Makaleler


Kurum Kazancının Tespiti Sırasında İndirilmesine İzin Verilmeyen Giderler


ONUR ŞAHİN - GELİR UZMANI - 14 Nisan 2022

 

 

MDERGI/8709A.010

(NİSAN 2022 Sayı: 220)

 

KURUM KAZANCININ

TESPİTİ SIRASINDA İNDİRİLMESİNE İZİN VERİLMEYEN GİDERLER

 

Onur ŞAHİN - Gelir Uzmanı

Serkan KOŞAR - Gelir Uzmanı

 

Özet

Kurum kazancı tespit edilirken, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinde yer alan giderler ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun (KVK) 8. maddesinde sayılan giderler hasılattan indirilecektir. Ancak 5520 sayılı Kanununun 11 inci maddesinde, kurum kazancının tespiti sırasında indirilmesine izin verilmeyen giderler topluca sıralanmıştır. Bahse konu giderlerin kurum kazancının tespitinde dikkate alınabilmesi mümkün değildir. Bu yazıda, 5520 sayılı Kanununun 11 inci maddesinde sayılan söz konusu giderler hakkında bilgilere ve açıklamalara yer verilmiştir.

Anahtar Kelimeler

Kanunen kabul edilmeyen giderler, 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, kurumlar vergisi beyannamesi, kurum kazancı.

 

1.  Giriş

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun (KVK) 6’ncı maddesi hükmü uyarınca; kurumlar vergisi, kurumların bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır. Anılan madde hükmüne göre, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK) ticari kazancın tespitine ilişkin hükümleri uygulanmaktadır. Kurumların elde ettikleri kazanç ve iratlar, kaynağı ne olursa olsun bir bütün halinde "kurum kazancı" olarak nitelendirilir. Kurum kazancı tespit edilirken, GVK’nın 40. maddesinde yer alan giderler ile KVK’nın 8. maddesinde sayılan giderler hasılattan indirilecektir. Kurumlar vergisi uygulaması yönünden KVK’nın 11.maddesinde, kurum kazancının tespitinde indirilemeyecek nitelikte olan giderler belirlenmiş olup, bu yazıda söz konusu maddede belirtilen giderler (kanunen kabul edilmeyen indirimler) hakkında açıklamalara yer verilecektir.

 

2.  Kurum Kazancının Tespitinde Kabul Edilmeyen İndirimler

Kurumlar Vergisi Kanununun 11’inci maddesinde, kurum kazancının tespiti sırasında indirilmesine izin verilmeyen giderler topluca sıralanmış olup, buna göre aşağıdaki giderlerin kurum kazancının tespitinde dikkate alınabilmesi mümkün değildir.

2.1. Öz Sermaye Üzerinden Ödenen veya Hesaplanan Faizler

KVK’nın 11.maddesinde, kurum kazancının tespitinde indirilemeyecek nitelikte olan giderler belirlenmiştir. Buna göre aşağıdaki giderlerin kurum kazancının tespitinde dikkate alınabilmesi mümkün değildir.

2.2. Örtülü Sermaye Üzerinden Ödenen veya Hesaplanan Faiz, Kur Farkları ve Benzeri Giderler

KVK’nın 12/1 fıkrası hükmü gereğince; kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılır. 

KVK’nın 11/1-b bendi hükmü uyarınca, örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkı vb giderler safi kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınamazlar.

2.3. Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Olarak Dağıtılan Kazançlar

KVK’nın 13/1 fıkrası hükmü gereğince; kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır. Alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve icraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir.

KVK’nın 11/1-c bendinde ise transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançların kurum kazancının tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacağı belirtilmiştir.

2.4. Her Ne Şekilde ve Ne İsimle Olursa Olsun Ayrılan Yedek Akçeler

Kabul edilmeyen indirimler arasında sayılan yedek akçeler, gider niteliğinde değildir ve bunlar işletme bünyesinde elde edilen kazancın, dağıtılmayıp işletmede alıkonulan kısımlarıdır. Her ne şekilde ve isimle ayrılmış olursa olsun ayrılan yedek akçelerin kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün değildir.

