzenlenmiştir. Bu düzenleme karşısında fon ve ortaklıkların belirtilen nitelikteki kazançları dışındaki kazançları dağıtma zorunluluğu yoktur. Yani belirtilen nitelikteki kazançlar dışındaki kazançlar ortaklara dağıtılmasa da istisnadan faydalanılır. Bu hususla alâkalı olarak 23 seri numaralı Tebliğ’de aşağıdaki düzenleme yapılmıştır. “Kar dağıtımına konu kazanç, bahse konu taşınmazlardan elde edilen kazançlara yönelik olup bu gelirler dışındaki kazançların dağıtım zorunluluğu bulunmamaktadır.”
2.2.7. Kâr Dağıtım Şartının Sağlanamaması Durumunda İstisnadan Faydalanılması Mümkün Olmayan Kazançlar
Bu konuda 23 seri numaralı Tebliğ’de yapılan düzenleme uyarınca, fon ve ortaklıklarca taşınmazlardan elde edilen kazançların en az %50’sinin ortaklara dağıtılmaması durumunda, taşınmaz gelirleri dâhil fon ve ortaklıkların tüm gelirleri için istisnadan faydalanması mümkün değildir.
2.2.8. Taşınmazlardan Elde Edilen Kazancın Düzenlemedeki Süreden Sonra Dağıtılması Durumunda İstisnadan Faydalanılması Mümkün müdür?
Bu konuda da özel olarak 23 seri numaralı Tebliğ’de düzenleme yapılmıştır. Tebliğ’de yapılan düzenlemeye göre, fon ve ortaklıkların taşınmazlardan elde ettikleri kazançların en az %50’sinin, elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı izleyen ikinci ayın sonundan sonraki bir dönemde dağıtması hâlinde de istisnadan yararlanılması mümkün değildir.
2.2.9. Portföyünde ve Aktifinde Taşınmaz Yer Almayan Fon ve Ortaklıklarında İstisna Uygulaması
Türkiye’de kurulan bazı yatırım fonları ve ortaklıklarının faaliyet alanları nedeniyle portföyünde veya aktifinde taşınmaz mal yer almaz. Bu niteliklere sahip fon ve ortaklıkların istisnadan faydalanabilmesi için kâr dağıtım şartını yerine getirmelerine gerek var mıdır?
Bu soru ile ilgili olarak 23 seri numaralı Tebliğ’de düzenleme yapılmıştır. Tebliğ’de yapılan düzenlemeye göre, portföyüne ve aktifine taşınmaz dâhil etmeyen ve inşaat projeleri yapmayan fon ve ortaklıkların bahse konu gelirleri bulunmayacağından, bu fon ve ortaklıklar için kâr dağıtım şartı aranmayacaktır.
2.2.10. Dağıtılması Gereken Kurum Kazancının Tespitinde Kanunî Yedek Akçeler Dikkate Alınabilecek Midir?
Bu sorunun cevabı da 23 seri numaralı Tebliğ’de yer almaktadır. Tebliğ’de yapılan düzenlemeye göre, fon ve ortaklıkların dağıtması gereken kazancın tespitinde, 6102 sayılı "Türk Ticaret Kanunu" (TTK)4 uyarınca ayırması zorunlu olan kanunî yedek akçeler dikkate alınabilecektir. Dağıtılabilir kurum kazancı olarak, taşınmaz gelirlerine isabet eden kanunî yedek akçe tutarı düşüldükten sonraki kazancın %50’si alınacaktır. Tebliğ’de yer alan bu düzenlemenin mefhum-u muhalifine göre, TTK hükümlerine göre ayrılması zorunlu olmayan ihtiyari yedek akçelerin fon ve ortaklıkların dağıtması gereken kazancın tespitinde dikkate alınması mümkün değildir.
2.2.11. Enflasyon Düzeltmesi ve Dağıtılması Gereken Kurum Kazancının Tespiti
Bu konuda 23 seri numaralı Tebliğ’de yer alan düzenlemeye göre, fon ve ortaklıkların 2024 ve 2025 hesap döneminde dağıtılması gereken kurum kazancının tespitinde, VUK’un Mükerrer 298’inci maddesi uyarınca, enflasyon düzeltmesi sonucu bulunan kazancın dikkate alınması gerekir.
2.2.12. Fon ve Ortaklıkların Yurt Dışında Bulunan Taşınmazlardan Elde Ettikleri Kazançlar da Getirilmiş Olan Düzenlemeye Tâbi midir?
7524 sayılı Kanun ile getirilen yeni düzenleme fon ve ortaklıkların sahip oldukları taşınmazlardan elde ettikleri kazançlara yöneliktir. Bu nedenledir ki Türkiye’de kurulmuş olan fon ve ortaklıkların sahip olduğu taşınmazlar nerede bulunursa bulunsun yeni düzenlemeye tâbidir.2.2.13. Yeni Getirilen Düzenlemenin Uygulanacağı Hesap Dönemi
7524 sayılı Kanun’un 60’ıncı maddesine göre yeni getirilen düzenleme 01.01.2025 tarihinden itibaren elde edilen kazançlar için uygulanır.
