Makaleler


E-Ticarette Aracı Hizmet Sağlayıcıların Ayıplı Mal Satışından Sorumluluğu


SALİH ÇALAL - GÜM. VE TİC. MÜFETTİŞİ - 01 Ağustos 2022

Özet
İnternetin yaygınlaşması, elektronik ödeme yöntemlerinin artışı ve akıllı teknolojilerin hayatın merkezine yerleşmesi, elektronik ticaret (e-ticaret) hacminin her geçen gün artmasına neden olan hususlar olarak karşımıza çıkmaktadır. E-ticaret işlemlerinin artışıyla birlikte aracı hizmet sağlayıcıların bu alandaki önemi ve haliyle sorumluluklarında da önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Herhangi bir malın satışına ilişkin ihtilaflarda ve özellikle malın ayıplı çıkması halinde aracı hizmet sağlayıcısının bu duruma ilişkin sorumluluğu mevzuata ve birçok yargı kararına yansımış ve bu gelişmelere binaen makalemize konu edilmiştir. 
Anahtar Kelimeler 
E-ticaret, aracı hizmet sağlayıcı, ayıplı mal. 

1.Giriş
Elektronik ticaret ya da kısaca e-ticaret, 1995 yılından sonra İnternet kullanımının artmasıyla ortaya çıkan, ticaretin elektronik ortamda yapılmasına ilişkin bir kavramdır. Anılan kavram, mal ve hizmetlerin üretim, tanıtım, satış, sigorta, dağıtım ve ödeme işlemlerinin bilgisayar ağları üzerinden yapılmasını içermektedir. Elektronik ticaretin yaygınlaşması, bu alanın yasal olarak da düzenlenmesi zorunluluğunu meydana getirmiştir. Bu kapsamda gerek Avrupa Birliği direktifleri gerekse ülkemiz gereksinimleri dikkate alınarak 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hazırlanmış ve 05.11.2014 tarih ve 29166 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Ardından çıkarılan yönetmelikler ve tebliğler kapsamında söz konusu alana ilişkin ikincil mevzuat düzenlemeleri yapılmıştır. 
Bu çalışmada, e-ticaret işlemlerinde aracı hizmet sağlayıcılarının malın ayıplı olmasından kaynaklı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususu yürürlükteki mevzuat ve yayımlanmış yargı kararları kapsamında incelenecektir. 

2. E-Ticaret ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar
Elektronik ticaret, tüm dünyada ticaretin serbestleştirilmesi eğilimi ile, 2000'li yıllardan sonra yaşanan ve bilgi iletişimini kolaylaştıran teknolojik gelişmelerin bir parçası olarak ortaya çıkmıştır. Geleneksel pazarlama yöntemlerine, İnternet olanaklarını da ekleyen kuruluşlar, sadece belirli bir kitleye satış yapabilmenin ötesine geçip, üretkenliği ve yaratıcılığı arttıran küresel e-ticaret bağlantıları kurma şansını elde edebilmeye başlamıştır. Eskiden birçok şirket televizyon, gazete, radyo gibi araçları kullanarak potansiyel müşterilerine ulaşmaya uğraşırken, bugün bunlara internet üzerinden reklamcılık da eklenmiştir.
Tüm dünyada yaşanan gelişmeler neticesinde e-ticaret alanında yasal düzenleme yapılması ülkemiz açısından da bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu doğrultuda, 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hazırlanarak ve 05.11.2014 tarih ve 29166 sayılı Resmî Gazete ile birlikte yürürlük kazanmıştır. Anılan kanunda elektronik ticaret, fiziki olarak karşı karşıya gelmeksizin, elektronik ortamda gerçekleştirilen çevrim içi iktisadi ve ticari her türlü faaliyet olarak tanımlanmıştır. Alan adları ve elektronik posta adresi dışında, mesleki veya ticari faaliyet kapsamında kazanç sağlamaya yönelik olarak elektronik ticarete ilişkin her türlü iletişim elektronik ticaret kapsamında değerlendirilmektedir. 
Esasen Türk hukukunda doğrudan bilgi toplumu hizmetlerini konu alan, farklı tarihlerde değişik kanuni düzenlemeler yapılmıştır. Bunlara, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ile 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu örnek olarak gösterilebilir. Değişik tarihlerde farklı kanunlar içinde bilgi toplumu hizmetlerine yönelik hükümleri de içeren düzenlemeler yapılmıştır. Mülga 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda gerek sözleşmenin kurulmasına gerek mesafeli sözleşmelere ilişkin yeni düzenlemelere yer verilirken, Türk Borçlar Kanunu’nda yeni hükümler mevcuttur.
E-ticarette hizmet sağlayıcılar, elektronik ticaret faaliyetinde bulunan gerçek ya da tüzel kişilerdir. 6563 sayılı Kanun kapsamında yasal bir zorunluluk olarak hizmet sağlayıcılar, elektronik iletişim araçlarıyla bir sözleşmenin yapılmasından önce;
a) Alıcıların kolayca ulaşabileceği şekilde ve güncel olarak tanıtıcı bilgilerini,
b) Sözleşmenin kurulabilmesi için izlenecek teknik adımlara ilişkin bilgileri,
c) Sözleşme metninin sözleşmenin kurulmasından sonra, hizmet sağlayıcı tarafından saklanıp saklanmayacağı ile bu sözleşmeye alıcının daha sonra erişiminin mümkün olup olmayacağı ve bu erişimin ne kadar süreyle sağlanacağına ilişkin bilgileri,
ç) Veri girişindeki hataların açık ve anlaşılır bir şekilde belirlenmesine ve düzeltilmesine ilişkin teknik araçlara ilişkin bilgileri,
d) Uygulanan gizlilik kuralları ve varsa alternatif uyuşmazlık çözüm mekanizmalarına ilişkin bilgileri,
sunarlar.
Elektronik araçlarla yapılan sözleşmenin kurulması ve kurulma zamanı Borçlar Kanunu hükümlerine göre tayin edilecek ve tarafların iradeleri de yine genel hukuk ilkelerine göre yorumlanacaktır. 
Ancak, elektronik araçlarla yapılan sözleşmede bazı hususların sözleşme öncesinde ve sonrasında belli olması gerekir. Aracı hizmet sağlayıcı ise başkalarına ait iktisadî ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan gerçek ya da tüzel kişilerdir.