Türk Ticaret Kanunu’na, kurumların kuruluş kanunlarına, tüzüklerine, ana statülerine veya sözleşmelerine göre safi kazançtan ayırdıkları tüm yedek akçeler ile 5411 sayılı Bankacılık Kanununa göre ayrılan genel karşılıkların indirimi mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan, 5411 sayılı Kanuna göre ayrılan özel karşılıklar, kurum kazancının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınabilecektir.

7061 sayılı Kanunun 106’ncı maddesiyle 6361 sayılı Kanunun 16’ncı maddesine eklenen fıkra ile finansal kiralama ve finansman şirketleri tarafından anılan madde uyarınca ayrılan özel karşılıkların tamamının ayrıldıkları yılda kurum kazancının tespitinde gider olarak kabul edileceği hüküm altına alınmıştır. Söz konusu düzenleme 1/1/2019 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceğinden bu tarihten önce anılan kurumlarca ayrılan özel karşılıkların kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır. 1

2.5. Hesaplanan Kurumlar Vergisi ile Her Türlü Para Cezaları ile Vergi Cezaları ve Gecikme Zamları

Kurumlar Vergisi Kanununa göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizleri ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre ödenen gecikme faizi ile pişmanlık zammının kurum kazancından indirimi kabul edilmemektedir.Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tecil edilen vergilere ilişkin tecil faizleri de bu kapsamda olup kurum kazancından gider olarak indirilmesi mümkün değildir.Öte yandan, sosyal güvenlik kurumlarına ödenen gecikme cezaları ile gecikme zamları da bu kapsamda gider olarak indirilemeyecektir.

2.6. Menkul Kıymetlerin İtibari Değerlerinin Altında İhracından Doğan Zararlar

Kanunlarla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak tespit edilen hadler saklı kalmak kaydıyla, menkul kıymetlerin itibari değerlerinin altında ihracından doğan zararlar ile bu menkul kıymetlere ilişkin olarak ödenen komisyonlar ve benzeri her türlü giderler kurum kazancının tespitinde indirim olarak dikkate alınamaz.

2.7. Bazı Taşıtlara İlişkin Giderler ve Amortismanlar

Kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan bazı motorlu deniz taşıtları ile uçak, helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ile amortismanlarının indirimi mümkün değildir.

2.8. Kurumun Kendisinin, Ortaklarının, Yöneticilerinin ve Çalışanlarının Suçlarından Doğan Tazminat Giderleri

Sözleşmelerde ceza şartı olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan maddi ve manevi tazminat giderleri indirim olarak dikkate alınamaz.

2.9. Basın Yoluyla İşlenen Fiillerden Dolayı Ödenen Tazminatlar

Basın yoluyla işlenen fiillerden veya radyo ve televizyon yayınlarından doğan maddi ve manevi zararlardan dolayı ödenen tazminat giderlerinin gider olarak indirimi kabul edilmeyecektir.

2.10. Bazı Ürünlere Ait İlan ve Reklam Giderleri

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11’inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde, her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklam giderlerinin %50'sinin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilemeyeceği belirtilmiş, Bakanlar Kuruluna bu oranı %100'e kadar artırma veya sıfıra kadar indirme hususunda yetki verilmiştir. 90/1081 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile de söz konusu oran sıfır olarak tespit edildiğinden, Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 1’inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklam giderlerinin tamamı gider olarak indirilebilmektedir.

Aynı hüküm Gelir Vergisi Kanunu’nun 41’inci maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinde de yer almaktadır.

3/1/2008 tarihli ve 5727 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5’inci maddesiyle 4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunun 4’üncü maddesinde yapılan değişiklikle, Gelir Vergisi Kanunu’nun 41’inci maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinde belirtilen ilan ve reklam giderlerinin, gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı hükme bağlanmıştır. Anılan hüküm, Kanunun yayımı tarihinden 4 ay sonra yürürlüğe girecektir.

