Bilinen Adreslere Tebligatta Özellikli Durumlar
Mehmet Ali Yaprak - - 31 Mayıs 2023
Mehmet Ali YAPRAK
Vergi Müfettiş Yardımcısı
Özet
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 101. maddesinde yer bulan “Bilinen Adresler” vergiye esas evrakların tebliği yapılırken tebliğ işlemini yapan görevlinin tebliği muhataba nerede yapabileceğini gösteren adreslerdir. Söz konusu madde tebliğin yapılabileceği adresleri belirtirken, kanunun 102. maddesi de tebliğin nasıl yapılacağına ilişkin hükümler içermektedir. Makalemizde “Bilinen Adresler” bağlamında yapılan tebliğlerde karşılaşılan özellikli bazı durumlara yer vereceğiz. Her bir durumu örneklerle ifade ederek anlaşılabilir kılmak hedefimizdir.
Anahtar Kelimeler
İkamet adresi, münasip bir süre.
1. Giriş
Posta ile yapılan tebligatta dikkat çeken ve ihtilaf konusu olan iki durum bulunmaktadır. Bunlardan birincisi 213 sayılı yasanın 102. maddesinde yer alan “…tayin olunacak münasip bir süre…’’ ibaresidir. Bu ibare net bir süre belirtmediğinden ihtilaf konusu olmaktadır.
Bir diğer uyuşmazlık ise 213 sayılı yasanın 102. maddesinde yer alan “…Muhatabın geçici olarak başka bir yere gittiği, bilinen adresinde bulunanlar veya komşuları tarafından bildirildiği takdirde keyfiyet ve beyanda bulunanın kimliği tebliğ alındısına yazılarak altı beyanı yapana imzalatılır. İmzadan imtina ederse, tebliği yapan bu ciheti şerh ve imza eder ve tebliğ edilemiyen evrak çıkaran mercie iade olunur.” ve “…Yukarıdaki fıkralarda yazılı işlemler komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyet taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz'edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tesbit olunur.” ibarelerinin maddeden çıkarılması ve bunun yerine “Bu Kanunun 101’inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde sayılan adrese tebliğe çıkılan hallerde, tebliğ yapılacak kişinin adresinde bulunamaması durumunda (Bulunamama durumu o adresten geçici ayrılmaları da kapsar.) durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı gönderildiği idareye iade edilir. Bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğ çıkarılır. İkinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeplerle tebliğ edilemezse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir pusula kapıya yapıştırılır. Bu durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı, gönderildiği idareye iade edilir. Tebliğ evrakının pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde muhatabı tarafından alınması hâlinde alındığı günde, bu süre içerisinde alınmaması hâlinde ise on beşinci günde tebliğ yapılmış sayılır.” ibarelerinin eklenmesidir.
2. Konuya İlişkin Örnekler
Örnek-1: Potansiyel Mükellef A’ya, X Ltd.Şti. hakkında yapılmakta olan bir inceleme dolayısıyla kendisinden bilgi alınmak üzere Bilgi İsteme Yazısı gönderilmiştir. Mükellefin ikamet adresine gidildiğinde, kapıyı kimse açmamış, o esnada duruma tanık olan yan komşu, A’nın 30 gün önce binadan taşındığını ve artık X Mah. Y Sok. No:2/3 Bakırköy/İSTANBUL adresinde ikamet ettiğini belirtmiştir. Bu durumda tebligat işlemi nasıl yapılacaktır?
Görüldüğü üzere tebliğ yapılacak kişi potansiyel mükelleftir yani 213 sayılı Kanun’un 101. maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (2) numaralı bentlerine göre değil (3) numaralı bendine göre adrese tebliğe çıkılmalıdır. Bu durumda neler yapılması gerektiği kanunun 102. maddesinde şu şekilde ifade edilmektedir:
“… Bu Kanunun 101 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde sayılan adrese tebliğe çıkılan hallerde, tebliğ yapılacak kişinin adresinde bulunamaması durumunda (Bulunamama durumu o adresten geçici ayrılmaları da kapsar.) durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı gönderildiği idareye iade edilir. Bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğ çıkarılır. İkinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeplerle tebliğ edilemezse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir pusula kapıya yapıştırılır. Bu durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı, gönderildiği idareye iade edilir. Tebliğ evrakının pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde muhatabı tarafından alınması hâlinde alındığı günde, bu süre içerisinde alınmaması hâlinde ise on beşinci günde tebliğ yapılmış sayılır.”