3. Aracı Hizmet Sağlayıcıların Ayıplı Mal Satışından Sorumluluğu
Alıcı ve hizmet sağlayıcı arasında alım satım işle-minin yapıldığı elektronik ticaret pazar yerlerini işleten aracı hizmet sağlayıcılar, kendileriyle ilgili olarak hizmet sağlayıcılarla ilgili olarak belirtilen yükümlülükleri aynı usulle yerine getirir. Aracı hizmet sağlayıcı, elektronik ticaret ortamı sunduğu hizmet sağlayıcıya ilişkin bilgilerin, hizmet sağlayıcıya tahsis edilen alanda gösterilebilmesi ve güncellenebilmesi için gerekli teknik imkânları sağlar.
Hizmet sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcının faaliyetleri Ticaret Bakanlığınca denetlenir. Bakanlıkça görevlendirilen denetim elemanları, anılan Yönetmelik kapsamında Bakanlık yetkisine giren hususlarla ilgili olarak her türlü bilgi, belge ve defterleri istemeye, bunları incelemeye ve örneklerini almaya, ilgililerden yazılı ve sözlü bilgi almaya yetkilidir. İlgililer istenilen bilgi, belge ve defterler ile elektronik kayıtlarını, bunların örneklerini noksansız ve gerçeğe uygun olarak vermek, yazılı ve sözlü bilgi taleplerini karşılamak ve gerekli yardım ve kolaylığı göstermekle yükümlüdür. Ayrıca Bakanlıkça görevlendirilen denetim elemanları, hizmet sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcının, elektronik ticaret faaliyetlerine ilişkin bilgi ve belgeleri, ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşları ile elektronik haberleşme hizmeti sunan işletmecilerden istemeye yetkilidir. Bununla birlikte, idari para cezalarını verme yetkisi de Ticaret Bakanlığına aittir ve verilen idari para cezaları, tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir.
Bilindiği üzere, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 13’üncü maddesinin birinci fıkrasına göre; “Ayıplı hizmet, sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmettir.” Yine aynı Kanun’un 11’inci maddesi uyarınca satıcı, üretici ve ithalatçının ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumluluğu bulunmaktadır. Buna mukabil, 6563 sayılı Kanun’un 9’uncu maddesi ve Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik'in 6’ncı maddesi uyarınca aracı hizmet sağlayıcıların hizmet sundukları elektronik ortamı kullanan kişiler tarafından sağlanan içerikleri kontrol etmekle yükümlü olmadığı düzenlenmektedir. Aracı hizmet sağlayıcılarına bu hükümler kapsamında sorumluluk yüklenebilmesi için, 6563 sayılı Kanunun 9’uncu maddesinde öngörülen karinenin aksinin ispatlanması, yani aracı hizmet sağlayıcının durumdan haberdar edilmesi gerekmektedir. Benzer şekilde Yargıtay 11’inci Hukuk Dairesi’nin 16.12.2019 tarihli E. 2019/618 K. 2019/8167 sayılı kararında ise; “içerik sağlayıcı sıfatı bulunmayan internet yer ve hizmet sağlayıcı kuruluşların tazminat sorumluluğundan bahsedebilmek için, imkân sağladıkları içeriğin hukuka aykırı ve marka hakkına tecavüz niteliğinde olduğunun bilmeleri gerekir. Bunun için de önceden hak sahipleri tarafından uyarılmaları ve hukuka aykırı içeriği makul süre içerisinde kaldırmalarını yer ve hizmet sağlayıcı kuruluşlardan talep etmeleri gerekir. Ayrıca hak sahiplerinin, içeriğinin kaldırılmasını talep ederken, kendilerinin önceden elde edilmiş üstün hak sahibi olduklarını yaklaşık ispata yeterli delillerini de anılan kuruluşlara sunmuş olmaları gerekir.” denilerek aracı hizmet sağlayıcıların sorumluluğuna gidilebilmesinin, içeriğin hukuka aykırı olduğunun bilinmesi ko-şuluna bağlandığı vurgulanmıştır. Bu kapsamda, hak sahiplerinin aracı hizmet sağlayıcıları hukuka aykırı içerik konusunda uyarmaları ve içeriği kaldırmalarını talep etmeleri gerekmektedir.
Konuyla ilgili Yargıtay 3’üncü Hukuk Dairesi'nin 2021/4000 Esas ve 2021/11403 Karar sayılı kararı 25.01.2022 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanmıştır. Kararda; “…Somut olayda, yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde internet ağı üzerinden elektronik ticarete imkan sağlayan davacı şirketin aracı hizmet sağlayıcısı konumunda olduğu ve taraflar arasında mesafeli satış sözleşmesi ön bilgilendirme formuna göre satıcı tarafın "... Pastanesi" olduğu, bu durumda davacı aracı hizmet sağlayıcının hizmet sunduğu elektronik ortamı kullanan gerçek ve tüzel kişiler tarafından sağlanan içeriği kontrol etmek, bu içerik ve içeriğe konu mal veya hizmetle ilgili hukuka aykırı bir faaliyetin ya da durumun söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece; 6563 sayılı Kanun’un 9. maddesi ve yine Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmeliğin 6. maddesine göre aracı hizmet sağlayıcı olan davacının malın ayıplı olmasından kaynaklı sorumluluğunun bulunmadığı gözetilerek davanın kabulüne dair hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine, karar verilmiş olması doğru görülmediğinden, Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekir…” hükmüne yer verilmek suretiyle; olaya konu tüketici işlemi kapsamında imzalanan mesafeli satış sözleşmesinin taraflarının ilgili tüketici ve elektronik ticaret sitesinde satış yapan işletme olduğu, davacı şirketin ise internet üzerinden elektronik ticarete imkan sağlayan aracı hizmet sağlayıcısı konumunda bulunduğu, Kanun ve Yönetmelik'in ilgili maddeleri uyarınca aracı hizmet sağlayıcıların hizmet sunduğu elektronik ortamı kullanan kişilerce sağlanan içerikleri kontrol etmekle yükümlü olmadığı ve dolayısıyla davacı aracı hizmet sağlayıcının malın ayıplı olmasından kaynaklı sorumluluğunun bulunmadığı sonucuna varılmıştır. 
Karardan anlaşılacağı üzere, aracı hizmet sağlayıcıların hizmet sundukları elektronik ortamı kullanan hizmet sağlayıcılar tarafından sağlanan içeriklerden ve bu içeriklere konu mal ve hizmetlerle ilgili ayıplardan sorumlu tutulması mümkün değildir. 
Söz konusu durum mevzuatta açık bir şekilde düzenlenmiştir. 