Bu nedenle, anılan hükmün yürürlüğe girdiği 19/5/2008 tarihinden itibaren yapılacak olan, her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklam giderlerinin tamamının, ticari kazancın ve kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, Tebliğin (10.3.1) bölümünde sponsorluk harcamalarına ilişkin açıklamalara yer verilmiş olup söz konusu bölümde, spor sahalarına, sporcuların veya diğer ilgililerin spor giysilerinin ya da spor araç ve gereçlerinin üzerine yazılı veya elektronik sinyaller yardımıyla sanal olarak kurumun tanıtımının yapılmasını sağlayacak amblem, marka, isim ve benzeri işaretler konulması gibi doğrudan ticari fayda sağlayan ve kurumun tanıtımını amaçlayan harcamaların reklam harcaması olarak değerlendirileceği belirtilmiştir.

Dolayısıyla, her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerinin tanıtımına yönelik bu tür reklam harcamalarının da kurum kazancının tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerekmektedir. 2

2 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 6.maddesiyle değiştirilen bölüm. Bu bölümün "4" ve "6" ncı paragraflarında yer alan düzenleme, alkol ve alkollü içkilere ilişkin ilan ve reklam giderleri yönünden, Danıştay 4.Dairesi Başkanlığının 25.10.2010 tarih ve Esas No:2008/3758, Karar No:2010/5217 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir.

2.11. Kurumların Yönetim Kurulu Başkan ve Üyelerine Verilen Temettü İkramiyeleri

GVK’nın 75’inci maddesi uyarınca, idare meclisi başkan ve üyelerine ödenen kâr payları menkul sermaye iradı sayılmıştır. Bu itibarla, söz konusu ödemelerin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, kurum personeline ödenen temettü ikramiyeleri Gelir Vergisi Kanunu’nun 61’inci maddesine göre ücret sayıldığından bu ödemeler kurum kazancının tespitinde ücret gideri olarak dikkate alınmaya devam edilecektir. Söz konusu temettü ikramiyelerinin bilanço günü itibarıyla ödenecek toplam tutarı kesinleştiğinden, çalışanlara o yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresinin sonuna kadar ödenecek temettü ikramiyeleri, ilgili olduğu yılın kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir. Aynı husus çalışanlara ödenen performans değerlemelerine bağlı olarak verilecek prim ve ikramiyeler için de geçerlidir. Diğer taraftan, ücret niteliğindeki bu ödemelerin nakden veya hesaben yapıldığı dönemde vergi kesintisine tabi tutulması gerekeceği tabiidir.

2.12. Kanunen Yasaklanmış Fiiller Nedeniyle Katlanılan Giderler

Kanunen yasaklanmış fiiller nedeniyle katlanılan giderler ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili giderler niteliğinde olmadığından, bu giderlerin gelir ve kurum kazancından indirilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, rüşvet verme fiili Türk Ceza Kanunu’nun 252’nci maddesinde suç olarak tanımlandığından, rüşvet ve rüşvet ile ilgili her türlü gider, vergiye tabi ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınmayacaktır.

2.13. Finansman Gider Kısıtlaması

6322 sayılı Kanunun 37’nci maddesiyle 1/1/2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere 5520 sayılı Kanunun 11’inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen (i) bendiyle; kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri dışında, kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10'unu aşmamak üzere Cumhurbaşkanınca kararlaştırılan kısmı kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak kabul edilmiştir.

Ayrıca, bu oranı sektörler itibarıyla farklılaştırmaya Cumhurbaşkanı, bendin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır.

Cumhurbaşkanı bu yetkisini 4/2/2021 tarihli ve 31385 sayılı Resmî Gazete ‘de yayımlanan 3/2/2021 tarihli ve 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla kullanmış olup bu Kararda 1/1/2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanmak üzere söz konusu gider ve maliyet unsurlarının %10'unun kurum kazancının tespitinde indiriminin kabul edilmeyeceği düzenlenmiştir.

Dolayısıyla, yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşmış olan kurumlar vergisi mükelleflerinin, aşan kısımla sınırlı olmak üzere, yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10'luk kısmı, kurum kazancının tespitinde KKEG olarak dikkate alınacaktır.

Ayrıca, öz kaynak tutarını aşan yabancı kaynaklara ilişkin olarak faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurlarından, yatırımın maliyetine eklenmiş olan yabancı kaynaklardan doğan gider ve maliyet unsurları ise %10'luk bu kısıtlamaya tabi tutulmayacaktır.

Kanunun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde düzenlenen finansman gider kısıtlaması, yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan kurumlar vergisi mükellefleri hakkında uygulanacaktır.