Örnekte belirtildiği üzere yan komşu, söz konusu kişinin artık o adreste ikamet etmediğini, 30 gün önce adresten taşındığını ve yeni adresinin de X Mah. Y Sok. No:2/3 Bakırköy/İSTANBUL olduğunu beyan etmiştir. Oysa Adres Kayıt Sistemi’nde Mükellef A’nın ikamet adresi hala eski adresi gözükmektedir. Bu durumda idare 213 sayılı Kanun’un 102. maddesinde yukarıda yer verilen hükümleri izleyecek ve münasip bir süre sonra ikinci defa aynı adrese tebliğe çıkılarak kapıya pusula yapıştırılacak; tebliğ evrakının pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde muhatabı tarafından alınması hâlinde alındığı günde, bu süre içerisinde alınmaması hâlinde ise on beşinci günde tebliğ yapılmış sayılacaktır. Komşunun belirttiği adrese tebliğ yapılabilmesi, Bay A’nın pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde ikamet adresini değiştirmediği takdirde yasal olarak mümkün değildir.
Örnek-2: Potansiyel Mükellef A’ya, X Ltd.Şti. hakkında yapılmakta olan bir inceleme dolayısıyla kendisinden bilgi alınmak üzere Bilgi İsteme Yazısı gönderilmiştir. Mükellefin ikamet adresine gidildiğinde, kapıyı kimse açmamıştır. Bu durumda tebligat işlemi nasıl yapılacaktır?
Bir önceki örnekte ifade edildiği üzere tebliğ yapılacak kişinin adresinde bulunamaması halinde (bulunamama durumu o adresten geçici ayrılmaları da kapsar), posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı gönderildiği idareye iade edilir. Bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğ çıkarılır. İkinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeplerle tebliğ edilemezse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir pusula kapıya yapıştırılır. Bu durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı, gönderildiği idareye iade edilir. Tebliğ evrakının pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde muhatabı tarafından alınması hâlinde alındığı günde, bu süre içerisinde alınmaması hâlinde ise on beşinci günde tebliğ yapılmış sayılır.
Burada iki husus dikkat çekmektedir. Birincisi, tebliği yapmakla görevli kişi söz konusu kişinin adresinde olmaması nedeniyle bu kişinin apartman görevlisine, komşusuna veya apartman yöneticisine sormak durumunda mıdır ve ikinci olarak ilk tebliğde adresinde bulunamayan kişi için idare ikinci tebliğ evrakını göndermeden önce ne kadar bir süre bekleyecektir?
Anayasa Mahkemesi’nin 22.09.2021 tarih ve 2021/63 Karar sayılı Kararında “Kanun koyucu adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine yapılacak tebligata ilişkin olarak iki aşamalı bir usul öngörmüştür. …Kanun koyucunun bu tedbirle adresten geçici ayrılmalar nedeniyle tebligatın yapılamaması ihtimalini bertaraf etmeyi amaçladığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla münasip bir süre beklenilmeksizin aynı adrese ikinci kez tebligat yapılması mümkün değildir.
…Nitekim adrese dayalı kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine tebligat yapılması usulünün, sadece 213 sayılı Kanun uyarınca vergisel işlemlerin tebliği için değil, tebligata ilişkin temel kanun olan 7201 sayılı Kanun’un bazı hükümlerinde de kabul edildiği görülmektedir. Bu bağlamda gösterilen adresin, adres kayıt sistemindeki adres olması hâlinde, ihbarnamenin gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırması suretiyle tebliğ işlemlerinin tamamlanacağının kurala bağlandığı ve düzenlemede komşulardan birine, varsa yönetici veya kapıcıya haber verme zorunluluğunun öngörülmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda kendilerinin bildirmiş olduğu yerleşim yeri adresine belirtilen şartlarda tebligat yapılmasını öngören kuralların muhatapların vergi dairelerince düzenlenen işlemlerden haberdar olmalarına imkân sağlayacak güvenceleri taşımadığı söylenemez.” şeklinde hüküm kurmuştur.