3. Kurumların Fon ve Ortaklıklardan Elde Ettikleri Kazançlar İçin İştirak Kazançları İstisnası Uygulaması Esasları
7524 sayılı Kanun’un 32’nci maddesi ile KVK’nın 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin son cümlesinde yer alan “elde edilen” ibaresi, “elde edilen, (d) bendindeki istisnadan yararlanamayan fon ve ortaklıklardan elde edilenler hariç,” şeklinde değiştirilmiştir.
KVK’nın 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre, tam ve dar mükellefiyete tâbi kurumların tam mükellefiyete tâbi girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden ede ettikleri kâr payları kurumlar vergisinden istisnadır.
KVK’nın 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin 7524 sayılı Kanun ile değişmeden önceki son cümlesine göre, tam ve dar mükellefiyete tâbi kurumların girişim sermayesi yatırım fonu ve girişim sermayesi yatırım ortaklığı dışındaki fon ve ortaklıklardan elde ettikleri kâr payları kurumlar vergisine tâbidir. Bu kurumlardan elde edilen kâr payları iştirak kazançları istisnasından faydalanamaz.
7524 sayılı Kanun ile getirilen yeni düzenlemeye göre ise, tam ve dar mükellefiyete tâbi kurumların KVK’nın 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendindeki istisnadan yararlanamayan fon ve ortaklıklardan elde edilen kâr payları da iştirak kazançları istisnası kapsamında kurumlar vergisinden istisnadır. Çünkü fon ve ortaklıkların mezkûr bentte yer istisnadan faydalanamaması durumunda bu kazançlar için kurumlar vergisi ödemesi gerekir. Bu kazançların bir de kâr payı olarak dağıtılan tam ve dar mükellefiyete tâbi kurumlarda vergilendirilmesinin önüne geçilmesi bakımından bu kazançlar da istisna kapsamına alınmıştır. 7524 sayılı Kanun ile getirilen yeni düzenlemenin amacı iç çifte vergilendirmeyi önlemektir.
7524 sayılı Kanun ile getirilmiş olan şartlar altında, sahip oldukları taşınmazlardan elde ettikleri kazançların en az %50’sini, belirtilen süre içerisinde ortaklarına kâr payı olarak dağıtılması ve istisnadan faydalanılması durumunda, fon ve ortaklıklardan kâr payı elde eden tam ve dar mükellefiyete tâbi kurumların bu kazançları kurumlar vergisine tâbidir. Kurumlarca fon ve ortaklıklardan elde edilen ve fon ve ortaklıklarda kurumlar vergisinden istisna olan kazançlar kâr payı elde eden tam ve dar mükellefiyete tâbi kurumlarda iştirak kazançları istisnasından yararlanamaz.
4. Sonuç
Türkiye’de kurulan yatırım fon ve ortaklıkları, sermaye şirketi olarak elde ettikleri safi kurum kazançları üzerinden kurumlar vergisi ödemek zorundadır. Ancak KVK’nın 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde sayılan ve Türkiye’de kurulmuş olan fon ve ortaklıkların kazançları kurumlar vergisinden istisnadır.
Türkiye’de kurulmuş olan fon ve ortaklıkların kazançlarının kurumlar vergisinden istisna tutulması için belirli koşulların getirilmesi durumundan hem fon ve ortaklıklar hem de fon ve ortaklıklara yatırım yapan yerli ve yabancı yatırımcılar bundan fayda sağlar.
Örneğin fon ve ortaklıkların kazançlarının kurumlar vergisinden istisna tutulması için belirli alanlardan elde edilen kazançların ortaklara kâr payı olarak dağıtılması şartı getirilebilir. Böyle bir şartın getirilmesi durumunda düzenli olarak kâr dağıtımında bulunan fon ve ortaklıklara olan ilgi artar. Bu ilgi de fon ve ortaklıklara daha fazla yerli ve yabancı yatırımcıların yatırım yapması anlamına gelir. Bu teşvik aynı zamanda fon ve ortaklıkların kazançlarının artmasına neden olur. Bundan da hem fon ve ortaklıklar hem de Maliye İdaresi fayda sağlar. Böyle bir şart diğer yandan, hem fon ve ortaklıklara yatırım yapan yerli ve yabancı yatırımcıların kâr beklentilerinin karşılanmasına katkıda bulunur, hem de tasarruf sahiplerinin yatırım güdülerinin artmasını sağlar.
Görüldüğü üzere, Türkiye’de kurulmuş olan fon ve ortaklıklarının kazançlarının kurumlar vergisinden istisna tutulmasında belirli şartların getirilmesi hem fon ve ortaklıkların hem de fon ve ortaklıklara yatırım yapan ortakların yararınadır. 7524 sayılı Kanun’un 32’nci maddesi ile getirilmiş olan düzenleme bu nedenle son derece yerinde bir düzenleme olmuştur.
Bu düzenlemeden yabancı fonlar da yararlanabilir. Buna engel teşkil edecek bir düzenleme KVK’nın 5’inci maddesinde yer almamaktadır. Ancak bu hususun özel olarak 23 seri numaralı Tebliğ’de düzenlenmesi yabancı fonların Türkiye’ye olan ilgisinin artması bakımından bir teşvik aracı olabilirdi.
1 21.06.2006 tarih ve 26205 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
2 02.08.2024 tarih ve 32620 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
3 28.09.2024 tarih ve 32676 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
4 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Yazar: Levent Başak
Kaynak: Lebib Yalkın Aylık Mevzuat Dergisi Kasım Sayısı 2024