Ayrıca, finansman gider kısıtlaması uygulamasında, yabancı kaynak ve öz kaynak mukayesesi gerekmekte olduğundan bu düzenleme bilanço esasına tabi mükellefler için geçerli olup işletme hesabı esasına tabi mükellefler bu kapsamda değerlendirilmeyecektir.

-   4632 sayılı Kanun kapsamında faaliyette bulunan emeklilik şirketleri,

-   5411 sayılı Kanun kapsamında faaliyette bulunan Türkiye'de kurulu mevduat bankaları, katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları, yurt dışında kurulu bu nitelikteki kuruluşların Türkiye'deki şubeleri ve finansal holding şirketleri,

-   5684 sayılı Kanun kapsamında faaliyette bulunan sigorta ve reasürans şirketleri,

-   6361 sayılı Kanunun ilgili maddelerinde yer alan sözleşmelere uygun olarak faaliyette bulunan finansal kiralama, faktoring, finansman şirketleri ve tasarruf finansman şirketleri ile

-   6362 sayılı Kanun kapsamında sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunan kurumlar finansman gider kısıtlamasına tabi tutulmayacaklardır.

Gider kısıtlaması kapsamında olup bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri, her bir geçici vergilendirme döneminin son günü itibarıyla finansman gider kısıtlaması öncesi Vergi Usul Kanununa göre çıkaracakları bilanço esas alınmak suretiyle öz kaynak ve yabancı kaynak mukayesesi yaparak finansman gider kısıtlamasına tabi olup olmayacaklarını tespit edeceklerdir.

Yıllık dönemde; hesap dönemi olarak takvim yılını kullanan mükelleflerde 31 Aralık tarihli bilanço, özel hesap dönemini kullanan mükelleflerde ise hesap döneminin son günü itibarıyla çıkarılacak bilanço esas alınacaktır.

Kurumlar Vergisi Kanununun "Kabul edilmeyen indirimler" başlıklı 11’inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde yer alan finansman gider kısıtlamasına ilişkin düzenleme 1/1/2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş olup bu tarihten itibaren (bu tarih dahil) sağlanan finansman hizmetleri veya akdedilen kredi sözleşmeleri nedeniyle oluşan finansman giderleri, 3/2/2021 tarihli ve 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla 1/1/2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemlerine uygulanmak üzere yürürlüğe giren finansman gider kısıtlamasının hesabında dikkate alınacaktır.

Bu nedenle, dönem sonu itibarıyla kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, 1/1/2013 tarihinden itibaren sağlanan yabancı kaynaklara ilişkin olarak mahiyet ve tutar itibarıyla 1/1/2021 tarihinden itibaren kesinleşen gider ve maliyet unsurları gider kısıtlamasına tabi tutulacaktır.

Öte yandan, 1/1/2021 tarihinden önce mahiyet ve tutar itibarıyla kesinleşerek tahakkuk ve dönemsellik ilkeleri gereği 2020 ve önceki yıllarda kurum kazancının tespitinde dikkate alınmış olan finansman giderlerinin finansman gider kısıtlamasına tabi tutulması söz konusu olmayacaktır.

 

3.  Konuya İlişkin Uygulama Örneği

İnşaat malzemeleri ticareti faaliyetinde bulunan (A) A.Ş.’nin 2021 yılı ticari kazancı 1.710.000-TL’dir. İşletmenin 2021 yılında elde ettiği kazanç kapsamında, 160.000-TL iştirak iştirak kazancı ile 4490 sayılı Kanun uyarınca oluşturulan Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemi işletmeciliğinden elde edilen 1.360.000-TL kazancı bulunmakta olup, bu tutara dahildir. Ayrıca kurumun 190.000-TL tutarında mahsup edilecek geçmiş yıl zararı bulunmaktadır.

Kurum cari dönemde, faaliyette bulunduğu ilçe belediyesine 240.000-TL tutarında bağışta bulunmuş ve bu tutarı dönem içinde gider kaydetmiştir. Kurumun cari dönem diğer KKEG tutarı 100.000-TL’dir.

Kurumun 2021 yılı kazancına ilişkin vergileme nasıl olacaktır?