Anayasa Mahkemesi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda yer alan “…tayin olunacak münasip bir süre…’’ ibaresi için 14.02.2020 tarih ve 31039 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 25/12/2019 tarihli, 2019/106 Esas ve 2019/100 Karar sayılı kararında: “…Kişinin adres kayıt sisteminde bulunan adresine tebligat yapılamaması durumunda ikinci defa aynı adrese tebligat çıkarılabilmesi için beklenmesi gereken sürenin kanun koyucu tarafından mutlaka belli bir gün veya zaman aralığı tayin edilmek suretiyle önceden belirlenmesi somut durumun şartlarına ve kanun yapma tekniğine uygun düşmeyebilir. Zira somut durumun özelliğine göre bazen daha uzun bazen daha kısa süreler öngörülmesi ihtiyacı doğabilir. Tayin olunacak münasip bir süre kavramı somut olaylar karşısında idari ve yargısal makamlar tarafından belirlenebilecek ve kriterleri saptanabilecek niteliktedir. Bu itibarla kuralda temel hak ve özgürlüklerin kanunla sınırlanmasına ilişkin anayasal hükme aykırı bir yön bulunmamaktadır. …Kuralla dava açma süresinin başlaması bakımından ikinci tebligatın yapılabilmesi için bir süre öngörülmekle mahkemeye erişim hakkı yönünden kişilere bir külfet yüklenmiş ise de kuralda bu sürenin münasip bir süre olması gerektiği belirtilerek anılan sürenin somut durumun şartlarına göre kişilerin söz konusu işlemden haberdar olmalarına imkân tanıyacak bir süre olarak belirlenmesi gereğinin güvence altına alındığı görülmektedir.” şeklinde karar vermiştir.
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 50’nci maddesine göre, adres değişikliği bildirimi, 20 iş günü içerisinde yapılmalıdır. Bu da 28 güne denk gelmektedir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre ilk tebliğden bir gün sonra ikinci tebliğ yapılsa ve pusula kapıya yapıştırılsa ve dolayısıyla pusula yapıştırıldıktan 15 gün sonra tebliğ yapılmış sayılsa, sonrasında mükellefin kendisinden istenen yükümlülüğünü yerine getirmesi için en az 15 günü olacaktır. Nüfus Hizmetleri Kanunu’ndaki adres değişikliği bildirim süresi ve Vergi Usul Kanunu’ndaki tebliğ hükümlerini beraber değerlendirdiğimizde, idare münasip süreyi en az düzeyde belirlese bile vatandaşlar Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda belirtilen bildirim yükümlülüklerine uydukları takdirde Vergi Usul Kanunu’nun 102. maddesinde yer alan “…tayin olunacak münasip bir süre…’’ ibaresi kendileri için bir olumsuzluk teşkil etmeyecektir. Yani Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda belirtilen bildirim yükümlülüklerine uyulduğu takdirde mükelleflerin vergisel yükümlüklerine ilişkin kendilerine yapılan tebliğlerden haberdar olmama durumları olmayacaktır.
3. Sonuç
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun posta ile tebliğe ilişkin hükümleri Adres Kayıt Sistemi’nde yer alan ikamet adresi ve bu adresin değişimi durumunda bildirim süresiyle uyumluluk içermektedir. Kişiler adresleriyle ilgili yükümlülüklerine uydukları takdirde vergi ile tebliğlerde mağdur olmayacaklardır.
Kaynakça
- T.C. Yasalar (10.01.1961). 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu. Ankara: R.G. (10703, 10704,10705 sayılı)
- T.C. Yasalar (25/4/2006). 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu. Ankara: R.G. (26153 sayılı)
- Anayasa Mahkemesi’nin 22.09.2021 Tarih ve 2021/63 Sayılı Kararı
- Anayasa Mahkemesi’nin 25/12/2019 Tarih ve 2019/100 Sayılı Kararı