4.Sonuç
Elektronik ticaretin gerçekleştirilmesi kapsamında hizmet sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcıların 6563 sayılı Kanun ve anılan Yönetmelik uyarınca sorumlulukları bulunmaktadır. Bu karşın gerek yargı kararları gerekse yürürlükteki mevzuat, e-ticaret işlemlerinde aracı hizmet sağlayıcıların ayıplı mal nedeniyle sorumlu olmayacaklarını göstermektedir. Bu itibarla, elektronik ortamda hizmet veren gerçek veya tüzel kişilerce sağlanan içerikleri kontrol etmek ve içeriğe konu malın hukuka uygun olup olmadığını denetleme görevi aracı hizmet sağlayıcısına ait değildir. 
Ancak içeriğin hukuka aykırı veya başkasının hakkını gasp eder nitelikte olması halinde aracı hizmet sağlayıcıya yapılan ihbarla birlikte aracı hizmet sağlayıcı sunulan içeriğe konu malı yayından kaldırmakla yükümlü olmaktadır. Tüm bu hususlar ve yayımlanan yargı kararları tüketici hakem heyetleri için büyük önem arz etmektedir. 
Kaynakça
    6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun
    6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun

KAYNAK : Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi Ağustos 2022
 

E-Bültenimizi İnceleyin