Kurum tarafından yapılan bağışın KVK’nın 10/1-c maddesi uyarınca dönem kurum kazancının %5’ine kadarlık kısmı indirim konusu yapılabilecektir. Söz Konusu %5’lik sınır bulunurken; bağış ve yardımlar düşülmek kaydıyla kurum kazancı tespit edilecek, kanunen kabul edilmeyen giderler eklenecek, zarar mahsubu yapılacak, iştirak kazancı istisnası indirilecek ancak, diğer indirim ve istisnalar düşülmeyecektir.

Bu durumdu kurumun 2021 yılı bağış sınırı;

[Ticari bilanço kârı – (iştirak kazançları istisnası + geçmiş yıl zararları)]

(1.710.000-TL+ 240.000-TL+ 100.000-TL)- (160.000-TL+ 190.000-TL) = 1.700.000-TL

1.700.000-TL X 0,05= 85.000-TL olacaktır.

Kurum tarafından dönem kazancına ilişkin hesaplanacak vergiler aşağıdaki gibi olacaktır.

 

KURUMLAR VERGİSİ MATRAHI

(TL)

(TL)

Kurum Ticari Kazancı

 

1.710.000

- Kanunen Kabul Edilmeyen Gider

Bağış ve yardımlar+KKEG (240.000+100.000)

 

340.000

Toplam

 

2.050.000

İndirim ve İstisnalar

 

1.795.000

- İştirak Kazancı İstisnası

160.000

 

- Gemi İşletmeciliği Kazancı

1.360.000

 

- Geçmiş Yıl Zararı

190.000

 

- Bağış ve Yardımlar  (1.700.000-TL X 0,05=)

[Ticari bilanço kârı – (iştirak kazançları istisnası + geçmiş yıl zararları)]

85.000

 

Safi Kurum Kazancı (Matrah)

 

255.000

Hesaplanacak Kurumlar Vergisi (%25)

 

63.750

Sonraki Döneme Devreden Zarar

 

0

 

4.  Sonuç

5520 sayılı KVK’nın 11.maddesinde, Kurumlar vergisi uygulaması yönünden kurum kazancının tespitinde indirilemeyecek nitelikte olan giderler belirlenmiş olup, bu yazıda söz konusu maddeye göre;

-   Öz sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizlerin,

-   Örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderlerin,

-   Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançların,

-   Her ne şekilde ve ne isimle olursa olsun ayrılan yedek akçelerin,

-   Hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları ile vergi cezaları ve gecikme zamlarının,

-   Menkul kıymetlerin itibari değerlerinin altında ihracından doğan zararların,

-   Bazı taşıtlara ilişkin giderler ve amortismanların,

-   Kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan tazminat giderlerin,

-   Basın yoluyla işlenen fiillerden dolayı ödenen tazminatların,

-   Bazı ürünlere ait ilan ve reklam giderlerin,

-   Kurumların yönetim kurulu başkan ve üyelerine verilen temettü ikramiyelerin ve

-   Kanunen yasaklanmış fiiller nedeniyle katlanılan giderlerin, kurum kazancının tespitinde indirilmesi mümkün değildir.

Ayrıca 6322 sayılı Kanunun 37’nci maddesiyle 1/1/2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere 5520 sayılı Kanunun 1’ inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen (i) bendiyle; kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri dışında, kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10'unu aşmamak üzere Cumhurbaşkanınca kararlaştırılan kısmı kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak kabul edilmiştir.

 

Kaynakça

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun

5727 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun

5411 sayılı Bankacılık Kanunu

1-18 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği

3/2/2021 tarihli ve 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı

Danıştay 4.Dairesi Başkanlığının 25.10.2010 tarih ve Esas No:2008/3758, Karar No:2010/5217 sayılı Kararı

HUD, 2018 Beyanname Düzenleme Kılavuzu, Maliye Hesap Uzmanları Derneği, 2. Cilt, Ankara 2018.

KÜÇÜK, Muzaffer, Kurumların 2018 Kazançlarının Vergilendirilmesi ve Beyanname Düzenleme Kılavuzu, Yaklaşım Yayınları, Ankara, Nisan 2019.

E-Bültenimizi İnceleyin